Hece,
Aylık Edebiyat Dergisi
, Sayı:138/139/140, Hece Yayınları, Ankara 2008, ss.142–151.
89
Hasan Tüzen, “Postmodernizm Mitosu”,
SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi,
Mayıs
2008, Sayı:17, ss.145–158
90
Habermas, “Modernlik: Tamamlanmamış Bir Proje”, s. 29–41.
46
Bütün argümanlarına moderniteyi olumsuzlayarak varan postmodernitenin
karakteristik insanı; Batılı, şehirli, teknolojik ve zevkine düşkün bir insandır. Bu insan
yirminci yüzyılın sonlarına doğru gelişen tüketim kültüründe -her şeyi tüketilebilir bir
nesne haline getiren küresel kapitalist dönemde- kendisi için (hazırlanıp sunulan)
gezilecek yeni yerler, tadına bakılacak egzotik yiyecekler ve uyarıcı maddelerin
tetiklediği erotik rüyaların peşindedir. Tüketilebilecek her nesne, tüketim esnasında
değer kazanır, bir nevi dipsiz bir kuyu iştahına sahip olan postmodern insan, tüketimde
sınırsız bir özgürlüğe sahiptir.
Modernlik, Ortaçağın sonlarından itibaren kafasını kaldırıp aklını kullanan
‘yaratıcı insan’ın ve klâsik metafiziksel alanı terk edip kendi seküler metafiziksel-
dünyevî kutsallıklar- alanını yaratarak geleceği-tarihi- oluşturacak hayallerin
peşindeydi. Bu bağlamda modernlik, tanrının unutulduğu, ibadethanelerin yerini, akıl ve
bilimle donanmış mekânların aldığı, ahlâkî değerlerin yerini hukuksal normlara
bıraktığı bir dönem iken, postmodernlikle beraber, modernliğin dışladığı değerlerin yeni
biçimlerle tekrar ortaya çıktığı belirtilebilir. Bununla birlikte değerlerin yeniden ortaya
çıkışında, kökensel bağların zayıfladığı ve tüketim kültürüne uygun bir şekle bürünerek,
herkes için kullanılabilecek, öznellik-görelelik kılavuzluğunda cazip ve kullanım
rahatlığı sunması dikkat çekicidir. ‘Her şey gider’ mantığıyla, eylemler, davranışlar
mubahlaşır. Kültürel yapının minör gruplara ayrıldığı bu durumda, örgütlü bir birliktelik
olmasına karşın, herkesin aynı kalıplarla hareket ettiğini söyleyebiliriz. Birey, kendisini
diğerlerinden farklı kılacak etiketleri satın alarak oluşturur. Postmodernlik, modern
insanın bardağındaki boşluğu göstererek, onu modern uykudan uyandırır.
Postmodernlik bütün tartışmalara rağmen entelektüel dünyada konuşulan(şimdilerde
eskisi kadar olmasa da) bir konu ve toplumsal yaşamda yeni pratikler ortaya çıkaran bir
dönemdir.
91
Postmodernitenin sunduğu hayat formları, küresel kapitalist ve iletişim ağının
yarattığı duruma bağlı olarak hareketlilik ve değişkenlik gösterir. Hiçbir sabit noktası
olmayan bu hayat formlarının, özellikle görüntüler yoluyla kitleselleştiğini söylemek
gerek. Ekrandan dışarıya doğru akan bu tüketim ve eğlence biçimleri, istediği insanı
reklâmlar veya programlarla yönlendirip harekete geçirir. Postmodern toplumda hemen
şimdi olması gereken, bireyin doyuma ulaşmasıdır.
91
Kaplan, s.165.
47
Sonuç olarak son yarım yüzyıl içindeki dönemde dünyada birçok
şey(modernitenin ‘şey’leri) eski anlamını ve kıymetini kaybetmiştir diyebiliriz. Bu
dönemle ilgili tanımlamalarda fikir birliği sağlanamamasına karşın, öne çıkanın
‘postmodernite’ adı altında kavramsallaştığını ileri sürebiliriz.
Dostları ilə paylaş: |