bilig, Bahar / 2009, sayı 49
150
konusu iken geri dönüş hâlinde, zaten göçmenliğin sorunlarını yaşamakta
olan 3. kuşağın bir de Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye göçü söz konusu ola-
caktır:
Türkiye’ye gittiklerinde Türkçe bilmedikleri için Fransızca konuşacak
adam arıyorlar (6.1b-BL4).
Almanya’da benim bir kız kardeşim var çocuğu Türkçe bilmiyor. 15
yaşında oğlan izine geliyor çocuk utanıyor (6.1b-NR8).
1, 2 ve 3. kuşağın geri dönüşe sıcak bakmamasına karşılık, bazı ülkelerdeki
Türkler arasında geri dönüşün, son yıllarda eğitimli kesimde arttığı yetkililer
tarafından vurgulanmaktadır:
Son yıllarda Hollanda’daki Türkler arasında geriye dönüş hızla art-
maktadır. Bunun nedeni Hollanda hükümetinin yabancılara yönelik,
özelde Türklere yönelik tavırlarıdır. Bunun daha da artacağını düşü-
nüyoruz. Geriye dönüşte özellikle okumuş Türklerin olması entere-
sandır (6.1c-HL1-2).
Hollanda’dan Türkiye’ye ciddi anlamda bir akademisyen göçü var.
Bunlar hiç Türkçe eğitimi de görmemiş, anne babasından öğrendiği
kadar (6.1c-HL7).
Geçenlerde bir milletvekilimiz Erasmus Üniversitesinde 300 Türk öğ-
renciye ‘Geri döner misiniz?’ diye sormuş. %90’ı el kaldırmış. Hol-
landalılar buna çok şaşırdılar (6.1c-HL9).
Sonuç
Günümüzde Avrupa ülkelerinde 1960’lı yıllarda giden 1. kuşak; 1. kuşağın
Avrupa ülkelerinde doğan ya da aile birleşmesi veya evlilikler yoluyla Türki-
ye’den götürdükleri 2. kuşak; 2. kuşağın çocukları olan 3. kuşak olmak üzere
genel olarak 3 kuşaktan söz etmek mümkündür. Söz konusu kuşakların özel-
likleri ve Türkçe ile bağlantıları şöyle özetlenebilir:
1. kuşak, para kazanmak amacıyla Avrupa ülkelerine giden, başlangıçta geri
dönme düşüncesinde olan kuşaktır. Ancak aile birleşmesi hakkının tanınma-
sından sonra ekonomik ve sosyal rahatlığın da söz konusu olması üzerine
çalıştığı ülkeye yerleşmiştir. 1. kuşak Türklerin çoğu, yaşadıkları ülkenin dilini
iyi bilmedikleri için Avrupa’da ama Avrupa’dan kopuk bir yaşam sürdürmek-
tedir. Bu nedenle aile içinde ve yakın çevresinde gittiği yöreden götürdüğü
Türkçeyi yeterli görmekte, Türkçesini geliştirmeyi de düşünmemektedir.
2. kuşak, Avrupa ülkelerinde doğmuş ya da aile birleşmesi veya evlilikler
nedeniyle Avrupa ülkelerine gitmiştir. İçlerinde eğitimlerinin tamamını bu-
lunduğu ülkede tamamlayanlar olduğu gibi; bir kısmını veya tamamını Tür-
kiye’de tamamlayanlar da vardır. Eğitim ve iş sorunlarıyla ilk karşılaşan grup
Pilancı, Avrupa Ülkelerindeki Türklerin Türkçeyi Kullanma Ortamları
151
olan bu kuşak, 1. ve 3 kuşak arasındaki sorunların yanı sıra çocuklarının
eğitim ve iş sorunlarıyla da yüz yüzedir. Avrupa ülkelerinde verilen Ana dili
Türkçe dersinin, sorunlarını yaşayarak öğrenen bu kuşak, kendilerinin ve
çocuklarının Türkçe yetersizliğinin, bu yetersizliğin bulundukları ülkenin dili-
nin iyi öğrenilememesine olan etkisinin farkındadır.
3. kuşak, bulundukları ülkede doğan, orada eğitim gören, daha çok bulun-
dukları ülkenin kültürüne yakın olan kuşaktır. Türkçelerini geliştirmeyi gerek-
siz görmektedirler. Araştırmalarımız sırasında, 3. kuşak Türk genç ve çocukla-
rının hiçbir cümleyi Türkçe başlayıp Türkçe bitirdiği görülememiştir. Konuş-
manın daha başında anne babalarından, bulundukları ülkenin dilinde yar-
dım isteyen veya konuşmaya İngilizce devam etmek isteyen örneklere rast-
lanmıştır. Bunda en önemli etken genç ve çocukların, eğitim dilinin bulun-
dukları ülkenin dili olması, Türkçe eğitiminin aile ve yakın çevre ile sınırlı
kalmasıdır. Çocukların aile içinde aldıkları Türkçe ve Türk kültürü eğitimi de
en fazla o ailenin sahip olduğu kültür kadar olmaktadır (Türkdoğan 1984:
107-108). 3. kuşak olan genç ve çocukların, Türkçeyi iyi bilmedikleri için;
aile içi iletişim güçlüğü ve kimlik bunalımı başta olmak üzere önemli sorunlar
içinde olduğu belirtilmektedir.
Avrupa’daki Türk nüfusun eğitim durumları, 1. kuşağa göre bir yükselme
göstermektedir. Ancak bir an önce meslek sahibi olma ve para kazanma ön
plana çıktığı için daha çok orta dereceli okullar, meslek okulları tercih edil-
mektedir.
Türkçe derslerinin, genel olarak, eğitmen, materyal, destek ve organizasyon
açısından yeterli olmaması; Türkçe eğitiminde gerek ana dili gerekse yabancı
dil olarak kuvvetli bir yapılanmanın oluşturulamamış olması dikkati çekmek-
tedir. Bunlara eklenen organize olma becerisinin yetersizliği, Avrupa ülkeleri-
nin Türkçe derslerine olumsuz bakışı ve ailelerin ilgisizliği gibi sorunlar 2.
kuşakta ana dili yeterliğinin oldukça düştüğünü gösterirken; “Türkçelerini
yeterli görmeleri ve geliştirmeye gerek duymamaları” gibi bir kanının da
Almanya örneğinde olduğu gibi 3. kuşakta, Fransa örneğinde olduğu gibi
bütün kuşaklarda oluşmaya başladığı görülmektedir (Tablo 3.1).
Ülkelerin, çok kültürlülük konusunda teori ve uygulamada olumlu yönde
gelişmeler sağlamasının ana dili üzerindeki etkisi, İngiltere’de yaşayan Türk-
lerde net bir biçimde görülmektedir. İngiltere’de çok kültürlülük yönünde
atılan adımlar, Fransa ve Almanya’dan çok daha ileri boyuttadır. İngilte-
re’deki tartışmalar, diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak genellikle çok
kültürlülük yandaşları ile karşıtları arasında değil çok kültürlülüğün farklı
uygulamalarını savunanlar arasındadır (Altınbaş 2006: 55). İngiltere’deki
göçmenlerin ana dili derslerinin ders programları içine alınması, ülkedeki
göçmenlerin dillerini iyi bilen elemana önem verilmesi gibi yaklaşımlar diğer
bilig, Bahar / 2009, sayı 49
152
olumsuzluklara rağmen hem ana dilinin yeterliğinde hem de dil bilincinin
kazanılmasında etkili olmuştur. Bunda elbette ülkelerin göçmenlere uygula-
nan genel politikalarının da önemli etkisi vardır. Örneğin Fransa ve İngiltere
aynı zamanlarda göçmen alımına başlamış olmakla birlikte, göç konusunun
İngiltere’nin siyasi gündemine girmesi Fransa’dan 10 yıl kadar önce olmuş-
tur. İngiltere’ye yerleşenler kısa sürede vatandaş olmuş ve vatandaşlık hakla-
rından tam anlamıyla faydalanabilmiştir. Fransa’da ise vatandaşlığın kaza-
nılması daha uzun zaman almıştır (Altınbaş 2006: 55). Almanya’nın ise “40
yıldır içlerinde yaşayan göçmenlere ilişkin ne geçmişte ne de geleceğe yöne-
lik bir politikalarının henüz oluşmadığı” ülkedeki sorumlular tarafından da
dile getirilmektedir.
5
Bunlara bağlı olarak; Almanya örneğinde olduğu gibi 3. kuşakta Türkçe
yeterliğinin artmasının ve Fransa örneğinde olduğu gibi bütün kuşaklarda
katılımcıların Türkçelerini yeterli bulmasının nedenlerini, İngiltere’den elde
edilen bütün kuşaklardaki yeterli görme oranlarının yüksek olmasının ne-
denlerinden farklı değerlendirmek gerekmektedir (Tablo 3.1). Almanya’da
ve Fransa’da göçmenlerin ana diline yönelik uygulamalar göze alındığın-
da, aslında ana dilinden uzaklaşmanın neden olduğu “yeterli görme”, İn-
giltere’de ise ana dilinde destek görmenin ardındaki “yeterli görme” söz
konusudur.
Genel olarak veriler, eğitim anlamında 1. kuşağa göre daha iyi, Türk televiz-
yon ve gazeteleri aracılığıyla ana diliyle olan bağını sürdüren, teknolojik im-
kânları kullanmaya yatkın ancak; kuşaktan kuşağa Türkçe yeterliğini kaybe-
den, Türkçe yetersizliklerinin farkında olan ve bu konuda bireysel olarak, bir
eğitim programı ihtiyacı olduğunun farkında olan bir Türk göçmen grubunun
oluştuğunu göstermektedir. Ancak bu grup, ana dili engellemelerine karşı
sadece tepkisel olarak karşı çıkabilen bir gruptur. Söz konusu grup, kendisi
ya da çocukları için, kendi imkânları ile bir yatırım yapmaya; yani para öde-
yerek Türkçe öğrenmeye istekli değildir. Türkçenin sürdürülmesi için oluştu-
rulan kimi organizasyonlar, bölgesel veya grupsal olarak kalmaktadır.
Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerle ilgili olarak yukarıda değinilen sorunla-
rın önemli bir bölümü, bir anlamda, Türkiye ve Türk tarafıyla ilgili sorunlar-
dır. Türkçeyi kullanma ortamlarını, sürdürebilme imkânlarını ve koruma
bilinçlerini destekleyerek iyileştirme sağlamak mümkündür. Bunların yanı
sıra 3. kuşak için ülkelerle işbirliği yapılarak sorunlara çözüm aramak zorunlu
görünmektedir. Ancak konunun diğer yüzünde II. Dünya Savaşı sonrasında
çok kültürlü, çok dilli, çok dinli ve çok ırklı bir hâle gelen ve son yıllarda tek
kültürlülüğe tekrar dönme eğiliminde olan Avrupa ülkeleri vardır. Avrupa
ülkelerindeki Türkleri destekleyerek iyileştirme sağlamada, 3. kuşak için ülke-
Dostları ilə paylaş: |