123
yokluğu) hakkındadır.”
298
Bunun için, modernlikten postmodernliğe geçiş tartışması
aynı zamanda bir batı uygarlığı analizidir diyebiliriz: “Postmodern kavramının bizzat
kendisi, moderniteye bağlı olduğumuz gerçeğinin bir itirafıdır. Belirli bir toplum türüne
işaret etmesi dışında, o ‘post’ hiçbir şeydir.”
299
Modern dünya görüşü özünde tek bir ‘düzen’lilik varsayımını kabul eder. Bu
açıdan doğada veya toplumda kapsayıcı bir düzen vardır. Düzen demek, denetim altına
alınabilir demektir. Başka bir deyişle modernlik, olan ve olabilecek düzensizlikleri
düzen paradigması bağlamında değerlendirip önlenebilir olarak gördüğünden yasa
koyucu bir konumdadır. Bir üst anlatı modeli sayabileceğimiz ‘düzen’liliğe karşı
postmodernlik, herkesi kapsayacak tek bir düzen fikrinden ziyade farklı pratiklerin
ürettiği çoklu düzen anlayışını kabul eder. Bunun
için postmodernlikle beraber, despotik
yasa yerine farklılıktan doğan yorum kapısı ardına kadar açılmıştır.
300
Aynı zamanda
entelektüel bir değişimi de ifade eden bu karşılaştırma, bir yanıyla postmodernizmin
entelektüelin değişen rolüne karşı, onun gösterdiği tepkinin isimlendirilmesi olarak
okunabilir. Nitekim “Bauman için [p]ostmodernizm, modern entelektüellerin veya yasa
koyucu entelektüellerin modernite sürecinde sahip bulundukları statülerine
kaybetmelerinin doğurduğu şartlara gösterdikleri tepkinin adıdır ve yalnızca budur.”
301
Epistemolojik çerçeveden ele aldığımızda Bauman, bilginin içinde taşıdığı olağan
şüphelilikten hareket edip, bilgiye dair iki kuşkudan bahseder. Ona göre bu iki kuşku,
modernlik ve postmodernliğin bilgiye yaklaşımındaki farklılaşmayı gösterir: “Eldeki
bilginin (bilgili insanların sağlam ve güvenilir saydığı makamlardan onay alan bilginin),
inandırıcı ve kabul edilmiş bir anlatı sunmadığı olaylarla, bilgili insanların kabul
edeceği bir anlatıya sığamayacak olayların varlığına işaret edilebilir; ya da bu bilginin
sunduğu anlatının, olaylar hakkında anlatılabilecek tek anlatı olmadığı, hatta bu
bağlamdaki en iyi anlatı olmadığı ya da en azından, ‘en iyi sınanmış’ sayılma hakkını
sahiplenebilecek tek anlatı olmadığı söylenebilir. Birinci tür kuşku modern, ikincisi ise
298
Zygmunt Bauman,
Dostları ilə paylaş: