TüRKİye diyanet vakfi 4 İSLÂm ansiklopediSİ (28) 4



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə27/38
tarix22.10.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#75385
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   38

B) Siyasî Tarih.

Hindistan, Gupta İmpa-ratorluğu'nun (320-480) çökmesinden sonra kısmen, Kuzey Hindistan'da hüküm süren Puşpabhuti hanedanının ünlü hü­kümdarı Harşa"nın ölümünden (647) son­ra ise tamamen siyasî birliğini kaybetmiş ve değişik bölgelerinde hüküm süren bir­çok küçük hanedan ortaya çıkmıştır. Arap coğrafyacı ve seyyahları eserlerinde bu krallıkları anlatmışlardır; ancak verdikle­ri bilgilerin kaynağı kesin olarak belli de­ğildir. Araplar açısından en önemli kral­lık, başşehri Mankîr olan Râştrakûta (Balhara) idi. Bu devlet Araplar'ı koruduğu için Araplar'ın dostu olarak tanımlanıyordu. Gûrjara - Pratîhârâs 684 Krallığı ise Araplar'ın düşmanı diye anılmakta ve bu durum muhtemelen onla­rın Sind Arap hükümdarlarıyla savaş ha­linde olduklarını göstermektedir. Diğer kuzey devletleri arasında, başşehri Pen-cap'taki Siyâlkûfun birkaç mil kuzeyinde bulunan Takka -desa (Taka), küçük bir ka-le-şehir devleti olan Champa (Câbe) ve Asam'da Kuzeydoğu Kamarupa Krallığı 685 vardır. Ancak toprakla­rı Râştrakûta ve Gurgarahlar'ınkiyle bir­leşen Bengal Palas Krallığı güçlü bir kral­lık olarak tanıtılmaktadır. Keşmir vadisi Ortaçağ seyyahlarının uğrak yeri olma­masına rağmen bazı kaynaklarda Keşmir ve ona bağlı olan topraklar İç ve dış Keş­mir veya aşağı ve yukarı Keşmir olarak gösterilmiştir. Güney Hindistan'dan ise Pandyas, Ceras (Saylaman) ve Pallavas (Kârûtî) gibi birkaç hükümdarın adı verilmiş­tir. Bu arada Ursfîn'e de hükmetmiş Râbiya adlı bir kraliçeden de bahse­dilmektedir ki onun devleti muhtemelen Mandam yarımadasında veya Cochin'dedir. Bu dönemde Hindistan'da yaşayan Araplar hakkında geniş bir literatür orta­ya konmuştur. Ancak günümüzdeki eski Hindistan tarihçileri bu malzemeden ye­terince faydalanmamışlardır.

İbnü'1-Esîr ei-KâmU'de Gazneli Mah-mud ve seferlerinden bahseder. Muizzüd-din (Şehâbeddin) Muhammed Gürî üze­rine de İbnü'l-Esîr. İbn Kesir, Ebü'1-Fidâ ve İbn Haldun çeşitli bilgiler verirler. İbn Battûta'nın bizzat şahit olduğu olaylar Muhammed b. Tuğluk devri hakkında sağlam bir kaynak oluşturur. Bunlardan başka Kalkaşendfnin $ubhu'I-ocşû, İbn Fazlullah el-Ömerî'nin Mesâlikü'l-ebşâr fî memâliki'l-emşâr, Abdullah Muham­med b. Ömer el-Mekkî'nin Zaterü'l-vâlih bi-Muzaffer ve âlih, Muh-yiddin Abdülkâdir el-Ayderûs"un XVI ve XVII. yüzyıl olay ve biyografileriyle İlgili en-Nûrü's-sâlir an ahböri'l-karni'î-câşir, Hasan b. Ali b. Şedkam'ınZehrü'r-riyâz ve züîâlü'I-hiyâz ve Sehâvî'nin ed-pav'ü 'l-lûm? adlı eserlerinde Hindis­tan hakkında bilgi vardır. XV ve XVI. yüz-yıllardaki Arap denizcileri de sahil şehir­leri, karaların denizden görünüşü, sahil­ler, limanlar ve Hindistan'ı çevreleyen denizlerin özellikleri hakkında önemli birer kaynaktır. Ortaçağ Arap denizci seyyahla­rının en büyüğü, Vasco de Gama'yı Doğu Afrika'dan Calicut'a götüren Şehâbeddin İbn Mâcid'dir ve eserleri arasında yer alan Kitâbü'l-Fevâ'id ü uşûli citmi'l-bahr ve'1-kavâHd bu açıdan büyük bir değere sahiptir. Bu devrin ikinci önemli denizci seyyahı da Minhâcü'l-fâhir fi Hlmi'l-bahri'z-zâhir'm müellifi Süleyman el-Mehrrdir.

C) Dinî İnançlar.

