İsrail’in ölümle sonuçlanan saldırısı
kınamalara neden oldu - Isabel
Kershner
(The New York Times) - İsrail, deniz
komandolarının pazartesi günü Gazze'ye
giden bir yardım filosuna düzenledikleri
çoğunluğu Türk dokuz kişinin ölümüne yol
açan saldırı nedeniyle uluslararası alandaki
yoğun
kınamaların
yanı
sıra
iç
kamuoyunda da giderek artan sorunlarla
yüz yüze.
Tel Aviv Büyükelçisini geri çağıran,
İsrail'in İslam dünyasındaki en önemli
dostu olan Türkiye'nin, daha önce
planlanan askerî tatbikatları da iptal
etmesiyle iki ülke arasında hâlihazırda
gergin olan ilişkiler daha da zora girdi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi,
Gazze'nin kuzeyindeki uluslararası sularda
meydana gelen saldırı konusunda acilen bir
toplantı düzenlerken İsrail Başbakanı
Benyamin Netanyahu da bugün Başkan
Obama ile olan görüşmesini iptal ederek
ülkesine döndü.
Dünya genelinde protestolar yapılırken
Netanyahu, İsrail ordusunun harekatını
savunarak
İsrail'in
yasal
gördüğü
ambargonun
devam
ettirilmesi
için
komandoların indikleri Türk gemisinde
yolcular tarafından saldıya uğradıklarını ve
sadece kendilerini savunmak için ateş
ettiklerini söyledi. Ordu, iddialarını
kanıtlamak için saldırının ilk anlarını
gösteren bir video yayımladı.
İsrail şiddetin kendilerini yardımseverler
olarak tanıtan fakat çatışmaya hazır olan
bir grup Filistin yanlısının kışkırtması
sonucu çıktığını belirtti. Konvoyu organize
edenlerse
İsrail
güvenlik
güçlerini
güverteye çıkar çıkmaz ateş açmakla
suçlayarak iddialarını kanıtlamak için
videolar yayımladılar.
Görünüşe göre İsrail halkının büyük bir
çoğunluğu, Deniz Kuvvetlerini destekliyor
fakat siyaset uzmanları, bir istihbarat hatası
olup olmadığı ve İsrail'in filoyu durdurma
konusundaki ısrarının ters etki yapıp
yapmadığı hakkında askerî operasyonun
hazırlıklarını sorguluyor. Bazı yorumcular
savunma Bakanı Ehud Barak'ı istifaya
çağırdı.
Haaretz gazetesinden köşe yazarı Aluf
Benn dün gazetenin internet sitesinde
yayımlanan yazısında, soruşturma için
ulusal bir komite kurulması çağrısı yaparak
"İsrail'in ölümlerin sebebi olarak gemilerin
geri
dönmesine
yönelik
emirlerine
aldırmayan
filonun
organizatörlerini
suçlaması, bu olayın sonuçlarını hesap
edemeyen hükûmetin başarısızlığıdır."
dedi.
İsrail'in Gazze'ye askerî ambargosunu
kırma girişiminde bulunan kargo gemileri
ve yolcu botlarından oluşan filo, İslamcı
militan
grup
Hamas'ın
idaresindeki
Gazze'ye 10 bin ton yardım malzemesi
taşıyordu.
Ölümlerle sonuçlanan saldırı, uluslararası
kamuoyunun dikkatlerini İsrail'in Gazze
ambargosuna
çekti.
Dün
Güvenlik
Konseyinde ambargoya karşı sesler
yükseldi ve bunun kaldırılması için
baskılar artacak.
Filistin yanlısı Özgür Gazze Hareketi ve
Türk
organizasyonu
İnsani
Yardım
Vakfının önderliğindeki Özgürlük Filosu
isimli konvoy Kıbrıs yakınlarında denizde
bir
araya
geldi
ve
pazar
günü
seyahatlerinin son ayağı için yola çıktı.
İsrail,
bunu,
provakasyon
şeklinde
niteleyerek eylemlerine son vermeleri
konusunda uyardı.
Ölümle
sonuçlanan
olay,
İsrail'in
terröristlerle bağlantılı tehlikeli bir İslamcı
örgüt olarak tanımladığı, İnsani Yardım
Vakfı (İHH) olarak bilinen grubun
himayesinde 600 eylemciyi taşıyan Türk
yolcu
gemisi
Mavi
Marmara'nın
güvertesinde meydana geldi.
İHH Genel Başkan Yardımcısı Yavuz
Dede, "Bizim gönüllülerimiz eğitimli
askerî personel değil. Aralarında sanatçılar,
entelektüeller ve gazeteciler var. Böylesi
bir saldırıyı hiçbir şey haklı çıkaramaz."
dedi.
Bazı İsrailli yetkililer, başından itibaren
yaşanan fiyaskodan duydukları üzüntüyü
dile getirdi ve İsrail'in geniş kapsamlı
güvenlik politikalarını sorguladı.
İsrailli yetkililer, uluslararası hukukun,
ambargonun
çiğnenmesi
durumunda,
gemilerin
uluslararası
sularda
yakalanmasına müsaade ettiğini belirttiler.
İsrail ve Mısır, Hamas'ın 2007 yılında
Gazze'nin
yönetimini
ele
almasının
ardından ambargo uyguluyor. (BYEGM)
İsrail ve Türkiye’nin rolü - Tevfik el
Medini
(el Beyan) - İsrail'in uluslararası kara
sularında Özgürlük Filosunda işlediği yeni
cinayetin, Kane, el Kaa ve el Şayah'ta
işlediği korkunç ve çirkin cinayetlerden hiç
farkı yok. İsrail, orantısız güç kullanmakta
ısrarcı davranıyor, bu defa sınırsız gücünü
Türk ve Batılı direnişçilere kulandı. Bu
direnişçilerin tek suçu, kuşatılmış Gazze'ye
insani yardım götürmek.
Bu yeni katliam, yeni Orta Doğu'da,
İsrail'in gizlemek istediği çirkin yüzünü
ortaya çıkardı. İsrail, her zaman dünyaya
kendisini Orta Doğu'da tek Batı tarzı
demokratik ülke olarak göstermeye
çalışıyor ama bu olaydan sonra İsrail'in
demokrasiden ne kadar uzak olduğu gün
yüzüne çıktı.
Bu cinayet, İsrail için diplomatik bakımdan
da büyük kayıplara yol açtı. Çünkü
olaydan sonra bütün dünya ülkeleri ve
uluslararası medya organları, İsrail'in bu
yaptığının yanış olduğunu ve insanlık dışı
bir hareket olduğunu vurguladılar.
Yakın geçmişte İsrail'in işlediği cinayetler
cezasız
geçiştirilirdi
ancak
2006
savaşından sonra çok farklı oldu. Çünkü bu
savaştan sonra Batılı ülkeler bir komisyon
kurdu ve bu komisyonun raporunda, "İsrail
askerleri suç işlemiş olabilirler." denildi.
2009 Gazze savaşından sonra uluslararası
bir komisyon kuruldu "Goldstone". Bu
komisyonun raporunda, Gazze savaşında,
İsrail askerlerinin savaş suçu işlediği
açıklandı.
İsrail'in son cinayetinin hedefinde, Türkiye
ve Başbakanı Erdoğan vardı. Çünkü
Türkiye, son zamanlarda yeni bir strateji
uygulamaya başladı, bu strateji sayesinde
Türkiye, bölgedeki Arap ve İslam
ülkeleriyle (Suriye ve İran) iyi ilişkiler
içinde olmaya ve yeni bir dış politika
izlemeye başladı. Bu politika sayesinde
Türkiye, "tarihî düşmanlarıyla" sıfır sorun
politikasını hayata geçirdi.
Ancak bu son olay, Türkiye'nin, tepkisinin
sadece resmî açıklamalarda kaldığını
ortaya koydu ve ayrıca Türkiye'nin,
bölgedeki gerçek rolünü gösterdi.
İsrail, bölgede geçmişte eski ortağı olan
İran'ı kaybetti ve şimdi de bölgedeki son
dostu ve ortağını da kaybedecek.
(BYEGM)