Microsoft Word YasayanSosyalizm



Yüklə 0,56 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/30
tarix06.02.2018
ölçüsü0,56 Mb.
#26410
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   30

33    Y

AŞAYAN 


S

OSYALİZM


 

 

“Önümüzdeki 10 yıl zarfında (endüstri ürünlerinin hacmi - R.Y.) aşağı yukarı iki 



buçuk defa arttırılacak ve ABD’nin sanayi istihsali seviyesi geçilecektir. 

“20 yıl zarfında en az altı defa arttırılacak ve ABD’nin sanayi istihsalinin şimdi-

ki genel hacmi çok geride bırakılacaktır. 

“Bu amaçla, 10 yılda sanayide emek verimliliği iki defadan fazla, 20 yılda ise 

dört-dört buçuk defa arttırılmalıdır. 20 yıl sonra, Sovyet sanayinde emek verim-

liliği, Amerika’daki emek verimliliğinin  şimdiki seviyesini iki defa geçecek, 

SSCB’de işgününün kısaltılması sebebiyle de, saat başına istihsal bakımından, 

Amerika çok daha geride bırakılacaktır.” (s.59) 

“...Köy ahalisi kültür ve yaşayış  şartları bakımından  şehir ahalisiyle denkleşe-

cektir. 


“Şehir ile köy arasındaki sosyal- ekonomik ve kültürel yaşayış farklarının orta-

dan kaldırılması, komünizmin kurulmasının en büyük sonuçlarından biri olacak-

tır.” (s.74) 

“Parti resmen ilan eder: Sovyet insanlarının şimdiki nesli komünizmde yaşaya-

caktır.” (s.123) (SBKP Programı, Sosyalist ülke basımı, 1961)” 

Dünya devrimci merkezi olan bir ülkenin partisinin, enternasyonal işçi ve komünist hareke-

tinin öncü gücü olan bir partinin programına böyle bilim dışı keyfilikleri yazdırmaya kimin 

hakkı vardır? Marksizmi en iyi bilen kadrolar yine SBKP’de olduğu halde programa böyle ba-

sitliklerin girebilmesi, parti-içi yaşamda bir bozukluk olduğunu göstermez mi? ... 

Biz, Sosyalizm Üstün Gelecektir’de, “...komünist partilerinin, sosyalist bir ülkenin partisinin 

bile derin yanlışlara düşebileceği”ni belirtmiş ve şöyle demiştik: 

“Tarihte çok oldu, bugün oluyor, yarın da olacaktır. Yanılmaz bir kişi, yanılmaz 

bir örgüt, yanılmaz bir yer yoktur. Böyle olunca, görevlerimizin katıyla arttığı 

ortadadır. Hangi düzeyde olursa olsun, ‘bizim için düşünürler’ rahatlığı, yapışı-

lacak değnek değildir.” 

“Komünizm aşamasında da belli bir süre emperyalizmin varlığı nedeniyle devlet olabilir” 

görüşü ile “sosyalizm aşamasında sınıfsız toplum olabilir” görüşü aynı görüştür. Ancak bu 

ikinci formülasyonda, çok itiraz getiren “komünist” kavramı  bırakılmış, yerine “sınıfsız top-

lum” denmiş. Böylece bir baş ağrısı çözümlenmiş. 

Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu görüşleri doğru bulmuyoruz. Birincisi, devletin varlığı 

koşullarında sınıfsız toplumun olabileceğini varsayıyor. Devletin yaşadığı sürece hem dışta, 

hem içte baskıyı temsil ettiğini unutuyor. Birinci anlayışın doğal sonucu olarak ikincisi, tek ül-

kede komünizmin olabilirliğini varsayıyor. Dolayısıyla, ülke ne denli büyük olursa olsun, ko-

münizme dar bir çerçevede bakıyor. Üçüncüsü, sosyalizm aşamasında sınıfsız topluma ulaşıla-

cağını söylüyor. Birinci itiraz noktamıza ve kısmen ikinciye aşağıda değineceğiz. Üçüncüsü ise 

asıl bu bölümün hedefi olan iki konudan biridir, onu daha geniş ele alacağız. 

D

EVLETİN 


O

RTADAN 


K

ALKMASININ 

U

LUSLARARASI 



Ç

ERÇEVESİ VE 

S

INIFSIZ 


T

OPLUM


 

Dünyanın bir bölümünde kurulmuş proletarya diktatörlükleri, ekonomik üstünlük temelinde 

yükselen dünya güç dengesi sosyalizm lehine kesin olarak değişmeden tek başlarına başarılı 

olamazlar. Bugünkü koşullarda başarının en önemli garantisi, en başta var olan proleter dikta-




S

OVYET 


T

OPLUMUNUN 

T

OPLUMSAL


-S

İYASAL 


G

ELİŞİMİ


    34 

 

törlüklerinin kendi aralarında ve öteki ülkelerin işçi sınıflarıyla kaynaşmış-sarsılmaz bir blok 



oluşturmalarıdır. Çünkü kurulan proletarya diktatörlükleri yalnızca  kesimsel başarılardır. Ne 

zaman ki, dünyanın ekonomik-toplumsal ve siyasal ilişkiler ağı sosyalist ülkelerin ve onların 

dünya çapındaki bağlaşıklıklarının lehine bir ağırlığa dönüşür, işte o zaman bu kesimsel değil 

kesin, bütünsel sonuç olacaktır. Bu noktaya, büyük bir olasılıkla, emperyalizmin birden ve top-

luca çökmesiyle değil, tek tek ülkelerde devrimlerle gelinecektir. İşte bu süreç, dünya proletar-

ya diktatörlüğünün giderek oluşması sürecidir. Dünya proletarya diktatörlüğünün oluşması, 

sosyalizmin sonul zaferi anlamına gelecektir. 

Dünya proletarya diktatörlüğü, şimdiki ve yeni katılan sosyalist ülkelerin her alanda emper-

yalizme üstün geldiği, geri dönüşsüz egemenlik anıdır. Tam da bu nedenle, dünya proletarya 

diktatörlüğü, genel olarak proletarya diktatörlüğünün (tarihsel olarak devletin bu en son biçimi-

nin) giderek kendini yadsıması, yok olup gitmesi sürecinin de başlangıcı olacaktır. Bu aşama-

dan önce hiçbir ülkede devletin kalkmasından söz edilemez. Tersine, bu ana dek tüm işçi dev-

letleri dünya çapındaki düşman burjuvaziye karşı giderek güçlenmek zorundadır. Sosyalizm 

aşamasında devletin (proletarya diktatörlüğünün) varlığının dış nedeni burada yatmaktadır. 

Dünya proletarya diktatörlüğünün kurulması yeni bir tarihsel çağ açacaktır. Kapitalizmin-

emperyalizmin bir sistem olarak çöktüğü, savaş tehlikesinin ekonomik kaynağının ortadan 

kalktığı, insanlığın bayrağına “herkese gereksinimi kadar” ilkesinin yazılmaya başlanacağı bir 

çağ. Kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı kapanacak ve komünizm çağı açılacaktır. Ordular, 

silahlar, baskı aygıtları, emeğin zorunlu yapısı, sınırlar bu çağda kalkacaktır. Üretim güçleri, 

kapitalizm altında kimsenin düşünemeyeceği boyutlarda gelişmeye başlayacaktır. Çünkü üre-

tim güçlerinin değerlendirilmesinde devlet sınırlarının egoist, kör engeli ortadan kalkacak, dün-

ya ölçüsünde ekonomik yarar belirleyici olacaktır. Sınıflar da ancak bu aşamada, bu görülme-

miş üretim güçleri temelinde ortadan kalkacaktır. 

Marks ve EngelsAlman İdeolojisi’nde, komünizmin nesnel temeli olarak üretim güçlerinin 

gelişmesinin nasıl dünya çapında bir gelişme istediğini, dolayısıyla komünizmin ancak nasıl 

dünya çapında gerçekleşebileceğini çok güzel açıklamışlardır: 

“Bu ‘yabancılaşma’ (‘Entfremdung’) (filozofların anlayacağı bir terim kullanır-

sak) ancak iki pratik koşul varsa kaldırılabilir. ‘Dayanılmaz’ bir güç, yani insan-

ların ona karşı devrim yaptıkları bir güç olabilmesi için, bir yandan insanlığın 

büyük yığınını ‘mülksüz’ kılmış olması, öte yandan, bunu var olan bir zenginlik 

ve kültür dünyasına çelişik olarak yapmış olması gerekir. Her iki koşul da, üre-

tim güçlerinde büyük bir artışı, yüksek bir gelişme derecesini varsayar. Öte 

yandan, üretici güçlerin bu gelişmesi (ki bu aynı zamanda insanların yerel var 

oluşları yerine, dünya-tarihsel var oluşlarında ortaya çıkan gerçek ampirik var 

oluşlarını anlatır) kesinlikle zorunlu bir pratik koşuldur. Çünkü bu olmadan, 

yoksunluk,  yoksulluk  sırf genelleşmiş olur ve de yoksullukla birlikte gereksi-

nimler için savaşım tekrar başlar, bütün kirli işleyiş zorunlu olarak geri gelir. 

Daha da öte, bu böyledir çünkü bir yandan tüm uluslarda aynı anda ‘mülksüz’ 

yığınlar olgusunu (evrensel rekabet) yaratan, böylece her ulusu öteki ulusların 

devrimlerine bağımlı yapan ve öte yanda sonunda dünya-tarihsel, ampirik ola-

rak evrensel bireyleri yerel bireylerin yerine koyan insanlar arasındaki evrensel 



ilişki, ancak üretim güçlerinin bu evrensel gelişmesiyle kurulabilir. Bu olmasa, 

bir, komünizm ancak yerel bir olgu olarak var olabilir; iki, ilişki güçlerinin ken-

disi  evrensel, dolayısıyla dayanılmaz güçler olarak gelişmiş olmazlar, batıl 

inançlarla çevrili yerli-malı ‘koşullar’ olarak kalırlar; üç, ilişkinin her genişle-




Yüklə 0,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə