72
ŞÖHRET MUSTAFAYEV
Bahar - 2015
çarpıtılmasının mümkün olmayacağını unutmuşlardır. Şöyle ki, tarihte silinme-
si mümkün olmayan kaynakları incelediğimizde son iki yüzyıl öncesine kadar
Güney Kafkasya’da, eski Azerbaycan topraklarında Ermenilere mahsus devlet
veya toplu şekilde varlığını sürdüren idarecilik usulünün bulunmadığı görülmek-
tedir. Belirtilen tarihi olguları zaman zaman Ermeni tarihçileri de itiraf etmek
zorunda kalmışlardır.
XX. yüzyılın başlarında Ermeni tarihçi B. İşhanıyan yukarıda söylenenleri
tasdik ederek yazmaktadır: “Ermenilerin esas vatanı Küçük Asya’dır, yani Rusya
sınırlarının (XIX. yüzyılın başlarında Çarlık Rusya’nın sınırlarına dahil edilen
Azerbaycan toprakları - Ş. M.) dışında ve Güney Kafkasya’nın birkaç Ermeni
köyü dışında son yüzyılda Kafkasya’nın çeşitli bölgelerine gelmişlerdir”
3
.
Diğer
bir Ermeni bilim adamı A. M. Agopyan Ermenilerin tarihi hakkında şunları söy-
lemektedir: “Bizim tarihimizde halk tamamen unutulmuştur. Biz, Ermeni köylü-
sünün nasıl yaşadığını bilmiyoruz. “Ağaları” ile nasıl bir ilişkilerinin olduğunu, ne
yiyip ne içtiklerini, nasıl bir elbise giydiklerini bilmiyoruz. Biz Ermeni sanatçıla-
rın ne ile uğraştıklarını, Ermeni tacirlerin hangi ülkelerle ticari ilişki kurduklarını
da bilmiyoruz. Bizim tarihimiz tüm bunlar hakkında susmaktadır. Bizim tarihi-
mizde, hatta halkımızın en azametli gücü olan kadınlarımız hakkında da hiçbir
bilgi yoktur. Böylece, bizim kuru tarihimiz tarihçiye çok az bilgi vermektedir.
Evangelia’dan (kilise yazılarından) başka bizim eski edebiyatımız yoktur. Bizim
eski edebiyatta yaşayış tarzlarımızın, adetlerimizin, ananelerimizin, aile ve sosyal
ilişkilerimizin tanımı yoktur”
4
.
Ermeni tarihçilerin kendi eserlerinde itiraf ettiği gibi XIX. yüzyılın başların-
da Çarlık Rusya’nın Azerbaycan topraklarını ilhak etme sürecinin başladığı döne-
me kadar Azerbaycan’ın eski arazileri olan İrevan, Karabağ ve Nahçıvan toprakla-
rında Ermenilerin toplu halde yaşamalarına rastlanılmamıştır. A. M. Agopyan’ın
eserinde de belirttiği gibi Kafkasya’da Ermeni tarihi Evangelia’dan ibaret olmuş-
tur ki, bu da Ermeni Katolikosluğu’nun 1441 yılında Kilikya Sis’ten Azerbaycan
Karakoyunlu Devleti’nin arazisi olan, XVIII. yüzyılda ise İrevan Hanlığı’nın sı-
nırları içerisinde yerleşen Üçkilise’ye (Eçmiadzin) göç ettirilmesinden sonra baş-
lamıştır. Ermeni Katolikosluğu’nun Karakoyunlu arazisine göç ettirilmesinden
sonra Gregoryan Kilisesi’nin çeşitli araçlarla Azerbaycan Türklerine ait toprakları
3
http://garabagh.net.
4 Raffi,
Samvel
, İndo-European Publishing – 2014, s. 15-16.
73
XVIII.-XX. YÜZYILLARDA TARİHİ AZERBAYCAN TOPRAĞI - İREVAN HANLIĞI’NIN
ARAZİSİNE ERMENİLERİN GÖÇ ETTİRİLME POLİTİKASI
Sayı: 91
ele geçirmesine ve zaman zaman Ermenilerin buraya göç ettirilmesine rağmen,
Ermeniler Çukur-Seid (İrevan) bölgesinde sayı bakımından her zaman azlık teşkil
etmişlerdir. XVI.-XVII. yüzyıl kaynaklarına dayanılarak yapılan araştırmalardan
Safevi-Osmanlı savaşları döneminde İrevan bölgesinde yaşayan Azerbaycanlıların
kendi öz yurtlarını toplu şekilde terk ederek komşu memleketlere sığındıkları
belli olmaktadır. Böyle bir durumda fırsat kollayan Ermeni kilisesi boşalan top-
rakları uygun fiyatlardan alarak Osmanlı topraklarından toplu halde bu arazilere
akın eden Ermenileri yerleştirmişlerdir. Yukarıda belirtilen hususlara ispat olarak
Matendaran’da saklanılan 1687 yılına ait olan ve oldukça önemli belgede şöyle
yazmaktadır: “Biz Ermeniler Azerbaycan Türklerine ait olan toprakları ya satın
alıyor ya zapt ediyor ya sahibinin elinden çıkarıyor ya rüşvet vererek alıyor ya
bahşiş gibi elde ediyor ve yahut da zorla ele geçiriyoruz”
5
.
1590 yılında Osmanlı sınırlarına dahil olan İrevan eyaletinde nüfus sayı-
mı sırasında düzenlenen “Mufassal Defter”den (Ayrıntılı Nüfus Kayıt Defteri)
Ermenilerin bölgeye yapay şekilde göç ettirilmesi politikası ile ilgili olarak bölge-
nin demografik durumu Ermenilerin yararına az da olsa değişmiştir ve Müslüman-
Türk nüfusun sayısı azalarak yüzde 67.5’e düşmüştür. Azerbaycanlıların kendi
tarihsel yurtlarından kovulduklarının ve yerine Ermenilerin göç ettirilme poli-
tikasının XVII.-XVIII. yüzyıllarda daha da hızlı bir şekilde yürütüldüğünün ve
1728 yılına ait “İcmal Defteri” bilgilerine göre ise Azerbaycan Türklerinin sayısı-
nın yüzde 61.2’ye kadar gerilediğinin altını çizmek gerekmektedir
6
.
Yukarıda belirtilenlerin yanı sıra, özellikle, Üçkilise Katolikoslarının XVI.
yüzyılın ortalarından itibaren Safevi-Osmanlı savaşlarının yaratmış olduğu ka-
rışıklığı azami ölçüde kullanmaya çalıştıklarının vurgulanması gerekmektedir.
Onlar Müslüman-Türk topraklarında Ermeni devletinin kurulması yönünde
Hristiyan faktörünü kullanarak Batı ve Rusya yönetimini ele almak için çeşit-
li vasıtalara el atmışlardır. Bahsedilenlerle ilgili olarak Ermeni tarihçisi George
A. Bournoutian yukarıda söylenenleri tasdik ederek şöyle yazmaktadır: “1660
yılında Ermeni tacirleri Çarlık Rusya’nın desteğini kazanmak için Çar Aleksey
5
Yaqub Mahmudov vd., İrəvan Xanlığı: Rusiya İşğalı və Ermənilərin Şimali Azərbaycan
Torpaqlarına Köçürülm
əsi, Azerbaycan Milli Elmler Akademiyası Yayınları, Bakı 2009, s.
375-376.
6
Yaqub Mahmudov vd., İrəvan Xanlığı: Rusiya İşğalı və Ermənilərin Şimali Azərbaycan
Torpaqlarına Köçürülm
əsi, Azerbaycan Milli Elmler Akademiyası Yayınları, Bakı 2009, s.
71-73
.