Selçuk iletiŞİM


ARAŞTIRMA BİZE NE ÖĞRETİR?



Yüklə 2,6 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/120
tarix15.10.2018
ölçüsü2,6 Mb.
#74209
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   120

ARAŞTIRMA BİZE NE ÖĞRETİR?
 YÖNTEME VE ARAŞTIRMACIYA ELEŞTİREL BAKABİLMEK
Günseli Bayraktutan Sütcü
*
ÖZET
Niteliksel araştırma, araştırma sürecinin ve kullanılan tekniklerin eleştirel bir değerlendirilmesini
yapılmadan sonlanmış sayılamaz. Böyle bir değerlendirme hem araştırma hem de araştırmacı için
kazanımları olan bir süreçtir. Bu yazıda amaçlanan, bilimsel bir araştırma projesinde benimsenen
niteliksel araştırma yöntemini ve bu doğrultuda kullanılan teknikleri-odak grup-, araştırmacının
rolünü de dâhil ederek eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutmaktır. Bir çeşit bilimsel yüzleşme
olarak tanımlayabileceğimiz bu süreci çözümlerken niteliksel araştırmayı tanımlayan ve teorik
altyapısını sağlayan kuramsal yaklaşımlardan Frankfurt Okulu/ eleştirel kuram ve feminizm ile
Pierre Bourdieu’nun düşünümsellik gibi kavramsallaştırmalarından da kısaca söz edilecektir.
Çalışmanın sonuç bölümünde ise söz konusu bilimsel araştırma projesinde görev almış araştırma-
cılarla gerçekleştirilmiş bir odak grup görüşmesinin sonucunda ortaya çıkan bulgular bilimsel
yüzleşme amaçlı değerlendirilecektir.
Anahtar sözcükler: Niteliksel araştırma, odak grup görüşmesi tekniği, araştırmacının rolü,
düşünümsellik.
WHAT WE LEARN THROUGH RESEARCH?
CRITIQUE OF RESEARCH METHOD AND THE RESEARCHER
ABSTRACT
Qualitative research cannot be finalized until a critique of research process and research tech-
niques were done. This kind of a critique turns out to be a positive process both for the research
and the researcher. The aim of this paper is to make a critical evaluation of a qualitative research
method and the research technique used -focus group- for this purpose by including the role of the
researcher to the analysis. For that kind of a scientific confrontation a brief theoretical summary
will be made about the Frankfurt School/ critical theory,  feminism and concepts like reflexivity in
the vein of Pierre Bourdieu. At the conclusion part, findings of a focus group discussion conducted
with the researchers who have been taken part at that scientific research project will be discussed
for the purpose of scientific confrontation.
Key words: Qualitative research, focus group technique, role of the researcher, reflexivity
*
 Öğr.  Gör., Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi
GİRİŞ
Bu yazının amacı, bilimsel bir proje kapsamın-
da benimsenen niteliksel bir araştırma yönte-
minin, bu yöntem doğrultusunda seçilen araş-
tırma tekniklerinin (odak grup görüşmesi
ve/veya derinlemesine yüz yüze (1) görüşme,
görüntülü kayıt) ve bu tekniklerin uygulanma
sürecinin bütün aktörleri de dâhil ederek eleşti-
rel bir değerlendirmesini yapmaktır. Bu değer-
lendirmeyi yaparken, çalışmanın ilk bölümün-
de öncelikle niteliksel araştırma yöntemine ve
seçilen yönteme uygun olarak kullanılan tek-
niklere ilişkin eleştirel kuramsal yaklaşımlar-
dan kısaca söz edilecektir. Yazının ikinci bö-
lümünde ise ilgili yöntem ve tekniğin kullanıl-
dığı proje kısaca tanıtılacak ve kullanılan yön-
tem ve tekniklerin tercih nedenleri ele alınacak-
tır. Bu bölümde yine araştırmacının konuyla,
kullanılan teknikle ilişkisi ile alan çalışması
için oluşturulan araştırma ekibinin eğitimi ve
alanda eşgüdümün nasıl gerçekleştirildiği de
irdelenecektir. Yazının son bölümünde araştır-
ma ekibini oluşturan öğrencilerle yapılan odak
grup görüşmesinin sonuçları tartışılacaktır. Bu
son bölüm niteliksel araştırmada yöntemle ve
kullanılan tekniklerle bir çeşit hesaplaş-
ma/yüzleşme uygulaması olarak değerlendiri-
lebilir. Ancak böyle bir düşünümsel süreç/


Selçuk İletişim, 5, 3, 2008
46
sorgulamayla bir çalışma ve/veya araştırma
sona erebilir kanısındayım.
1. ARAŞTIRMACININ YÖNTEMLE VE
KULLANILAN TEKNİKLE YÜZLEŞME-
Sİ NEDEN GEREKLİDİR?
Niteliksel araştırma yöntemlerine, özellikle
sosyal bilimlerde 1960’larda başlayan para-
digma değişikliğine (2) paralel olarak giderek
daha fazla başvurulmuştur. Ancak, niteliksel
araştırma bu yaygınlığa ve elde ettiği alana
rağmen özellikle pozitivist bakış açısının öne
sürdüğü bir takım iddialar nedeniyle özellikle
kullanılan tekniklerin neden kullanıldığına dair
her zaman hesap vermek durumunda olmuştur.
Niteliksel araştırma, araştırmacılar tarafından
yumuşak, esnek, öznel, politik ve spekülatif
olarak nitelenirken, niceliksel araştırma için
kullanılan sıfatlar şunlar olmuştur; katı, belirli,
nesnel, değerlerden bağımsız ve varsayım test
eden (Schrøder ve ark. 2003: 32). Yazarlar, bu
türlü bir listelemenin niceliksel araştırmayı test
eden, nesnel “gerçek bilimle” ilişkilendirdiğini,
niteliksel araştırmayı ise sistematik olmaktan
uzak, öznel ve araştırmacının değer yargıları ve
politik görüşüyle doğrudan şekillenen bir anla-
yışın ürünü olarak görülmesine neden olduğu-
nu belirtmektedirler (Schrøder ve ark. 2003:
32).  Niteliksel araştırma yapan araştırmacılar
ve bilim insanları her zaman daha titiz ve özen-
li, araştırma konusunda dikkatli olmaya özendi-
rilmişlerdir. Niteliksel araştırmacının en çok
karşılaştığı zorlukların başında araştırması ile
ilgili niteliksel araştırma ile niceliksel araştır-
manın farkını bilmeyen kimileri tarafından
“varsayım”, “örneklem seçimi” gibi niceliksel
araştırmanın kavram ve ölçütleriyle sorgulan-
mak gelmektedir. Bu noktada nitel araştırma
yürüten araştırmacı çalışmasını niceliksel yön-
teme ait tekniklerle de desteklemek durumunda
kalmaktadır. Hemen hemen araştırma yöntem-
lerine ilişkin kaynakların tümünde de önerilen
budur (Jensen  2002: 241, Schrøder ve ark.
2003: 33). Yukarıda özetlenmeye çalışılan
bakış açısı nedeniyle de niteliksel araştırma
yürüten araştırmacı her zaman “hesap verme”
durumundadır, bu nedenle de araştırmaya ve
kendi rolüne dönük bir sorgulamaya zaten
aşinadır. Niteliksel araştırmanın yaygınlaşma-
sını sağlayan ve kuramsal zemini sağlayan
eleştirel teori de sürekli sorgulamayı ve görü-
nenin ardındaki yapıları, ilişkileri çözümlemeyi
hedef gösterir. Bu durumda yöntem, teknik ve
araştırmacının rolü de eleştirel bir bakışla sor-
gulanmaya dâhildir.
Bu noktada eleştirel teorinin gelişmesinde ve
niteliksel araştırmanın şekillenmesinde önemli
rolü olan Frankfurt Okulu’na kısaca değinmek
gerekecektir. Frankfurt Okulu, kitle kültürü,
kültür endüstrisi, otoriteryen kişilik, tek boyut-
lu insan, bilinç endüstrisi gibi çeşitli kavramları
düşünürleri aracılığıyla sosyal bilimlerde tar-
tışma alanına sokmuştur. Okulun önde gelen
temsilcileri Theodor W. Adorno, Max
Horkheimer, Walter Benjamin ve Herbert
Marcuse çoğunlukla kitle iletişim araçlarının
kullanımı ve gerçekliği tesis etmedeki rolleri
üzerine çalışmışlardır. Adorno bu kapsamda
“kültür endüstrisinin duyarsızlaştırdığı kitlesel-
leştirilmiş insan” saptamasını kavramsallaştır-
mıştır (Türkoğlu 2004: 150).  Frankfurt Okulu
düşünürleri, 1940’larda iletişim araştırmalarına
egemen olan istatistiki ve nicel yöntemleri
eleştirmişlerdir. Bu eleştirilerin onlara göre üç
temel nedeni vardır: o dönem yapılan izleyici
araştırmalarının çok sıkı bir şekilde kitlelerin
iknası yolunda kullanılması, kültür endüstrisi
metalaştırma süreçlerine operasyonalizm ve
nicelleştirme/ sayısallaştırma gibi olguların
araştırma aracılığıyla yerleşmesi ve son olarak
da pozitivistlerin nesnellik ve gerçekliğe dönük
olarak kaba iddialarının çalışmalarının banalli-
ğini ve sıradanlığını örttüğü düşüncesi
(Schrøder ve ark. 2003: 178). Bu türlü eleştiri-
lerin sonunda Frankfurt Okulu’nun ya da bir
başka adlandırmayla Eleştirel Okul’un bilimsel
bakışının gereği, güç ilişkilerini çözümlemek,
toplumsal değerlerin objektifliğini ve doğrusal
aktarım modelini reddetmek olarak şekillen-
miştir (Türkoğlu 2004: 177). Rolf Wiggershaus
da Frankfurt Okulu’nu niteleyen özellikleri
sıralarken bir maddede bilimsel bakış açısına
vurgu yapar: “ ‘Yeni bir paradigma’, felsefe ve
sosyal bilimlerin bir kombinasyonu, psikanaliz
ve çeşitli rasyonalite ve metafizik eleştirmenle-
rinin belli düşüncelerini tarihsel maddecilikle
bütünleştiren ‘maddeci’ ya da ‘eleştirel’ toplum
teorisidir.” (aktaran Kejanlıoğlu 2005: 77). Bu
bir anlamda pozitivizmden kopuş da demektir.
Kümbetoğlu’na göre (2005: 28) de “bireyin
sosyal dünyada hangi koşullar içinde nasıl
davrandığını anlamak, biçimsel bir kurallar
dizisi içinden bakan pozitivist yaklaşımdan çok
daha ayrıntılı ve derinlemesine bir kavrayışla
mümkün olacaktır.”


Yüklə 2,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   120




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə