Microsoft Word YasayanSosyalizm



Yüklə 0,56 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə19/30
tarix06.02.2018
ölçüsü0,56 Mb.
#26410
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   30

39    Y

AŞAYAN 


S

OSYALİZM


 

 

“Sınıflar sürmektedir ama proletarya diktatörlüğü çağında her sınıf değişime uğ-



ramıştır ve sınıflar arasındaki ilişkiler de değişmiştir. Proletarya diktatörlüğünde 

sınıf savaşımı ortadan kalkmaz, yalnızca değişik biçimlere bürünür.”

18

  

Sosyalizm döneminde yaşanan bu kendine özgü sınıf kavgasında uluslararası ve ülke içi 



güçler dengesine ve izlenen sınıf siyasetine göre, kapitalizme geri dönmek, yerinde saymak ve 

komünizme yürümek olasılıkları vardır. Komünizmin ilk aşaması sosyalizmden komünizme 

yürüyüş kendiliğinden bir gelişme olmayıp, izlenen siyasal çizgiye ve geliştirilen  aktif  yığın 

demokrasisine doğrudan bağlıdır. Çünkü proletarya diktatörlüğü altında üretim araçlarının dev-

let mülkiyeti, tarihte ilk kez emek alanı ile siyasal alanı doğrudan birbirine bağlamıştır. Birinde 

gelişmeden, ötekinde gelişme artık olanaksızlaşmıştır. 

Tüm Sovyet kitapları ve 26. Kongre raporu, sosyalizmin bu çelişkili geçiş dönemi olma 

özelliğini yok sayıyor. Bunun yerine, çelişkisiz çatışmasız, her şeyin uyum içinde olduğu bir 

dönem anlayışı getiriyor. 

S

OSYALİZMDE 



D

EĞER 


Y

ASASI


 

Sosyalizmde tüm üretim ilişkileri sistemi değişmiştir. Üretim araçları üzerinde özel mülkiyet 

değil, toplumsal mülkiyet vardır. Ama sosyalizmde meta üretimi yok olmamıştır. Eşyalar, mer-

kezi plana göre meta olarak üretilir ve para karşılığı değişim yoluyla tüketime girer. 

Ekonomik özendiriciler, ekonomik muhasebe, para, kredi, ticaret gibi unsurlar meta üretimi-

nin unsurlarıdır. 

Sosyalizmde meta üretiminin varlık nedenleri nelerdir? 

Bir ara, örneğin Stalin’in yaptığı gibi, bu tamamıyla sosyalist mülkiyetin iki biçiminin (dev-

let-kooperatif) varlığına ve bu nedenle ortaya çıkan toplumsal işbölümüne bağlandı. Bu gerçek-

ten önemli bir nedendir. İki değişik mülkiyet biçimi var oldukça, bunlar arasındaki ekonomik 

bağlantının doğal yolu meta ilişkileridir. Ama yalnızca bu değildir. Sosyalizmin üretim güçleri-

ni hızla geliştirme ve onu komünizme yaklaştırma görevi, meta ilişkilerinden devlet sektörü 

içinde de yararlanmayı zorunlu kılar. Devlet işletmelerinin kâr-zarar ilkesine göre çalışması bu 

demektir. 

Sosyalist toplumun üretim güçleri, “herkese gereksinimine göre” ilkesinin uygulanamayaca-

ğı bir düzeyi temsil eder. Emeğin içeriğindeki farklılaşmalar ortadan kalkmamıştır. Emeğin 

farklılaşmışlığı (kafa ve kol emeği vb.) sürdüğünden, toplumsal emek toplumsal olarak zorunlu 

iş zamanı birimleri içinde ölçülemez. 

Değişik emek biçimleri, ancak belirli bir ölçütle denetlenebilir: Toplumsal olarak zorunlu 

emek.  İşte, bir malın değeri, onun üretimine katılan toplumsal olarak zorunlu ortalama emek 

miktarı ile belirlenir. Bu da, toplumun ulaşılmış ortalama emek üretkenliği ile belirlenir. 

Demek ki, sosyalist toplumda değer yasası işler. Sosyalizmin belgisi, “herkese çalışması ka-

dar”dır. Bu çalışma ancak değer yasası yoluyla ölçülebilir. Diyelim bir ayakkabı fabrikasıyla 

bir otomobil fabrikası, birbirlerinden mal alacaklar. Hangi ölçütle? Sovyetler Birliği’nde çoğu 

kez yapıldığı gibi, sosyalizmde işleyen ekonomik yasaların nesnelliğini unutarak, öznel biçim-

de 200 ayakkabı bir otomobil eder diyebilirsin. Ama belki 2000 ayakkabı bir oto ediyordur. 

Değer yasası olmasa, sosyalizmde mallar arasındaki değişim oranı bulunamaz. 

                                                 

18

 Lenin, c.30, s.115. 




