Erdoğan Altınkaynak
18
horluktur. İnşa’llahu Te’alâ tüm Müslümanlar’a yardım edip; yoldaş olup peygamberimiz Muhammed Mustafa Salla’llahû
‘aleyhi ve sellem’in şefa’atinden (af için, bağış için aracılığından nasip) kıl hepimizi.
(41v) Muhammet’e
Mekke şehrinde
peygamberlik geldikden sonra on iki yıl durup Medine’ye hicret (göç) ermiştir ve Medine’de de on üç yıl ‘ömr geçirip vefat
etmiştir. (
42r) Cenibek Han’ın zamanında isa’nın oğlu Amet’in destanının beyanında bir bölüm: Günlerden bir gün hazret-i
Cenibek Han kuş sürüsüne av avlamaya çıktı. Cenibek Han’ın eşi Taydıvlı Hânışımızın ayı, günü yetişmişti, yaklaşmıştı. Han
söyladi. Ay hânış,hatun! Ben avdan geri dönüp gelmeden;
oğlan da doğsa, eğer kız oğlan olsa öldür. Eğer erkek oğlan olsa
bulunduğun yerden seni seven kişiyi sevinç dilemeye gönder dedi. Eğer kız oğlan doğurup öldürmesen; ben seni öldürürüm dedi.
Han ava gittikten sonra Taydıvlı hatun’nun gözü parladı. Tanrı Tealâ’nın fermanı ile bir kız oğlan doğdu. Kızı öldürmedi. Büyük
oğlu Berdibeg’e gönderdi. Büyük oğlu Berdibeg kızı besledi, büyüttü. Ondan sonra hanın kendisine adam göndermedi. Hana
karşı adam varmadı Cenibek Han kız doğduğunu anladı. Gelip saraya indi, sordu. Ay bakıcılar! Öldürdü mü diye. Bilenler
söylediler. Öldürmemiş olacak dedi. Han saraya geldi. Taydıvlı Hânış karşı çıktı. Han da ile attı, vücuduna değdi. Han inanmadı
Hânış, dokuz sultanın annesi idi. Oğlanların
öfkesi gelip, babalarına söz söylediler. Oğul gerek olsa dokuz oğlun var. Bir de kızı
sen ne kadar çok görürsün dediler (
42v) ondan sonra han öfkelenip kızı öldürmeye adam gönderdi. Taytıvlı’nın iki yetişkin adı
var idi. Birinin adı Aşkıça denilen, birisinin adı Tobukçak denilendi. Bu iki atını hazırlayıp kızı kaçırsın diye adam gönderdi.
Berdibeg’e haber ulaştı. Kızı alıp kaçtı. Bir yere varıp mekan tuttu. Cenibeg Han’ın bu işine halkın gönlü kötü oldu. Oğlanlarını
kovmaya başladı diye söyler idiler. Han halkının gönlünün kötü olduğunu bilip, bir gün söyledi ki: Kim benim oğlumu getirse,
kızımı ona veririm dedi. O zaman İsa’nın oğlu Amet söyledi: Ay hanım! Lütuf bahşetmiş olsan, ben getiririm dedi. Han söyledi.
İyi öyle (
43r) ile o gelir. Sen onun ile ip yumağı oynamış olup; parmağını bağlayacaksın ve zinciri vuracaksın dedi. Ben şuraya
gelip
öldüreyim dedi, akşam oldu. Berdibeg geldi. Bir saat olur idi; zinciri vurdu. Amet Bey’in bir kulu var idi. o kuluna kılıç
verdi. Berdibeg’i sen kılıç ile vur; ama kılıcın yüzü, önü ile vurma dedi. Kulu yürüyüp gitti. Berdibeg’i kılıcın sırtı, arkası ile
vurdu. Berdibeg öfkelenip hay bu nasıl iştir deyince; ondan sonra Amet’in kendi yürüyüp vardı. Kulunun elinden kılıcı çekip
aldı, kulunu öldürdü. Ondan sonra gelip karısını da öldürdü, o yaşlı kadını da öldürdü.
(43v) Ondan sonra Sultan Berdibeg’e
söyledi. Almış olduğun kadına böyle bir işi yaptı, başkaları ne yapmaz dedi. Gel, hana geri dönelim dedi. O zamana o Berdibeg’e
söyledi. İyi öyle olsun dedi. Geri döndüler. Amet ile Berdibeg’in kendileri ileri geldiler. Han karşılarına çıktı. Mıngal Bey’in
evine ulaştılar, şarap içtiler. Han sarhoş olup yattı. Mıngal Bey’in Temir adlı bir adlı var idi. Hiç kimsenin görmüşlüğü yok idi.
Han yalnız yatıyordu. Mıngal’ın oğlu Temir geldi. Güzel kişi idi. İçinden, gönlünden söyledi. Benim kızıma değer, layık ermiş
dedi. O oğul ayağa kalkıp hürmet etti. Amet ayağa kalktı, söyledi. Yakışır mı beyler, yakışır mı? Bunca devlet var olsa;Arap
yetişmenin,beslemenin ayağına ipek ulaşır mı?Demir eğentaş atan İsa’nın oğlu Ahmet’in varlığında, Mıngal’ın oğlu Temir’e
kızını vermek yakışır mı, uygun mu? dedi. Kırk hizmetçiyi seçip Kırım’a gitti. Kırım’dan kul istedi, diledi. Kırım Müslüman’a
asker vermedi. Hünkâr’a vardı. O da göndermedi. Ondan sonra Kızıl başa (İran’a) gitti, vardı. Kızıl baş Kırım’dan
korkup oda
vermedi. Geri dönüp vilayet içine casus gönderdi. Han ava çıktığında kızını alıp kaçtı.
(43v) Züye Dağı’na varıp, İdil boğazında
durdu. Şimdi ona Kız Dağı derler. Han avdan dönüp geldi. Amet’in kızını alıp kaçtığını öğrendi. Nereye gideceğini bilmedi. İki
yıldan sonra haberi geldi. Kız hamile imiş; ayı günü olmuş. Durumu varan, giden kişi alır idi dedi ise; han askeri gönderdi. Üç
yüz kişi ile Alaçın Alav’ı yüzbaşı edip gönderdi. Yaz günü idi. Amet büyük dağın başında oturup durur idi. Kız onu uzaktan
bakıp gördü. Birkaç kişi gelip yürür. Yedi atlı insandır. Arkasında bilmediğin kadar ok torbası, bilmediğim kişiler vardır dedi. Bir
zaman olmuş idi. Amet’in kendi de gördü. Alaçın Alav’dır, handan gelip duran düşman imiş dedi. O zaman da oğlan doğmuş idi.
Beşiği ile alıp gitmediler. Bir ağaç budağına oturtup gittiler. Koyunun kuyruğunun yağını oğlanın ağzına tutturdu. Tanrı’ya teslip
edip
(44r) Vuruşmak için karşı karşıya geldiler. Alaçın Alav avlayıp gelip yetişti. Atı attı, eğerini arka semerini vurdu. Amet
söyledi. Ant, Şart
eden dost idin, cana kast oldun. Atan öyle atmaz, böyle atar diye Arap atının tarafına attı, yatıp kaldı. Yine
diğer Arap atına binip geldi ve attı. Atın yelesini yanına alıp düştü. Amet bile Arap atın tarafına attı, yine yaptı kaldı. Alaçın Alav
Bir beyaz ata binip yetişti. Ok torbasındaki okunu keserek attı. Amet baktı, ya dahası varmış; gelip atının omurgasını keserek attı,
at yıkıldı. Alaçın Alav atın üstüne düştü. Amet kılıcını dışarıya çekip üstüne geldi. Alaçın Alav söyledi. Ay Amet Dost! Bir kaşık
kanımı diliyorum, yeminimi yazmıştım. Kendime geldi dedi. Amet söyledi. Ne görsen onu söyleyeceksin dedi. İdil başına çıktı.
İdil’in başında yer, yurt tuttular. Cenibek Han öldükten sonra Berdibeg’e gelip eklediler. Hanım yarım yurduna hükmetti, ona
hâkim oldu. O zaman Aç Tarhan’da Temir Kutlu Han var idi. Oğlu, kızı yok idi. O zaman da Aç Tarhan’da direk, kiriş
boşaltmaya giden kişiler, o oğlanı Bularak alıp geldiler. Altın beşikli kişi, yürekli, asil kişinin çocuğu olduğunu bilip sultana alıp
geldiler. Sultan alıp besledi, büyüttü oğlan
erkekliğe eriştilten sonra, Aç Tarhan içinde haydut olmaya başladı. İnsanlar bu oğlana
kızıp sevmez oldular. Halk oğlu toplanıp gelip hana söylediler. Ay Hanım! Bizi sevsen bizi tut, onu sevsen onu tut dediler. Han
söyledi. Bu tek bir oğlan ne olur? Bana halkım gereklidir dedi. O oğlanı salda alıp getirdikleri için (adını Salçı koymuş atamış)
idi.Yine günlerden bir gün Saçlı orduya vardı. İçkili yemekli yerde
(44v) oyunlar öğrendi. Kopuz, tabura gibi oyunlar öğrendi.
Her kim ile söze girişip konuşur olsa; babasız, anasız diye söyler olsalar, o konuşur idi. Aksaray’da taşçıyım, Ak İdil’de
Salcıyım, Aç Tarhan’da bayrakçıyım. babamı sorsanız bilgisiz, annemi sorsanız nikahsız. Kendim ise
seçkin doğduktan sonra
aslımı sorup ne yaparsınız der idi. Şimdi Salçı, Cenibek Han’ın kızından doğan oğuldur. Hanlara düşman oldular. İsa’nın oğlu
Amet’in oğludur. Vallâhü (Allah’a yemin olsun ki; her şeyi en iyi bilen odur).
(45r) İdige Bey’in destanının beyânından bir
bölüm. Razıy’allâhi ’aleyhi ve ‘alâ alihi ve ashâbihi(Allah onların hepsinden razı olsun. Allah’ın rızası onların üzerine, yüce
âlilerinin ve ashabının üzerine olsun). İcma’in ba’da verâretü’l-müşâretve ba’da anvaru’l-mu’ârif hususan ‘alil’l-imam (Allah
onların cemisinden(hepsinden) sonra işaret eden yol gösteren müşterilerden ve bundan sonra alimlerin nurdan hususyla
imamlardan razı olsun). Hazret-i Emirü’l-müminin ve imamü’l-müslimin Ebu Bekr as-sadık as-sadak azzı (Müminlerin emri ve
Müslümanları imamı olan Hz. Ebubekir doğruların en doğrulayıcısıdır.) huv hâlife-i rusûlu ‘llâh sellam fi külnâib-i en şeceret
evvel babası emirü’l-müminin (o, Resulullah Sellalahu aleyhi vesellemin ve bütün emirlerin yardımcısıdır evvel bütün soyların
babası ve müminlerin emiridir). Ebu Bekr as-sadık râziya’llâhi ‘aleyhinin dört oğlu var idi. İkisinden küçük ve birisinden büyük
olanın adı Muhammed. Şâm şehrinde padişah idi.Onun oğlu Sulaan Ka’b idi. O da Şâm’da padişah oldu.
Onun oğlu Sultan
Hermez idi, o Mısır’da padişah oldu. Onun oğlu Sultan Hâlit idi, o Mısır’da padişah oldu. Onun oğlu Sultan Velid idi, o da