59
Eliminasyon ve birikim:
Birikim, ilacın eliminasyonu azaldığında ortaya çıkmaktadır. İlk olarak plazmadan
temizlenmesi iki şekilde olmaktadır: Dağılım (distribüsyon) ve atılım (eliminasyon). Birikici
özelliği yoktur, plazma protinlerine % 30 oranında bağlanır. İlacın büyük bir kısmı
hepatobiliyer yol ile elimine olmaktadır. Böbrek atılımı % 10 kadardır. Roküronyumun
metabolitleri 17-desasetilroküronyum ve 16-Ndesasetilroküronyumdur ve bunlar
farmakodinamik açıdan aktif değildir. Böbrek fonksiyon bozukluğunda, roküronyumun
plazma klirensi değişmemekte, dağılım hacmi ve yarılanma ömrü artmaktadır. Bunun sonucu
etki süresi uzayabilir
(34,36)
.
Anestezi yönteminin etkileri:
Değişik anestezik tekniklerde roküronyumun farmakokinetiği farklılık gösterir. Entübasyonda
0.6 mg/kg roküronyum kullanılarak TİVA(Total İntravenöz Anestezi) ile volatil anestezik
verilen gruplar karşılaştırıldığında gruplar arasında farmakokinetik açıdan herhangi bir fark
görülmediği, 12 saatlik idrarda çıkan roküronyum miktarının verilen dozun % 16’sı olduğu
tespit edilmiş. Bu da roküronyumun farmakokinetiğinin anestezi tekniğinden etkilenmediğini
göstermektedir
(34,37,38,36)
. İsofluran ile roküronyumun nöromüsküler blok etkisinin artırılması,
kasın gevşeticiye sensivitesinin artırmak esasına dayanır
(35)
.
Yaşın etkileri:
Yaşın ilerlemesi ile vücut sıvısındaki azalma (özellikle ekstraselüler hacim azalması) ve
fonksiyonel organların yetersizliği sonucu roküronyumun farmakokinetiği etkilenir ve ilacın
eliminasyonu yaş artıkça azalır
(30,37,39)
. Neonatal ve infantlarda dağılım hacmi artar ve plazma
klirensi azalır, bunun sonucu ilacın yarılanma ömrü uzar. Çocuklarda dağılım hacmi artmaz
ama klirens artar ilacın yarı ömrü kısalır ve vücutta kalış süresi azalır
(30,28,37)
.
Farmakodinamik:
Roküronyumun potensi vekorunyumdan 6-8 kat daha azdır. Etki başlama zamanı
vekorunyumdan iki kat hızlıdır. Roküronyum ile 0.6mg/kg dozda 60-90 saniyede iyi bir
entübasyon durumu elde edilebilir.
(30,28)
İnhalasyon anestezikleri ile beraber kullanıldığında
intravenöz anesteziklere kıyasla başlangıç etki zamanı daha hızlı ve
etki süresinin daha fazla
olduğu gösterilmiştir. İntraoküler ve intrakranyal basınç üzerinde anlamlı bir etkisi
yoktur
(28,35,39,40)
.
60
PROPOFOL
Propofol; 1980’li yıllarda sıkça kullanılmaya başlayan bir intravenöz anestezik ajandır.
İndüksiyonda, anestezi idamesinde, kısa süreli sedasyonda ve yoğun bakımda uzun süreli
sedasyonda kullanılmaktadır
(41)
.
Bir yağ emülsiyonu olarak hazırlanan formülü % 1 su içinde soya yağı, gliserol ve yumurta
lesitini içerir
(41)
.
Propofolün kimyasal formülü
Propofolün kan beyin bariyerini hızlı geçmesi sonucunda etki hızlı başlar, santral sinir
sisteminden kas ve yağ gibi inaktif dokulara hızla uzaklaştırılması ile de çabuk derlenme
sağlar
(41,42)
.
Propofol, lipofilik özelliğinin fazla olması nedeniyle kandan santral sinir sistemine ve
periferal dokulara hızlı dağılır. Dağılım yarı ömrü 1,8-9,5 dakika arasındadır. Kan beyin
eşitlenme süresi ise 2,9 dakika olarak tespit edilmiştir
(41,43)
. Propofolün plazma proteinlerine
bağlanma oranı ise % 96-99’dur
(41)
. Propofol primer olarak idrar ile sülfat ve glukronid
konjugatı olarak (>% 88) ve % 2’den daha azı da feçesle hidroksile
olmuş metaboliti olarak
atılır
(41,42)
.
Propofolün total vücut klirensi, obezlerde, obez olmayanlara göre belirgin derecede yüksektir.
Propofolün farmakokinetiği siroz
(35,38)
veya böbrek yetmezliğinde
(41)
çok fazla
değişmemektedir.
Propofol klirensi alfentanil ile değişmemekte, fentanil ile değişmediği veya minimal azaldığı
bildirilmektedir. İnvitro çalışmalarda propofolün karaciğer mikrozomlarında sitokrom P450
ve monooksijenaz enzimlerinin bir bölümünde inhibisyona yol açtığı gösterilmiştir
(41,43)
.
Kardiyovasküler etkiler
Propofol ile sedasyon sağlanmış hastalarda ortalama kan basıncı ve kalp atım hızı, ilacın dozu
ve infüzyon hızına bağlı olarak düşmüştür
(41,45,46)
. Kan basıncındaki bu düşme ileri yaşlarda,
hipovolemide, opioid veya β reseptör antagonistlerinin birlikte kullanıldığı hastalarda daha
belirgindir
(41,42,47)
. Propofol baroreseptör refleks mekanizmayı baskılar. Miyokardiyal
kontraktiliteyi azalttığı ya da değiştirmediği hayvan çalışmalarında gözlenmiştir
(42)
.
Solunum sistemi üzerine etkisi
Propofol doza bağlı olmak üzere solunum depresyonu yapar
(22)
. Bu etki, özellikle mekanik
ventilasyon uygulanan hastalarda, ventilatörden ayrılma döneminde önemlidir.
61
Serebral etkiler
Propofol, anestezik dozlarda serebral vasküler rezistansta artmaya, serebral kan akımında ise
azalmaya yol açar
(48)
. Anestezik dozlarda serebral metabolik hız azalır
(49)
.
Propofol, sedasyon dozlarında EEG aktivitesinde artışa, anestezik dozlarda ise artmaya neden
olur. Daha yüksek dozlarda burst supresyon görülür
(50)
.
Çeşitli hayvan çalışmalarında propofolün antikonvülzan etki göstererek nöbetleri baskıladığı
gözlenmiştir
(42)
.
Diğer sistemlere etkisi
Uzun süre propofol infüzyonu uygulanan hastalarda özellikle trigliseridlerde olmak üzere
serum lipid seviyelerinde yükselme görülmüştür
(51,52)
. Sedasyon sağlamak için propofol
kullanılan hastalarda morfin ve midazolam grubundaki hastalara oranla anlamlı düzeylerde
düşük adrenalin, noradrenalin ve dopamin seviyeleri saptanmıştır
(53)
.
İnvitro ve invivo çalışmalarda propofolün, immün sistem üzerine etkileri çelişkili sonuçlar
vermiştir
(41,54)
.