VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
79
HEYKEL SANATINDA HAREKET VE HAREKET EVRELERİ
Naci EDİ
ÖZET
Bilindiği gibi insanoğlunun var oluşundan bu yana heykel sanatı hep var
olmuştur. Yazılı tarih öncesinde kendisini resim ve heykelle anlatmaya çalışan
insanoğlu, o dönemlerini bıraktığı eserlerle bizlere aktarmaktadır. İnsanla aynı yaşı
taşıyan heykel sanatı, tarihin en eski sanat dallarından biridir. Bu sanat günümüze
kadar olan tarihi süreç içerisinde bazı dönemlerde varlığını güçlü bir şekilde
hissettirmiş, bazı dönemlerde ise sessizliğe bürünmüştür. Geçiş dönemlerinin her
birinde farklı bir tarz farklı bir anlatım biçimiyle karşımıza çıkmıştır. Bu dönemlerde
yapılan heykeller incelendiğinde kimi zaman hareket kavramı kimi zaman biçimsel
kimi zaman anlatım sal kimi zaman da mobilize olarak devam etmiştir. XX. yüzyıla
kadar kütle içerisinde kalan hareket kavramı bu yüzyıldan sonra yeni bir boyut
kazanarak farklı bir boyuta geçmiştir.
Anahtar Kelimeler: Heykel, hareket, kütle, mobil.
ABSTRACT
As is known, since the existence of humankind, the art of sculpture has
always existed. Man, who wanted to explain himself with sculpture and drawings
before recorded history, has conveyed those periods to us with the work of art that
he left behind. The art of sculpture which is the same age as humankind is one of
the oldest branches of art in history. This kind of art has sometimes made its
presence felt strongly but sometimes has retreated into silence in its historical
process up to now. In each of its transitional periods, the art of sculpture appeared
with a different style and a different way of expression. When we study the
sculptures made in those periods, it is seen that the process of sculpture continued
sometimes in concept of movement, sometimes stylistic, sometimes depictive and
sometimes mobilized. Concept of movement, which was in mass until the 20th
century, has passed to a new dimension after that century.
Key words: sculpture, movement, mass, mobilized
Arş. Gör., İ. Çeçen Üniversitesi, Ağrı.
VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
83
MEHMET EROĞLU’NUN “9,75 SANTİMETREKARE” ROMANINDA
VAROLUŞÇU TEMALAR
Ayhan BULUT
Ebru GÜZEL
Varlık nedir, insanoğlu niçin var olmuştur? Bu ve bunun benzeri
sorgulamaların kökü Antik Yunan felsefesine kadar dayandırılabilir ancak bu
sorgulamalar asıl etkisini II. Dünya Savaşı sıralarında gösterir. Çünkü insanoğlu o
dönem de bir yandan tarihinin en büyük savaşlarından birinin yaralarını sarmaya
çalışırken bir yandan da sanayileşmenin ve modernleşmenin içinde var oluş
sancısı çekmektedir. Varoluş sancısı “varoluşçuluk” akımının doğmasına sebep
olmuş ve bu akım felsefi dayanaklı olsa da sanat ve edebiyatta aktif bir rol
üstlenmiştir. Yirminci yüzyıldan itibaren Avrupa edebiyatının ses getiren fikir
akımlarından birisi olan varoluşçuluk, Türk edebiyatında da birçok eserde
görülmüştür. Çalışmada incelenmek üzere Mehmet Eroğlu’nun son romanı “9,75
Santimetrekare”nin seçilmiş olması ise hem Mehmet Eroğlu’nun bilinmeyen
varoluşçu kimliğinin tanıtılması hem de yazarın son romanı üzerine herhangi bir
çalışma bulunmaması açısından uygun görülmüştür. Bu çalışmada roman
kahramanı Ahmet’in yakın tarihte yaşanan Gezi Parkı olayları sırasında ruhsal
değişimlerinin ve benlik parçalanmasının nasıl oluştuğunu varoluşçuluk
çerçevesinde incelemek amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Mehmet Eroğlu, roman, varoluşçuluk
Yrd. Doç. Dr. İ. Çeçen Üniversitesi, Ağrı.
VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
85
EDEBİYATTA DİNİ İLK ÖRNEKLER
(RELIGIOUS ARCHETYPES IN LITERATURE)
Nazile ABDULLAZADE
ABSTRACT
The human-beings have constantly thought of their creation, existence and
living, have faced several problems but always have tried to explore them since
their creation through history. These efforts have formed themselves in the system
of motifs and archetypes which have the same meaning and perception.
As a consequence of deep ties between religion and literature several
religious plots and characters have been depicted in literature. Religious motifs
particularly appear in patterns of
religious plots, religious characters and religious
symbols in fiction.
Religious archetypes or religious archetype plots are quite well-spread in
fiction. Religious archetype plots are defined as recurring repititive works often
enough
based on one or the same religious plot.
Both Western and Eastern literature, as well as Azerbaijani literature and all
four of sacred books (Taurat, Bible, Psalms, Koran) contain repitition of some
narratives (related to Prophet St.Joseph, Prophet St.Abraham, Prophet St.Musa,
St.Adam and Eve). Certainly, the use of these stories in fiction results in
emergence of works that have religious plots. That is to say, though the main goal
of those works is the same religious plot, they are written by the myriad
imagination of different authors with various mediums and word-painting and
become a piece of art,
at the same time the author expresses his attitude and
worldview towards religion in fiction.
Archetypes, motifs and symbols are common ties connecting the nations to
one another. However, the formation of archetype and its features differs in nations
with its originality. Religious archetypes in literature reflect not only ethnical-political
mythology, but also mentality.
GİRİŞ
İnsanoğlu var olduğu günden tarih boyunca kendi varoluşu, kimliği ve
yaşayışı hakkında sürekli düşünmüş, bir takım sorunlarla karşılaşmış, ama her
zaman onları incelemeye çalışmıştır. Yer yüzünde bu güne kadar inanma ihtiyacı
duymamış bir canlı olmamıştır. İnanç insanın yaratılışı geregi olan tabii bir olaydır.
İnançı olan kişi kendisine ve birlikte yaşadığı insanlara faydalı olur. İnanç insanı
yeni-yeni bilgiler kazanmaya götürür. “Kişi inançını küvvetlendirmek için pek çox
şeyleri öyrenmek, öyrendiklerini düşünüp degerlendirmek ve böylece hayatını
düzene sokmak durumundadır. İyiliyi, kötüyü, çirkini ve güzeli böylece ayırt ede
bilenler ahlak ve davranış yönünden de kişilik kazanırlar [Tunç, 1989].
İnsan yaşamında din kadar öncül rol oynayan ikinci bir faktör bulmak çok
zordur. İnsanlık mevcut olandan dini düşünce insanın şekillenmesinin ve manevi
Doç. Dr., Bakü, Azerbaycan, Azerbaycan Devlet Pedaqoji Üniversitesi Azerbaycan
Edebiyatı Tarihi Fakültesi.