9
törenlerinin cinsel kimlik ve erginli i tan mlay c törenler oldu u, mitoslar n toplumsal
kurumlar için "anayasa"lar temin etti i, art k üzerinde durulmayacak kadar kesinlikle
gösterilmi tir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
D N SOSYOLOJ S AÇISINDAN SLAM
Ara t rd m alan, slamiyet in bugün, Türkiye'de, sokaktaki adam n fikri kal plar n
etkileme mekanizmas d r. Daha uzak bir amac m, bu fikri kal plar ile toplumsal ve
siyasal eylem aras ndaki ba lan bulmakt r.
Her ne kadar slamiyet i, biz bir din olarak tan mlamaya e ilimliysek de, Peygamberin
onu daha çok bir millet olarak tan mlam olmas muhtemeldir. D. S. Margoliouth'un
bu aç klamas , slamiyet in esaslar n anlatmak yolundaki giri imlerin içinde bize belki
en derin görü ü sa layan d r.
... slamiyet in "bir millet" olarak kavramla t r lm olmas n n yap bak m ndan sonuçlar
nelerdir ? Bir sistem olarak slamiyet bu aç dan di er dinsel sistemlerden nas l
ayr lmaktad r ?
lk ba larda slamiyet in toplumsal yap bak m ndan belki en önemli niteli i, kabile
ili kilerinin çok kuvvetli oldu u bir ortamda belirmi olmas d r.
... slamiyet te din, ba tan itibaren Bat 'da önce polis ve daha sonra imparatorluk
yap lar n n yapm oldu u bir görevi üstüne alm t r. ... zira slamiyet, polisin soplara
yapt etkiyi kabilelere yapamam t r. Bunun anlam , kuvvetli bir dinsel inanc n-baz
temel toplumsal yap lar n varolmad klar veya geli medikleri bir ortamda- o toplumsal
yap lar n yapt klar görevi kendi üstüne alabildi idir. slamiyet, bu artlar alt nda
toplumu siyasi planda peki tiren bir "inanç"olmu tu.
Bir toplum yap s , toplumca tan m yap lm (position) mevkilerden ve bu mevkileri
i gal edenlerin mevkileriyle uygun olarak yapmalar n bekledi imiz hareketlerden
meydana gelir. Her mevkii kar layan, bu mevkie uygun hareketlere"rol" ad verilir.
Ö retmen mevkiine giren bir kimsenin ö retmenli i nihayet onun "ö retmence"
hareketlerinden ibarettir.
Yap , her toplum taraf ndan muhtevas tan mlanan, kar l kl etkile im ili kileri olan bu
rollerden meydana gelir. Bu aç dan, yeni bir toplum kurmak, bütün rolleri ve bilhassa
siyasal rolleri i ler halde ortaya ç karmakt r.
Bu ortaya ç karma, ya yeni gruplar n kendilerine toplum içinde yeni mevkiler ay rmalar
ve o mevkileri ve onlar kar layan "rol"leri me rula t rmalar eklinde belirir, ... ya da
bu mevkilerin önemini teorik planda tan mlay p bu ekilde olu an "gedikleri sonradan
doldurmalar eklinde olur.
Ba ka bir ifade ile, slamiyet, esas itibariyle mevcut olan bir ehirsel yap n n üzerine
kurulmu bir yap d r, fakat bu ehirsel yap geli memi oldu undan dinin birle tirici rolü,
burada her zamankinden kuvvetli olmu tur.
10
Gibb e göre,
Ça da Bat tarihinin siyasal bünyelerini olu turan birimler, kökenleri bak m ndan ya
siyasal, ya rkla ilgilidir. Tersine, Do u tarihinde siyasal bünyenin temeli, genel kural
olarak ideolojiktir. Dar anlam yla dinsel olabilecek ya da olamayacak (Konfüçyüs'ün
gelenekçi ahlak gibi) belirli ö retilerin yay lmas ve kabulü ile yeni tür bir toplumsal
düzen geli ir. ...
slami inanc n bu, yap sal-peki tirici rolü dolay s ylad r ki slam dininden -az da olsa-
ayr lanlar slam devletinin d nda kal rlar. Bunlar böylece bir anda hem z nd k hem
toplum d ve hem de devlet d ki iler olurlar. slam' n kendinden ayr lma e ilimi
gösteren küçük dinsel gruplar n ihaneti üzerinde bu kadar sert bir ekilde durmu
olmas , her dinsel grubun, potansiyel olarak yeni bir devlet kurma tehlikesi
getirmesindendir.
Toplum içindeki farkl la man n çok geli medi i durumlarda bu gruplar bir toplanma
ekseni olabiliyorlar. Max Weber bu tipteki gruplar için hierokratik grup (Hierokratischer
Verband) kavram n kullanm t r.
Max Weber'e göre, bir grubu meydana getiren birçok ili kiler içinde, en önemlilerden
biri, hükmetme (herrschaft) ili kisidir. Bu ili kilere
göre kurulan gruplar ise iki, tipten
olabilir: siyasal veya hierokratik. Siyasal grup, düzenini belirli bir yerde özel bir
kadronun fiziki güç tehdidi ve uygulamas yla sürdüren gruptur. hierokratik grup ise,
düzeni sürdürmek için dinsel faydalar da tmak veya geri almak yoluyla ruhsal
(psychic) zora ba vuran gruptur.
Belirli bir grup, grup olu unu bir dereceye kadar dinsel bir grup olmas na borçlu olursa,
bunun toplumsal yap ya aktar lan bir taraf olacakt r. Kuran n günlük ihtiyaçlar ele
almas ve bunlar düzenlemeye çal mas , slamiyet te muamelat n geni li i, yukarda
bahsettiklerimizin yans mas d r.
Dinin slam toplumunda ifa etti i fonksiyonun en soyut ve sembolik, ba ka bir ifade ile
teolojik ekli, müminin kendini Allah'a tüm teslimiyeti fikrinde belirir.
slamiyet Allah' n dolays z idaresi, milletinin üzerine gözlerini diken ilah n
hükümranl d r.... Allah ortak yarar u una çal an en üst kuvvetin ad d r. Böylece
kamu hazinesi 'Allah' n hazinesi', ordu 'Allah' n ordusu' hatta kamu görevlileri bile
'Allah' n memurlar ' d r.
... slamiyet in beraberinde getirdi i bir di er özellik, toplum içinde örgütle nme
ekillerinden baz lar n kabul etmeyi idir. Bunlar Durkheim' n ikincil (secondaire) yap
ad n verdi i kurulu lard r. ... kincil yap yla burada kastedilen, fertle devlet aras nda
kalan baz kurulu lard r. Bunlar hükümdar n ç kard veya nam na ç kar lan kanunlar n
yükümlülüklerinden muaft r. Kendilerine verilen bu ayr cal klara göre bu ah slar ve
gruplar kendi otoritelerinin geçerli oldu u alanlar n s n rlar dahilinde devletin hukuki
yetkilerini kullanabilirler.