Pilancı, Avrupa Ülkelerindeki Türklerin Türkçeyi Kullanma Ortamları
147
tarafından ekonomik gerekçelere dayanarak programlardan çıkarılmış ya da
kısıtlamalara gidilmiş, dersler için verilen ödenekler kaldırılmış ancak velilerin
yapacağı organizasyonlara destek sağlanabileceği bildirilmiştir. Türkler ara-
sında büyük tepki ile karşılanan bu durum kayıtlara da yansımıştır:
Vatandaşların ve Belçikalıların yaklaşımı bizim Türkçe dersleri için be-
lirleyici oluyor. Türkçeyi entegrasyonu önleyici bir unsur olarak görü-
yorlar. Burada iki tane Eğitim Bakanlığı var. Yabancı işçilerin dilleri
ile ilgili eğitim bölümü kapatıldı. Burada belli bölgelerde bir anlamda
dil soykırımı var. Ders verdiğimiz okullarda Türkçe dersleri kaldırılı-
yor, kapatılıyor (5.4a-BL6-11).
Bir de Belçika’nın söndürme politikası dediğimiz bir politikası var.
Türkçe eğitimi tamamen okullardan kaldırma gibi programı var. Öğ-
retmenlerimizin sayısı azaldı (5.4a-BL18-20).
Okullarda OALT adı altında verilen ana dili derslerine verilen ödenek
2004 yılından itibaren kaldırıldı. Hükümet ana vatanla bağları kes-
mek istiyor. Şimdi 24 saat bu mesajı işliyor. Özellikle din ve dil konu-
sunu önemli görüyor ve bağlantıları kesmek istiyor (5.4a-HL1-2).
Hollanda’da 1 Ağustos 2004’e kadar Türkçe dersleri, temel eğitimde
devletin desteğinde ve okullarda veriliyordu. Yeni hükümet, politik
değerlendirmelerden yola çıkarak bu desteği kaldırdı (5.4a-HL3).
Burada Hollandacayı öğrenmek problem değil, burada olduktan son-
ra nasıl olsa öğrenirler. Politik oyunlar var (5.4a-HL7).
Almanlar Türkçe derslerini kaldırmaya çalışıyorlar (5.4a-AK2).
Aslında burada yaşıyorsanız Türkçe ne gerek var gibi bir mantık var
Danimarka hükümetinde (5.4a-DN3).
Türkçe ana dil eğitimi şu anda küçük yaş grubundaki çocuklara yapı-
lıyor burada. Ama bu kurs bizim kendi çabalarımızla yapılıyor, öğ-
retmenin parasını bizim cemaatimiz karşılıyor. Danimarka hükümeti-
nin bir desteği yok (5.4a-DN6).
Türkçe eğitimi yasaklamakla Danimarka hükümeti asimile yolunu
seçti (5.4a-DN10).
1986 yılında Danimarka’da Türklere ana dil eğitim verilmeye başlan-
dı. 1-2 yıl önce de ana dil eğitimi yasaklandı (5.4a-DN20).
Bir de Norveçlilerin özellikle bizim okulun müdürünün de takıntıları
var. Eğer Norveççeyi biliyorsa Türkçeyi göz ardı edebiliriz diye düşü-
nüyorlar (5.4a-NR6-7).
bilig, Bahar / 2009, sayı 49
148
25 sene önce ana dili öğretmeni olarak işe başladım. Sonra ismimiz
değişti çift dilli öğretmen olduk. Çünkü ana dille eğitimi kaldırdılar.
Ana dil eğitimi vermiyoruz, direkt ana dilini kullanarak çocuğu eğit-
meye çalışıyoruz (5.4a-NR13-17).
İlköğretim düzeyinde Türkiye’den gelen öğretmenler için Fransa’nın
kanaati, Türklerin Fransa’ya entegrasyonunu engellediği yönünde.
Dolayısıyla Fransa’nın hedefi Fransa’da yaşayan 2. nesilden Türkçe
öğretmeni ve imam yetiştirerek bu işi Türk hükümetinin kontrolünden
almak (5.4a-FR5).
Bazı hükümet ve yerel yönetimlerin, Türkçe derslerini ekonomik gerekçele-
re dayanarak programlardan çıkarması ya da kısıtlamalara gitmesi, ana
dilinin var olmanın bir simgesi olduğu duygusunu şu sözlerde olduğu gibi
körüklerken;
Velilerin kendi dilinden konuştuğunuz zaman, var oluş meselesi ola-
rak anlattığınız zaman muazzam bir elektriklenme oluyor. Türkçeyi
Avrupa’da var oluş meselesi olarak görmemiz gerekir. Bir insanın di-
lini kültürünü aldığınız zaman o insanı canavarlaştırıyorsunuz (5.4b-
HL7).
tepkilerin bireysel ve küçük gruplardan öteye gidemediği de şu sözlerde vur-
gulanmaktadır:
Biz ana dili sürdürmek amacıyla bu yasaktan sonra Türk filmlerini bu-
radaki sinemalarda yayınlanması, tiyatro oyunlarının sergilenmesi için
çaba sarf ediyoruz kendi imkânlarımızla (5.4c-DN1)).
Buradaki Türk toplumu hiçbir şeye tepki vermez (5.4c-HL9).
Türkçe öğretimini engellenince yetkililerimiz hiçbir tepki göstermedi.
Dolayısıyla herhangi bir öğretim ortamı da hazırlamadı bizlerin katıla-
bileceği (5.4c-DN6).
Türkçenin yasaklanmış olması Türkler arasında tepkiyle karşılandı
ama bu engeli aşmak için herhangi bir harekette bulunmadılar (5.4c-
DN10).
Ailelerin ilgisizliği: Eğitimciler, aileleri, çocuklarının bulundukları ülkede
yaşadıkları her türlü sorundan sorumlu tutulmaktadır. Ekonomik rahatlığı ön
planda tutmalarının, eğitim konularına olan ilgisizliklerinin yanı sıra ana dili
yeterliğinin önemi konusunda bilinçli olmadıkları da şu sözlerle vurgulan-
maktadır:
Birçok aile için hafta sonu okulları çocuklarını götürüp bıraktıkları ve
kendi işlerini halletmek için kullandıkları kreş niteliği taşıyor. Aslında
Pilancı, Avrupa Ülkelerindeki Türklerin Türkçeyi Kullanma Ortamları
149
oraya götürme nedenleri dil öğrenmesi için değil çocuklarını güvenle
bırakacakları bir yer olması (5.5a-İN25).
Türkçe derslerinin kaldırılmasındaki en önemli etken velilerin dersleri
sahiplenmemesidir, öğretmenlerin de önemli etkisi olmuştur. Birçok
okulda 4-5 sınıf açılabilecek Türk öğrenci var ama veli bilgisiz olduğu
için dersi seçen yok (5.5a-HL5).
Burada veliler okul çalışmalarında çok etkilidir. Örneğin okulun %55’i
yabancı çocuğudur, en az 4-5 velinin karar oranlarında bulunması
gerekir ama ya bir veli bulunur ya da hiç yoktur (5.5a-HL6).
Türkçe öğrenme isteğinin ailede özendirilmesi gerekir. Ama evde o
desteği görmüyor. Evde dil öğrenmesi gerektiği fikrini görmüyor
(5.5a-NR13-17).
Türkçe dersleri konusunda yaşanan bütün bu olumsuzluklarda 1, 2 ve 3.
kuşakta ana dili bilincinin gelişememiş olmasının önemli etkisi olduğunu
söylemek mümkündür. Kayıtlardaki şu sözler bu durumu daha net ortaya
koymaktadır:
Anavatandan çok uzakta olma, duygusal bir ortamda bulunmanın ya-
rattığı stres ve duygusal psikolojik nedenler insanları dini motiflere
doğru daha fazla sürüklüyor. Burada dinimizi kaybederiz korkusu faz-
la egemen olduğu için dilimizi kaybederiz endişesi de yok (5.5b-BL3).
İnsanın kendisi o sorunun farkına varmazsa onun için bu sorun ol-
mayabilir. Türkçe konuşamıyor olmak bir sorun değil hatta unutsak
da bir şey olmaz diyebilirler (5.5b-BL6-11).
Aileler bütçelerinden para ayırmaya çok da hazır değil ancak bilinç-
lendirilirlerse durum değişebilir (5.5b-İN21).
Velilerin bilinçlendirilmesi ve sivil toplum örgütlerinin teşvik edilmesi
önemli (5.5b-HL19).
6. Türkiye’ye Geri Dönme Düşüncesi
1. ve 2. kuşak için geri dönme düşüncesi her zaman var olmakla birlikte
bulundukları ülkede sosyal hakların Türkiye’den daha iyi olması nedeniyle
uygulamaya geçirilmesi oldukça zordur:
Türkiye’de eğitim ve sağlık şartları buradaki gibi değil, biz burada çok
rahat alıştık (6.1a-BL-5).
Geri dönme… Bu öyle bir şey ki hayır deme cesaretini gösteremiyo-
ruz…. Geri dönmemiz mümkün değil (6.1a-BL14).
3. kuşak için de öncelikle iyi Türkçe bilmemeleri nedeniyle geri dönme dü-
şüncesi oldukça uzaktır. 1. kuşağın Türkiye’den Avrupa ülkelerine göçü söz
Dostları ilə paylaş: |