130
SELMA YEL
Milli Kurultayı’nın gerçekleşebilmesi için her türlü desteği vermiştir. Av-
rupa’nın muhtelif ülkelerinden davet olunmuş; Azerbaycanlılar, cephelerden
gelen asker ve subaylar, konuklar, bu kurultaya iştirak etmişlerdir. Salon üç
renkli milli Azerbaycan ve Almanya bayrakları ile donatılmıştır.
86
Bu kurultayın da gösterdiği üzere A. Fetalibeyli, mevcut durumu bir fır-
sata dönüştürerek sürgündeki diğer muhalifler ile birlikte Almanya’nın da des-
teğini alarak Azerbaycan’ın bağımzsızlığını gerçekleştirebileceklerini düşün-
mektedir. Bu inanç sonucu olarak da Almanya’ya samimi destek vermeye de-
vam etmiştir. 1944 yılında Azərbaycan lejyonerləri olan A. Fatalibeyli’nin, İ.
İsrafilov’un, R. Babayev’in, T. Memmed və E. Kazıyev’in faaliyetleri sonu-
cunda Lejyon İrtibat Kərargahı’nın (Ferbindunqştab) Paris bürosu açılmıştır.
Paris’deki bu şubenin faaliyetlerinden Nuşibey Zülqederov, Rıza Tağıyev və
Alibəy Hacınski sorumlu olacaklardır.
87
İronik olan şudur ki; Bir taraftan Alman cephelerinde Sovyet ordusuna
karşı mücadele veren Azerbaycanlılar, diğer taraftan da başta Almanya olmak
üzere diğer Sovyet cephelerinde kanla, ölümle sınanmaya, cefa çekmeye de-
vam etmişlerdir. Savaşın başlamasını müteakiben Azerbaycan’dan ilk hafta
içinde 40 binden fazla kız ve erkek Almanya’ya karşı savaşmak için gönüllü
olarak Sovyet savaş komutanlığına müracaat etmişlerdir. Neredeyse bütün
Sovyet cephelerinde yer alan Azerbaycan Türkleri Sovyet ordusuna önemli
katkılar yapmakla kalmamış, büyük kahramanlıklar da göstermişlerdir.
88
Bun-
lardan birisi de Mustafa Teymur Ateşli’dir.
89
Savaşın sonuna kadar Azerbaycan’dan yarım milyonun üzerinde asker
Sovyet ordusuna katılmış, 397.400 bin kadarı savaşta şehit olmuş ya da ba-
kımsızlıktan ölmüştür.
90
Azerbaycan sadece gençlerini Sovyet ordusuna asker
86
Yakuplu, Azerbaycan Lejyonerleri…, s. 48. Kurultaya Berlin’den katılmış olan Tu-
gay Bey ayağa kalkarak, aksakallılardan birinin kurultayı açmasını rica etmiştir. Sürekli alkışlar
altında tanınmış 1. Dünya Savaşı Azerbaycan gazilerinden olan Cihangir Bey Kazım oğlu kür-
süye gelip, Milli Azerbaycan Kurultayı’nı başlatmıştır. Cihangir bey konuşmasında: kurultayın
Azerbaycan’ın milli istiklal tarihinde oynadığı mühim rol ve ehemmiyetini vurguladıktan sonra,
Alman hükümetine vermiş olduğu destekten dolayı toplantıdakiler adına teşekkür etmiştir.
87
Yakuplu, Azerbaycan Lejyonerleri…, s. 40.
88
Nikpur Cabbarlı,
Azerbaycan Muhaceret Nesli, Bakü, 2011, s. 6.
89
Sırakaya, İkinci Dünya Savaşı ve…, s. 160-161; “Mustafa Teymur Ateşli”,
http://www.biyografya.com/biyografi/12924, (05.10.2016‘da erişildi).
90
Sırakaya, İkinci Dünya Savaşı ve…, s. 161-162.
II. DÜNYA SAVAŞI’NDA KAFKASYA’DA ALMAN LEJYON
ALAYLARININ TEŞKİLİ TÜRKİYE VE NAHÇIVANLI
ABDURRAHMAN FATALIBEYLİ
131
olarak göndererek değil aynı zamanda II. Dünya Savaşı boyunca Azerbaycan
petrol üretiminin büyük kısmını da vermek mecburiyetinde kalmıştır. Bu üre-
tim miktarlarının tamamı ayrıca 22 milyon ton gaz ve üretimi gerçekleştirilen
diğer ürünlerinin tamamı Sovyet cephelerine gönderilmiştir.
91
Aynı durum
farklı şekillerde Kırım, Türkmenistan ve sair Müslüman Sovyet halkı için de
geçerli olmuştur. Ancak sonuç olarak Sovyet Rusya tarafından ödülle değil
cezalandırmayla karşılanmışlardır.
Sonuç
Bu lejyon alaylarında başarılı muharebelerde etkin olarak rol alan Türk
asıllı askerlerin durumu, Almanya’nın mağlup olarak geri çekilmeye başlama-
sıyla birlikte I. Dünya Savaşı sonundaki duruma benzer bir mahiyet kazanmış-
tır
92
. Yani “Tarih Tekerrürden İbarettir “ifadesi, II. Dünya Savaşı sonlarında
Kafkasya’da yaşanan hadiselerle yeniden doğrulanmıştır. Alman Ordularının
işgal etmiş oldukları Sovyet topraklarından çekilmesi ile Müslüman halk aynı
Osmanlı Ordusunun 1918’de Kafkasya’yı tahliye etmesi sonucunda yaşamış
olduğu trajedinin benzeri ile karşı karşıya kalmıştır. Başta devlet başkanı Sta-
lin olmak üzere Sovyet yöneticileri ülkedeki bütün Müslüman-Türk asıllı
halkı Almanların ve Türkiye’nin işbirlikçisi olarak gördükleri için nefret ve
intikam duyguları ile hareket etmeye başlamışlardır. Önce Kafkasya ve arka-
sından Kırım’dan çekilen Alman ordularının ardından bölgeye giren Kızıl
Ordu Birlikleri, işbirlikçi oldukları iddiasıyla bölgedeki Müslüman halka ağır
cezalar vermeye başlamıştır.
93
91
Sırakaya, İkinci Dünya Savaşı ve…, s. 178.
92
Çelik, II. Dünya Savaşında…, s. 205.
93
Bölgedeki Müslüman ahali öncelikle Sibirya’ya sürgün edilmiş ve stratejik bir bölge
olan Kırım’da bir daha kendilerine karşı gelemeyecek şekilde Türk nüfus yok edilmeye çalışıl-
mıştır. 18 Haziran 1944 günü Kırım Özerk Cumhuriyeti feshedilerek bölge doğrudan Mos-
kova’ya bağlanmış; Türkçe şehir ve köy isimleri Rusçaya çevrilerek bölgede Tatar Türkçesine
yasak getirilmiştir. Aslında bu zulüm çok önceden başlamıştır. Yakuplu, s. 19, “Arqumentı i
faktı” Gazetesi’nin 1989 yılında yayınlamış olduğu Stalinizmin genel kurbanlarının sayısının
1939’da 40 milyona kadar ulaştığını göstermektedir. 1939 yılında 1 Ocak (Yanvar) Gulak kam-
pındaki “GULAK” 1,317195 esirden 830.491’unun Rus, 181.9050’sinin Ukraynalı,
44.785’inin Belarus, 24.894’ünün Tatar, 24.499’unun Özbək, 19.758’inin Yəhudi, 18.572’sinin
Alman, 17.123’ünün Qazax, 16.860’ının Polyak, 11.723’ünün Gürcü, 11.064’ünün Erməni,
9352’sinin Türkmən, 4874’ünün Başqırd, 4347’sinin Tacik, kalan 96.948’inin de 100’den çox
millətin mensuplardır.