1 uluslararasi azərbaycan felsefe araştirmalari fəLSƏFƏ VƏ sosial-siyasi derneğİ elmlər assosiASİyasi



Yüklə 5,03 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə51/52
tarix26.11.2017
ölçüsü5,03 Kb.
#12669
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52

 
 
- 151 - 
 
 
 
 
 
Rəylər və mülahizələr 
 
 
Fahri Türk, Balkanlarda Yaşayan Türk Azınlıkları ve Türkçeye 
Yönelik Dil Politikaları, Ankara: Astana Yayınları, 2016, 282 s. 
 
Balkanlar  tarih  boyunca  bir  geçiş  bölgesi 
olduğundan, buradaki  yerli ve göçebe halk ara-
sında  yüzyıllarca  birbirlerini  eritme  ve  kendi 
kültürlerini  benimsetme  stratejisi  var  olmuştur. 
Balkanların bu farklı yapısına ek olarak bölgeyi 
fethedip 
buraya  yerleşen  büyük  güçler, 
bölgedeki  farklılıkların  daha  da  artmasına  yol 
açmıştır.
 
Balkanlar,  Türkçe  ve  Türk  kültürü 
bakımından  tarihsel  süreçte  önemini  neredeyse 
hiç  yitirmeden  korumuş  bir  coğrafyadır. 
Osmanlı’nın  Balkanlarda  varlık  göstermeye 
başlamasından  itibaren  Türkçenin  ve  Türk 
kültürünün  bu  geniş  coğrafyada  uzun  bir  tarihe  sahip  olması,  günümüzde 
etkileri yer yer azalsa da varlığını devam ettirmiştir. Kültürün en büyük etki 
mekanizmasının dil olduğu göz önüne alındığında, Türkçenin Balkanlar gibi 
etnik açıdan oldukça karmaşık bir coğrafyada var olmaya devam edebilmesi 
yalnızca kültürel açıdan değil, politik olarak da önemli bir konudur.  
Ancak tarihsel süreçte Balkanlardaki değişen siyasi koşulların da etki-
siyle Türk kültürünün ve Türkçenin yaygın kullanımının azaldığı görülmek-
tedir. Bu durum, Türk kültürünün toplumsal yaşamdaki etkilerini azaltırken 
Türkçenin de neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden 


Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2 
 
 
- 152 - 
olmuştur. Özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren günümüze değin süren 
Balkanlardaki  yeni  devlet  oluşumları  ve  mevcut  devlet  politikaları  buralar-
daki Türk nüfusunun azınlık haklarının görmezden gelinmesine ve böylece 
Türkçenin bir azınlık dili olması neticesini doğurmuştur.  
Fahri  Türk’ün  derlediği  Balkanlarda  Yaşayan  Türk  Azınlıkları  ve 
Türkçeye  Yönelik  Dil  Politikaları  isimli  kitap  Türkçenin  Balkanlarda  yer 
alan  farklı  ülkelerdeki  tarihsel  evrimini  göstermesi  bakımından  oldukça  ö-
nemli bir eserdir. Türkiye de Balkanlarla ilgili yapılan bilimsel araştırmalar-
da bir artış kaydedilmiş olsa da, bunların önemli çoğunluğunun Osmanlı dö-
nemi Balkan tarihi ile ilgili  çalışmalar olduğu  göze çarpmaktadır. Bunların 
da  ağırlıklı  olarak  Balkanlarda  Osmanlı  mirası  olduğunu  söylemeye  gerek 
yoktur. Avrupa yazınında da Balkanlarda yaşayan azınlıklarla ilgili bilimsel 
yayınlar fazladır. Ancak bu çalışmalarda, Balkan Türklüğü ve onların sorun-
larıyla  ilgili  içerikler  bulunmamaktadır.  Bu  derleme  kitap,  bugüne  kadar 
Balkanlar  hakkında  ortaya  çıkarılmış  eserlerin  içinde  alanında  bir  ilk  olma 
özelliğine sahihtir 
Kitapta yer alan çalışmalarda, Türkçenin Balkan ülkelerindeki kamu-
sal yaşamda, eğitim ve basın-yayın faaliyetlerindeki kullanımını karşılaştır-
malı olarak ele almaktadır. Balkan ülkelerinde yaşayan azınlık statüsündeki 
Türklerin  parlamentodaki  temsilcilerinin  ve  kurmuş  oldukları  sivil  toplum 
örgütlerinin Türkçe anadilde eğitim ve kamusal alanda özgürce kullanımına 
ilişkin sarf ettikleri gayretten ya da yeterince alakadar olmadıklarından bah-
setmektedir.  Bunu  yaparken  yeni  devlet  oluşumlarının,  Avrupa  Birliği’ne 
üyelik, ikili veya çok taraflı  antlaşmaların, sivil  toplum örgütlerinin,  devlet 
politikalarının  ve  devletlerin  birbirleriyle  ilişkileri  gibi  birçok  etmenin  de 
Türkçenin günümüzde Balkanlardaki varlığını ne şekilde sürdüğü ortaya ko-
nulmaya çalışılmıştır.  
Fahri Türk ve Kader Özlem’in “Bulgaristan Türkleri ve Türkçe” isimli 
çalışmalarında, tarihsel süreç içerisinde Bulgaristan’da yaşayan Türk azınlı-
ğın  maruz  bırakıldıkları  asimilasyon  süreci  ve  Türkiye’ye  göç  süreçler  ile 
alınıyor. Bu bağlamda, özellikle Jivkov dönemi sonrasında Bulgaristan’daki 
Türkçenin  durumu  niteleyici  içerik  analizi  yöntemiyle  incelenmiştir.  Çalış-
mada, Bulgaristan Türklerinin tarihsel süreçte nüfus değişimleri incelenerek 


Rəylər və mülahizələr 
 
 
 
- 153 - 
Türk nüfusunun ne şekilde sabit tutulmaya çalışıldığı; Bulgaristan’daki ko-
nuşulan Türkçenin  durumuyla ilgili  uluslararası  antlaşmalar;  Bulgaristan’ın 
bağımsızlığını  kazanmasından  (1908)  Jivkov  rejiminin  devrildiği  döneme 
kadar (1989) geçen süre içerisinde Bulgar devletinin Türkçeye yönelik yak-
laşımı/politikaları  ve  Jivkov  sonrası  dönemde  Türkçenin  durumu  tartışıl-
maktadır. Tarihsel  süreçte Türklerin  Bulgaristan’da sistematik bir asimilas-
yon ve baskı sürecine tabi tutulduğunu öne süren çalışma, özellikle Jivkov 
sonrası dönemde Bulgaristan’ın demokratikleşme süreci ve bunun neticesin-
de Türklerin anadillerini kullanmaları noktasında kısmî iyileştirmeler üzeri-
ne  analizde  bulunmaktadır.  Bu  çalışma,  aynı  zamanda  Sofya  yönetiminin 
1990’lardan  itibaren  Türkçeye  yönelik  uyguladığı  politikaları,  Hak  ve  Öz-
gürlük Hareketi’nin (HÖH), Türk hükümetinin ve 2000’li yıllarda Bulgaris-
tan’ın Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin etkileri çerçevesinde ele alarak bu 
alandaki  boşluğu  farklı  bir  bakış  açısıyla  doldurmayı  amaçlamıştır.  Ancak 
çalışmanın ilerleyen kısımlarında, bu etkilere karşın Bulgaristan’da yaşayan 
Türklerin anadillerini İngilizce, Fransızca gibi Batı dilleri arasından seçme-
ye zorlanması neticesinde kendi anadillerinden feragat etmeye zorlandıkları-
na dikkat çekiyor. Bu durumu bir bakıma tarihsel süreçte Türklerin ve Türk-
çenin Bulgaristan’da maruz kaldığı baskı, kısıtlama ve asimilasyon sürecini 
farklı  biçimlerde  yeniden  üreten  bir  olgu  olarak  yorumlamak  mümkündür. 
Yani Türklerin yoğun yaşadıkları şehirlerdeki Türkçe yer isimlerini Bulgar-
ca isimlerle değiştirmesi,  günde üç saat  yayın  yapan Türkçe radyonun fre-
kansını  kapatması,  ülke  genelinde  Türkçe  yayın  yapan  herhangi  bir  ulusal 
radyo ve televizyon kanalının bulunmaması vb. örnekler, Bulgaristan devle-
tinin  burada  yaşayan  Türklerin  kültürel  yaşamlarını  sekteye  uğratmak  için 
her ne kadar katı politikalar uygulamıyor gibi görünse de daha yumuşak ni-
telikli ve zamana yayılan bir asimilasyon politikası uygulamayı sürdürmekte 
olduğunu görüyoruz. 
Dobruca’nın Romanya’ya bağlanmasının ardından Romanya’da yaşa-
yan Türklerin demografik konumları ile Romanya devletinin Türkçeye  yö-
nelik  uyguladığı  dil  politikaları  Szilágyi  Szilárd’ın  “Romanya  Türkleri  ve 
Türkçe”  isimli  çalışmasında  tartışılmaktadır.  Szilárd’ın  bu  çalışması,  özel-
likle  Osmanlı  Rus  Savaşı’ndan  (1877-78)  günümüze  değin  Romanya’da 


Yüklə 5,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə