SemiTİzm ve anti-semiTİZM



Yüklə 358,99 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/15
tarix14.05.2018
ölçüsü358,99 Kb.
#43555
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15

www.altinicizdiklerim.com 

uygarlığının aracı olan hiyerogliflerin dili, belki Semitik ve Hamitik dillerle uzaktan ilişkili 



olabilir, ama Semitik dil grubuna mensup değildir. 

19.  ve  20.  yüzyıllarda  yapılan  araştırmalar  ve  kazılar  sonucunda  elde  edilen 

filolojik  ve  tarihi  bulgular  Ortadoğu’nun  siyasi  ve  kültürel  kaydına  birkaç  bin  yıl  daha 

ekledi  ve  Ortadoğu  halklarının  dünya  tarihindeki  rollerine  ilişkin  öz  algılamalarını 

dönüştürdü. Bu kayıtlar, Arabistan Çölü dışından gelen Samilerin göç dalgaları sonucunda 

yeni devletlerin ve uygarlıkların yaratıldığını ortaya koyuyordu. 

Bu göç dalgalarından en erkeni İsa’dan önce üçüncü bin yılda meydana gelen göç 

hareketiydi.  Bu  göç  dalgasıyla  Babiller  ve  Asurlar  olarak  bilinen  halklar  Mezopotamya 

Vadisi’ne  geldiler  ve  burada  Sümer  uygarlığıyla  karşılaşarak  onu  egemenlikleri  altına 

aldılar.  Semitik  bir  dilde  yazılan  günümüze  kadar  ulaşmış  en  eski  belgeler,  Sümerler 

tarafından  keşfedilen  ve  bölgedeki  birçok  eski  dil  tarafından  kullanılan  çivi  yazısıyla 

yazılmış Babil metinleridir. 

Tarih  sahnesinde  gözüken  ikinci  önemli  Semitik  kültür  genellikle  Kenani  diye 

bilinen  kültürdür.  Kutsal  Kitap’ta  Kenan  ismi  günümüzde  İsrail,  Ürdün  ve  Lübnan’ın 

bulunduğu bölge, Kenani sıfatı ise bu bölgede yaşayan birbirinden farklı ama birbiriyle 

yakından  ilişkili  halklar  için  kullanılmıştır.  Bu  halklar  arasında  Moabitler,  Edomitler, 

Ammonitler  ve  de  en  önemlisi  kıyılarda  yaşayan  ve  Akdeniz  dünyasında  yaygın  olarak 

bilinen denizci ve tüccar Fenikeliler bulunur.  

Fenike  metinleri  kuzeyde,  orta  Türkiye’de  ve  batıda,  Tunus’ta-

Fenikeliler 

tarafından kurulan ünlü Kartaca şehri buradadır

-bulunmuştur. Kartaca ya da Punik dili bir 

tür Fenike dilidir. Arkeolojik keşifler Kenanice gibi aynı dil grubuna mensup dillerin orta 

ve kuzey Suriye’de İ.Ö. ikinci bin yılın ortalarından beri konuşulduğunu ortaya koymuştur. 

Kenanilerin insanlık tarihindeki en önemli buluşları alfabedir. Kenani alfabesi Mısırlıların 

hiyeroglif yazısına; Sümerlerle Asur-Babillerin heceli çivi yazısına giden çok önemli bir 

ilerlemeydi.  Kenani  alfabesi,  İbranice,  Yunanca,  Latince  ve  muhtemelen  de  dünyadaki 

diğer alfabetik yazıların çoğuna ya da tümüne temel teşkil etmiştir. 

Hıristiyanlık  döneminin  başlamasına  kadar  bu  eski  Semitik  dillerin  tümü-hem 

Asur-Babil  hem  de  Kenan  dil  aileleri-ölmüştü.  İbranice  bile  artık  Filistin  ve  başka 

yerlerdeki Yahudilerin günlük konuşma dili olmaktan çıkmış, yazı, din, ibadet ve hukuk dili 

olarak varlığını sürdürüyordu. Mümbit Hilal’in bütününde eski Sami dillerinin yerini aynı 

aileye mensup Aramca olarak bilinen bir dil almıştı. Aram ismi en azından İ.Ö. 2000 yılına 

kadar geri gider ve İ.Ö. 1400’lerden itibaren de gitgide artan bir biçimde göze çarpmaya 

başlar.  Asur  İmparatorluğunun  çöküşü  ve  diğer  siyasi  unsurların  zayıflaması  Aramca 

konuşan  kabilelerin  Mümbit  Hilal’i  işgal  etmelerine  zemin  hazırladı.  Aramilerin  siyasi 

başarıları küçüktü; kurdukları devletler ise ne çok güçlüydü ne de uzun süreli. Bu halkın 

önemi,  kültürel  başarılarında,  özellikle  de  kullandıkları  dilin  Mümbit  Hilal’in  ortak  dili 

haline gelmesinde, bunun da ötesinde diplomatik ve ticari dil olmasında yatar. 

Aramca,  Mezopotamya  ve  Filistin’deki  Yahudilerin  İbranice’den  sonra  yarı 

korunan  ikinci  dili  haline  geldi.  Aramca,  Arapça’nın  tedricen  başat  dil  konumunu  ele 

geçirmesine  kadar,  Mümbit  Hilal’de  yaşayan  Hıristiyanlar,  Yahudiler  ve  başka  halklar 

tarafından  konuşulan  başlıca  dil  olarak  kalmıştır.  Bugün  Aramca  sadece  birkaç  yerde 

yaşamaktadır-Şam’ın otuz mil kuzeyinde bulunan ücra bir vadideki üç Hıristiyan köyünde, 



www.altinicizdiklerim.com 

Türkiye, Irak ve İran’ın kesişim noktasındaki bir bölgede yaşayan tecrit halindeki birkaç 



Hıristiyan  ve  Yahudi  topluluğu  arasında.  Bunların  çoğu  da  artık  başka  yerlere  göç 

etmektedir. 

Son  Sami  göçü-tarih  metinlerine  yoğun  bir  biçimde  geçen;  kıyaslanamaz  bir 

biçimde  yoğun  ve  dünya  tarihi  açısından  önemli  olan-Arapların  göçüdür.  Araplar  tarih 

sahnesinde  uzun  bir  süre  önemli  bir  rol  oynamış  son  Sami  halkıdır.  Arabistan 

Yarımadası’nda  yaşayanları  belirtir  şekilde  “Arap”  ismine,  antik  yazılarda,  Talmud’da, 

kitabelerde, Yunanca metinlerde bazen rastlansa da, Arap dilindeki en eski eser İ.S. 328 

tarihli,  Nebati  yazısıyla  yazılmış  beş  satırlık  bir  metindir.  Arapça  metinlerle 

karşılaşmamız  ise  altıncı  ve  yedinci  yüzyıllara  rastlar.  Arapça,  tarihi  kayıt  bakımından 

Sami  dilleri  içinde  en  genç  dil  olsa  da,  dilbilimsel  ve  dilbilgisel  açıdan  en  arkaik 

muhtemelen  bu  nedenle  de  eski  Sami  diline  en  yakın  olanıdır.  Kuzey  Arabistan,  birbiri 

ardı sıra gelen göç dalgalarının toplanma merkezi olduğu için bu şaşırtıcı değildir. 



İran,  Orta  Asya  ve  sonra  da  Türkiye  gibi  ülkeler  İslamlaştı,  fakat 

Araplaşmadı; yani İslamiyet’i benimsediler fakat kendi dillerini korudular. Bu ülkelerde 

Arapça, Kur’an ve Şeriat’ın dili olarak hala önemli bir etkiye sahiptir. 

Asya  ve  Afrika’da  Müslümanlar  tarafından  konuşulan  diller  arasında  Arapça, 

Hıristiyanlık dünyasında Latince ve Yunanca kadar önemlidir. Asya’da Farsça ve Türkçe, 

Doğu  ve  Batı  Afrika’da  Swahili  ve  Hausa  Semitik  diller  değildir  ve  yapısal  olarak 

Arapça’yla diğer Sami dillerinden bir hayli farklıdır. Fakat bu dillerde, çok sayıda Arapça 

dolayısıyla da Semitik sözcük bulunmaktadır. 

Günümüzde Arapça, Semitik diller içinde en fazla konuşulan ve yazılan dildir. On 

dokuzuncu  yüzyıla  kadar,  kitleler  tarafından  konuşulan  tek  Semitik  dildi.  Filistin’de, 

geçen yüzyıl içerisinde, Yahudi yerleşimciler arasında İbranice’nin yeniden konuşulmaya 

başlanmasıyla, kullanılan ikinci bir Semitik dil daha oldu. 

İbranice  asla  ölmemişti.  Dünyanın  her  yerindeki  Yahudiler  tarafından  ibadet  ve 

yazı dili, ayrıca Aramca ile birlikte hukuk dili olarak kullanılmıştı. 

 

İbranice’nin  konuşulan  bir  dil  haline  gelmesi  Filistin’deki  Yahudi  yerleşiminin 



büyümesinden  ayrılamaz.  1948’den  itibaren  İbranice  İsrail  devletinin  birinci  (ikincisi 

Arapça) resmi dili; göçmenlerin ikinci dili ve İsrail doğumluların anadili oldu. 

 

YAHUD

İLER 

İbranice’nin yeniden doğuş sürecinin başladığı ve siyasi Siyonizmin ortaya çıktığı 

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, dünya üzeride Yahudi olarak bilinen yaklaşık yedi 

milyon  yedi  yüz  elli  bin  insan  yaşamaktaydı.  Birçok  kıtada  ve  çok  farklı  koşullarda 

yaşayan Yahudiler geniş bir alana dağılmışlardı. Bunlar arasında birkaç ayrı ve farklı grup 

diğerlerinden ayırt edilebilir. Bunlardan ikisi, yaşadıkları toplumların kriterleri açısından, 

ulustu.  Diğerleri  ait  oldukları  ve–her  zaman  kabul  edilmese  de-bir  parçasını 

oluşturdukları  uluslar  içinde  farklı  kabul  ve  özümsenme  düzeylerine  sahip  dinsel 

azınlıklardı. 



Yüklə 358,99 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə