SemiTİzm ve anti-semiTİZM



Yüklə 358,99 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/15
tarix14.05.2018
ölçüsü358,99 Kb.
#43555
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   15

www.altinicizdiklerim.com 

17 


kırmışlar  ve  yine  faaliyete  geçmişlerdi.  Çoğu  açısından,  Napolyon’un  kendisi  de  bir 

Yahudi’ydi. Daha sık rastlanan başka bir görüşe göre de, Yahudi komplocuların ellerindeki 

bir oyuncaktı Napolyon. Bu tür iddialar Napolyon’un yenilerek sürgüne gönderilmesinden 

sonra da devam etti: Bir Alman yazara göre, “Napolyon okyanusta bir adaya hapsedilmiş 

olsa  da,  amaçları  dünya  devriminden  başka  bir  şey  olmayan  Yahudi  ortakları  sadece 

Fransa’da değil Almanya, İtalya, İspanya ve Hollanda’da da ipleri ellerinde tutuyorlardı.” 

Eski  Ahit’e  saldırmak  Hıristiyanlar  için  zordu,  çünkü  Kilise  onu  Hıristiyanlık 

külliyatının  bir  parçası  haline  getirmişti.  Bundan  dolayı  tüm  dikkatler  münhasıran 

Yahudilere ait olan dini kitaplara, yani haham koleksiyonlarına ve özellikle de bunlardan 

en  önemlisi  ve  ünlüsü  olan  Talmud’a  çevrildi.  Talmud,  Hıristiyanlık  döneminin  ilk 

asırlarında biri Babil’de diğeri de Romalılara ait Filistin ilinde derlenen, haham hukuku, 

tefsir ve tartışmalardan oluşan iki büyük koleksiyona verilen isimdir. 

 

Bazı  Hıristiyan  bilim  ve  din  adamlarının  Talmud’u  savunma  çabalarına  rağmen, 



uygulama diğer Katolik ülkelerde de sürdü ve 1553 Eylül’ü gibi geç bir tarihte Talmud ve 

diğer kitaplar, Roma, Venedik, Cremona ve başka İtalya şehirlerinde resmi emirle yakıldı. 

Eisenmenger’in  1711’de  yayımlanan  ünlü  kitabı  Entdecktes  Judentum’la  birlikte 

yeni  bir  aşama  başladı.  Eisenmenger,  Talmud’u  Hıristiyanlık  ve  insanlık  karşıtı 

doktrinlerin derlemesi olarak sunuyordu. Eisenmenger, kitabında, o zamana kadar anti-

Semitik  kampta  standartlaşmış  hale  gelen  tüm  yalanları-kuyuların  zehirlenmesi,  Kara 

Ölüm, çocukların ayinlerde öldürülmesi vd.-tekrarlar ve doğrulamaya çalışır. Hıristiyan ve 

Yahudi  bilim  adamları  tarafından  defalarca  çürütülse  de  Eisenmenger’in  kitabı  anti-

Semitik  literatürün  klasiği  haline  geldi  ve  günümüze  kadar  süren  anti-Semitik 

suçlamaların kaynak kitabı olarak kaldı. 

On dokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren bazı Hıristiyan teologlar, Hıristiyan 

külliyatının  bir  parçası  olmasına  rağmen,  Eski  Ahit’e  karşı  da  saldırı  başlattılar.  Eski 

Ahit’in  sert,  kindar,  merhametsiz  Yahudi  Tanrısı’yla  Yeni  Ahit’in  kibar,  nazik  ve 

bağışlayıcı Hıristiyan Tanrısı’nın tezatlarını karşılaştırmak revaçta yaklaşımdı. 

Kapitalizm  çağı  Yahudileri  iki  önemli  suçlamayla  karşı  karşıya  bıraktı-biri, 

kapitalizmi  onların  yarattıkları  ve  sürdürdükleri  ve  ikincisi  onu  zayıflatmaya  ve  yok 

etmeye çalıştıkları suçlaması. Bu suçlamalar, egemenlikleri kapitalizm tarafından tehdit 

edilen  ve  sonunda  da  yıkılanlar  ile  kapitalizmi  yıkıp  yerine  başka  bir  düzen  geçirmek 

isteyenlerden  gelmek  üzere  iki  farklı  şekilde  yöneltildi.  Kilise  ve  soylular  kurdukları 

düzenin  gitgide  kan  kaybetmekte  olduğunu  gayet  iyi  biliyordu.  Bu  istenmeyen  değişimi 

kapitalizme  bağladılar;  sonuca  giden  nedenleri  çarpıtarak  kapitalizmin  yükselişini 

Yahudilere izafe ettiler. 

Fransa’daki sosyalizm ve anti-Semitizmin öncüsü Toussenel, geçmişteki tüm anti-

Semitlere  geriye  dönük  şükranlarını  şöyle  sunuyordu:  “Romalıların,  Hıristiyanların  ve 

Muhammedilerin  Yahudilere  çektirdikleri  eziyetleri  anlıyorum.  Yahudinin  uyandırdığı 

evrensel  tiksinti  onun  iflah  olmaz  kibrinin  cezalandırılmasından  ve  tarafımızca 

aşağılanması da, onun diğer insanlara karşı duyduğu nefrete verdiğimiz karşılıktan başka 



www.altinicizdiklerim.com 

18 


bir  şey  değildir.”  1883’de  yayımlanan  bir  kitapta  Proudhon  solcu  ekonomistlerin  klasik 

anti-semitizm formülasyonlarını verir: 

Yahudi, doğası gereği, ne bir çiftçi, ne bir sanayici, ne de gerçek bir tüccardır o, 

sadece  bir  üretici  karşıtıdır.  Fiyatların  ne  zaman  düşeceğini  ve  yükseleceğini,  taşıma 

risklerini, ürün dalgalanmalarını, arz ve talep dengesizliklerini her zaman bilir. Ekonomi 

politikası  daima  negatif,  daima  tefeciliğe  dayalı  olmuştur;  baş  şeytan,  İblis,  Ehrimen 

Sami ırkında vücut bulmuştur. 

Sosyalistler arasındaki Yahudiler, daha kesinleştirmek gerekirse, eski Yahudiler 

bile bu çevrelerdeki Yahudi karşıtı fikirlerden etkilenmişler ve kendilerine ait bir solcu 

Yahudi  öz-nefreti  geliştirmişlerdir.  Buna  en  çarpıcı  örnek,  bir  hahamın  vaftiz  olmuş 

büyük  torunu  olan  Karl  Marks’tır.  Marks’ın  1844’de  yayımlanan  ünlü  “Yahudi  Sorunu 

Üzerine”  isimli  makalesi  anti-Semitik  propagandanın  klasiklerinden  biri  olmuştur.  Bu 

makalede  Marks,  Yahudileri  ve  hatta  Museviliği,  yıkmayı  istediği  kapitalist  düzenin  en 

fazla rahatsızlık yaratan özellikleri olan açgözlülük ve yağmacılıkla tanımlar. 

Britanya ve Kuzey Amerika’da anti-Semitizm, hiç olmamıştır denemez ama, Fransa 

ve Almanya’dakine kıyasla çok daha az olmuştur. Fakat, kıta Avrupa’sında en güçlü anti-

Semitizm,  başından  beri  çarlara  karşı  devrimci  muhalefette  güçlü  bir  Yahudi  karşıtı 

duygunun hüküm sürdüğü Rusya’da ortaya çıkmıştır. 

 

MÜSLÜMANLAR VE YAHUDİLER 

İslamiyet’te,  İncil’in  eğitimde  herhangi  bir  yeri  yoktur  ve  Müslüman  çocuklar 

Yahudi  tanrı-katilliği  hikayeleriyle  yetiştirilmezler.  Nitekim,  tanrı-katilliği  kavramı, 

küfür niteliğinde bir saçmalık olduğu için Kur’an tarafından reddedilir. 

Muhammed 

ve 


yanındakiler 

Yahudi 


değillerdi,  Yahudi 

toplumunda 

yaşamamaktaydılar ve mesajları Yahudi toplumuna yönelik değildi. Tanıdıkları Yahudiler, 

ezici  bir  çoğunluğu  pagan  Arap  olan  bir  toplumda,  Medine’nin  dinsel  bir  azınlık 

niteliğindeki üç Yahudi kabilesiydi. 

Hem  Hıristiyanlığın  hem  de  İslamiyet’in  selefi-kimilerine  göre  ana  din-olan 

Museviliğin  konumu  birçok  bakımdan  ikisinin  arasında  bir  yerdedir.  Bazı  konularda 

Musevilik,  Hıristiyan  topraklarında  bile  İslam’a  daha  yakınken;  diğer  başka  konularda, 

İslam topraklarında bile, Hıristiyanlığa yakındır. Benzerliklere ve farkıllıklara bir bakmak 

Musevilikle ardıl dinler ve bu dinlerin inananlarıyla Yahudiler arasındaki ihtilaflı ilişkilerin 

açıklığa kavuşturulmasında yardım edebilir. 

Birincisi,  Hıristiyanlarla  Yahudiler  arasındaki  en  belirgin  ve  muhtemelen  de  en 

önemli  buluşma  noktası,  paylaştıkları  kutsal  kitaplardır.  Yahudiler  Yeni  Ahit’i  kabul 

etmezler  fakat  Hıristiyanlar  Eski  Ahit’i  kabul  ederler.  Gerçekten  de,  Hıristiyan 

uygarlığının  oluşumu  ve  gelişiminde  Eski  Ahit  önemli  bir  rol  oynamış,  Eski  Ahit’teki 

hikayeler,  düşünceler,  duygular  ve  deyimler  bu  uygarlığın  sanatına,  edebiyatına  hatta 

dillerine girmiştir. 

İsa’nın  misyonu  ve  çarmıha  gerilmesiyle ilgili olarak  İslam  diğer  iki din  arasında 

bir konumda durmaktadır. İslam da Musevilik de ne İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğu ne de 




Yüklə 358,99 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə