23
Bat Avupa'da
toplumsal yap , ihtilalleri olu turan ortamd : Jacqueries'ler için köylüler,
Frans z ihtilalinde burjuvazi bu görevi yerine getirmi ti. ... Daha ilkel yap l olduklar için,
köylüler, ba ar lar n burjuvazi kadar iyi kurumsalla t ram yorlard . ... Türk ihtilalleri,
zaferlerin peki tirilmesine meydan veren örgütse l özerkli e sahip de illerdi. Bunun
içindir ki, modernle tirici bürokrasi uzun süre ba ar l oldu. Bu yüzdendir ki, ba ar l asi
ayanlar ya da yeniçeriler, sonunda, arkadan gelen yönetimler taraf ndan, genel bir
umursamazl k ortam içinde ezilebildiler.
mparatorlukta egemen olan kat statü düzeni, insan , siyasal bak mdan hükmedenlerle
hükmedilenler aras ndaki fark n kesin olarak görüldü ü bölümlenmi bir kültür yap s na
haz rlamaktad r. Gerçekten de, Osmanl toplumunun esas ndan yabanc iki kültürden
olu tu u hayli iyi bilinen bir özelli idir. Bunlardan ilkine saray kültürü, di erine de ta ra
kültürü denebilir.
... Osmanl Devleti, toplumsal yap s içinde iki hayat tarz bar nd r yordu. "Yüksek"
kültürle ili kili olarak, ömür boyu me guliyetler halinde sava ve yönetimi, vergiden
muafiyeti, Farsça ve Arapça kelimelerle adamak ll yüklü bir dili ve ortodoks slaml
görüyoruz. Öte yandan, köylü y nlar ve özellikle Türkmen a iretlerine ba l olanlar,
halk Türkçesi konu ur, al veri ve tar m yapar, g rtla na kadar vergilendirilir, yaln z
ilkel teknolojiden yararlan rlard ve heterodoks ak mlarla doluydular.
Ya askeri üstünlüklerini sürdürmek için atl lara güvendikleri için, ya da göçebeler toptan
ehir hayat na geçemedikleri için, yaln zca seçkinler ehir kültürünü benimsediler.
Böylece yarat lan bölünme, seçkinlerin elindeki teknolojiyle, uyruklar n kulland klar
teknoloji aras ndaki ayr l k dolay s yla daha da ilerledi. Kul bürokrasisi, sürekli bir ordu,
hazine, zengin bir edebiyat, Tanr kelam n yorumlayan kitaplar, bütün bunlar Osmanl
seçkinlerine yeni yerle mi ya da yar yerle ik Türklerden çok üstün olduk lar ve onlar
kolayca kullanabilecekleri duygusunu verdi. Gerçekten, medeniyet kavram ( ehirli ya
da uygarl k anlam nda) Osmanl egemen s n f n n kendisi üzerinde besledi i hayalin ve
iddialar n n merkeziydi. Buna kar l k, "Türk" sözü, a iretten olmak anlam n ta d için
kötüleyici bir anlamda kullan l yordu.
Türk devletlerinin kurucular , her zaman merkezile tirmenin ve a iretleri parçalaman n
devletin güvenli i için art oldu unu görmü lerdi.
Fatih Sultan Mehmet'in kurdu u kültürel ortak ya ama ... ba l yd . Onun ve onun baz
haleflerinin, Türk kültürünü - a a
kültürün- sembolik kaynaklar n n amaçlar için
yeterli olmayaca n ve geçmi imparatorluklardan kültürel kaynaklar edinmek zorunda
kalacaklar n anlam olmalar mümkündür.
Robert A Nisbet h s mlar toplumu ile askeri toplum aras ndaki kar tl n ehirleri
merkez olan bürokrasilerle çevre soplar aras ndaki bölünmeyi nas l artt rd n
göstermi tir:
... h s mlar toplumu ile askerler aras ndaki çat ma tarihin kilit çat malar ndan biridir.
H s mlar toplumu, yap s gere i, hücreli olup, toplu ve büyük ölçüde özerk grup aile,
sop ve a iretlerden olu mu tur. Oysa en önceki biçimiyle askeri toplum on a göre
ferdiyetçidir. Komutan n yetkisiyle tek asker aras nda ara hiçbir otorite yoktur, zira
böyle bir otorite komutanl
n hem birli ini hem de gerekli dolays zl n zay flat r. te,
24
askeri buyru un dolays zl , ara gruplar üzerindeki y prat c etkisi dolay s yla toplumsal
ili kilerde bir çe it potansiyel ferdiyetçili e yol açmaktad r.
stanbul dan al nan askerler yeni disiplin k s tlamalar n kolayca kabul ettilerse de
Anadolu'nun köy ve a iretlerinden gelenler bunu kabul edemiyorlard . Bir ço u firar etti.
Güçlü ve yeni e k ya çeteleri kurarak Bat Anadolu ve Balkanlar'da, e raf ve valilerin
ba na musallat oldular.
Demek ki askerleri temsil eden yüksek kültür ile h s ml temsil eden a a kültür
aras ndaki çat mada belli bir kaç n lmazl k vard r. ... Türk sopunun yerle tikten sonra
bile gerçek bir köylü toplumu haline gelemedi i anla l yor. Kültürü, seçkinler
kültürünün bir di er biçimi de ildi. Seçkinlerden çok daha uzak ve Marx' n "Asya Köyü"
tan m na yak nd ; yani, kendine yeten ve ba ka kültürlerden tamamen kopuk, k olayca
yeniden kurulabilen bir birim.
Osmanl bürokrasisinin talihli ya da liyakatli bir faniyi seçip seçkinler aras na sokmak
konusunda bir hayli yetkisi oldu u anla lmaktad r. lem basit olup, insan vergiden
muaf olanlar aras na sokan bir berat n verilmesinden ibaretti. Bu, beratlar n verilip geri
al nmas Osmanl hükümet i lerinin ço unu meydana getiriyordu.
Redfield, köylü kültürünün, gerçekte "yüksek" kültürde rastlanan temalar n bir
yans mas ndan ba ka bir ey olmad na inan yordu.
ehirde kökleri bulunan mahalli e raf, kültürün köylü kaynaklar n küçümsüyordu, zira
e raf olarak bir ayaklar seçkinler s n f ndayd . ... Kaba Türkçe konu mak, avam
s ras na sokulmak demekti. Bu durumda herkesin"yüksek" kültürü edinmeye
çal mas nda a lacak bir ey yoktur. ... imparatorlu un iktisadi gerilemesiyle,
tüccarlar n ço u a a s n flar n bir parças olarak esnafa kat ld lar.
O halde, k saca, yeni bir s n f kimli i yarat rken, mahalli kültür temalar geli tirebilecek
gruplar n önüne devlet geçti i için, "a a " kültür durgun bir halde kald . Ne e raf ne de
esnaf, "a a " kültürü dönü türebilecek yeni edebi biçimler ortaya ç karabildiler. Oysa
Bat 'da, roman n yeni bir sanat biçimi olarak geli mesi, a a kültürdeki kaynaklardan
bu yolda yararlan l p dönü üme u rat lmas sonucuydu. Müzikte, köylü temalar n
i leyen Osmanl Beethoven'lerine ya da Schubert'lerine rastlanamaz. ehrin kültür
arac l yapma imkan güdük kald ve tasavvufa yöneldi. Mahalli yap lar n çerçevesinde
yeniden bir kümelenme genel1e ti i s rada -ayanlar n üstlerine ald klar yeni rol bunun
bir i aretiydi- art k çok geçti. A a kültür burjuva Osmanl kültürünün bir a amas
olamad .
19. yüzy lda devlet bazen ans z n ve bazen yava yava , yard mlar na muhtaç oldu u
zaman tan m oldu u mahalli ayan ve e raftan yüz çevirdi. Mahalli e raf, esnaf ve
köylüler, hayat artlar ndaki büyük ayr l klara ra men, böylece benzer bir kimli e
bürünebilirlerdi: ezilenlerin kimli i. Buna ra men, hepsi de seçkinlerin kültürünü edinip
böylece yönetenlerle özde le meyi özlüyorlard .. Veblen'in sözünü de i tirip denebilir ki,
imparatorlukta seçkin kültür kendisi için de il, fakat güç kaynaklar üzerinde kontrolü
sembolize etti i için ve belki iktidara yol açaca için isteniyordu.