S

OVYET 


T

OPLUMUNUN 

T

OPLUMSAL


-S

İYASAL 


G

ELİŞİMİ


    40 

 

Sosyalizmde meta üretiminin zorunluluğu, paranın zorunluluğunu belirler. Meta ilişkileri, 



genel bir aracı gerektirir. Para da bir metadır. Sosyalist toplumda para en başta değer ölçüsü, 

yani malların içindeki toplumsal olarak zorunlu emek ölçüsü görevini görür. 

Değer yasası, tüm takım takla vatıyla birlikte, toplumsal emek doğrudan harcanan emek za-

manı ile ölçüldüğü zaman, yani komünizmde ortadan kalkacaktır. Meta-para ilişkileri, komü-

nizme geçilmesiyle ortadan kalkacaktır. Üretilen şeyler, komünizme geçilmesiyle meta özelli-

ğini yitirecektir. O zaman, üretim yalnızca toplumsal tüketim için üretilen bir emek ürünü ola-

caktır, alınıp satılan mal olmaktan çıkacaktır. Şunu da ekleyelim ki, sosyalizmdeki meta ilişki-

leri toplumsal mülkiyete dayalı özel bir durum gösterir, planlı ekonomi içinde işler ve kendili-

ğindenlik özelliği göstermez. 

S

OVYETLER 



B

İRLİĞİ


NDE 


S

INIF 


F

ARKLARI


 

Lenin’in Büyük Başlangıç adlı makalesinde belirttiği ölçütler sosyalist toplumdaki sınıflar için 

de büyük ölçüde geçerlidir. Sosyalizmin sınıfları, tarihsel olarak belirlenmiş bir toplumsal üre-

tim sisteminde tuttukları yerle, üretim araçları karşısındaki konumlarıyla, emeğin toplumsal 

örgütlenmesindeki rolleriyle ve gelir dağılımı biçimleriyle farklılık taşıdıkları için farklı sınıftır-

lar. 


Sosyalizmde sınıflar, üretim araçlarının mülkiyetinin proletarya devletine geçmesiyle birlik-

te değişime girerler. Sınıfların değişmeye başlamasıyla, onları belirleyen ölçütlerin de görünü-

mü değişmeye, aşırılıklar törpülenmeye başlar. Bu durum, Sovyetler Birliği’nde pek çok yaza-

rın yaptığı gibi sınıfların varlığını reddetmeye ya da sınıf farklarının önemini küçümsemeye 

götürmez, götürmemelidir. Götürebileceği ve götürmesi gerekli yer, sosyalizm ve komünizm 

açısından kilit önemde, yepyeni bir teorik sorundur: Komünizme geçiş döneminde sınıfların var 

oluş biçimlerindeki değişmenin derinliğine incelenmesi. Bu sorun, dünyanın bugünkü gelişmesi 

açısından, dün Marks’ın, Engels’in ve Lenin’in önlerine koydukları sorunlardan daha az önem-

li, daha az kapsamlı, daha kolay değildir. Ne yazık ki, yanıtlama bir yana, bu sorun önemli bir 

sorun olarak “beş yıllık plana” bile alınmış görünmüyor. 

Sovyetler Birliği’nde sınıf farklarını önemsiz farklılıklar olarak görmek yanlıştır. Örneğin, 

işçi ve kolektif çiftçi arasındaki fark yalnızca endüstri ve tarım emeğinin içeriğinin farklılığın-

dan gelmiyor. Üretim araçlarıyla olan ilişkilerinin farklılığından geliyor. Bu da, farklı sınıfların 

varlığının temel bir yönüdür. 

Sovyetler Birliği’nin bugün ulaştığı gelişme düzeyinde tüm toplumun üretim araçları karşı-

sında tümüyle eşit bir konumda olduğu an daha gelmemiştir. Birincisi, iki değişik mülkiyet bi-

çimi vardır: Devlet mülkiyeti ve kooperatif (gurup) mülkiyeti. Kooperatif mülkiyeti, içinde yer 

aldığı ekonomik-toplumsal sistemden soyutlayıp ele alındığında toplumsal mülkiyet değil, ta-

banı genişlemiş özel mülkiyettir. Sovyetler Birliği’nde onu, sosyalist mülkiyetin bir biçimi (da-

ha geri bir biçimi de olsa) yapan, içinde yer aldığı ekonomik- toplumsal koşullardır. İkincisi, 

devlet mülkiyeti de, tüm toplumca sahip olunduğu halde, eşit bir kullanım görmemektedir, eşit 

kullanılmamaktadır. Ekonomiye ve toplumsal yaşama yatırımlar, gelir dağılımı, toplumsal fon-

lar vb. önemli farklılıklar taşımaktadır. 

Demek ki, sosyalist toplumda farklı sınıfların varlığı, bir kez üretim araçlarına sahiplik far-

kında yatıyor. Sonra emeğin toplumsal örgütlenmesindeki farklı rollerinde ve sonra (giderek 

azalmakla birlikte) gelir elde edişlerindeki farklarda yatıyor. 

Ve de, en önemlisi, tarihsel olarak belirlenmiş toplumsal üretim sistemindeki tuttukları yer-



Yüklə 0,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə