129
etmiştir. Modernlik, akıl-bilim mabedinden gelen kutsal emirler çerçevesinde insanları
homojen kılmak ister. Modernlik uygulamaları, yaşamdaki çeşitliliği, farklılığı, kategori
dışı kalan ve tanımsız olanı, kendisinden olmayanı, yani kısaca heterojenliği birer
tehlike olarak algılar ve onları dönüştürüp ‘aynı’laştımaya çalışır. Özellikle modern
kurumlar bunu sağlamaya çalışan, girişimde bulunan sistemliliktedir. Bu nedenle
modern dönem aynı zamanda “eğitmenin ve talimin, terbiyenin, ‘uygarlaşma’nın,
yetiştirmenin ve dönüştürmenin çağı” olarak da tanımlanır.
323
Ve bu çağın kendisinin,
düzen zorbalığıyla kaos ürettiğini söylemek yanlış olmaz. Zira şekle sokulmak istenen
insanın yaşam alanı olan toplumsal, kültürel alanı için üretilen şablonların, yeni sorunlar
üretmek dışında bir etkilerinin olmadığı tecrübeyle sabitlenmiştir. Bizatihi müphem
olan insan tercihleri ya da yaşamı, modernliğin netleştirme girişimine rağmen flu
görüntüsünü korur. Dolayısıyla insanın yaşama dünyasında kendisini
gösteren ve tek tek
her insan için değişebilecek olan müphemlik veya kaos hâli, akıl ve bilim ışığında
atlatılabilecek bir durum değildir. Bu noktada Bauman’a baktığımızda insan
dünyasındaki düzenin kaosla ilişkisi daha net görülebilir:
Kaos yerine düzen getirme, yakın çevremizdeki dünya parçasını kural tanır,
kestirilebilir ve denetlenebilir kılma mücadelesi sonuçsuz kalmaya
mahkûmdur çünkü bu mücadelenin kendisi kendi başarısına en
önemli engeli
oluşturur: Kaos, düzensiz (kuralı çiğneyen, kestirilemez ve denetlenemez)
olguların çoğu özellikle dar bir alana odaklanmış, hedefli, görev yönsemeli,
tek sorun çözücü eylemlerden doğar. İnsan dünyasının bir parçasını, insan
etkinliğinin özgün bir alanını düzenli kılma yönünde atılan her yeni adım,
eski sorunları ortadan kaldırsa bile, yeni sorunlar yaratır. Her yeni adım yeni
türden müphemlikler doğurur ve böylelikle –benzer sonuçlar doğuracak-
daha başka adımların atılmasını zorunlu kılar.
324
Bauman’a göre modernlik, pratikte ikilikler üzerinden insanları, kültürleri ve
bilgiyi kısaca yaşamsal olan her şeyi tasnif ederek toplumsal alanı tanımlayıp kontrol
etmeye çalışır. İnsan yaşamında müphemlik ve kaos hali her ne kadar modernlikten
önce de var olan bir durum olsa da modernlikle beraber müphemlik-kaos bir disiplin,
düzen karşıtı bir sorun olarak algılanmıştır. Bu açıdan bakıldığında modernliğin
kurduğu ikiliklerde sarkaç daima istenen ya da öne çıkarılan özelliklere doğru hareket
ederken, istenmeyen ve zararlı görülen, ama tanımlanmış ve tasnif edilmiş olması
bakımından da modernliğin kendini konumlandırabilmesi için elzem olan ötekileri
görürüz. Bauman, modernliğin düzen kurgusundaki ikili yapıyı şu şekilde gösterir:
323
Bauman,
Parçalanmış Hayat-Postmodern Ahlak Denemeleri,
s.219.
324
Bauman,
Sosyolojik Düşünmek,
s.213.
130
Toplumsal düzen vizyonu ve pratiği için yaşamsal olan ikiliklerde,
farklılaştırıcı güç, kural olarak, muhalefet üyelerinden birinin arkasına
saklanır. İkinci üye, birincinin
öteki
sinden, birincinin karşıt(itibarsız,
bastırılmış, sürgün edilmiş) tarafından ve bunun yaratımından başka bir şey
değildir. Nitekim anormallik normun, sapkınlık yasaya itaatin, hastalık
sağlığın, barbarlık uygarlığın, hayvan insanın, kadın erkeğin, yabancı
yerlinin, düşman dostun, “onlar” “biz”in, delilik aklın, ecnebi vatandaşın,
sıradan adam uzmanın ötekisidir. Bunlar birbirlerine bağımlıdır; fakat
bağımlılık simetrik değildir. İkinci taraf, tasarlanmış, zoraki tecrit
edilmişliğinden dolayı birinciye bağımlıdır. Birinci ise, kendini doğrulamak
için, ikinciye bağımlıdır.
325
Bu ikiliklerle modern pratik, “taksonomi, sınıflandırma, envanter çıkarma,
kataloglama ve istatistik” veri sağlama stratejisi ile her insanı ustalıkla yaptığı,
oluşturduğu kategorik şablonlardan birine sıkıştırmadır. Yukarıda verilen pasajdaki
‘birinci’ ve ‘ikinci’ kavramlar arasında oluşan karşıtlığın paradoksal olarak insanlar
arasında dolaşması müphemliğin, modernliğin karnında sürekli bir sancı gibi durmasına
yol açmıştır. Bunun yanında modern insan, bu ikilikler arasında istenmeyene, itilmiş
olana kayma ihtimalinin, bir anlamda sınırın diğer tarafına geç(iril)me olasılığının,
verdiği endişe, modernliğin bitiremediği müphemlikten aldığı ve insana yüklediği en
önemli kaygı verici duygudur.
326
Düzen getirme girişimi, modernliğin her zaman ileriye
ve daha iyiye yönelik beklentisinin sonucu olduğu gibi müphemliğin varlığı da bu
girişimleri tetikleyen temel bir korkudur. Belirsizliğe karşı modern refleks kesinlik
sağlayarak rahatlayabilir, ancak modernliğin dünya veya insan için var olan tüm
boşlukları-belirsizlikleri tahammül edilebilir hale getirme veya onlara şekil verme
çalışmaları, aynı zamanda modern pratiğin uygulandığı zemini yok eden ve dolayısıyla
modernliğin boşluğa düşmesine yol açan bir çelişkidir.
Modernliğin müphemliğe karşı duyduğu nefret ve onu yok etme isteği, modern
bilimin, siyasetin, aklın ve epistemolojinin hep birlikte kurguladıkları modern yaşamın
özündeki kesinlik ve tanımlamalardan doğar. Karanlıkta kalan ve bu yüzden
tanımlanmaktan-kesinlikten- uzak kalan yanları baskı altına almak ya da yok etmek
modernliğin müphemlikle mücadelesinde kullandığı yöntemdir. Müphemliğin her şeye
karşın bir hayalet gibi ortaya çıkması modernlik projesinin yeterince gelişmeyen
deneyimleri ve dahası modernliğin ufukta beklediği günlerin geldiğinde dünyaya daha
fazla acı bırakması ile modern projenin çizdiği yollarda modernliği tökezleten; ve bu
325
Bauman,
Dostları ilə paylaş: