Merozoit: Genç parazit hali. Sıtma paraziti olan Plazmodium’un insandaki
devresinde şizontların parçalanmasıyla oluşan genç formlardan biri. Bunlar insan
vücudunda dolaşan kana geçerler ve orada yeni eritrositlere saldırırlar.
Mesajcı RNA (mRNA): Elçi RNA, haberci RNA.Nukleusta sentez edilip
sitoplazmadaki ribozomlara geçen özel bir RNA çeşididir. Ribozomlardaki RNA ile
birleşir ve bir enzim ya da diğer bazı özel protein sentezleri için kalıp görevi yapar.
Mesane: Boşaltım sisteminin idrar toplanan torbası.idrar torbası.Örneğin idrar
torbasının bakteri ve virüsler tarafından iltihaplanmasına sistrit denir.
Mesofil: Yaprak ana dokusu. Yaprakta alt ve üst epidermisler arasında görülen
parankima-tik doku.
Meşcere: Tek yapılı bitki topluluğu. Dış görünüm, tür bileşimi, yaş, yapı
bakımından tek düzelik gösteren bitki topluluğudur.
Metabolit:
Metobolizma
maddesi.
Metabolizma: 1. İçsel olaylar. Canlı organize maddenin yapıldığı ve korunduğu
fiziksel ve kimyasal olayların tümü. Enerji ve maddeyi organizmanın kullanması için
hazır hale getiren dönüşümler. 2. Hücrede anabolizma (sentez) ve katabolizma
(parçalanma) şeklinde tanımlanan tüm biyokimyasal reaksiyonlar. Metafaz: Orta
toplanma. Mitoz bölünmede kromozomların ekvator düzleminde sıralandığı ve
uzunlamasına ayrılmış gibi görüldüğü, profazı izleyen evre.
Metafita: Bryophyta ve Tracheophyta filumlarına ait ileri bitkilerdir. Sporofit
gelişiminde embriyonik evreler bulunur.
Metagenez: Döl değişimi. Eşeyli ve eşeysiz üremenin döngüsel olarak birbirini
takip ettiği üreme sistemi.
Metamerizm: Segmentli yapı. Annelid ve Chordat’larda olduğu gibi dizisel
segmentlerden yapılmış olma durumu. Segmentli bir yapıyı gösterme. Örneğin
solucanlarda görünür.
Metamorfoz: Başkalaşım. Bir gelişme evresinden diğerine ani geçiş. Örneğin,
bir larvanın ergine geçişi. Tırtılın larva halinden kelebeğe dönüşmesi. 2. Canlının
yumurtadan çıktıktan sonra, tam bir ergin görünümüne erişinceye kadar geçirdiği
evrelerin bütünü.
Metanefridyum: Boşaltım tüpçükleri. Sölom boşluğuna açılan boşaltım
tüpçükleri.
Metanefroz: En gelişmiş böbrek tipi. Protozoa dışında, hücreleri farklılaşarak
dokuları oluşturan tüm çok hücrelileri içine alan hayvanlar dünyasının bir
bölümü.Omurgalılarda görülen ve ikincil böbreğin arkasından meydana gelen, en
gelişmiş böbrek tipi.
Metanojen: Metanlı bakteriler. Metan oluşturan bakteriler.
Metanotrof:
Metanı okside eden. Metanı okside etme yeteneğinde olan
mikroorganizma.
Metilotrof:
Karbon-Karbon bağı içermeyen organik maddeleri okside etme
yeteneğinde olan mikroorganizma.
Mezenşim: 1. Omurgalı embriyosunda ve bazı omurgasızların erginlerinde
bulunan genellikle yıldızsı hücrelerin oluşturduğu gevşek ağsı yapı. 2. Embriyonun
mezoderm tabakasından gelişen, daha sonra kas ve bağ dokusunu oluşturacak olan
farklılaşmamış hücreler.
Mezoderm:
Orta deri, orta tabaka. Ektoderm ve endoderm arasında bulunan üç
germ tabakasından ortadaki tabaka.
Mezofil: Ilık sıcaklık seven. Mayalar, Escherichia coli ve pek çok
mikroorganizma mezofil karakterlidir. Mezofil mikroorganizmalar ile ilgili
çalışmalarda inkübasyon sıcaklığı 25-40 C 'dır. Ayrıca bakınız; psikrofil, termofil,
ekstrem termofil, termolabil, termostabil, psikrotrof, termodurik.
Mezofil: Yaprak orta tabakası, bölümü. Yaprağın iç kısmında bulunan ince
çeperli ve kloroplastça zengin hücreler.
Mezofitler: Nemli kara bitkileri. Orta derecedeki nemli iklimde yaşayan kara
bitkileri.
Mezoglea: Orta tabaka sıvısı. Sölenterlerde ektoderm ile endoderm arasında
bulunan jelatinimsi matriks.
Mezokarp: Orta kabuk. Meyve kabuğunun çok gözeli orta katmanı.
Mezonefridyum: Orta boşaltım organeli. Mezodermden gelişen boşaltım organı.
Mezonefroz: 1. Orta böbrek. Bir omurgalı embriyosunda pronefrozdan sonraki
böbrek. Sölomun orta kısmına doğru olan mezonefroz kanalları gelişir ve arkinefrik
kanala boşalır. 2. Omurgalılarda görülen, orta derecede gelişmiş böbrek tipi.
Mezozom: Bakteri oksijen merkezi. Bakterinin üremesi sırasında bakteri
zarından kıvrımlar yaparak meydana gelen mitokondri benzeri yapı.
Micrococcaceae: Yuvarlak bakteri ailesi. Gram pozitif, yuvarlak formlu (kok)
bakterilerin bulunduğu familya.
Micrococcus: Micrococcaceae familyası bakteri cinsi.
Micrococcus luteus: (Kök) bakteridir. Örnek: Metal meşrubat kutusundan
alınan örnek alınan yüzeylerinde halk sağlığı açısından risk taşımaktadır.
Miko: Mantar. Yunanca mantar anlamına gelen ön ek.
Mikofaj: Mantar virüsleri. Funguslara özgü virüsler.
Mikoflora: Özel mantar topluluğu. Bir organizma içinde ya da özel bir bölgede
büyüyen funguslar.
Mikoloji:
Biyolojinin fungusları inceleyen kolu. Ayrıca bakınız; fungus. Mantar
bilimi.
Mikoplazma:
Mantar plazması. Hücre çeperi bulunmayan, çok pleomorf,
bakteri filtrelerinden geçebilen gram negatif, sporsuz, hareketsiz, genellikle fakültatif
anaerop mikroorganizmalardır.
Mikotoksin: Mantar zehirleri. Gıdalarda küfler tarafından oluşturulan toksinler.
Mikoz: Mantarlar tarafından meydana getirilen hastalık.mantar hastalıkları
Mikroaerofil:
Normal atmosferik oksijen varlığında (%21) gelişemeyen ancak,
gelişmesi için az miktarda (%5 kadar) oksijene gerek duyan mikroorganizmalardır.
Solunumda oksijen kullanılmakla beraber, bazı mikroaerofiller oksijenden başka
elektron akseptörü kullanarak da anaerobik solunum yapabilirler. Obligat
mikroaerofiller sadece düşük oksijen varlığında gelişebilen ancak aerob ya da anaerob
ortamlarda gelişemeyen bakterilerdir. Campylobacter jejuni tipik bir mikroaerofil
bakteridir. Mikroaerofillerin gelişimi için özel sistemler gerekir. Ayrıca bakınız; aerob,
anaerob, aerotolerant, fakültatif aerob, fakültatif anaerob.
Mikroaerotolerant
Anaerob: Anaerobik sistemde ve mikroaerofilik ortamda
(%5 oksijen) gelişebilen.
Mikrobiyel: Küçük canlı olayları. Mikroorganizmaların neden olduğu olay.
Mikrobiyoloji: Küçük organizma bilimi. Mikroorganizmalarla uğraşan bilim
dalı.
Mikrobiyota: Herhangi bir ekolojik sistem, habitat, özellikle toprak vb.
bakteriler, tek hücreli algler, fungi, protozoonlar gibi mikroskobik organizmalar
popülasyonu.
Mikroenjeksiyon: Madde sokulma aracı. Özel mikropipetlerle tek bir hücrenin
içine madde sokulması.
Mikrofauna:
Küçük hayvan topluluğu. Protozoonlar gibi 200 mikrondan küçük,
ancak mikroskopla görülebilen hayvanlar.
Dostları ilə paylaş: |