Uluslararasi sempozyumu



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə24/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   307

72

Tarihi - Kültürel Gelişim Sürecinde Türk Kadının Konumu 

ortaya çıkarmıştır. Çin hükümeti tarafından ikinci çocuk sahibi olmak iste-

yen Türk ailelerine konulan yasaklar kadınların kürtaja zorlanmasına neden 

olmuştur.  Hijyenik  olmayan  koşullarda  yapılan  kürtajlar  yüzlerce  ve  hatta 

binlerce kadın ve çocuğun ölümüne neden olmuştur .(43) Kürtaj yolu ile mil-

letin sayısının azaltılması, anne karnında iken çocukların öldürülmesi dün-

ya  kamuoyunda  soykırımın  yasallaştırılması  olarak  kabul  edilmiştir.  Diğer 

bir husus, Çin hükümeti tarafından yürütülen “entegrasyon” programıdır. Bu 

program gereği köylerde bulunan Uygurlar, özellikle de genç kızlar Çin᾿in 

iç bölgelerine aktarılmaktadır. Yani sadece 2009 yılında çoğunluğu kadın ol-

mak üzere 96.000 Uygur bu uygulamaya tabi tutulmuştur. Bu kadınların çoğu 

satılmış, fuhşa zorlanmış veya öldürülmüştür .(44) Doğu Türkistan halkına, 

özellikle de kadınlara karşı yapılan bu uygulamalar insan haklarının en kaba 

şekilde ihlal edilmesinin ve gerici şovenizmin örneğidir. Aynı durum Güney 

Azerbaycan᾿da (şimdiki İran᾿ın kuzeyinde) da mevcuttur. Türk halkına, özel-

likle de kadınlara karşı uygulanan ayrımcılık halleri ve yasaklar gerici İran 

hâkimiyetinin menfur politikasının sonucudur. Türk Birliği ülkeleri bu gibi 

durumlara sessiz kalmamalıdır!

Doğal olarak, yukarıda verilen örnekler son değildir. Maalesef, bir makale 

çerçevesinde tüm bilgileri aktarmak imkânsızdır. Kısaca, şunu belirtmek is-

terim; kadın hak ve özgürlükleri ile ilgili çalışmalar yalnız kadınlar arasında 

değil, toplumun tüm kesimleri arasında yapılmak zorundadır. Bu doğrultuda 

ilk aşamada bazı teşvik ve propaganda içerikli eğitici çalışmaların yapılması 

faydalı olacaktır. Örneğin, ortaokulların programına cinsiyet eşitliği ve kadın 

haklarının korunmasına yönelik anayasa maddeleriyle bağlı bilgilerin eklen-

mesi, bölgelerde yaşayan kızların okula katılımı ile ilgili teşvik çalışmaları-

nın yapılması (ebeveynler arasında), gönüllü birliklerin bu alanda çalışmala-

rının etkinleştirilmesi, büyük kurum ve kuruluşların, şirketlerin ve bankaların 

bünyesinde zor koşullarda ve ücra bölgelerde yaşayan kız çocuklarına eği-

tim yardımlarının ayrılmasını sağlayan fonların çalışmalarının düzenlenmesi 

elzemdir. Ayrıca, kadın hakları ile ilgili İslami değerlerin, kutsal kitapta ve 

hadislerde yazılanların doğru yorumunun sağlanması yönünde eğitici etkin-

liklerin yürütülmesi, ücra bölgelerin bilim - teknik donanımının iyileştirilme-

si, sosyoekonomik açıdan geride kalan eyaletlerde ve köylerde kadınların iş 

alanlarının ve girişimcilik faaliyetlerinin sağlanmasına yönelik projelerin ge-

liştirilmesi, kadınların hak ve özgürlüklerinin korunması ile ilgili mevzuatın 

sosyal ve yasal temelinin güçlendirilmesi vs. bu gibi çalışmaların yapılması 

da önemlidir.




73

  Afsana MAMMADOVA  

Kuşkusuz, kadın ayrımcılığının başlıca sebepleri sosyal ve ekonomik ge-

rilik, sınıfsal ve dini ayrımcılık, ataerkil geleneklerdir. Aslında bu durum sa-

dece kadınları değil, tüm toplumu etkilemektedir. Normal yaşam koşullarının 

sağlanması ve uygun sosyal altyapının sağlanması, şeriat kanunlarının hurafe 

kılıfından çıkarılması toplumun kalkınmasında ve öncelikle kadınların hak ve 

özgürlüklerinin sağlanması yönünde atılacak ilk adımlardır. Çabaların olum-

lu sonuç vermesi ise bu yönde kabul edilen yasa tasarılarının hükümlerinin 

mevcut  Sözleşmeye  uygun  yapılması  ve  uygulanmasının  anayasa  esasında 

düzenlenmesine bağlıdır.



Sonuç

Bir milletin kültürü tarih boyunca yarattığı ve geliştirdiği maddi ve manevi 

değerlerin bütünüdür. Kültür bir halkın yaşam tarzı, bakış açısı ve düşünce 

tarzıdır. İşte onun aracılığıyla bir toplumun kimliği oluşur. Tek taraflı gelişen 

toplumda nasıl bir maddi - kültürel gelişimden söz edilebiliriz? Tek taraflı 

bakış açısı ve düşünce tarzına dayanan kültür hangi milletin ortak kimliğini 

oluşturabilir?  Doğal  olarak,  toplumun  ne  denli  gelişip  gelişmediği  kadının 

bulunduğu konumla anlaşılır. Kadın her zaman toplumun durumunu niteleyen 

gösterge sayılmıştır. Amerikalı yazar ve hukuk bilimcisi Thomas Nelson Page 

(1853-1922) haklı olarak şöyle yazmaktadır: “Kadın bir milletin adetlerini 



ve davranışlarını biçimlendirir. Bir toplumun ne denli sağlıklı olduğu onun 

kadının bulunduğu konumla anlaşılır. Onun kurtuluşa hiçbir umudu kalmaz, 

daha çok rezillik batağına saplanır.” (35)

Ne yazık ki, halen toplumumuzda kadın haklarının ihlali, ayrımcılık halleri 

ile ilgili ciddi sorunlar bulunmaktadır ve onları çözmeden “modern, demokra-

tik, eşit ve ortak bir kimliğe sahip Türk toplumundan konuşmak abestir. Oysa 

eski Türk topluluğunda kadının adı yüceltilmiş, o, yüksek statüye sahip ol-

muştur. İslam᾿ın kabulüyle kadınlara hak ve özgürlükler lütfeden, kutsal Ku-

ran kadının yüksek konumunu tespit etmiştir. Maalesef, dinin ilk kaynağından 

uzaklaşması ve hurafelere rağbet sayesinde kadın yeniden esaret zincirleri ile 

bağlanmıştır.  Kuşkusuz,  bilimsel  -  teknik  ilerleme  çağında  halen  hurafele-

re inancın olması, ataerkil gelenekler, “mentalitet” adı altında geride kalmış 

önyargılarla kısıtlanan kadına yönelik ayrımcılık halleriyle karşılaştıkça, ge-

lişmemizin içsel değil, görüntüsel olarak gerçekleştiğini ve kadının toplum-

daki konumuyla ilgili düşünce tarzının yüzyıllar boyunca çok az değiştiğini 

daha iyi anlıyorum. Sanırım Türk Milletler Birliği olarak bu birliğe dahil olan 

tüm ülkelerin önünde duran en önemli görev Türk kadınının tarihten bugüne 



Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə