Microsoft Word Din ve İdeoloji-Şerif Mardin yk doc



Yüklə 298,18 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/15
tarix26.09.2018
ölçüsü298,18 Kb.
#70540
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15

 

Durkheim, dinin, ki isel de il, toplumsal bir süreç oldu unu iddia etmi ti. Ona göre



Avustralyal lar totem hayvanlar na, gruplar n n birli ini temsil ettikleri için  tap yorlard . 

Totemin kutsall

 bir kere kabul edilince, totemlerin toplulu u olan toplumun da kutsal 

bir varl k oldu u inanc n n temelleri at lm  demekti. Totemlere kar  gösterilen sayg , 

bu itibarla, toplumun gene1 yap s na gösterilen bir sayg y  temsil ediyordu. Dinsel 

eylere kar  sayg , otoriteye kar  hürmetten ba ka bir  ey de ildi.   Dinsel tapman n 

as l nesnesi toplumun kendisidir. 

 

Bütün toplumlarda "büyü" belirli zamanlarda sonuç elde etmek için kullan lan yollardan 



biridir. Fakat büyü kullanan insanlar, ayn  zamanda "büyüsel" olmayan bir sistem de 

kullan rlar. Mesela, açl klar n  tatmin etmek için "büyü  yapmazlar, topra  ekip biçerler 

ve ya murlar n geli i, güne  günlerinin say s  gibi tabiat olaylar na dikkat ederler. Bilim 

öncesi bir bilim sistemi kullan rlar. Bu  artlar içinde, ortaya ç kan sorun, büyünün niçin 

ve nerede, hangi özel hallerde kullan ld d r.  

 

kinci sistemin özelli i, daha önce tarif etti imiz düzenin, bu alemin ötesindeki 



kuvvetlerle bazen bozulabilece ini öngörmesiydi. Malipowski'nin önemli bulu u, yerlinin 

ola anüstü durumlar için ay rd  bu ikinci anlam kategorisi ile, her ampirik sistemde 

ortaya ç kmas  muhtemel "bilinmeyen" faktörünü de bilgisel sistemin içine katm  

oldu unu görmü  olmas d r. Malinowski, bu  ekilde, ilkellerin bilgisel sisteminin bile 

bo luk"lar kabul etmeyen bir sistem oldu unu göstermi ti. Genel bir bilgi sistemi, 

ba lang çtan itibaren, en ilkel seviyede bile, "her ey i izah etmeye çal an bir sistemdir. 

Bir evren modelidir. 

 

Belirli bir faaliyet, onu yapanlar için hayati ise ve ayn  zamanda ba ar   ans  nispeten 



dü ük veya daha çok talihe ba l  ise, bu, faaliyete i tirak edenleri çok yüksek bir 

gerilim içinde tutar ve onlar  bezginli e götürür. Büyünün, ba ar s zl n etkisini ortadan 

kald racak olan bir mekanizma olmas , mü terek moralin yüksek seviyede tutulmas na 

imkan verir. "Büyü"nün bu mo ral bozulmas na mani oldu u derecede de önemli bir 

toplumsal fonksiyonu  mevcuttur.  

 

A. R. Radcliffe-Brown taraf ndan   



Dinler sosyolojisi alan nda önemli bir a ama te kil etmeleri bak m ndan tezinin kendisi 

taraf ndan yap lan özetini hat rda tutmam z gerekir: 

1.  Belirli bir dini anlamak için etkilerini  incelememiz gerekir. Bundan ötürü din 

faaliyet halinde incelenmelidir.  

2.  nsan davran  genellikle duygu ad  verilen zihinsel (mental) e ilimler taraf ndan 

kontrol edildi i veya yönetildi i için, belirli bir dini topluma kat lman n sonucu 

olarak ki ide hangi duygular n geli ti ini bulmak gerekir. 

3.  Din üzerinde yap lan çal malarda, önce, özellikle, din ile ilgili hareketler ve ki isel 

veya toplumsal ayinler incelenmelidir. 

4.  Baz  modern dinler, belirli ö retiler üzerinde dururlar. Dikkatlerini inanç üzerinde 

toplarlar. Bu özellik karma k bir yap ya sahip olan toplumlar n geçirdi i özel 

toplumsal de i melerin bir sonucudur. 

