KİNDÎ’DE NEFS, BEDEN VE
KÖTÜLÜK
113
larını, sadece beden dolayısıyla ortaya çıktıklarını göstermektedir. Zira
öfke ve arzu güçleri bedenle beraber ortaya çıkan ve bedenin varlığını de-
vam ettirebilmesi için gerekli olanakları sağlayan kuvvetlerdir. Yani bu
güçler, nefste bulunmakla birlikte bedenle ortaya çıkmakta ve bedenle yok
olmaktadırlar.
6
Bu yönüyle insanın kötülüğe eğilimi nefs düzeyinde değil,
nefsin bedenle ilişkisinde duyusal güçlerin etkisiyle gerçekleşmektedir.
Dolayısıyla Kindî nezdinde insanı kötülüğe sevk eden esas unsur, beden-
dir; nefs değildir.
7
Bunu bir formülasyona tabi tutarak ifade etmek istediği-
mizde, nefs’i, “ilahi ve ruhani olan” dolayısıyla “iyiye sevk eden”;
bedeni
de “ilahi ve ruhani olmayan” dolayısıyla “kötülüğe sevk eden” varlık şek-
linde resmetmemiz mümkündür. O halde, öfke gücü temelinde ve kötülük
ekseninde nefs ile beden iyilik noktasında ontolojik açıdan birbirinden ayrı
varlık alanlarına tekabül etmektedir. Bu yönüyle nefs ve beden arasında bir
irtibat bulunmamaktadır.
Nitekim Kindî, yukarıdaki pasajın devamında bu hususu desteklemekte,
Bu durum, insanın öfke gücünün, öfkeye engel olan nefisten
başka olduğunun açık bir delilidir. Çünkü engel olan,
hiç şüp-
hesiz engel olunandan başkadır. Ayrıca bir şey kendisine zıt
olamaz
8
ifadesinde öfke gücü ile nefs’in arasını ontolojik olarak bütünüyle ayır-
maktadır. Burada şöyle bir soru ortaya çıkmaktadır: Öfke gücü veya insanı
kötülüğe sevk eden diğer başka güçler ile nefs arasında hiçbir irtibat yok
mudur Evet, Kindî’nin yukarıdaki ifadeleri ekseninde baktığımızda, kötü-
lüğe sevk eden söz konusu güçler ile nefs arasında bir irtibat yoktur. Zira
söz konusu güçler ile nefs birbirine zıttır. Kindî’ye göre, zıtların -kısmen de
olsa- bir arada bulunması mümkün olmadığından öfke gücü veya insanı
kötülüğe sevk eden herhangi bir olumsuz gücün ontolojik mahiyette beden
ile ilişkili olan nefs’ten ayrı farklı bir güç olduğu aşikârdır. Burada, geçmiş
felsefi geleneklerin izinde,
“Kindî’ye re, bedenin etkisinde kalan ve in-
sanı k tülü e sevk eden akli keyfiyet kazanmamış irrasyonel nefs veya
nefsler vardır ” şeklinde bir yargıya ulaşmamızın imkânı yoktur.
9
Dolayı-
sıyla nefs, bütün yönleriyle kötüden ve kötülüklerden beridir, uzaktır.
6
Ümran Kayaalp, “Kindî’nin Nefs Algısı ve Ahlak Anlayışındaki Yeri” (Yüksek i-
sans Tezi,
Atatürk Üniversitesi, 2015), 40, 41.
7
Kindî,
Felsefi Risâleler, 243.
8
Kindî,
Felsefi Risâleler, 243.
9
Bu konuda Platon, Plutarch ve Numenius gibi filozofların nefs ile ilgili görüşlerine
bakılabilir (Platon,
a s: 896d-e; Plutarch,
Moralia olume , İsis and siris ,
Translate by Frank Cole Babbitt (Hardvard: Harvard University Press, 1999), 119:
370f; Kenneth Sylvan Guthrie,
Numenius The Father of Neo-Platonism ( ondon:
Comparative
iterature Press, 1917), 187.
DİYANET İLMÎ DERGİ
·
CİLT: 54
·
SAYI: 2
·
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2018
114
Kindî’ye göre, bedenin etkisinde olan güçler, insanı kötülüğe sevk etme-
de her halükârda birbirine eşit değildir; onların arasında belirgin farklılık-
lar vardır. Başka bir deyişle, bedenin etkisinde olan güçler,
her zaman kö-
tülüğe sevk etmeyebilir veya bu güçler her zaman kötülük üretmeyebilir.
Örneğin; öfke gücü Kindî nezdinde insanı her daim kötülüğe sevk ederken,
arzu gücü
10
zaman zaman şehevi istekte bulunmakta; böyle bir istekte bu-
lunduğu zaman da yine nefs tarafından kendisine mani olunmaktadır.
11
Kindî, öfke gücünde olduğu gibi bu konuda da nefs ile arzu gücünün arası-
nı ayırmış, arzu gücünün şehevi istekte bulunmasının,
“ ine bu durum,
ikisinden her birinin di erinden başka oldu unun bir delilidir ”
12
ifadesiyle
bu gücün nefs ile ontolojik bir irtibatının olmadığına ve nefs ile arzu gücü
arasında zıtlık bulunduğuna vurgu yapmıştır.
Burada yine şöyle bir soru ortaya çıkmaktadır: Arzu gücü zaman zaman
şehevi
istekte bulunuyor ise bu durum, onun her zaman şehevi istekte bu-
lunmadığını, bazı zamanlarda iyi şeyleri de arzu ettiğini göstermektedir. O
halde, arzu gücü, bedenin etkisinde olan bir güç olarak iyiyi arzu ettiğinde,
bedenin bir unsuru olarak mı arzulamaktadır yoksa nefs’in bir unsuru ola-
rak mı Bu soruyu Kindî’nin arzu gücünün olumsuz istekleriyle ilgili ola-
rak
söylediği,
“ u durum, ikisinden her birinin di erinden başka oldu u-
nun bir delilidir ” sözü üzerinden değerlendirdiğimizde, arzu gücü ile nefs
ontolojik açıdan başka varlık alanlarına ait olduklarına göre, bu güç, iyiyi
istemiş olsa dahi nefs’in bir unsuru olamaz. Zira bu pasaj bağlamında ba-
kıldığında, arzu gücünün iyiyi istemesiyle nefs arasında bir ilişkisellik
yoktur. Onlardan her biri farklı varlık katmalarına aittir. Bunu böyle anla-
mak mümkündür. Eğer böyle ise, bedenin etkisinde olan arzu gücünün bazı
zamanlarda
iyiyi istemesi, -başka bir açıdan- bedenin her zaman kötülüğe
sevk eden bir varlık olmadığına işaret etmektedir. O halde, Kindî’ye göre,
“ eden, salt k tülük üreten bir varlık de ildir ” dememiz mümkündür. Bu,
konunun bir veçhesidir.
. Kindî nin Nefs ile lgili laton zerinden Yaptığı eğerlendir-
meler
Kindî’nin nefs ile ilgili pasajları bu minvalde olsa da yine aynı risalenin
devamında başka filozoflar üzerinden onun farklı yaklaşımlar sergilediği
görülmektedir. Kindî, nefs ve diğer olumsuz güçler hakkında Platon üze-
rinden yaptığı izahatta güçleri üç gruba ayırmaktadır.
Daha sonra Eflatun insandaki şehvet gücünü domuza, öfke
gücünü köpeğe, anlattığımız akli
gücünü de meleğe benzete-
10
Şehvani kuvve.
11
Kindî,
Felsefi Risâleler, 243, 244.
12
Kindî,
Felsefi Risâleler, 244.