Thank you for your contribution



Yüklə 10,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə120/243
tarix16.08.2018
ölçüsü10,37 Mb.
#63316
1   ...   116   117   118   119   120   121   122   123   ...   243

231

denetimli bir süreçtir (2005: 100).  

Günümüz sanat eğitiminin işlevsel belirleyici öncelikleri 

açısından, sanatın değişken yüzü, kültürel gücü ve son 

yıllardaki disiplinler arası etkileşimlerle oluşan yenilikçi 

profili pedagojik ve sosyal açıdan bir değer oluşturur. 

“Çünkü, kültür değerleri içinde yer alan, karmaşık ve 

tikel özelliği ile sanatın kişiye kazandıracağı yaşantı 

zenginliğini başka hiçbir şey kazandıramayacağı gibi, 

sanat eğitimi kişiye kendi kültürünü olduğu gibi, öteki 

kültürleri öğrenme ve değerlendirme olanağı verir” 

(Kırışoğlu, 2005: 49,50). Bugün toplumlara baktığımızda 

kültürün ve eğitim standartlarının belirlendiği alanları 

incelediğimizde geleceğe yönelik yapılanmalara yönelik 

öngörüleri oluştururken sanat ve sanat eğitimine mut-

lak surette özel bir yer ayırıldığı görülür. Günlük yaşam 

dilinin, iletişim biçimlerinin ve tüketim anlayışlarının 

ve tercihlerinin birey ve toplumun dünyasındaki yeri, 

sanat eğitiminin önemini ve sanatın önceliğini gözler 

önüne sermektedir. Genel yaşam kriterleri ve önce-

likleri arasında sanatın fonksiyonları disiplinler arası 

etkileşime uyumu sayesinde geçmişten çok daha farklı 

bir mecrada ve özellikte gelişmektedir. “Bilginin evrimi 

nasıl gerçekleşiyorsa, yani daha gerçek ve daha gerekli 

bilgi, yanlış ve gereksiz bilgiyi nasıl dışlıyor ve onun yeri-

ni alıyorsa, duyguların evrimi de sanat yoluyla gerçek-

leşiyor” (Tolstoy, 2013: 173) ve sanat yoluyla bir forma 

ulaşıp, iletişime ve paylaşıma uyum sağlıyor. Asıl olan 

sanatın günümüz hayat formlarının genel kapsayıcısı 

rolünü üstlenmesi durumudur. Günümüz günlük yaşam 

standartları sanat ve bilimden önemli ölçüde ve eşit 

düzeyde faydalanmayı önemsemektedir. Gözlem ve de-

neyler yoluyla insan ve evrenin sınırlılıklarını araştıran 

bilim, insan için hayati önemi olan duygu dünyasına olan 

ilgilere çözüm üretemediğinden bu alan ancak sanatla 

çözüme kavuşturulabilmektedir. “Toplumun ihtiyaçları 

ile değişimin insan ve toplumdan beklentileri, program-

ların hem felsefesini hem de hedeflerini belirlemekte-

dir” (Doğan, 2009: 269). Toplumsal hedeflerin, pedagojik 

ve teknolojik gelişmelerin ve kültürel yönelimlerin, 

programlar üzerinde böylesi bir işlevi bulunmaktadır. 

Bu bakımdan ulusal eğitim sistemleri doğrultusunda-

ki programların niteliğine yönelik subjektif eleştiriler 

de olabilir, ancak sanat eğitiminin nicelik ve nitelik 

bakımdan programlarındaki yeri önemli bir tartışma 

konusudur. 

Her şeyin değiştiğine ve dönüştüğüne olan inancın en 

rahat bir şekilde görülebildiği ve ifade edilebildiği alan 

sanat alanıdır. Yaşamsal dengeyi kurabilmek uğruna 

sürekli kendini yenileyen, geliştiren ve dönüştüren 

birey böylece bir anlam peşindedir. Sanat eğitimi bu 

anlamı gerçekleştiren bir disiplindir. Bireyin gündelik 

yaşamının yükünü taşıyan kültürün rasyonel değerle-

ri karşısında Türkiye’deki kamusal sanat anlayışı ve 

uygulanan sanat eğitimi programlarına olan taleplerin 

verilerini Türkiye’nin geleceği açısından değerlendirmek 

durumundayız. 

sanatı, bilimle ve kendi insanlık diniyle aynı düzlemde 

değerlendiriyordu. Hatta bir noktada Comte duygulara 

daha yakın olduğu ve kuramsal ile pratiği birleştirdiği 

için sanatın bilimden daha yüksek olduğunu bile iddia 

ediyordu” (Shiner, 2010: 265). Geçmişten günümüze 

bütün bu değişken ve spekülatif yaklaşımlardan ziyade, 

ilgilenmemiz gereken sanatın bir çözümleme, okurya-

zarlık ve üretme sürecine tekabül etmiş olması, güzel 

sanatlara ve güzel sanatlar eğitimine yönelik yapılacak 

değerlendirmelerdeki bağlantı noktalarının dayanağını 

oluşturduğudur. Güzel sanatlar eğitimi bu anlayışta, 

uygulama alanıyla ilgilenmekle birlikte, günümüzde 

bir iletişim aracı olma özelliğiyle dikkat çekmektedir. 

Diğer taraftan, “güzel sanatların günümüz toplumuna 

en önemli katkılarından biri, hayatın istenen sona doğru 

giden araçların bir serisi olarak; seyredilmeye ihtiyaç 

duymayan bir deneyim ve bir hatırlatma olarak hizmet 

etmesidir. Kısacası güzel sanatlar bize hayatta kalaca-

ğımızı öğretir” (Özsoy, 2003: 21). Sanat özgürlükçüdür ve 

bağımsız olandır. Sanat düşünebilmeyi, içsel bütünlüğü, 

hissetmeyi, inceliği, eleştirelliği, gözlemi, okuryazarlık-

ları, yenilikçiliği, gelecekçi düşünmeyi, çözümlemelerde 

bulunmayı, yaratıcılığı, duyguculuğu ve ahlâklı olmayı 

öğretir. “Sanat eserini ortaya koymak için gereken 

şartlar, tamamen özgürlükten kaynaklanan ve özgürlü-

ğe bağlı kalan bir yolun başlangıcındadır” (Tolstoy, 2011: 

126). 


Günümüz sanatı ve anlayışları, insanlığın elde etmiş 

olduğu kültürel ve teknolojik güçler sayesinde bütün 

bireylere ulaşabilecek-ulaştırılabilecek düzeydedir. “Sa-

natın anlam itibariyle kitlelere açılması, toplu yaşamın 

en basit duygularıyla ilgilenmesi sanatı sınırlandırma-

yacak, aksine yeni ufuklara taşıyacaktır” (Tolstoy, 2011: 

185). Sanatın duygularla ilgilenmesi onun doğrudan 

eğitim iştigaliyle veya öğrenme süreci ile ilişkisini kur-

gulayan önemli bir nedendir. Duyguların ve dolayısıyla 

davranışların biçimlendirilmesinde ve eyleme dökülme-

sinde güzel sanatlar eğitiminden daha etkili ve güçlü bir 

disiplin yoktur.  Bu nedenle günümüzün çağdaş eğitim 

modelleri, disiplinler arası bir eğitim modelini öngö-

rürken bunun büyük ölçüde bilim ve sanatın işbirliği 

ile gerçekleştirilmesi tezini ortaya koymaktadırlar. 

Çünkü güzel sanatlar eğitimi, güzeli, iyi ve faydalı olanı 

ararken bunu insan için gerçekleştirir. Bu nedenden 

ötürü, “insan, sanat eğitiminin ilk unsurudur. İnsanın, 

kâinattaki varlıklar hakkında sağlıklı yorumlar yapa-

bilmek için aldığı eğitim, gerçek ve kalıcı sanatı ortaya 

çıkaracaktır. Sanatta üreticiliğin tanımı hakkında şunlar 

söylenebilir: Nesilden nesile geçen, her ne olursa olsun 

takdir kazanan sanatın içinde üretkenlik var demektir ve 

gerçek sanat öğretileri bu sanattan çıkar” (Tolstoy, 2011: 

53). Güzel sanatlar eğitiminin üretkenliği hedef alan 

öğretileri, duygulara ve düşünceye yönelik olduğundan 

bireyin gelişim süreci açısından son derece önemlidir. 

Dewey’den aktaran Kırışoğlu’na göre, sanatsal süreç, 

değerlerle düşünme ve sorun çözme; kişiyi nitelikli bir 

bütünlüğe götüren, değerler arası ilişkilerin işlendiği 




Yüklə 10,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   116   117   118   119   120   121   122   123   ...   243




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə