512 Atatürk Dönemi İskân Politikaları ve Göçmenlerin İskânı Uygulamaları (1920-1938)
göçler ve iskân yapılmıştır. 1929-1934 yılları arasında sel baskınları veya
diğer felaketler sebebiyle çalışamaz durumda olan aileler kıyı bölgelerden
Bayburt, Gümüşhane ve Erzurum gibi daha iç bölgelere iskân olunmuşlardır.
Ayrıca yine Trabzon, Artvin ve Çorum gibi yerlerde de aynı bölgede iskânlar
yapılmıştır. Kars ve civarında da aynı sebeplerle il içinde veya başka illerde
iskân uygulamalarına gidilmiştir.
14
İç iskân politikasının en önemli unsurlarından birisi de Vilayet-i Şarki
Mültecileridir. I. Dünya Savası sürecinde Doğu vilayetlerinin Rusya tara-
fından işgali üzerine bölge halkı Orta ve Batı Anadolu’ya kafileler halinde
yerleşmeye başlamasıyla ortaya çıkmış bir sorundur. İşgal sonrası bölgenin
harap olması dolayısıyla nüfusu geri iskân etmek imkânsızlaşmıştır. İmkânı
olanlar kendi çabalarıyla memleketlerine dönmüş ise de olmayanlar devlet
tarafından gidiş masrafları verilerek göndermiş
15
, gitmek istemeyenleri bu-
lundukları yerlerde iskân etmeyi planlamıştır. 1923-33 yılları arasında iskân
edilen Vilayet-i Şarki mültecisinin miktarı 9.145 ailede 35.017 nüfustur. Bu
ailelere 20 yıl borçlandırma usulüyle emlak ve arazi verilmiştir.
16
Vilayet-i Şarki mültecilerinin iskânları veya memleketlerine geri dönmele-
ri amacıyla kanuni düzenlemeler yapıldığı gibi bu kanuni düzenlemeler gere-
ğince de önemli miktarda tahsisat ayrılmıştır. 1923 ve 1924 yıllarında konuy-
la ilgili yapılan düzenlemelerde yaklaşık 300 bin liralık tahsisat ayrılmıştır.
Ayrıca yıkılmış ve harap olmuş meskenlerin tamiri ve inşası için de bir mil-
yon lira tahsisat ayrılmıştır.
17
Vilayet-i Şarki mültecisi olarak yaklaşık 55 bin
kişi iskân edilmiştir. Mübadele sürecinin yaşandığı bir dönemde mültecilerin
iskânların da da mesken, arazi ve ödenek sıkıntısı had safhada yaşanmıştır.
Dışarıdan Göçler
İskân politikasının bir diğer tarafı da dışarıdan göçlerin getirdiği iskân po-
litikasıdır. Bu dönemde ilk olarak Balkanlardan gelen mübadillerin iskânları
ve 1930’lu yıllarda yine Balkanlardan gelen Romanya ve Bulgaristan Türkle-
rinin iskânı önemli bir yer tutmuştur. Cumhuriyet döneminde iskân politikası-
nın ilk basamağını Yunanistan ile yapılan mübadele anlaşması teşkil etmiştir.
14 BCA: 030.18.1/2.15.76.6.; BCA: 030.18.1/2.57.66.15; BCA: 030.18.1/2.46.49.4;.Sarı,
a.g.m. s.102-103
15 İskân Mevzuatı, Sıhhat ve İçtimaî Muâvenet Vekâleti İskân Umum Müdürlüğü Yayını,
Ankara 1936, s. 236.
16 BCA:. 030.10.124.885.4; BCA: 272.12./61.176.14
17 BCA: 272.11.1/8.82.18; Düstur, III. Tertip, Cilt IV, İstanbul, 1929, s. 15-16.; Sarı,
a.g.m., s.108-109
513
İbrahim ERDAL
İç iskânlar ile topraklarını şenlendirme çabası içinde olan Türkiye aynı za-
manda sınırları içinde homojen bir toplum ve hâkim kültür inşasında önemli
bir adım olan nüfus değişimi ile önemli bir adım atmıştır.
1920’li Yıllarda Dış Göç ve İskân
Batı Anadolu’nun işgali sonrasında kısa sürede ortaya çıkan yoğun Rum
göçü ile birlikte Yunanistan’dan da Türk göçü yaşanmıştır. İşgal sürecinde
Anadolu’da yaşananlar ve Yunan hükümetinin Türkler üzerindeki baskılar-
dan dolayı Nansen tarafından karşılıklı nüfus değişiminin zorunluluğu rapor
halinde belirtilmiştir. Bu sebeple Lozan görüşmelerinde mübadele önemli bir
gündem maddesi olmuş, her iki ülke stratejik önemine inandıkları bölgeler-
deki nüfuslarının değişime tabi tutulmasını istememişlerdir. Dışarıdan gelen
göç hareketleri ve iskân faaliyetlerinin önemli bir yanını oluşturan bu durum
çerçevesinde İstanbul Rum nüfusu ve Batı Trakya Türk nüfusu mübadele dı-
şında tutulmuştur.
18
Mübadele ile ilgili görüşmelerin yapıldığı sırada Türkiye
her ne kadar göçe taraf ise de ekonomik anlamda bu faaliyete hazır olmamış-
tır.
Batı Anadolu’nun işgali sonrasında yaşanan göç hareketleri daha müba-
dele konusunda anlaşmaya varılmadan Türk sınırında büyük bir sorun hali-
ne gelmeye başlamıştır. Kendi imkânlarıyla sınırlara, limanlara veya adalar
karşısındaki kıyılara varan göçmenlerin barınma, iaşe ve resmi işlemlerinin
içinden çıkılmaz bir hal alması üzerine Sıhhiye Vekâleti tarafından bir müba-
dele talimatnamesi yayınlanarak Kurumlar arasında bir koordinasyonun sağ-
lanması amaçlanmış, bu sayede yaşanan büyük nüfus yığılmasının getirdiği
sorunlar bir nebze de olsa hafifletilmiştir. Büyüyen nüfus akışına karşı mü-
badillerin işlemlerini yürütmek için İmar Vekâletinin kurulması teklifi uzun
tartışmalardan sonra 13 Ekim 1023 tarihinde kabul edilmiştir.
19
İmar ve İskân Vekâleti kuruluşundan sonra mübadillerin iskânı için belir-
lenen yerleri 10 bölgeye ayırmıştır. Bu bölgeler;
1. Bölge: Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Çorum, Amasya, Tokat, Gümüş-
hane ve Trabzon
2. Bölge: Edirne, Tekfurdağı, Gelibolu, Kırkkilise ve Çanakkale
3. Bölge: Balıkesir
4. Bölge: İzmir, Manisa, Aydın, Menteşe, Afyon
18 Erdal, Mübadele…, s. 64-69
19 Düstur, Üçüncü Tertip, C:5, Ankara 1948, s.146.
514 Atatürk Dönemi İskân Politikaları ve Göçmenlerin İskânı Uygulamaları (1920-1938)
5. Bölge: Bursa
6. Bölge: İstanbul, Çatalca ve Zonguldak
7. Bölge: İzmit, Bolu, Bilecik, Eskişehir, Kütahya
8. Bölge: Antalya, Isparta ve Burdur
9. Bölge: Konya, Niğde, Kayseri, Aksaray ve Kırşehir
10. Bölge: Adana, Mersin, Silifke, Kozan, Antep, Maraş illerinden oluştu-
rulmuştur.
20
Bu bölgelerin en önemli özelliği Rum mübadillerin bıraktıkları
emval-i metrukün bulunduğu ve hemen üretime geçilmesi gereken yerler ol-
masıdır.
İskelelere ve istasyonlara yığılan nüfusu geçici olarak barındırmak ama-
cıyla misafirhane talimatnamesi hazırlanmış, bu talimatnameye göre müba-
dillerin iskân bölgelerine sevklerini bekledikleri sürece hatta iskân için dahi
askeri kışlalar, resmi ve hayır kuruluşlarının binaları kullanılmıştır. Ayrıca
terk edilmiş binalar tamir edilmiş, gerekli yerlerde kiralama usulüne gidil-
miştir. Vekâlet mübadillerin karşılaştığı sorunları hazırladığı talimatnameler-
le hızlıca çözme çabasını göstermiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti iskelelerde
istasyonlarda ve iskân bölgelerinde mübadiller için sahra hastanelere kurmuş
ayrıca mübadillerin iaşelerini de karşılamıştır.
Mübadillerin iskân bölgelerinde mesken sorununun çözülmesi için ihale
usulü ile her bölgenin iklimine uygun konut yapımına özen gösterilmiş, taş,
kerpiç, huğ denilen sazdan evler bölgelere göre inşa edilmiştir. Rum emval-i
metrukasından faydalanıldığı gibi ayrıca su kenarı, yol kenarı gibi iskâna uy-
gun bölgelerde yeni iskân köyleri de inşa edilmiştir. Bu amaçla yabancı şir-
ketlerle anlaşma yoluna gidilmiş şehir planları çizdirilmiştir.
Mübadillere yapılan yardımlardan en önemlisi de Rumlardan kalan ara-
zilerin hemen üretici vasfına dönüştürülmesidir. Bu konuda giden Rumla-
rın çoğunluğunun esnaf ve şehirli olması gelen Türklerin çoğunluğunun ise
tütüncü olmak üzere çiftçi olması yeni bir sorunu oluşturmuştur. Bu durum
Türkiye’nin orta sınıfının gelişim sürecinde önemli bir olumsuz etkiye sebep
olmuştur. Bu durum aynı zamanda mübadil ailelerin de parça parça farklı
yerlere iskânlarını zorunlu hale getirmiştir.
Mübadillere verilen arazilerin ve arazilerde yapılan tarımın farlılığı onlara
verilen desteği de önemli kılmıştır. Genellikle tütüncülükle uğraşan müba-
dillere geniş arazilerde zeytinlikler verilmiş veya topraklar küçük parçalara
20 Erdal, Mübadele…, s.183.
Dostları ilə paylaş: |