Araplar. İslâmiyet'in ortaya çıkışından itibaren sathî de olsa Hint içtimaî ve dinî hayatı hakkında bilgi sahibi idiler. Ancak bu husustaki ilk sis­tematik çalışma, 800 yıllarında Abbasî Veziri Yahya b. Hâlid el-Bermekî'nin gön­derdiği bir kişi tarafından yapılmıştır. Kimliği bilinmeyen bu görevli. Hint inanç­ları ve dinî uygulamalarına dair topladığı bilgileri bir rapor haline getirmiş ve daha sonra bu rapordan birçok Arap ve Fars müellifi istifade etmiştir. O sıralarda, 1000 yıldan uzun bir süredir Hint hayat ve dü­şüncesine hâkim olan Budizm bir düşüş sürecine girmişti ve Hindistan, filozof Shankarâcharya'nın (ö. 7881) düşünce­lerinin etkisiyle bir reform hareketi yaşı­yordu. Yahya b. Hâlid'in elçisi muhteme­len İsmâilî idi ve Hint inançları ile dinî uy­gulamalarını kendi bakış açısından değer­lendirmişti. Onun hazırladığı rapora göre Hindistan'da doksan dokuz çeşit inanç sistemi vardı ve bunlar kırk dört grupta toplanıyordu. Ayrıca halkı bir yaratıcıya inananlar, yaratıcının varlığını kabul edip peygamber gönderdiğine inanmayanlar, yaratıcıya da peygamberlere de inanma­yanlar, her şeyi inkâr edip ancak ceza ve mükâfatın hak olduğuna inananlar -ki bunlar Budist zahidi olan şamanlardı-şeklinde dörde ayırmak mümkündür.686 Bir kısmı da ceza ve mükâfatın mutlu veya mutsuz bir yeni­den doğuştan ibaret olduğuna, cennet ve cehennemin ebedî olmayıp insanların amelleriyle orantılı biçimde buralarda ka­lacaklarına inanmışlardır.

Brahmanlar yaratıcıya inanırlar ve aynı zamanda Vasudeva'yı (Bastiv) Tanrı'nın el­çisi olarak kabul ederler. Mahadeva'nın takipçileri olan Kapalika da (Kabaliya) bu kategoriye girer ki bunlar Şiva (Şîb) adlı bir meleğin kendilerinin pey­gamberi olduğunu kabul ederler. Maha-deva, mensuplarına Şibling (Şivlinga) ola­rak adlandırılan, erkeğin tenasül uzvuna benzer bir cisim yapmalarını ve dünyada insan neslinin devamını sağladığı için ona tapmalarını emretmiştir. Mahakal adlı puta tapan Mahakaliya, suya tapan Jalab-haktiya ve ateşe tapan Agni-hotra (Aknhutriya) gibi dinî gruplar da bu kategoride yer alan topluluklar arasındadır. Buna kar­şılık ikinci kategoriyi yaratıcıya, mükâfat ve cezaya inandığı halde peygamberliği inkâr eden gruplar oluşturmaktadır.

Bîrûnî'nin Hint inançları hakkında yu­karıdaki bilgilerden daha geniş bir tahlil sunduğu görülmektedir. Aydınların ve avam tabakasının inançlarını birbirinden ayıran Bîrûnî şöyle demektedir: "Hindu­lar Tann'nın tek olduğuna inanmaktadır. O'nun başlangıcı ve sonu yoktur, istedi­ğini yapar, her şeye kadirdir, her şeyi bi­lir, her şeye hayat veren O'dur, evreni yö­neten ve koruyan da O'dur". Bîrûnî Hint aydınlarının tanrıya Isvara (işfar) adını verdiklerini, fakat soyut tanrı kavramı avama sunulmak istendiğinde onların bu­nu anlayamayacağını düşündüklerini söy­ler.687



D) Kast Sistemi.

Yahya b. Hâlid el-Ber-mekî'nin gönderdiği memurun hazırladı­ğı raporda ele alınan Hint sosyal hayatı­na ait bir özellik de kast (sınıf) sistemidir. Raporda yedi kast sayılmaktadır: Shak-thariya (muhtemelen Chakravartis veya Sâkyaputras, Budistler); Brahmanlar 688 Kshatriya 689 Vaisiya Şûdra Bu beş ana kast dışında ayrıca Dömbas (Dûm) ve Candâlas (Çendâl) adlı iki kast daha zikredilir ki bunlar kast dışı (outcasts) kategorisine mensuptur. Bîrû­nî kendi zamanındaki kastları daha iyi bir şekilde anlatmıştır. Onun kaydettiğine göre Hindular bu kastları Berene (Varna, renkler) ve nesep açısından Câtek (doğum­lar) diye adlandırırlar. Bîrûnî dört ana kas­tı tanıttıktan sonra. Önemli bir fonksiyo­na sahip oldukları halde herhangi bir sı­nıf içinde sayılmayan ve Enteze (Antyaja) diye adlandırılan meslek erbabı grubun­dan bahseder. Bunlar çamaşırcı, ayakka­bıcı, hokkabaz, denizci ve balıkçı gibi mes­lek mensuplarıdır. Daha sonra çalgıcı Döm-balar'dan (Dûm), Candâlalar'dan (Çendâl) ve Bad-hataular'dan (Bedhetev, köylerin temizliğiyle uğraşan çöpçüler) bahseder.690 Bu son grup günümüzdeki Haricanlar'a tekabül eder.

Genelde Araplar Hintliler'e hikmet sa­hibi ve esrarlı insanlar olarak bakar ve on­ları felsefe, ilim, sanat ve büyüde ileri git­miş kişiler olarak kabul ederler. Bîrûnî Hintliler'i Grekler'le kıyaslar. Araplar için Hindistan Asya'nın her tarafına yayılmış olan dinlerin beşiğidir. Pek çok müellif Hintliler'in gelenek ve görenekleri üzeri­ne ilginç gözlemler yapmış, onların yeme içme ve giyinme alışkanlıkları, suç işleme­leri, adalet yöntemleri, aile münasebet­leri vb. hakkında eserler kaleme almış­lardır.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə