85
SANAT
YAZILARI
22
Resim 31: Danı Karavan, Belveder Meydanı,
Viyana - Avusturya.
Resim 32: Pit Kroke, Mimari Heykel, Berlin - Almanya, 2008.
87
SANAT YAZILARI
22
Kaynakça
Kuban, D. (1992). Mimarlık Kavramları. İstanbul: Yem Yayınları.
Melvin, J. (2009). …İzmler, Mimarlığı Anlamak,(Çev:Murat Şahin) İstanbul: Yem
Yayınları.
Ulusu, T. (1990). Mimari Tasarımda Concept. Yapı Dergisi. 107: 37-42.
Özer, D.,N. (2005). Heykel Mimarlık ArchiSculpture. Yapı Dergisi, 280: 56-60.
Glancey, J. (1998). C20th Architecture. New York: The Overlook Press.
Le
Normand-Romain, A. (1996). Sculpture The Adventureof Modern Sculpture In The
Nineteenth And Twentieth Centuries. Köln: Taschen.
Ögel, S. (1977). Çevresel Sanat. İstanbul: İTÜ Yayınları.
Carandente, G. (1999). Chillida. Barcelona: Könemann.
Restany, P. (1992). Dani Karavan. München: Prestel.
Venturi, R. (1979). Complexity and Contradiction in Architecture. New York: Modern Art
Museum.
(www.mariabuszek.com/kcai/ConstrBau/Readings/gropBau19pdf.
SANAT YAZILARI
22
Özet: Franz Liszt (1811-1886) müzik dünyasının olağanüstü bir piyano virtüözü, çok önemli bir
bestecisi, alanında devrim niteliğinde yenilikler gerçekleştirmiş olan ve bu yeniliklerin etkileri
günümüze kadar ulaşmış bir pedagog’dur. Onun piyano icrası ve pedagojisine getirmiş olduğu
devrim niteliğindeki yeni yaklaşımlar ve teknikler ondan sonra gelen piyanistlere ışık tutmuştur.
Kendisi bir piyano virtüözü olduğu için, teknik açıdan çok
zor eserler besteleyebilmiş, bu
enstrümanın kullanım alanını genişletmiş ve böylelikle piyano tekniği açısından çıtayı yukarı
taşımıştır.
O, empresyonizm ve atonal müziğin öncülüğünü yaparak
Schönberg, Richard Wagner, Franck,
Strauss, Debussy, Ravel gibi birçok önemli besteciye ilham kaynağı olmuştur. Yapmış olduğu
yüzlerce transkripsiyonları ile piyano repertuarına önemli katkı sağlayan bir transkripsiyon ustası
olmuştur.
Gerek icra gerekse eğitsel alanda müzik dünyasına kazandırmış olduğu birçok ilk ile (master
class kavramı, resital, piyanoda yüksek oturuş pozisyonu v.b. yenilikler) kendinden sonra gelen
piyanistlere yol göstermiş ve gelişmelerine katkıda bulunmuştur.
Anahtar Sözcükler: Franz Liszt, Piyano, Pedagoji.
Abstract: Franz Liszt was an extraordinary virtuoso of piano, a very prominent composer, and a
pedagogue who made revolutionary improvements in the field of piano that the effects of which
reach our day. His revolutionary new approaches and techniques, in
terms of piano performance
and pedagogy, guided the way for the pianists who came after him. Since he himself was a
renowned virtuoso of piano, he was able to compose technically difficult pieces and by expanding
the usable range of the instrument, he raised the bar for the piano technique.
Franz Liszt and His Piano Pedagogy
Franz Liszt ve Piyano Pedagojisi
Doç.Dr.
Yeşim Alkaya Yener
Hacettepe
Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı
Piyano Ana Sanat Dalı
yealka@hotmail.com
90
By leading the way for the impressionism and atonal music, he inspired such important composers
as Schönberg, Wagner, Franck, Strauss, Debussy and Ravel. He was known as the master of
transcription for he transcribed hundreds of pieces for piano that enriched the repertoire of the
instrument.
Liszt, by introducing so many firsts to the world of music in the areas of performance and
education (such
as the ideas of master class, recital, sitting high at the piano, etc.), became a
mentor to the pianists who came after him and helped them improve as pianists and as musicians.
Key words: Franz Liszt, Piano, Pedagogy.
91
SANAT YAZILARI
22
Giriş
Franz Liszt’in (1811-1886), çağının çok önemli bir piyano virtüözü, bestecisi, orkestra
şefi, eğitimcisi ve müzik eleştirmeni olduğu bilinen bir gerçektir. Onun piyano icrası ve
pedagojisine getirmiş olduğu devrim niteliğindeki yeni yaklaşımlar ve teknikler, ondan
sonra gelen piyanistlere ışık tutmuştur. Kendisi bir piyano virtüözü olduğu için,
teknik
açıdan çok zor eserler besteleyebilmiş, enstrümanın kullanım alanını genişletmiş ve
böylelikle piyano tekniği açısından çıtayı yukarı taşımıştır.
Liszt’in müzik dünyasına ve kendinden sonraki piyanistlere en büyük armağanlarından
biri de transkripsiyonlarıdır. Adını taşıyan 1300 den fazla eserin sadece 400 kadarı
kendi özgün eseri, diğerleri ise transkripsiyonlarıdır (Scholes 1985: 576). Orijinal
piyano eserleri yanında transkripsiyonları, parafrazları ve fantezileri çok büyük
önem taşımaktadır. Örneğin, Schubert lied’lerinin transkripsiyonları, tanınmış opera
melodilerini kullandığı fantezileri, Berlioz ve Beethoven’in senfonilerinin ve diğer
eserlerinin piyano uyarlamaları piyano repertuarına büyük zenginlik katmıştır. Liszt,
tüm zamanların en büyük transkripsiyon ustası ve senfonik şiir’in de yaratıcısı olarak
kabul edilir.
Liszt, aynı zamanda empresyonizm ve atonal müziğin öncüsü olmuştur. Sonraki yıllarda
Arnold Schönberg, bu konuda “Richard Wagner’de dâhil olmak üzere Franck, Strauss,
Debussy, Ravel ve yeni Rus besteciler, hepimiz varlığımızı ona borçluyuz” demiştir
(Xardel 2007: 145). Liszt, kısa bir süre için olsa bile, piyanistlikle din adamlığı arasında
seçim yapması gerektiğinde, ne mutlu bize ki, piyanistliği seçmiştir.
Liszt piyano için birçok yenilik getirmiştir. Bunların en önemlilerinden biri de, o zamana
kadar küçük salonlarda çalınan bir enstrüman olan piyanoyu
yüzlerce kişilik konser
salonlarına taşımış ve resital kavramını kazandırmış olmasıdır. Liszt resital sırasında
ezbere çalan ve tek başına solo resital veren ilk piyanist olmuştur. Liszt piyano
tekniğinin bugünkü düzeye gelmesine büyük katkılar sağlamış, uyguladığı tekniklerle
piyanoyu orkestral bir enstrüman şeklinde kullanan ilk piyanist ve besteci olmuştur.
Piyano eserlerinin çoğu armonik ve yapısal açıdan zorluklar içerdiğinden özel parmak
numaralandırmaları ve teknikler gerektirmiştir. Liszt tüm klavyeyi uç noktalara kadar
cesurca kullanarak, piyanodan kapsamlı, dolgun ve orkestral bir ses elde etmiştir.
Böylece piyanonun evrimini sağlamış, daha fazla ses elde edilebilen, orkestral ve vokal
ses renklerini taklit edebilen bir enstrüman haline getirmiştir.
Bestelediği eserleri çalabilecek üstün bir piyano virtüözü olması Liszt’in, piyanonun
sınırlarını zorlayarak, o güne kadar hiç yazılmamış
zorlukta piyano eserleri
bestelemesini mümkün kılmıştır. Liszt’in piyano üzerindeki ustalığı hakkında ünlü
yazar Honore de Balzac “Liszt, piyano’nun Paganini’sidir” demiştir. Aynı konuda,
Rachmaninoff ise onun için “gelmiş geçmiş piyanistlerin herhalde en büyüğüdür,