SOVYET TARİH
YAZIMI VE
76
yönü olmasaydı, on yıllık mücadelede iyice alışmış ve çalışmış, özel
hazırlıktan geçmiş yirmi binden fazla askeri ile topraklarımıza giren
düşmanı mağlup ederek yerel halkın bağımsızlığını korumak mümkün
değildi
”
117
şeklindeki satırları, tarih gerçeğine de, ilim gerçeğine de uy-
mamaktadır. Bunun yanı sıra, o vakitlerde iki kardeş ve komşu halk
arasında da, boylar arasında da zaman zaman anlaşmazlıklar veya
kanlı olaylar meydana gelebilmekteydi. Ancak bu olayı “yağmacı”,
“düşman” ve “işgalci” diye etiketlemekten ziyade olayın öncesine ve
sonrasına daha geniş bir perspektiften
bakarak değerlendirmek, objektif
ve bilimsel bir süzgeçten geçirmek daha yerinde olurdu.
Sovyet devrinin önde gelen ve resmî tarih kaynaklarından biri olan
İstoriya Kirgizskoy SSR (Kırgız SSC Tarihi) kitabına göre, 1847 yılında
Kırgızların Sarıbagış boyu yöneticileri Rus yetkilileri ile temas kurarlar.
Sarıbagış boyunun manapları Ormon ve Cantay ile Solto boyundan manap
Cangaraç, Rusya’ya tabi olma niyetlerinin kabulünü isteyerek, ayaklanmış
olan Kazak sultanı Kenesarı Kasımov’la mücadelelerinde yardım ister-
ler. Kitapta, Batı Sibirya Genel Valiliği nezdindeki Rus yönetiminin, bir
bahane ile somut cevaptan kaçındığı
ileri sürülmektedir
118
. Oysa Çarlık
Rusyası’nın Kenesarı olayını bastırmak için somut adımlar atmadığını
söyleyemeyiz. Bu dönemde Rus Çarlığı, Kazak bozkırlarının idaresi için
Batı Sibirya Genel Valiliğini Kazakların Orta Jüz’ünden sorumlu olarak ve
Orenburg Genel Valiliğini Kişi Jüz’den sorumlu olarak görevlendirmişti
119
.
Rus Çarlığının, Kenesarı Kasımov hareketiyle mücadele etmek için 26
piyade bölüğünden müteşekkil Orenburg kolordusu ile 27 piyade bölü-
ğünden oluşan Sibirya kolordusunu sevk ettikleri arşiv vesikalarından
bilinmektedir
120
. Yine arşiv belgelerinde 1840-45 yılları arasında her yıl
Kenesarı’nın faaliyetlerine son vermek için Kazak bozkırlarına birlik-
lerin gönderildiği, ancak bu “zahmetli ve yorucu”, hem de bir “sonuç
vermeyen” teşebbüs ve tecrübelerin sonunda taktik değiştirme ihtiyacı
ortaya çıktığı belirtilmektedir. Dolayısıyla, 1845 yılında
Orenburg ve Ural
kalelerinin inşa edilmesine karar verilmiştir. İsyana katılanları sıkıştı-
rarak sınırdan uzaklaştırmak, Kazakların yeni saldırılarından korunmak
anlamında bu kalelerin faydasını görmeye başlayan Rus yönetimi, 1847
117 Kuşbek Usenbayev,
Ormon Han, Bişkek, 1999, s. 102.
118 İstoriya Kirgizskoy SSR (Kırgız SSC Tarihi). Frunze, 1984, 1.cilt, s. 580.
120 Sattar Majitov, “İstoriya Kolonizatsii Kazahstana v Kontekste Vneşney Politiki Rossiys-
koy İmperii v Pervoy Polovine XIX Veka” (19. Yüzyılın İlk Yarısında Rus İmparatorluğu’nun Dış
Politikası Bağlamında Kazakistan’ın Kolonizasyonu Tarihi), İstoriya Kolonizatsii Kazahstana
v 20-60-h godah XIX-veka (19. Yüzyılın 20’li-60’lı yıllarında Kazakistan’ın Kolonizasyonu
Tarihi), ed. Galiyev-Majitov. Almatı, 2009, s. 292-293.
KAZAKİSTAN TARİHİNİN MESELELERİ
77
yılında da Sırderya’nın sağ kıyısında Rayım çayı
boyunda bir kale daha
inşa etmiştir
121
.
Kırgız tarihçilerinden Sabır Attokurov,
Kırgızdar XIX kılımda (19. Yüz-
yılda Kırgızlar)
adlı kitabının bu konu ile ilgili bölümüne “Kırgızların
Kenesarı Kasımov’la Mücadelesi” gibi bir başlık verse de, bu konudaki
araştırmasını “1846-47 yıllarındaki kanlı kırgın Kazak-Kırgız savaşı
olarak değerlendirilmemeli” diyerek sonuçlandırmıştır
122
.
Canıbek Cakıpbekov,
Kırgız İstoriyagrafiyasının Ayrım Maseleleri
(Kırgız Tarih Yazıcılığının Bazı Meseleleri)
adlı çalışmasında, bir diğer
Kırgız tarihçisi Rıskul Coldoşev’in “Ormon Han Beyanı. Tarihî Tetkik” adlı
makalesini Kenesarı’yı tek taraflı bakışla düşman olarak değerlendirdiği
ve bu konu ile ilgili yazılmış olan Kazak-Kırgız âlimlerinin
eserlerinden
faydalanmadığı için eleştirmiştir.
123
Cakıpbekov, meselelere yeni bir
bakış gerektiğini, geniş ve derin araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu ve
Kazak âlimlerinin eserlerini okuyarak, ancak ondan sonra bir sonuca
varmak gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca Kenesarı’yı
kendi döneminin
önemli şahsiyeti olarak değerlendirmek gerektiği ve zamanın siyasî
koşullarına göre bir sonuca varmak icap ettiği konusundaki fikirleriyle
tarihe daha geniş bir perspektiften bakmış olarak değerlendirilebilir.
Ancak Cakıpbekov’un eserinde aynı zamanda Kenesarı ile ilgili “barbarca
yapıya karşı barbarca metotlarla” mücadele ettiği, “çelişkili siyaset
izleyen devlet adamı” gibi ibareler de bulunmaktadır
124
.
Döölötbek Saparaliyev, Kırgız-Kazak münasebetleri ile ilgili ma-
kalesinde Kazak-Kırgız ilişkilerini kronolojik bir sırayla
tetkik ederek
Kenesarı Kasımulı’nın faaliyetlerine büyük rol atfetmiştir. Saparaliyev,
Kazak yazarlarla Rus arşiv belgelerini beraber kullanarak, çalışmasını
objektif bir şekilde kaleme almıştır
125
.
Kırgızistan’daki bir başka önemli çalışma
Ormon Han hakkında Arşiv
ve Tarih Belgeleri
(1790-1854) adlı kaynak neşridir. Bu çalışmada, Ormon
Han dönemindeki tarihî belgelerle arşiv vesikaları toplanmıştır. Çalışmanın
121 Majitov, s. 293.
122 Sabır Attokurov,
Kırgızdar XIX Kılımda, (19. yüzyılda Kırgızlar). Bişkek, 2003, s. 93.
123 Rıskul Coldoşev’in, Ormon Han’ın beşinci göbekten torunu olmasının, görüşlerini
etkilememiş olması muhtemeldir.
124 Canıbek Cakıpbekov,
Kırgız İstoriyagrafiyasının Ayrım Maseleleri, (Kırgız Tarih Yazıcılığı-
nın Bazı Meseleleri), Bişkek, 1995, s. 29.
125 Döölötbek Saparaliyev, “Kırgız-Kazak Mamilesi (XVII k. Ekinçi Carımı – XIX k. Birinçi
Carımı” (17. Yüzyılın İkinci Yarısı-19. Yüzyılın Birinci Yarısında Kırgız-Kazak Münasebetleri),
Manas Universiteti Koomduk İlimder Jurnalı. Bişkek, 1993; Döölötbek Saparaliyev, “Mir
İspıtannıy Vremenem”, İstoriçeskie i Arhivnıye Dokumentı ob Ormon-hane (1790-1854)
(Ormon Han hakkında Tarihî ve Arşiv Belgeleri, 1790-1854). Bişkek, 1999.