5.  Baz  toplumlarda din ve sosyal yap  aras nda dolays z ve yak n bir ili ki vard r. 

Fakat halk aras nda de i ik dinsel kurulu lar veya mezhep ve "kilise1lerin 

kurulmas  sonucu, ayr  ve ba ms z bir dinsel yap  ortaya ç karsa, bunun tüm 

toplumsal yap  ile olan ilgisi birçok yönden dolayl  ve izlenmesi güç hale gelir. 




 

6.  Genel bir kural olarak... tüm dinler çift y önlü bir ba ml k duygusunu ifade eder 



ve din, toplumsal fonksiyonunu bu dayan ma duygusunu sürekli olarak 

desteklemek yolu ile yapar.  

 

Radcliffe-Brown' n "çift yönlü ba ml l k" hissinden kastetti i, insanlar n kendi 



toplumlar n n dinsel törenlerinden hem bir  ey beklemesi hem de onlardan çekinmesidir. 

Toplumun as l dayan mas n  sa layan, bu bekleme ve çekinmedir. 

 

Din, burada bir "avutma"  eklinde de il, fakat insanlar n içinde ya ad klar  toplumsal 



yap n n genel çizgilerini anlamalar na yarayan bir model olarak beliriyor. Ayn  zamanda 

din, toplumun  eklini destekleyen "duygu"lar yaratt  derecede, toplumun devaml l n  

sa lamaktad r. Marx' n izah n  bir dereceye kadar hat rlatan bölüm, dinin belirli bir 

toplumun mekanizmalar n  devam  ettirmeyi sa layan, ö renilmi  fikri kal plardan biri 

olmas d r. 

 

Kültür 

Toplumsal bilimlerin en kaypak ve anla lmas  en zor kavramlar ndan biri kültürdür. 

 

Önemli olan, belirli bir sepet örme veya evlenme veya hükümranl k veya sava ma 



eklinin toplum içinde nas l herkes taraf ndan bilinen, di er ku aklara da geçirilen bir 

model haline geldi idir. Bunu sa layan, yollar n tümüne "kültür"  den mektedir.  

 

Bu itibarla kültür, hem toplumun sembol haline getirilmi  modellerinin ve hem de 



onlara set çeken 'maddi' imkanlar n tümüdür.  

 

Böylece,  ey ler, kültürün esas unsurlar ndan birincisini, " ey"lerin ili kilerini kuran 



soyut sistem ise ikincisini meydana getirir.  

 

Sembol ki i taraf ndan anla l p, ki i ona göre hareket etti i zaman, buna davran  



diyoruz. Semboller kendi aralar ndaki ili kilere ortak bir  ekil kazand rd klar  zaman 

buna kültür diyoruz.  

 

Johnson,  



"Elle tutulur kutsal  eyleri anlaman n yolu, elle tutulamayan, görünmez do a üstü 

düzenin elle tutulur gözle görülür sembolleri olduklar n  bilmektir. Kutsal  eylere 

dokunabilmek do aüstü düzenin daha canl  olarak tahayyül edilmesine yol açar, 

böylece hesapça ona olan inanc m z  peki tirir. Tanr  ve azizler uzakta görünmez ve 

anlat lamaz  olduklar  halde insan bir ikonu  görebilir, ona mum dikebil ir. Sembollerin 

biçimi, sembolize edilen  eyin biçimiyle ili kilidir. Böylece domuz, bir verimlilik ayininde 

kullan lmak için uygun bir semboldür. Y lan toprak alt nda ya ar ve ölülerin ruhlar  gibi 

çok defa tehlikelidir  

 

... dinin "afyon" fonksiyonu, tekn olojik bir sistemin "afyon" fonksiyonundan farkl  



de ildir. Bütün kültürün, hangi sistem alt nda olursa olsun, kendi kendini devam ettiren 

bir nitelik ta d na bak l rsa içindeki unsurlar n tümü "ideolojik" bir mahiyet 

ta maktad r.  deoloji, Marx' n modelinde oldu u gibi, özel bir "aldatmaca" de il, 

toplumun kendi kendini devam ettirebilmek için içinde bulunan bütün fertlere, ba ka 

ba ka alanlarda oynatt  oyunun kurallar  haline gelmektedir.  



Yüklə 298,18 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə