Uluslararasi sempozyumu



Yüklə 26,8 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə116/307
tarix11.09.2018
ölçüsü26,8 Mb.
#67808
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   ...   307

326

rini yetiştiriyor, bahçe işleriyle uğraşıyorlardı. Tarlaların sulanması için bent, 

kanal, nehir olmayan yerlerde ise yeraltı kanalları kuruyorlardı.” (Bakasowa 

1961’den Aktaran Dinç ve diğerleri, 2012:113: 116).

18.  yüzyıla  gelindiğinde Tekeler’in  yoğun  olarak Ahal  bölgesinde  otur-

dukları görülmektedir. Muhammed Kazım’a göre, Ahal bölgesi Durun, Nisa, 

Ebiverd, Bami, Behreil, Gök-tepe, Mehin ve Kozgan gibi önemli kısımlara 

ayrılmakta ve buralar Tekeler’in elinde bulunmaktaydı. Döneme ait mevcut 

bilgileri bir araya getiren A. Karrıyev’in varmış olduğu sonuca göre, Ahal 

bölgesi Tekeler’in yurdudur, bu dönemde onların başında Ak-hal-işan isimli 

bir lider bulunuyordu. 18. yüzyılda Ahal’da Tekeler’le birlikte Yemreli, Ka-

radaşlı, Alili, Nohurlu, Anaulu ve Mürçeli gibi küçük Türkmen boyları da 

oturmaktaydılar. 1717 yılında bölgeye önemli çapta bir Teke göçünün ger-

çekleştiği bilinmektedir. Bu göçün Kızıl-Arbat üzerinden kopup geldiği bilin-

mektedir. Tekeler’in en yoğun olduğu yerleşim yeri Ahal’ın Gök-Tepe ilçe-

siydi. Ahal bölgesi uzun bir dönem İran’daki Türk devletlerinin etkisi altında 

kalmıştır.  Safeviler,  peşinden  Avşarlar’ın  saldırıları  öncelikli  olarak  Ahal, 

Merv bölgelerini hedef almaktaydı. Türkmen boylarının Tekeler’in liderliğin-

de zaman zaman bir araya gelip bu saldırılara karşı koydukları bilinmektedir 

(Necef ve Berdiyef 2003:239).

19. yüzyılın ilk dönemlerinde Tekeler’in Artık, Govşut, Duşak, Hocamet-

kala, Mene ovalarına sahip oldukları bilinmektedir. Tekeler’in bölgedeki üs-

tün konumu bölgenin Rus işgaline kadar sürmüştür. Tekeler sadece Ahal’da 

değil Türkmenistan’ın çeşitli bölgelerinde de iskân tutmuşlardı. Sarahs, Te-

cen, Kızılarbat, Mangışlak bölgesinde Teke gruplarının yaşadığı söz konu-

sudur. Ama bu bölgelerde yaşayan Teke grupları Ahal’daki kadar güçlü ve 

nüfus itibariyle üstün konumda değillerdi (Necef ve Berdiyef 2003:240).

Türkmen boyları arasında üç büyük boydan birinci olarak gösterilen Te-

keler: Utamış, Toktamış ve Yalkamış olarak üç büyük kola ayrılmaktadır. 19. 

yüzyıla gelindiğinde Utamışlar: Sıçmaz ve Bagşı; Toktamışlar: Beg ve Vekil; 

Yalkamışlar ise Alaşa ve Polatşa gibi seçilen boylarla temsil ediliyorlardı. Her 

boy küçük obalara, obalar da tirelere (kabilelere) ayrılmaktaydı.



Teke Sancağındaki Türkmenler

Türkmenistan’daki  toplumu  oluşturan  beş  büyük  boydan  biri  olan Teke 

Türkmenleri Anadolu’nun Antalya bölgesi Türk hakimiyetine geçtikten sonra 

buralara yerleştirilmeye başlanmıştır. Bu boyun kendi ismi bölgenin adlandı-

rılmasında etkili olmuştur, ancak yeni yerleştirildikleri bu bölgede geldikleri 

bölgedeki gibi boy ve tire olarak varlıklarını sürdüremedikleri görülmektedir.



Türkmenistan’daki Teke Türkmenleri İle Türkiye’nin Teke Bölgesindeki Türkmenler 

Arasındaki Etno-Sosyal ve Kültürel İlişkiler 


327

 Erdal AKSOY

Teke-eli veya Teke-ili olarak bilinen bölge, Anadolu’nun güneyinde Antal-

ya, Finike, Kaş, Kalkanlu, Milli, Gömbe, Elmalu,  İstanos (Korkuteli) ve Ka-

rahisar-ı Teke ile sahilde Alâiye (Alanya) ve Fethiye arasındaki sahil bölgesi 

olup, muhtemelen 14. yüzyılın ikinci yarısında Teke Beyi Sultânü’s-Sevâhil 

Emîr Mübârizüddin Mehmed Bey zamanında Teke-ili olarak anılmaya baş-

lanmıştır (Tekindağ, 1979:124-125). Çünkü bundan önceki Anadolu Selçuk-

luları ve beylikler tarihi ile ilgili kaynakların hiç birisinde, bu isimle anılan bir 

bölgeye rastlanılmamaktadır.

Beylikler dönemiyle çağdaş Kıbrıs vakayinamelerinde, bizim Teke Bey-

liği’nin başında bulunan Sultan-ı Sevâhil Emir Mübârizüddin Mehmed Bey 

için, “teke” sıfatı kullanılmaktadır. Çünkü adı geçen şahıs, 1370’li yıllarda, 

Kıbrıslılar’la inatçı bir mücadeleye girişir ve Antalya’yı onlara karşı savunur. 

Sözü edilen beyin belki inatçılığı, belki de mücadeleciliği nedeniyle, Kıbrıs-

lılar ona, “taca”, “tacca”,“il-Türk” veya “Turko” gibi değişik sıfatlar verirler. 

Türk-İslam kaynaklarında ise, “Teke Sancağı” ya da “Teke Bölgesi” isimlen-

dirmesine, ilk defa Osmanlı döneminde rastlanmaktadır. Bölgenin karşımıza 

bir sancak olarak çıktığı ilk tarih 1393’tür (Tızlak, 2012:139).

Bu bilgilerden hareketle, Antalya ve çevresinin bu şekilde isimlendirilme-

sinde Teke Bey olarak da bilinen Mübârizüddin Mehmed Bey’in rolü büyük-

tür. Ancak bölgenin ismini Selçuklu fethinden hemen sonra yerleştirilen Teke 

Türkmenlerinin boy isminden almış olabileceği bilgisi pek çok araştırmacı 

tarafından daha fazla kabul görmektedir.

Osmanlı dönemindeki isimlendirilmesiyle Teke Bölgesi veya Teke Sanca-

ğı denilen bölge, 1180’lerde, Anadolu Selçuklu Devleti tarafından ele geçiril-

mek istenir; ancak bu girişim başarısızlıkla sonuçlanır. Bölgenin merkezi olan 

Antalya, 1216 yılında kesin olarak Selçuklular tarafından ele geçirilir. Takip 

eden yıllarda da bölge, Türk hakimiyeti altına alınır.

Bu arada, o dönemde Türkistan’dan Anadolu’ya doğru, çok çeşitli faktör-

lerin de etkisiyle bir Türk göçü devam etmektedir. Selçuklu Devleti, iskân 

politikası sayesinde bu göç sürecini çok iyi yönetmiş ve bu çerçevede, as-

len Türkistan’dan, Hive ile Merv şehirleri arasından gelen Türkmen gruplar, 

Antalya ve civarına yerleştirilmişlerdir. Bu grupların en meşhuru ise, Teke 

Türkmenleridir  (Tızlak,  “Teke  Türkmenleri  ve  Osmanlı  Devleti”,  http://

library.universalhistory.net/wp-content/uploads/2011/04/ottoman23.pdf. 

28.10.2013.).Bütün bunlarla beraber, Anadolu’da Teke İli ya da Teke sancağı 

olarak bilenen bölgenin bu ismi alması, Selçukluların Antalya’yı zapt etmele-

rinden sonra buraya Hive ile Merv bölgesinden göç ederek gelip yerleştirilen 




Yüklə 26,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   112   113   114   115   116   117   118   119   ...   307




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə