Moderniteden postmoderniteye uzanan bir köPRÜ: zygmunt bauman



Yüklə 2,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə74/164
tarix07.04.2022
ölçüsü2,44 Mb.
#85154
1   ...   70   71   72   73   74   75   76   77   ...   164
669ab9e9ff32c2ca0f9a3c70aa28a6a8(1)

Postmodern Toplumda Kriz ve Siyaset
, s.119-120. 
293
 Zygmunt  Bauman, 
Modernlik  ve  Müphemlik
,  (Çev.:  İ.  Türkmen),  Ayrıntı  Yayınları,  İstanbul  2003, 
s.13 
294
 Çabuklu, 
Postmodern Toplumda Kriz ve Siyaset
, s. 4. 


122 
 
Modern  tahayyül,  gelenekten  veya  dinden  arındırılmış  ve  aklın-bilimin 
egemenliğinde  oluşturulmuş,  dünyevî-insanî  değerleri  referans  göstererek  toplum 
içindeki her sorunlu noktayı düzeltilebilir görmektedir. Amaç daha iyi bir toplum, daha 
iyi  bir  yaşam  olsa  da;  bu  üst  anlayış,  tek  tek  insanlara,  gruplara  indikçe  daha  sert 
uygulamalarla amaç için engel görülen her şeyin ortadan kaldırılması adına tüm yolları 
mubah gösterecek rasyonel ve bilimsel açıklamalara başvurmaktadır. Modern kurumlar 
ve  normlar,  insanları  aynılaştırmak-‘bir’leştirici-  için  gereken  düzen  krokilerini 
oluşturan  araçlardır.  Bunlar,  aynı  zamanda  toplumu  belirlemek  adına  gereken 
yasal(akıl-bilim-evrensellik)  dayanaklarla  üretilen  denetimlerdir.  Ama  aynı  modernlik, 
bireysel  ve  toplumsal  özerklikler  de  sunmaktadır.  İşte  bu  iki  beklentinin  biraradalığı, 
denetim  ve  özerklik,  modern  stratejinin  hedeflediği  ‘ilerleme’yi  sağlayamadığı  gibi, 
aksine  modern  projeyi  dinamitlemiştir.  Bauman’a  göre,  modernlikle  birleşen  bu  iki 
istek,  aslında  yanlış  bir  evliliktir.  Nitekim  O,  bu  evliliği  “sürdürme  çabaları  epeyce 
zehirli  meyve  verdi”  der.
295
 Bilhassa  insanı  merkeze  alan  vurgusuna  ve  kendisini 
öncekilerden  daha  gelişmiş  ve  uygar  sayan  modernliğin  Holocaust  deneyimine 
baktığımızda,  modernliğin  barbarlıktan  uzaklaşma  değil,  yeni  tür  bir  barbarlaşma 
olduğunu  söyleyebiliriz.
296
 Bauman’ın  modernliğe  farklı  bir  perspektiften  bakmasını 
sağlayan  durum,  ilk  olarak  eşinin-yanında  diğer  Yahudilerin  de-  İkinci  Dünya 
Savaşında yaşadıklarını anlatmasıdır.
297
 
Batı topraklarında yetişmiş modern söylem her ne kadar dünyaya yayılmış ve onu 
etkilemiş  olsa  da  modernliğin  üstündeki  Batılı  kimlik  her  zaman  kendini  yansıtmıştır. 
Aynı şekilde, Batı toprağında yetişen postmodern söylemde de Batının rengi hâkimdir. 
Bauman’ın deyişiyle, “[p]ostmodernist söylem, ister endüstri ister endüstri sonrası, ister 
kapitalist  ister  kapitalist  sonrası  olsun,  Batı  uygarlığının  kendi  kendisini  tanımlaması 
olarak  ‘modernite’nin  inandırıcılığı  ile  ilgilidir.  Postmodernist  söylem,  modernite 
fikrinde  içerilen,  Batı  toplumunun  kendi  kendisine  atfettiği  niteliklerin  bugün  geçerli 
olmadığını,  belki  dün  de  geçerli  olmamış  olduğunu  ima  etmektedir.  Postmodernist 
tartışma, Batı toplumunun öz bilinçliliği ve böyle bir bilinçliliğin zemini (ya da zemin 
                                                           
295
 Zygmunt  Bauman, 
Parçalanmış  Hayat-Postmodern  Ahlâk  Denemeleri
,  (Çev.:  İsmail  Türkmen), 
Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2001, s.44 
296
 Behçet  Güleryüz,  “Devlet  ya  da  Disiplin”, 
Doğu  Batı  Düşünce  Dergisi,
  Yıl:6  Sayı:19,  Doğu  Batı 
Yayınları, Ankara 2011, ss. 179-191. 
297
 Cahit Gelekçi, “Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik”, (Ed.), Görgün Baran, A.-Suğur, S., 
Çağdaş Sosyoloji Kuramları
, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2011, ss.76-97, 


123 
 
yokluğu)  hakkındadır.”
298
 Bunun  için,  modernlikten  postmodernliğe  geçiş  tartışması 
aynı  zamanda  bir  batı  uygarlığı  analizidir  diyebiliriz:  “Postmodern  kavramının  bizzat 
kendisi, moderniteye bağlı olduğumuz gerçeğinin bir itirafıdır. Belirli bir toplum türüne 
işaret etmesi dışında, o ‘post’ hiçbir şeydir.”
299
 
Modern  dünya  görüşü  özünde  tek  bir  ‘düzen’lilik  varsayımını  kabul  eder.  Bu 
açıdan doğada veya toplumda kapsayıcı bir düzen vardır. Düzen demek, denetim altına 
alınabilir  demektir.  Başka  bir  deyişle  modernlik,  olan  ve  olabilecek  düzensizlikleri 
düzen  paradigması  bağlamında  değerlendirip  önlenebilir  olarak  gördüğünden  yasa 
koyucu  bir  konumdadır.  Bir  üst  anlatı  modeli  sayabileceğimiz  ‘düzen’liliğe  karşı 
postmodernlik,  herkesi  kapsayacak  tek  bir  düzen  fikrinden  ziyade  farklı  pratiklerin 
ürettiği çoklu düzen anlayışını kabul eder. Bunun için postmodernlikle beraber, despotik 
yasa  yerine  farklılıktan  doğan  yorum  kapısı  ardına  kadar  açılmıştır.
300
 Aynı  zamanda 
entelektüel  bir  değişimi  de  ifade  eden  bu  karşılaştırma,  bir  yanıyla  postmodernizmin 
entelektüelin  değişen  rolüne  karşı,  onun  gösterdiği  tepkinin  isimlendirilmesi  olarak 
okunabilir. Nitekim “Bauman için  [p]ostmodernizm, modern entelektüellerin veya yasa 
koyucu  entelektüellerin  modernite  sürecinde  sahip  bulundukları  statülerine 
kaybetmelerinin doğurduğu şartlara gösterdikleri tepkinin adıdır ve yalnızca budur.”
301
 
Epistemolojik çerçeveden ele aldığımızda Bauman, bilginin içinde taşıdığı olağan 
şüphelilikten hareket edip, bilgiye dair iki kuşkudan bahseder. Ona göre bu iki kuşku, 
modernlik  ve  postmodernliğin  bilgiye  yaklaşımındaki  farklılaşmayı  gösterir:  “Eldeki 
bilginin (bilgili insanların sağlam ve güvenilir saydığı makamlardan onay alan bilginin), 
inandırıcı  ve  kabul  edilmiş  bir  anlatı  sunmadığı  olaylarla,  bilgili  insanların  kabul 
edeceği  bir  anlatıya sığamayacak olayların varlığına işaret  edilebilir;  ya da bu bilginin 
sunduğu  anlatının,  olaylar  hakkında  anlatılabilecek  tek  anlatı  olmadığı,  hatta  bu 
bağlamdaki en iyi anlatı olmadığı ya da en azından, ‘en iyi sınanmış’ sayılma hakkını 
sahiplenebilecek tek anlatı olmadığı söylenebilir. Birinci tür kuşku modern, ikincisi ise 
                                                           
298
 Zygmunt  Bauman, 

Yüklə 2,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   70   71   72   73   74   75   76   77   ...   164




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə