15
etti i hareketlerdir: ... slam toplumunun "yarat c "
olma sorununa etkisi, bu
toplumun geleneksel bir iktisadi yap ya sahip olmas na çok ba l d r. ehirlerde hakiki
bir kapitalizme geçilemeyi ,...
slam toplumunda yarat c olman n bir di er yolu da gazad r. te bu sahada geni li ine
yarat c olmak mümkündür. slam aleminin s n rlar n geni letmek, talanla
zenginliklerini artt rmak: ... slami toplumda yarat c olman n en ba ar l ekli gazi
olmakt r.
slamiyet te ki isel bunal mlar n her birinin çözülmesi, insan n yaln z toplumla olan
ili kilerini düzenlemesini de il ayn zamanda ilahi varl klarla olan ili kilerini de bir
düzene koymas n sa lar. Bütün bunlar olurken, ki i ayn zamanda ümmete lay k bir
kimse oldu unu da göstermi tir. slamiyet in bu özelli inden söz eden ki ilerin
slamiyet te mühim olan ortodoksi de il, onopraksidir (do ru hareket) sözünden
kas tlar budur. Toplumun ortaya koydu u yap ile bütünle mek, kendili inden, ayn
anda bir dini ba ar kazanmak anlam n almaktad r. Kahramanlar bile, ümmetten
ayr lmad klar için kahraman olabiliyorlar. ... ... Bugün slami toplumlarda fertçili e
kar tak n lan tav r, çok derin katlarda ya amaya devam etmektedir. Cemal
Abdülnas r' n slami sosyalizminin kökleri burada aranmal d r.
K saca din, slam toplumlar nda bir toplum normu düz enleyicisi olarak i ledi i derecede
ki ili in olu umunda da önemli bir rol oynamakta, bat ya nispetle birçok ilave katta ek
ideolojik fonksiyonlar görmektedir.
Gaza
... cihad slamiyet in ba ndan beri slam toplumunun önemli bir yönünü te kil etmi tir.
slamiyet u runa sava mak, slami toplumlarda çok yüksek say lan de erler aras nda
ba ta gelmektedir. Bunun bir yönü, muhteme len kabile içinde, iktisadi kaynaklar n
geçim sa layacak düzeyde olmamas d r.
... Osmanl mparatorlu u, bilhassa bu gibi harpten ba ka geçi vas tas olmayan asker
kümelerinin ak ll ca kullan lmas ndan do an bir yap d r. ... Seyit Battal Gazi, böylece
Arap lardan Türklere intikal eden bi r kahraman haline gelmi tir.
slamiyet in bütün özelliklerini, yani:
a) Toplumun genel hatlar n tan mlay c ,
b) Talimat ve yön verici (normatif)
c) deolojik ve kültürel anlamlar topluma mal edici,
d) Ki inin korunmas n sa lay c ,
e) kincil yap lar n yoklu unda toplumsal seyyaliyet sa lay c ,
fonksiyonlar n n nas l elde edildi ini, tarikatlar n oynad klar rolde görebiliriz.
slam toplumundan s yr labilin bir tek yolu vard r: O da alternatif bir slami toplum
kurmakt r. Sufilik, bunun yollar ndan biri olmu tur.
Sufilik alternatif bir slam alemi olarak resmi slam' n negatif i olarak onunla yan yana
ve iç içe ya am t r.
16
slam' n bir toplum yap s olarak özelliklerini be enmeyenlerin bir alternatif olarak
sufili i kullanmalar ilk defa bir milli duygu meselesi dolay s yla ortaya ç km t r. ...
tepkileri, iili in a r ekillerini veya Haricili i kabul etmelerinde gözükmü tür.
Tarikatlar
Böylece slamiyet yay ld kça onun muhtelif ekillerine tamamen uymay anlar bu
uyumsuzluklar n n cevab n ortodoks slam d nda ki inin ve gruplar n yorumuna aç k
olan gizemcilikte (mistisizm) ve onun örgütlenmi ekli olan Sufilikte bulmu lard r. ...
Sufili in kendi içinde kurumla mas ise tarikatlar n kurulmas na yol açm t r.
Orta Asya Türkleri slamiyet e geçtikleri s ralarda slamiyet in, kendi göçebe yap lar na
uymayan özelliklerini kolayca kabul etmediler. Bilhassa kad n-erkek ayr l , arap
yasa gibi normlar kendilerince kolay benimsenmedi. Orta Asya'dan amanl kla kar k
gelen inançlara en yak n "sufilik"ti. slamiyet le geleneksel Türk yap s aras ndaki bu
uyumsuzluk, Türkler ehirlere yerle tikten sonra kurumla m bir ekil ald . Bir taraftan
ehirdeki seçkinler slam' oldu u gibi kabul ederken, ehir medeniyetinin d nda kalan
Türkmen a iretleri ve bir dereceye kadar seçkinlerden olmayanlar, slam n heterodoks,
sufi eklini tercih ettiler.
Osmanl mparatorlu u'nun kurulu devirleri, slam' n heterodoks eklini kabul
edenlerle sünni slam' her tarafta hükümran k lmak isteyenler aras ndaki çeki melerin
tarihidir bir bak ma.
mparatorlu un kurulu undan sonra geçen y llar, slam' n bu iki görüntüsünün, sünni
slamiyet in ve kurumla m sufili in bir mütareke yapt klar devirdir. ... Bir taraftan
resmi dini yayanlar slam' n Sünni görüntüsünü daha ince bir ekle getirirken, di er
taraftan toplumun muhtelif katlar ndaki kurulu lar n, tarikatlarla ili kileri resmi bir ekil
alm t r. Yeniçeriler, esnaf kurulu lar , belirli tarikatlara ba l d r.
Di er taraftan tarikatlar resmi kurulu larla bir ba lant sa lad klar oranda bir sosyal
seyyaliyet kanal fonksiyonu görmü lerdir.
ki kurum aras nda i birli i, ikisinin de me ru devlet mekanizmas n n bir parças olarak
i görmesinde belirdi. Devletin din ve kültürünü halk kültürüne ba layan bu a , Gibb'e
göre mparatorlu un en önemli yap sal peki tiricisi olmu tur. Böylece bir zamanlar
devlet d nda örgüt1enmelerinden korkulan esnaf te ekkülleri gibi te ekküller de
devlet yap s n n içine girmi tir. Burada dikkate de er nokta, dinsel bir kurulu un
üzerinde kontrol kurmak yolu ile devlet d nda yap sal nitelik kazanmaya e ilimli
unsurlar n böylece kontrol alt na al nm olmalar yd .
...Tarikatlar bir e itim merkezi olarak. resmi uleman n verdikleri dünya görü ünden
farkl bir görü ün sa lanmas n mümkün k lm lard r. Basit halk tabakalar n n ümeraya
ve kap kullar na kar direnmelerini sa lam lar ve toplumsal seyyaliyete set çekildi i
zaman, bunu sa lay c bir rol oynam lard r.
Tarikatlar n, resmi uleman n kuru, do ru yoldan ayr lmayan, k l k rk yararak sonuçlara
varan ö retilerinden ayr ld klar , onlara cazip ekiller verdikleri bilinen bir özelliktir.
Edebiyat, sanat, gizemcilik, bedii ihtiyaçlar n büyük bir k sm tarikatlar taraf ndan