SOVYET TARİH
YAZIMI VE
58
Akınjanov, T. Şoyınbayev kitabı eleştiri yağmuruna tuttular. Mosko-
va Kazak “eleştirmenlerini” kendi halkının tarihine karşı kullandılar.
Araştırmacının kitabı üç defa görüşüldü. İlk toplantı Moskova’da SSCB
İlimler Akademisinin Tarih Enstitüsünde, ikinci toplantı aynı sene
Haziran ayında Almatı’da Kazak SSR İlimler Akademisinde gerçekleşti.
Sonraki toplantı aynı senenin 14-19 Temmuzunda İlimler Akademisi’nin
Tarih, Arkeoloji ve Etnografi Enstitüsünde gerçekleşti.
81
Bu toplantı-
ları temel alarak 1949’da Voprosy İstorii (No.4), Bolşevik Kazahstana
(No.9) dergileri ve aynı senenin Temmuz ayında Sosyalist Kazakstan
ve Kazahstanskaya Pravda gazetelerinde K. Şaripov’un “Kazakistan
Tarihi Marks Öğretilerine Göre Araştırılsın” isimli makelesi yayınlandı.
Sosyalist Kazakstan gazetesinin bir buçuk sayfasını alan bu makalenin
bazı kısımlarına göz atalım:
“... Kazakistan’ın sosyo-ekonomik ilişki-
lerindeki değişimleri araştırırken E. Bekmakhanov, Kazak toplumunun
feodalite döneme geçmesi ve buna bağlı ortak toprakların işgal edil-
mesini, halkın ezilmesinin şiddetlemesiyle birlikte sınıf kavgalarının da
şiddetlendiğini doğru gösteremiştir. .... Kazak halkının tarihi öncelikle
Kazak emekçilerinin ezenlere, yani hanlar ve sultanlara, beyler ve zen-
ginlere karşı mücadele tarihi fikri onun kitabında yoktur... Kazakların
Ruslarla ilişkilerini ezenler ve ezilenler ilişkileri şeklinde göstermeye
çalışan Kazak milliyetçilerini teşhir etmekle beraber, tarihçiler Oren-
burg ve Sibirya’daki Rus köylülerinin zor hayatını anlatarak, Rus ve
Kazak halkının kader birliğini ve dostluğunu göstermeleri lazımdır.... E.
Bekmakhanov’un en
büyük hatası 1837-1846 yılları arasındaki ayak-
lanmalardaki sınıf kavgalarını yeterince açık gösterememiş olmasıdır
.”
Sosyalist Kazakistan gazetesinin 2 Ekim 1949’daki sayısında Prof. E.
Bekmakhanov’un K. Şaripov’un makalesine cevabı yayınlandı.
82
E. Bek-
makhanov, cevabında üç konuda metodolojik hatalar yaptım diyerek,
onlara ayrıntılı şekilde yer vermiştir. E. Bekmakhanov’un makalesinden
alıntılar verelim: “
Birincisi, Kazakların 1837-1846 yıllar arasındaki ba-
ğımsızlık mücadelesine Marks öğretilerine göre doğru değerlendirme
yapılmadı. Kazak halkının 1836-1846 yıllarındaki bağımsızlık isyanının
halklık karakterini belirlemekler beraber, biz onun aslında sadece sö-
mürgeciliğe karşı ayaklanma değil, ezilenlerin ezenlere karşı sınıfsal
mücadelesi olduğunu gösteremedik... “XIX. Yüzyılın 20-40’lı Yıllarındaki
Kazakistan” isimli kitabımda isyancılar arasındaki sınıfsal farklılıklar
yeterince gösterilmedi. Bu, benim ilk ve önemli hatam. İkincisi, Kazak
halkının bağımsızlık isyanları meselesini Rusya tarihi ile ilişkilendirerek
araştırmak gerekiyordu. Her hangi bir ayaklanmanın tarihi rolünü ancak
81 T. Omarbekov,
XX Gasırdagı Qazaqstan Tarihinin Özekti Maseleleri, Almatı, 2001, s.
336.
82 E. Bekmakhanov, “Adil Sın”,
Sosiyalistik Qazaqstan, 02. 10. 1949.
KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
59
o zaman doğru açıklamak mümkün olacaktır. Çünkü Rus halkı ve Kazak
halkının kaderi tarih boyunca birbiriyle ilişkilidir... Ancak kitabımda Ka-
zakistan’ın Rusya’ya dâhil olmasının ilerici tarafını göstermekle beraber,
onun önemini yeteri kadar değerlendiremedim. Kazakistan’ın Rusya’ya
dâhil olmasının ilerici yönünün Kazak halkı için öncelikle onların Rus
halkıyla birlikte monarşiye karşı, bununla birlikte kendi yöneticilerine
karşı mücadelesine yol açtığında olduğunu gösteremedim. Bu, kitabımızın
en önemli ikinci metodolojik hatası. Üçüncüsü, Kenesarı’nın saldırıları
kitapta Kazak halkının bağımsızlık hareketi gerekli bir olay gibi gösterildi.
Han olarak kendi şahsını yüceltmek, onun devlet reformlarını abartılı
değerlendirmek gibi diğer hataların oluşmasına sebebiyet veren işte
bu üç metodolojik hatalardır
”.
E. Bekmakhanov, kitabının tartışılmasından sonra da Kazak halkının
bağımsızlık mücadelesi tarihiyle ilgili ilk önceki fikirlerini muhafaza
etti. Gazetede yayınlanan makalesinde de “
Kazak emekçilerinin isyana
çoğunluk şekilde katılmaları üst tabakadakilerin isyana dâhil olmalarına
engel olmadı. İsyana sultanlar ve beyler de katıldılar. Ayaklanmaların
belli dönemlerinde onlar emekçi halkla birlikte dış güçlere karşı savaştı-
lar. Bunun başlıca sebebi, Çarlık yönetimin feodalitenin belli kısımlarının
çıkarlarını kısıtlamaları idi. Kenesarı Kasımov, böyle feodalite temsilcile-
rinden idi. O, Kazak emekçilerinin Çarlık hükümetin sömürgeciliğine
karşı
öfkelerinden faydalanarak onların bağımsızlık hareketine liderlik yaptı.
O, Çarlık yönetim ve Orta Asya hanlıkları ele geçiren Kazak topraklarının
Kazak halkına geri verileceğini ilan etti. Bu da Kazak halkının çıkarlarıyla
örtüşüyordu. İsyanın yayılması ve uzun yıllar boyu devam etmesinin
sebebi de budur. Dolayısıyla “Kenesarı, Kazak halkının 1837-1846’daki
bağımsızlık hareketinde ilerici rol oynadı” gibi görüşünü değiştirmedi.
83
H. Aydarova, S. Tolıbekov, T. Şoyınbayev, B. Süleymenov ve başka
tarihçilerin 1837-1846’daki isyanın ilerici karakteri ve Kazakistan’ın
Rusya’ya dâhil olması hakkındaki eleştirisel fikirlerine de: “
Kazak
SSR İlimler Akademisinden bazı tarihçiler (H. Aydarova, S. Tolıbekov,
T. Şoyunbayev, B. Süleymenov) Kazak halkının 1837-1846 arasındaki
ayaklanmalarının ilericiliğini kabul etmediler. Bu Çarlık Rusya’nın
sömürgecilik politikasını aklamak oluyor... Biz Kazakistan’ın Rusya’a
dâhil olmasının ilerici niteliğini doğru anlamamız lazım. Bunun ilerici
niteliğinin önemi Kazak hanlarının Çarlık Rusya ile müttefik olmasında
değil, Kazakistan’ın çıkarlarının Rusya’nın daha gelişmiş ekonomisi,
Rus kültürünün ilericiliğiyle örtüştüğündedir. Onun önemi Kazak emek-
çilerinin Rusya’nın ezilen sınıfı ile birlikte yönetici sınıfa karşı onla-
rın liderliğinde, onlardan örnek alarak ortak düşmanları ile savaşma
imkânına sahip olmalarındadır. Demek bu yönden bakıldığında Çarlık
83 Bekmakhanov, aynı yer.