Microsoft Word içindekiler doc



Yüklə 2,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/110
tarix28.08.2018
ölçüsü2,39 Mb.
#65015
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   110

Cengiznâme Hakkında Bazı Değerlendirmeler 
17 
minareden inip Samet Han’ın karşısına geldi ve söyledi. Ay Hanım! Savaşmaya izinyoktur. Hazret-i Hoca Hızır ‘aleyhisselâm 
onun ordusu ile birliktedir. Tanrı Tealâ’nın hükmüne boyun eğmek gerektir. Kapılarını açtır dediğinde o han ve Baraç halkı 
ağlaştılar ve de söylediler. Ne yapmak gerek? Hak Sübhanehü ve Tealâ’nın hülmüne bıyun eğmek gerek diyerek şehrin (37v) 
bütün kapılarını açtılar. Kahramanları  bıraktılar, savaşmadılar. Ondan Hazret-i Mir Temir ordusu ile şehre indi; halkı  kırdı, 
mahvetti. Ama orada Aksak Temir geceleyin kendisini casus yapıp; şeklini, kılığını değiştirip insanların içine girip öğrenmeye, 
bilmeye yürür idi ve söyler idi. Ay insanlar! Bu haydutluk, bu felaket bizlere kimdendir diye sorar idi. O zaman o oturanlar şöyle 
söyleyecek olsalar: Bizi Aksak Temir vahvetti, onu kötülüğünden mahvolduk, gittik diyen kişileri, ertesi gün bütün soyu, 
akrabası ile yok eder, mahveder idi. Her kim günahını kendinden bilip söyler olsa; bu felaket kendi kötülüğümüzden bize geldi 
diye; onu soyu ile öldürmeden talan etmeden gönderir idi bir söz: gecelerden bir gece Hazret-i Aksak Temir casus olup Baraç 
halkının arasına girdi ve söyledi: Ay Baraç! bu bela sizlere nereden geldi? Orada onlar söylediler. kimden geldiğini bilmezmisin? 
O katil, cani Aksak Temir geldi bizi mahvetti dediler. Orada o gece, o vakit içinde; orada bir büyük beyin akıllı, dul kalmış karısı 
var idi. O söyledi. Ay yiğitler! Bu işleri, felaketleri kendi günahımızın kötülüğünden bilelim. Yoksa o Aksak Temir bize ne yapar 
idi, Tanrı’nın hükmü olmasa idi dedi. O kadının kocası Çadaş Bey denilen idi. O Aksak Temir gelmeden önce ölmüş idi. O (39r) 
Çadaş Bey’in iki oğlu var idi. Birisi İnsan, ikincisi İhsan denilendi. O gecenin ertesi günü Aksak Temir o kadını oğlanları ile 
karşısına aldırdı. Bunlar ne iş için aldırıldıklarını bilmeden bizleri öldürtür diye ağlaşıp geldiler. O zaman Aksak Temir o dul 
kadına söyledi. Sen günahını kendinden bilirsin. Her iş bizim kendi kötülüğümüzden diye söylersin. Şimdi bu günden sonra seni; 
bütün oğlun, kızın, kardeşlerin ile bağışladı. Her nereyi sevseniz o tarafa gideceksiniz dedi, kendi de bütün askerini haber 
gönderdi. Bu insanlara dokunmasınlar, malını talan etmesinler, çalmasınlar, hiçbir şeye zarar vermesinler diye. O felaketi, günahı 
kendinden bilmiş oldukları için bütün oğlu, kızı, kardeşleri ile bağışlayıp gönderdi. Ondan sonra o İnsan ve İhsan beylerin ikisi 
birleşip göçmeye niyet ettiler. İnsan Bey söyledi. Ay annem! Ben büyük İdil’in üç tarafına dağ yerine giderim. Orada yer, yurt 
tutarım. Onun için ki o yer her yerden sağlam yerdir dedi. Anneside onun sözünü benimseyip, kabul etti. Ama küçük erkek 
kardeşi İhsan Bey’i o tarafa varmaya yanaşmadı. Babalarının eski yurdu Zey’e giderim, orada yer, yurt tutarım dedi. İnsan Bey, 
ben o yere gelemem diye ayrıldı. Dağ tarafına gitti. Annesi de onun ile birlikte gitti. Oraya varıp Gübne denilen suyun boyunda 
yer tuttu. Damgaları kuşa zincir vuranları Baraç’tır. (39v) Şimdi sözü baştan söyleyelim. O Hazre-i Aksak Temir, Bulgar harâp 
ettikten sonra, Moskova tarafına gitti. Orada askeri ile varıp Uladimür(Vilademir) denilen gavur kalesine ulaştı. Savaş yapmaya 
niyet kıldı. Gâvûr da askerini o kalesine topladı. Hazret-i Aksak Temir’in varmış olduğu o zamanda kâfir Urus(Rus) gâvurunun 
hanı Mihayla adında idi. Hazret-i Mir Temir’in şehirler alıp harâp ettiği haberleri o gâvura da ulaşmıştı. Çok büyük korkuda idi. 
Hazret-i Mir Temir gâvurun sınır kalesi Uladimür’e yetişmişti: Hazret-i Hoca Hızır ‘aleyhisselâm gelip Aksak Temir’e söyledi. 
Bu kâfir ile vuruşmaya; verilen zaman va’de yetmeyecektir diye haber verdi. Ama bu kâfire kerâmetini, ihsanını göster dediğinde 
Aksak Temir o zaman ayağa kalkıp üç taş ile kâfirler tarafına attı. Hak Tealâ’nın kudreti ile o taşlanan taş varıp kâfirin taş 
manastırı yakarak geçip, bir toprak yere varıp düştü taşın düştüğü yer su oldu ondan sonra kâfirlerin korku ve heyecandan ağzı 
tutldu. Korkudan vücutlarunda kan kalmadı. Ondan sonra Hazret-i Mir Temir savaşmadı. Va’de yetmediği için askeri ile geri 
döndüler. Geri dönüp Buhara şehrine gitmeye yöneldiler. Gelip yürürken kayalık yerlerinde Ahmet Samet denilen göçebe iki 
hana haber ulaştı. Aksak Temir gelmektedir diye. Kısrak hazırlayıp, halkını toplayıp hangi tarafa göçelim diye ortaklık yaptı, 
sordu. Orada o halk ikiyüzlülük yapıp bir çok atını övdü, bir çok köpeğini övdü, bir çok almış olduğu kadını (40r) övdü. Pişen et 
yemek yapıldı; ortak bulmadı. Halk oğlu dağıldı. Kinçe denilen fazlaca ağlayıp söyledi. Ay hainler, kaltaklar! Belki insan 
oldukça kendi soyu bir kırk kişi olsaydı; mutlaka bir iş yapardık. Ay hainler, kaltaklar! Bu nei ştir? Akıllılar bilirler, akılsızlar 
gülerler. Birleşmek için toplandılar. Kaltak bu ne iş? Birçok atını över, birçok köpeğini över, birçok kadınını över; ortaklık 
olmaz. Halk oğlu dağılır, yemeğini yer kaçar, gider. Mutlaka bizim mahvolmamıza sebeptir. Bize felaket yakındır diye ağlar idi. 
O zaman Kinçe denilen kimse söyler. Ay arkadaşlar! Halk oğlu eğer buradan göçesiniz. Burada kalsanız Koy suyunun başında 
Ulu Oba’da birleşin. Biz o tarafa göçelim diye söyler idi. O zaman birçok atının beyaz köpüğünü geçip, çaba gösterip, 
heyecanlanıp, bağırarak seslenin dedi. Hay hanım! Düşman yetişti. Aksak Temir buraya gelip yürür diye haber saldığında, han 
önce kendisini göçer olduğunda; Yassı Kamış’ta otururum diye halka haber saldı, han göçtü, kaçtı. Han ile halk da kaçtı. Bir söz: 
Kaçıp vardıklarında bir yaşlı kadının semeri, terkisi döndü. Ardından bakınca yaşlı kadının başlığı düştü. Orada bir avlık taya 
binen oğlan gelip durur idi. Kuşağında, kemerinde ipi, eyerinde derisi var idi. Bu yaşlı kadının başlığını alıp vereyim deyince 
eyeri kaydı, tay korktu, at ürktü diğer taya vurdu, diğer ata çarptı. Diğer bilmeyenler, düşman yetişti diye halk oğlu ürküp 
yaralandılar (40v) Tekme tarafına yöneldiler. Orada Aksak Temir’in askeri yetişip hanı, halkı tuttu; kuşattı, sabit tuttu. Ölen öldü, 
kaçan kaçtı. O zaman Aksak Temir’in kendisi de vilayetine yetşip, hanı kendi önüne aldırdı ve söyledi. Ay Amet Samet, kendini 
cehennem ateşinden kurtarıp başınızı kılıçtan aman kılınız, Müslüman olunuz diye nasihat verdi. Onlar da rica ettiler. Ay Aksak 
Temir! Eğer biz Müslüman olsak, bize halkımızı verir misin? dediler. O zaman Aksak Temir söyledi. Eğer gerçek Müslüman 
olsanız; lâ-ilâhe illa’llah Muhammed resûlu’llâh (Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed onun resûlu ve elçisidir) diye iman 
getirseniz, Tanrı Teala’yı kabul edip, peygamberleri hak bilip bir günde beş vakit namaz kılıp bir yılda otuz gün oruç tutup, 
cenabetten dolayı gûsul abdesti alıp; malınızdan zekat verip, eğer gücünüz yetse Ka’be’ye varıp tavaf kılsanız; şeytanı taşlayıp 
gerçek Müslüman olsanız, kendinize de, halkınıza da dokunmam diye söylediğinde; onların tamamı Müslüman oldular. Hazret-i 
Aksak Temir onları  İslam dinini öğretti. Bir iki yıl o göçebe halk (40v) arasında durdu. Müslümanlık dinin hepsini bildirdi. 
Ondan sonra kendi de diğer askeri ile vedalaşıp, esenleşip oradan gittiler. Bunlar Müslüman olup burada kaldılar. Her yıl bir yere 
göçer idiler. Bir sözi o Hazret-i Aksak Temir oradan ilerleyip yürüyerek Buhara şehrine geldi. Onu da aldı. Taşkent’i ve 
Yarkent’i de aldı. O vilayetleri kendine bağladı. Ondan sonra Semerkant şehrine vardılar. Onu da aldı. Ama kendisinin ömrünün 
sonu orada oldu. Hak Tealâ’nın hükmü yetişip, Hazret-i Aksak Temir işte bu (41r) fani dünyadan göçtü, öldü. Rahmetu’llahi 
‘aleyhi rahmeti vasi’ati kalu innâ’lillahi ve innâ ‘ileyhi racu’un. Ondan sonra Aksak Temir’in mezarı üstüne taş yapı kondurdular. 
Başındaki cüppesini; altından, gümüşten yaptılar. Kıyamet geçene dek onun destanı halk arasında söylene kalsın. Halk ondan 
ibret alsın diye işte bu destanı yazdık. Umudumuz odur ki okuyucu, dinleyici du’a edip fatiha ile ansınlar. Fani dünyaya gururla 
meşgul olup Hak Sübhânehü ve Tealâ’nın emrinden yüz çevirip mahrum, şaşırmış olmayınız. Katılık, sertlik zarardır. Büyüklük 


Yüklə 2,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə