Microsoft Word YasayanSosyalizm



Yüklə 0,56 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/30
tarix06.02.2018
ölçüsü0,56 Mb.
#26410
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   30

25    Y

AŞAYAN 


S

OSYALİZM


 

 

lektiflik örtüsü ardına gizlenen yetkisi-görevi belirsiz insan yığını olduğu gibi bir anlayışa va-



rılmaması gerektiğine yukarıda değinmiştik. Sosyalizmde her görevlinin görevinin kesin sınır-

ları ve bu sınırlar içinde kullanacağı yetki ve sorumluluk açıkça belli olmalıdır. Aynı  şey, 

menecerler için de geçerlidir. 

Ve sonuncu olarak, sosyalist ekonominin gelişmesine paralel olarak merkezi otoritenin et-

kinliği, merkezileşme arttıkça tabanın etkinliği, demokrasi de artmak zorundadır. “Tabanda 

yaratıcı eylem, yeni kamu yaşamının temel unsurudur... Sosyalizm tepeden fermanla yerleştiri-

lemez. Mekanik bürokratik yanaşım, onun ruhuna terstir; canlı, yaratıcı sosyalizm, yığınların 

kendi ürünüdür.”

12

 (abç) 



Buraya dek söylediklerimizden raporun önemli eksikliği beliriyor. Merkezi otorite karşısın-

da işyeri yöneticilerine daha geniş bağımsızlık ve yetki-sorumluluk vermek, Lenin’in çizdiği 

çerçevenin dışına çıkmadığı sürece anlaşılabilir. İç savaştan, zorlu kuruluş döneminden, anti-

faşist savaş yıllarından kalma aşırı ve gereksiz merkeziyetçi, bürokratik merkeziyetçi alışkan-

lıklara karşı çıkış ve olması gerekene dönüş olarak yorumlanabilir. Böyle olup olmadığı ancak 

somut incelemeyle belirlenebilir. Ancak, raporda, yığınların ekonomik yaşama daha aktif, daha 

etkin ve daha yetkili karışımı yönünde bir somut önlem yoktur. Bu bizce, 26. Kongre’nin en 

önemli eksiğidir. Oysa birim yönetimlerinin yetkilerinin arttırılması, tabanın hak ve yetkileri-

nin, denetiminin de arttırılmasını çok daha zorunlu kılmalıdır. İşçi kolektiflerinin ve sendikala-

rın ekonomiye yaratıcı etkinlikle, otoriteyle katılımı sağlanmalıdır. Bu örgütlenmelerin ve top-

lulukların göstermelik olmayan gerçek birer sınıf örgütü olmaları yönünde somut önlemler 

alınmalıdır. Ancak böyle bir dengelemeyle demokratik merkeziyetçilik düzgün işler, sosyalist 

demokrasi gelişir. Ancak böyle bir dengelemeyle işgücü, yetkileri artan menecerlik karşısında 

savunmasız kalmaz. Ancak böyle bir dengelemeyle milyonlar plan hedeflerini gerçekleştirme-

ye, komünizmin maddi ve teknik temellerini kurmaya gerçek bir ilgiyle katılabilir. 

Raporun bu bölümünü değerlendirmeyi son bir noktaya dikkatimizi çekerek bitirelim. Gör-

düğünüz gibi, rapor pek çok eksiği oldukça açık sergilemiştir. Örneğin, ekonomide israf, verim 

düşüklüğü, üretim niteliğinin düşüklüğü, yiyecek yetmezliği, alt yapı tesislerinin yetersizliği, 

ekonomiye bürokratik karışmalar vb. İşte size emperyalist propagandaya gereç sağlayan eleşti-

ri! Bunları biz söyleseydik, öyle denebilirdi. Brejniyef yoldaş da söylese, yine denebilir. 

 

                                                 



12

 Lenin, c.26, s.288. 




III. SOVYET TOPLUMUNUN TOPLUMSAL-SİYASAL GELİŞİMİ 

SBKP’nin 26.Kongresi’ne sunulan MK raporunun üçüncü bölümü, “Sovyet Toplumunun Top-



lumsal-Siyasal ve Kültürel Gelişimi ve Partinin Görevleri” başlığını taşıyor ve çeşitli alt bö-

lümlerden oluşuyor. 

Bu bölümü değerlendirirken, ilk bölümlerdeki uygulamamızın dışına çıkacak ve asıl olarak 

raporda geçen iki fikir üzerinde duracağız. Bunun nedeni, söz konusu fikirlerin, tüm ülkelerin 

komünistleri için yaşayan sosyalizmi ve kendi devrimlerini, dünya devrimini anlamada önem 

taşımasıdır. Bu fikirlerin birincisi, “sınıfsız topluma sosyalizmde ulaşma”, ikincisi “tüm halkın 

devleti”dir. 

Yalnız önce bölümün tümünde dikkate değer bazı noktalara kısaca değinelim. 

1. KISA DEĞERLENDİRMELER 

Raporun bütününe egemen olan çelişkisiz-çatışmasız-uyumlu sosyalizm anlayışı bu bölümde 

iyice belirginleşmiştir. 

* Rapor, çok haklı olarak, Sovyet toplumunda sınıfların ve toplumsal gurupların giderek 

birbirlerine yaklaştığını ve bunun nesnel ama kendiliğinden işlemeyen, izlenen siyasete bağlı 

bir süreç olduğunu belirtmektedir. 

* Raporun verdiği sayılara göre bugün Sovyetler Birliği’nde 120 milyon çalışan nüfus var-

dır. Bunun 80 milyonunu işçiler (çalışan nüfusun üçte ikisi) oluşturuyor. Aydınlar denen kesim, 

“çalışan nüfusun dörtte biri” olarak veriliyor ki bu 30 milyon eder. Kooperatif çiftçinin ise ne 

sayısı, ne oranından söz edilmiyor ama yukarıdaki rakamlardan 10 milyon kadar olduğu anlaşı-

lıyor. Bu oran, yani on ikide bir, oldukça küçük gözüküyor! Bunun yanı  sıra, raporda çeşitli 

konularda verilen öteki rakamlar da çok sağlıklı değildir. 

* Rapor, Sovyetler Birliği’ndeki sınıf ve katmanlar arasında antagonizm ya da çelişki değil 

yalnızca önemli farklılıkların (essential distinctions) varlığını kabul etmektedir. 

* İşçi sınıfı ile kolektif çiftçi arasındaki “önemli farklılıklar”ın ortadan kalkma süreci rapor-

da şöyle anlatılmaktadır: 

“Tarımın endüstrileşmesiyle birlikte, kolektif-çiftlik köylülüğünün yaşamında 

köklü değişiklikler oluyor. Bunların emeği adım adım fabrika işçilerininkine 

yakınlaşıyor. Makine kullananların ve ileri teknoloji işleten işçilerin sayısı kırsal 

alanda artıyor. Bu yüzden, orta öğrenim (tamamlamış ya da tamamlamamış) ve 

yüksek öğrenim görmüş kolektif çiftçilerin oranının on yılda yüzde 39’dan yüz-

de 60’ın üstüne çıkmış olmasına şaşmamak gerek. 

“Kırsal alanın toplumsal yapısı, sosyalist mülkiyetin iki biçiminin birbirlerine 

yakınlaşmasından ve kolektif çiftlikler ile devlet işletmelerinin bir arada bulun-

duğu karma ekonomik örgütlerin gelişmesinden önemli biçimde etkileniyor.” 



Yüklə 0,56 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə