22
MEHMET IŞIKLI
Resim 6: II. Rusa’nın Etiuni Ülkesi’ne Sefer Yaptığından Söz Eden Ayanis
Tapınak Yazıtı (Ayanis Kazı Arşivi)
URARTU KRALLIĞININ KUZEY YAYILIMI VE ORTA ARAS
HAVZASI
23
Resim 7: Doğubayazıt Ovası’ndaki Gre Herşe ve Kasım Tığı Kaleleri (Er-
kua Krallığı’nın krali kenti Luhuini ?) ve Iğdır Ovası’nda Karakoyunlu Ka-
lesi (Minuahinili yerleşimi ?) (Özfırat 2014, Resim.18’den alıntı)
ORTA ARAS HAVZASININ SELÇUKLU HÂKİMİYETİNE
GİRMESİ
İbrahim TELLİOĞLU
*
Özet
MÖ 339’da Çoruh nehri ile Tiflis arasında bulunan Kıpçaklardan beri
Türklerin Orta-Aras havzasında var olduğu bilinmektedir. Çağrı Bey’in 1016-
1021 arasında düzenlediği keşif akınıyla Selçuklular, bu bölgenin kendileri
için oldukça elverişli bir yurt olduğunu görmüşlerdi. Dandanakan Zaferi’nin
ardından devlet kurduktan kısa süre sonra Selçuklular bu bölgeye yönelmiştir.
1045’te Gence önlerinde yapılan savaştan itibaren Kafkaslar ve Anadolu’nun
fethine girişmişlerdi. 1047’de Hasan Bey’in ordusu Zap Suyu civarında imha
edilse de 1048 Pasinler Zaferi’yle Anadolu’daki Türk ilerleyişi sürdü. Bu za-
ferle Doğu Anadolu’da Selçuklular büyük saygınlık kazandı. 1054’te Tuğrul
Bey düzenlediği seferle Muradiye, Erciş gibi yerleri fethederken Doğu Ana-
dolu’nun mevcut durumu görme imkânı buldu. Sultan Alp Arslan zamanında
yapılan faaliyetlerle birlikte Kafkaslar ve Anadolu’nun fethi hız kazandı. O
tahta geçtikten kısa süre sonra Şubat 1064’te düzenlediği sefer ile Gürcü Kral-
lığı’nı hâkimiyeti altına aldı. Oğlu Melikşah da vezir Nizamül Mülk ile birlikte
Iğdır ve çevresini fethetmişti. İki ordu Nahçıvan’da buluştuktan sonra Ani
üzerine yürüdüler. Burası Ermeniler için önemli bir dinî merkezdi. Aynı za-
manda güçlü surları sebebiyle kentin alınamayacağını düşünmekteydiler. 16
Ağustos 1064’te Ani, Selçukluların eline düştü. Şehrin fethedilmesiyle Bi-
zans’ın Doğu Anadolu’daki savunma hattı büyük zarar gördü. Ani’nin düşme-
sinden sonra Kars’taki Ermeni prensi Gagik de Selçuklulara bağlılığını bildir-
mişti. Böylece Anadolu’nun fethi için ilk önemli adım atılmış oldu.
Anahtar Kelimeler: Orta Aras bölgesi, Selçuklular, fetih, Tuğrul Bey,
Alp Arslan
*
Prof.Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, SAM-
SUN. telliogluibrahim @gmail.com
26
İBRAHİM TELLİOĞLU
THE CENTRAL ARAS REGION ENTERING INTO THE
DOMINATION OF THE SELJUK EMPIRE
Abstract
It is known that the Turks have lived in the region of the central Aras
since 309 B.C. when the Kiptchaks came to the region. With the help of the
first discovery incursions into the region, the Seljuks had understod that the
region was a suitable place for them to be a homeland. Following the Danda-
nakan victory and having established their own state they headed towards this
region. They had started to conquer the Caucasus and Anatolia since the 1045
War in Gence. Despite the fact that the army of Hasan Beg was defeated aro-
und the Zap River the Turkish advancement continued in Anatolia with the
victory of Pasinler. Through this victory the Seljuks gained a prestige in the
Eastern part of Anatolia. Tuğrul Beg had been able to see the current state of
the Eastern Anatolia while conquering the places such as Muradiye, Erciş, etc.
in the campaign of 1054. During the period of Alp Arslan the conquest of the
Caucasus and Anatolia speeded up by means of the campaigns. Soon after Alp
Arslan came to the throne he managed to take the Georgian Kingdom under
his domination with campaign of February 1064. His son called Melikşah to-
gether with Nizamül Mülk had conquered Iğdır and its surrounding. After the
two armies had met in Nahçıvan they marched towards Ani. It was an impor-
tant holy center for the Armenians. However they thought that it was not pos-
sible to conquer it due to its strong walls. Ani went into hands of Seljuks on
16 August 1064. When the town was conquered the defence line of the By-
zatine in the Eastern Anatolia had been considerably destroyed. After the fall
of Ani, the Armenian prince Gagik had declared his dependence to Seljuks.
Thus the first step had been taken towards the conquest of the Anatolia.
Key Words: The Central Aras region, the Seljuks, conquering, Tuğrul
Beg, Alp Arslan.
ORTA ARAS HAVZASININ SELÇUKLU HÂKİMİYETİNE GİRMESİ
27
Orta Aras ismi esas itibariyle Aras boylarına verilen coğrafî adlardan bi-
risidir. Kabaca bir coğrafi tabirle kuzeyde Kars-Iğdır hattından güneyde Nah-
çıvan’a kadar uzanan bu bölge Türklerin MÖ IV. yüzyıldan beri tanıdığı bir
coğrafyadır. Gürcü kaynakları MÖ 339 yılında Makedonyalı İskender’in or-
duları bölgeye yöneldiğinde Kıpçakların bölgede bulunduğunu yazar.
1
Bölge-
deki Türk varlığının tarihi derinliğini göstermesi bakımından büyük öneme
sahiptir. Bir kayda göre MÖ II. yüzyılda Kars civarında başka bir topluluk
daha görülmüştü. Ermeni tarihçilerinin üstadı olarak kabul edilen Horenli
Musa, MÖ 149-127 arasındaki bir tarihte Kars ile Pasin arasında Bulgarların
Vanand boyunun bulunduğunu yazmaktaydı.
2
Orta Aras havzası o zamanlar-
dan beri Türklerin yerleştiği bir yerdi. Selçukluların bölgeye yönelmesi ise
Çağrı Bey’in keşif seferiyle birlikte başlar.
Selçuklular daha devlet kurmadan üç kol halinde varlıklarını sürdürmeye
çalıştıkları dönemlerde Samanoğulları, Karahanlılar ve Gaznelilerin hüküm-
ranlığı altındaki yerlerde kendilerine yurt aramışlardı. Bunlardan Samanoğul-
ları ile işbirliği yaparak Buhara civarına yerleşmişlerse de 999’da bu devletin
diğer iki devlet tarafından ortadan kaldırılmasından sonra yeniden yurt arayı-
şına girmişlerdi.
3
İşte bu dönemde Çağrı Bey bir keşif seferine çıkmıştır.
1016’da başlayan bu seferde Selçuklu akıncıları ilk kez Orta Aras havzasına
varmışlardı. Van Gölü’nden kuzeyde Becni’ye kadar ilerleyen Selçuklu or-
dusu ciddi bir direnişle karşılaşmamıştı. Van’da karşılarına çıkan Ermeni kuv-
vetlerini büyük ölçüde yok eden Çağrı Bey kuzeye doğru ilerlediğinde Nahçı-
van’daki Gürcü kuvvetleri karşısına çıkamadı. Becni’de karşılarına çıkan Va-
sak Pahlavuni komutasındaki ordu da mağlup olmuş Vasak da hayatını yitir-
mişti.
4
1021’de tamamlanan bu sefer sonucunda Selçuklular kendilerine yurt
1
M. Brosset, Gürcistan Tarihi (nşr. H. D. Andreasyan-E. Merçil), Ankara, 2003, s. 16
vd.
2
Moses Khorenats’i, History of the Armenians (nşr. R. W. Thomson), London, 1980, s.
135 vd.
3
Bu dönem hakkında bkz. Sadruddin Ebu’l-Hasan Ali ibn Nasır ibn Ali el-Hüseyni,
Ahbâr üd-Devlet is-Selçukiyye (nşr. N. Lugal), Ankara, 1943, s. 2 vd.; Muhammed b.
Hâvendşâh b. Mahmûd Mîrhând, Ravzatu’s-Safâ (nşr. E. Göksu), Ankara, 2015, s. 17-26;
Reşîdü’d-dîn Fazlullah, Cami’ü’t-Tevârih (nşr. E. Göksu-H. H. Güneş), İstanbul, 2011, s. 71
vd.; Ahmed b. Mahmud, Selçuk-name, C I (nşr. E. Merçil), İstanbul, 1977, s. 3 vd.
4
Aristakes Lastivertc’i’s History (nşr. R. Bedrosian), New York, 1985, s. 20; Müverrih
Vardan, “Türk Fütuhatı Tarihi” (nşr. H. D. Andreasyan), Tarih Semineri Dergisi, S I-II (1937),
s. 172 vd.; History of Armenia by Father Michael Chamich, C II (nşr. J. Avdall), Calcutta,
1827, s. 111 vd.