Türk Diyalektlerinin Tasnifi ve “Halaç Dili Grubu” Meselesi
213
Türkçesinde de
kuş kelimesi, serçe de dahil olmak üzere bu türe ait olan bütün hayvanların adını
bildirmek için kullanılmaktadır.
Çağdaş Azerbaycan Türkçesinde kullanılmayan “eski Halaç dili” söz varlığını oluşturan
kelimelerin sayısını artırmak mümkündür. Örneğin:
éré “keçi”, kükaçik “güvercin”, sıbı “sabah”, éşik
“kapı”, késik “kıyafet”, buz “soğuk”, éné “aşağı”, ilger “ileri”, hikmek “ekmek” vs.
Elbette ki beş on kelimeyi temel alarak müstakil bir dil grubu oluşturmak mümkün değildir.
Ayrıca bu kelimelerin diğer Türk diyalektlerinde kullanılmadığı da iddia edilemez.
Bu kelimelerin büyük bir kısmı, eski ve çağdaş Türk dilinde (ve abidelerinde) ya olduğu gibi, ya
da küçük fonetik değişikliklerle uğramış şekilleriyle kullanılmıştır.
Örneğin, béré (véré “kurt”) kelimesini alalım. Bu kelime çağdaş Kıpçak grubu dillerinde
böré//böri//börü şeklinde kullanılmaktadır.
Bu kelime, aynı zamanda, Kaşgarlı Mahmut’un “Divan”ında, Balasagunlu Yusuf’un “Kutadgu
Bilig”inde ve diğer eserlerde de kullanılmıştır.
15
Éné “aşağı”, éşik “kapı” ve
ilger “ileri” kelimelerini de bu ve diğer Türk diyalektlerinde
görmek mümkündür.
G. Doerfer Halaç arazisinde konuşulan dili, eski müstakil bir
Türk dili olarak kabul ederken, daha
çok bu “dilde” kendini gösteren özel fonetik hususiyetleri esas almıştır. Fakat Doerfer’in esas aldığı bu
fonetik farklılıkların hepsi, Azerbaycan Türkçesinin diyalekt ve şivelerinde kolaylıkla görülebilir (bu
özellikleri diğer Türk diyalektlerinde de görmek mümkündür).
Doerfer, her şeyden evvel, kelime başında
h ünsüzünün varlığını esas alır. Örneğin:
huçak
“ocak”, hénlih “enli”, hurak “orak”, hadak “ayak”, hot “od”, hay “ay”, hév “ev”, hüzüm “üzüm”,
hagaç “ağaç” vs.
Bilindiği gibi, zamanımıza kadar gelen en eski yazılı Türk abidelerinde
h ünsüzü ile başlayan bir
kelime görülmemiştir. Daha sonraları Türk dilinde kelime başında
h ünsüzünün ortaya çıkması ise, Arap,
Fars, Moğol ve Mançu-Tunguz dillerinin etkisine yorulur.
G. Doerfer ise
h ünsüzünün hiçbir tesir ile ortaya çıkmadığını iddia eder ve artık
Orhun Yenisey
abidelerinin dilinde kaybolmuş olan
h ünsüzü burada korunmuştur, der.
Doerfer’in burada ileri sürdüğü iddiaların gerçek dil malzemeleri ile uyuşmaması bir yana, onun
kendi fikirleri arasında bile zıtlık vardır. Müellif, Halaççayı Kaşgarlı Mahmut’un incelemeye çalıştığı
Argucanın zamanımıza kadar gelen bir kolu olarak kabul eder.
16
Eğer böyle ise, Kaşgarlı Mahmut’un
Argucadaki
h ünsüzünü farketmemiş olmamasını ne ile izah etmek gerekir?! Doerfer, Argucadaki bu
fonetik hususiyetin tarihi varlığını ve daha sonra kaybolup gitmesini neye dayanarak iddia ediyor?!
Bizce kelime başında
h ünsüzünün varlığı, Halaççanın ya da başka
bir dilin arkaik olduğunu
göstermez.
Azerbaycan Türkçesinde öz Türkçe kelimelerin başında
h ünsüzünün sıkça kullanıldığı
görülebilir. Örneğin:
hürmek, him, hörmek, haçan, hürkek, hay-huy, hönkürtü, hönkür-hönkür vs.
15
Bkz.
Drevnetyurkskiy Slovar, Leningrad 1969, s.118.
16
Gerhard Doerfer, “Halaçça – Orta İranda Arkaik Bir Türk Dili”,
Belleten Cilt CCCIV, Ankara 1970, s.52.
Ferhat Zeynalov
214
Çağdaş Özbek Türkçesinde de bu özellik belirgin bir şekilde kendini gösterir. Örneğin:
Hül
“nem”, hüllik “nemlik”, håy-håy “hay huy”, hårgin “yorgun”, hükiz “öküz”, hüngrä- “hönkür-”, hüplä-
vs.
Azerbaycan Türkçesinin diyalekt ve şivelerinde (ve diğer Türk diyalektlerinde de) kelime başında
h ünsüzünün kullanılması oldukça yaygındır. Bu hiçbir şekilde Arap, Fars ve Moğol dillerinin etkisine
bağlanamaz.
Örneklere bakalım:
Hasand, hindi, helbet, hel-helbet, haftobuz, hele, héle
17
; haftamobil, hefték,
hacar
18
; hasant//hasan, açar hindi, haraba, helbetde, heyle//hayle, hakuşga vs.
19
h ünsüzü, Azerbaycan Türkçesinin
Zagatala-Gah şivesinde, “
o” işaret zamirinde bile türetilir.
Örneğin:
Hona, honi, honda, hondan
20
.
Çağdaş Türk edebi dillerinde
h ünsüzü ile başlayan kelimelerin büyük bir kısmı Arap ve Fars
kökenlidir. Fakat bu dillerde Türkçe kökenli sözlerin başında da
h ünsüzü görülür.
Çağdaş Türkiye Türkçesinde
x ünsüzü olmadığından diğer Türk diyalektlerinde
x ünsüzü ile
verilen kelimeler,
h ile gösterilir. Bu durum kendini Azerbaycan Türkçesinin
Ordubad diyalektinin Hüs-
Hüs şivesinde de gösterir.
Örneğin:
Hurcun, hiyar, heste, helbir, hain, hezel, hala, hurşid vs. Çağdaş Gagauz Türkçesinde
de kelime başında
h sesinin türetildiği görülür. Örneğin:
Hadét “adet”, hayğır “aygır”, hambar “anbar”, harap “Arap”, harmut “armut”, haşça “para”,
haşkana “yemekhane”, héllézé “yelpaze” vs.
21
Çağdaş Türkmen Türkçesinde ise bunun tersini görürüz. Türkmen Türkçesinde
h ünsüzü
olmadığından, diğer Türk diyalektlerinde
h ile olan kelimeler burada
x ünsüzü ile gösterilir. Örneğin:
Xekim, xuş, xuşsuz, xéréxét vs.
Fakat Türkmen Türkçesinin diyalekt ve şivelerinde
h ünsüzü ile başlayan pek çok kelime vardır.
Örn.:
Hérinmék, höylé, hövünmék, hö:l (nem), höylé, hürmék, hövéz, hölüm, hömür
22
vs.
G. Doerfer, çağdaş Türk diyalektlerinde bugün kelime başında
görülen h ünsüzünün Moğol devri
ile ilgili olduğunu savunur. Fakat mukayeseler, müellifin kendinin verdiği örneklerin mukayesesi, bunun
aksini ispat ediyor. Öyle ki Doerfer’in Moğol meşneli kabul ettiği sözlerin hiçbirisi Moğol dilinde
h sesi
taşımaz.
Halaççayı en eski Türk dili olarak kabul ederken G. Doerfer, en çok kelime ortasında bazen
d
ünsüzünün korunduğu üzerinde durur. Hatta Doerfer, yalnızca bu özelliğin bile
Halaç dili grubunu
oluşturmak için yeterli olduğunu iddia eder. Örneğin:
adak, gudrug.
17
M. A. Şireliyev,
Bakı Diyalekti, Bakı 1957, s. 22.
18
Azerbaycan Dilinin Muğan Grupu Şiveleri, Bakı 1955, s. 64.
19
Bkz.
Nahçıvan MSSR-in Dialekt ve Şiveleri, Bakı 1962, s. 55.
20
Agm.
21
N. K. Dimitriyev,
Vstavka i Vpadeniye Glasnıh i Soglasnıh v Tyurkskih Yazıkah, İssledovaniya po Sravnitelnoy
Grammatike Tyurskih Yazıkov, I, Moskova 1955, s. 286.
22
A. Annanurov, R.
Berdiyev, N. Durdıyev, K. Şamırdov,
Türkmen Dilinin Ersarı Dilalekti, Aşkabat 1972, s. 73.