51
w w w . k a r t e p e z i r v e s i . c o m
bir enstrüman olarak, bir maşa olarak kullanıyorlar. İki, acaba gerçekten FETÖ
gibi bir yapılanmayı; Avrupa, Batı kamuoyuna anlatabilmek için ev ödevimizi
yeteri kadar yaptık mı? Çünkü illegal örgütler tarihinde nevi şahsına münhasır
bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu ne klasik sağ yahut sol örgütlere benziyor. Ne sol
örgütlere ne Batı’daki dini yapılanmalara benziyor… Çok farklı bir yapıyla karşı
karşıyayız. Acaba bunu anlatmak için, anlamak için bizim daha fazla çaba sarf
etmemiz gerekmiyor mu? Bu soruyu da bizim kendimize sormamız gerekiyor.
Israrla anlatmamız gerekiyor. Çünkü bu temizliği kendi içimizde yapamazsak
dünyaya da söyleyecek çok fazla sözümüz kalmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları bu millet 15 Temmuz gecesi, ye-
niden tek bir millet olmuştur. Bu demokrasi tarihine altın sayfalarla yazılmış bir
milat noktasıdır. Bunun dünyada daha fazla takdir edilmesi beklenirdi. Umarız,
bundan sonra böyle olur. Fakat, uluslararası sistem açısından Türkiye, egemen
ve bağımsız bir ülke olarak, kendi rotasını çizmeye çalıştığı her kritik aşamada,
karşımıza bu tür engellerin çıkartıldığını gördük, yaşadık; tecrübe ettik. Demek ki
bu mücadele bundan sonra da devam edecek.
Türkiye 360 derece perspektifi ile bir dış politika izlemeye devam ettiği müd-
detçe, önümüze bu tür itirazlar hep gelecek. Küreselleşen dünyada Türkiye
Batı bloğu dışında başka bölgelerle ilişki kurduğunda, bu tür sorunlar karşımıza
çıkmaya başlayacak. Fakat irnok olan şudur madem bir küreselleşme çağında
yaşıyoruz, sizin dış politika perspektifinizi tek bir bölgeye indirgemeniz, onunla
sınırlamanız elbette kabul edilemez. Daha geniş bir açıdan bakmanız gerekir.
Batılı devletler de bunu yapıyorlar. Yapmıyorlar mı? Baktığınız zaman Avrupa’nın
önde gelen ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri Afrika siyasetinde var, Ortadoğu
siyasetinde var, Asya siyasetinde var, Latin Amerika siyasetinde var. Bu küresel-
leşmenin kaçınılmaz bir gerçeği olarak kabul edilirken, Türkiye böyle bir yöneli-
me girdiğinde bu Batı ekseninden kopmak, NATO ittifakında zayıf halka hâline
gelmek, Batı değerlerinden uzaklaşmak olarak takdim ediliyor.
Biz kendi ulusal çıkarlarımız çerçevesinde, dünyaya kendimizi kapatmadan,
dünyanın gerçeklerini doğru bir şekilde okuyarak, kendi rotamızı çizmeye de-
vam edeceğiz. Hamdolsun bu irade var. Bu samimiyet ve inanç var artık Türki-
ye’de. Önemli olan da bu zaten.
Bu değerler yaşadığı müddetçe, başta söylediğimiz o gelene ekleyerek bu de-
ğerleri yaşatarak, canlı bir organizma hâline getirdiğimiz müddetçe, bugüne ka-
dar karşımıza çıkartılanları nasıl püskürttüysek, Allah’ın izniyle bu coğrafyanın
insanı, Anadolu insanı, bu coğrafyanın değerleri, bu tür girişimleri, müdahaleleri,
darbeleri, kampanyaları, propagandaları eninde sonunda bertaraf edecektir.
Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum.
55
w w w . k a r t e p e z i r v e s i . c o m
KIBRIS ve TÜRKİYE’DEKİ 15 TEMMUZ
DARBELERİNİN SONUÇLARI
Prof. Dr. Ata ATUN
Uluslararası Aydın Üniversitesi
ata.atun@gmail.com
ÖZET
Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974 tarihinde Rum Milli Muhafız Ordusu tarafından
Cumhurbaşkanı Makarios’u devirmek ve Kıbrıs Cumhuriyetini lağv etmek ama-
cı ile gerçekleştirilen darbe ile Türkiye Cumhuriyetinde 15 Temmuz 2016 tari-
hinde gerçekleştirilmek istenen askeri darbe arasında, sonuçları aynı olmasa
da bir benzerlik bulunmaktadır. Kıbrıs’ta gerçekleştirilen darbe, Türkiye’deki
darbe başarılı olsaydı nelerin yaşanabileceğinin de ipuçlarını vermektedir. Kıb-
rıs’ta gerçekleştirilen darbe, darbecilerin başarısı ile sonuçlanmasına ve mev-
cut devletin yıkılarak yerine yeni bir devletin ilan edilmesine yol açmış olmasına
rağmen, uluslararası boyutlardaki sonuçları darbeciler için bir felaket olmuştur.
Kıbrıs adasında 16 Ağustos 1960 tarihinde ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
kurucu ortağı olan Kıbrıslı Türkler, darbe öncesinde adanın çeşitli şehir, kasaba
ve köylerinde dağınık bir şekilde ve yüzde 3 gibi küçük bir alan içinde sıkıştırıl-
mış olarak yaşamaktaydılar. Darbe sonrasında, Türkiye’nin askeri müdahalesi ile
adanın neredeyse üçte biri büyüklüğünde bir toprağa sahip ve egemen oldular.
Dağınık şekildeki yerleşim yerlerinden gerçekleştirilen göçlerle tümü de, kendi
ilan ettikleri yerel yönetimin kontrolü altındaki topraklar da yaşamaya başladılar.
Darbe gerçekte kendi içinde başarılı olsa da sonuç olarak adanın bölünmesine
yol açmıştır.
Anahtar kelime: Darbe, Türkiye, Kıbrıs, Sonuç
CONSEQUENCES OF THE JULY 15 COUP D’ETATS
IN CYPRUS AND TURKEY
ABSTRACT
There is a similarity between the coup d’etat intended to overthrow President
Makarios by the Greek National Guard Army on July 15, 1974 in Cyprus and the
military coup attempted to be carried out in the Republic of Turkey on July 15,
2016, although the results are not the same. The coup in Cyprus gives clues