www.altinicizdiklerim.com
3
Naziler ve müritleri açısından Yahudiler bir ırktır ve hangi dili konuşurlarsa
konuşsunlar ve hangi dine mensup olurlarsa olsunlar Yahudiler ve zürriyetleri de Yahudi
kalmaya devam eder.
Haham hukukuna göre
, yarı Yahudi ya da çeyrek Yahudi gibi tanımlar söz konusu
olamaz.
Kişi ya Yahudi’dir ya da değildir.
Yahudi bir anne ile Yahudi olmayan bir
babanın çocukları Yahudi’dir; Yahudi olmayan bir anne ile Yahudi bir babanın çocukları
Yahudi değildir. Naziler için Hıristiyanlığa geçmiş bir Yahudi hala “tam Yahudi’dir”.
İsrailliler, Siyonistler ya da Yahudiler için benimsenen tanımlar nasıl farklılık
gösteriyorsa, kendilerine karşı beslenen düşmanlık da farklılık göstermektedir.
Genellikle üç tür düşmanlıktan söz edilir.
1. Bunlardan birincisi İsrail’e ve onu yaratan, bir ölçüde sürdüren Siyonist
hareket ve ideolojiye muhalefettir.
Siyonizm bir ideolojidir; İsrail ise bir hükümet tarafından yönetilen bir devlettir.
İyi niyetli kişiler, önyargıdan etkilenmeksizin, bu ideolojiye karşı çıkarıp onu
reddedebilir veya eleştirebilir. Siyonizme muhalefetin ya da İsrail politikalarına yönelik
eleştirinin anti-Semitik bir önyargının ifadesi olduğunu varsaymak mantıksız ve
haksızdır.
2. İkinci düşmanlık türü bir önyargıdır.
Dünyanın her yerinde, genellikle başka bir kökenden gelen, özel bir ekonomik rol
oynayan, düşmanlık uyandıran, sonuç olarak da baskılara maruz kalan azınlık gruplarına
rastlanır. Batı Afrika’daki Lübnanlılar, Doğu Afrika’daki Hintliler, Güneydoğu Asya’daki
Çinliler bu tür azınlık gruplarındandır. Yahudilere karşı duyulan düşmanlık, benzer
nedenlerle uyanmakta ya da artmaktadır.
3.Üçüncü düşmanlık türü anti-Semitizmdir. Yahudilere karşı duyulan nefret
birçok paralellikler taşımakla birlikte, bir bakıma biriciktir-kararlılığı ve kapsamı, etkisi
ve ölümcüllüğü, korkunç Nihai Çözümüyle bu nefret biriciktir. Sıradan önyargı ve baskı da
çok korkunç olabilir, fakat bunların arasındaki fark konvansiyonel savaşla nükleer savaş
arasındaki farka benzer. Anti-Semitizm kavramı, Yahudilere yöneltilen “normal”
önyargıyı ifade etmek, hatta İsrail’e ya da Siyonizme karşı siyasi ve ideolojik muhalefeti
tarif etmek için kullanılır. Bu kullanım biçimi yanıltıcıdır.
Üç tür düşmanlık arasında açık ve kesin ahlaki ve siyasi farklılıklar bulunmaktadır.
Fakat İsrail bir Yahudi devletidir ve Siyonizm, bir Yahudi sorununu tanımlayarak çözüm
sunmaktadır. Kaçınılmaz olarak üç kategori birbiriyle etkileşebilmekte ve hatta
birleşebilmektedir.
Anti-Semitik tarih görüşünün aşırı şekli Yahudileri şeytani bir güç, geçmişten
günümüze dünyadaki tüm kötülüklerin kökeni olarak görür. Bu görüşe göre bir Yahudi,
Yahudi olmayan dünyaya sızarak onu bozma ve nihai olarak yönetme amacı güden, ebedi
ve evrensel bir komplonun üyesidir.
www.altinicizdiklerim.com
4
SOYKIRIM VE SONRASI
1939-1945 yılları arasında, bir milyonu çocuk beş veya altı milyon kişi, sadece
Yahudi oldukları için toplanarak kamplara tıkıldı ve çeşitli şekillerde öldürüldü. Bu
harekat Almanya’nın Nazi yöneticileri tarafından düşünülmüş ve planlanmıştı, büyük
ölçüde de Almanlar tarafından uygulandı. Almanlar kesin olarak yenilgiye uğratılıp teslim
olmadan önce, işgal altındaki ülkelerde yaşayan hemen hemen bütün Yahudileri yok
ettiler-ki bu sayı dünyadaki Yahudilerin yaklaşık üçte birine karşılık gelmekteydi.
Gerçekten, Çingeneler hariç, başka hiçbir grup sistematik ve toplu bir yok etme
eyleminin hedefi olmamışlardır. Yahudiler, sadece Yahudi oldukları için öldürülüyorlardı.
Bir Yahudi, Yahudiliğin kendi tanımına göre değil, Naziler tarafından geliştirilen bir
tanıma göre belirleniyordu. Naziler için Yahudilik, dinsel ya da kültürel bir özellik
olmadığı gibi, bir topluluğa ya da halka aidiyet de içermiyordu.
Anti-Semitizmin bir kötüleme ve suçlama kavramı olduğu günümüzde, bu kavramın
aslında anti-Semitik doktrinin karşıtları tarafından değil yandaşları tarafından icat
edildiğini ve kullanıldığını hatırlamak önemlidir. Bu doktrine inananlar için anti-Semitizm,
başıboş bırakıldığı takdirde yayılarak daha önceden Avrupa, Hıristiyan, Batı veya Aryan
uygarlığı olarak tanımlanan olguya bulaşabilecek tehlikeli bir zehri teşhis, tecrit,
nötralize ve nihai olarak da yok etmek için kullanılan bir tür antiseptik olarak
görülüyordu.
Bütün anti-Semitler için olmasa da Naziler açısından anahtar sözcük Ari’dir.
Daha sıradan kozmolojilerin iyi ve kötü figürlerinin yerini Nazi ideolojisinde Ari
ve Sami alır.
En güzel biçimde Alman ırkında vücut bulan
Ari
, güzelliği, yaratıcılığı ve hepsinin
ötesinde gücü temsil eder. Tek başına kültürler yaratmaya ve uygarlıklar kurmaya
muktedirdir.
Sami
ise yaratıcılıktan, hatta yaratılanı korumaktan bile acizdir. Sami sadece yok
etmekle meşguldür. Kendi ırkını ve diğer aşağı ırkları Ari toplumuna girmek ve zarar
vermek, Ari ırkını kirletmek ve melezleştirmek için kullanır.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Almanya’daki Fransız işgal kuvvetlerinde bulunan
Afrika sömürgelerinden toplanmış askerlerin varlığı bile Hitler tarafından bu şeytani
amaca bağlanmıştır. Ona göre,
“Zencileri Ren’e getiren, nefret ettikleri beyaz ırkı
yozlaştırarak yok etme amacı güden Yahudilerdir.”
Mayıs 1948’de İngiliz Mandası’nın sona ermesinden sonra, Batı dünyasının diğer
kesimlerinde olduğu gibi İngiltere’de de Yahudi karşıtı duyguların toplumsal ve siyasi
olarak kabulü sona erdi.
Aleni anti-Semitizm genellikle kınanıyordu. Almanya’da hukuken yasaklanmıştı.
Kıta Avrupa’sının birçok ülkesindeki Yahudilerin sayısı Nazi soykırımıyla önemli ölçüde
azalmıştı. Bunun tek istisnası eski Franko-Yahudi topluluğundan geri kalanların başka
yerlerden, özellikle de Kuzey Afrika’dan gelen büyük çaplı Yahudi göçleriyle aniden
güçlendiği Fransa’ydı. Hiçbir zaman Nazi boyunduruğuna girmeyen ve dolayısıyla