54-Diyalektik Nedir indd



Yüklə 2,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/81
tarix26.11.2017
ölçüsü2,8 Kb.
#12761
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   81

hepsi Diyalektik (yani değişiklik) yanlısı idiler. Burjuvalarla küçükbur-
juvalar Devrimle baş edemeyeceklerini sezdikleri için, tam değişikli-
ğe, yani tam Diyalektiğe gelemiyorlardı. Devrimi göze alamıyorlardı. 
Ya şantıda Reform (ıslahat) ve düşüncede kuru "Eleştiri" yapmakla 
avunuyorlardı. 
Bu eleştiri sözcüğü Hegel'den önce Kant'ın yadigârı idi. Kant'ın 
felsefesine Almanca'da "KRİTİSİZM" (Eleştiricilik) deniyordu. Sol He-
gelcilerden asalak olan bölük, düşünce ve yazılarında "Kritiğin Kriti-
ği" yahut "Eleştirici Eleştiri" yaptıklarına inandılar. Kritik ettikleri ise, 
açıkça ne burjuvazi, ne de hatta Derebeylikti. Onlar Almanya'daki 
"YIĞIN" (Kitle), yani halk kalabalığından tedirgin idiler. "YIĞIN" dur-
gun, yerinden kımıldamaz kötü bir şeydi. Tıpkı bizim kimi aydınlarımız 
gibi, "YIĞIN", kanını dökerek o efendileri bir an önce saltanata kavuş-
turmadığı için eleştirilmeliydi. 
Sol Hegelciler, ilkin bütünüyle bilinçli olmamakla birlikte, DEVRİMCİ 
fikre, yani tam Diyalektiğe eğilgin idiler. Bunlara daha sonra Materya-
list Diyalektik yanlısı denildi. Böylece, aynı Diyalektik bayrağı altında 
yola çıkan Sol Hegelciler dahi çarçabuk iki zıt kampa bölündüler: 
1- İdealist (Kuruntucu) Diyalektik güdenler: 
Hegel'in Diyalektiğini hiç değiştirmeksizin, olduğu gibi, yani bütün 
değişiklikler Fikir'le olur ve Fikir'den gelir diyen idealist, mistik biçi-
miyle kabullendiler. Bunlar bizim birçok Solcular gibi, gençliklerinde 
ve bir külâh kapıncaya dek, hor gördükleri "YIĞIN"a dudak bükmekle, 
tiksinti göstermeye çalıştılar. Sonra, her biri bir maaşa geçince, tut-
tukları yerleri, "YIĞIN" sayesinde değil, burjuvazi sayesinde kazan-
dıklarını anladılar ve lafta, kuruntuda kalan "Eleştiri"lerini rafa kaldır-
dılar. Burjuva saflarına geçtiler. Orada profesörlük, büyük düşünürlük, 
ünlü yazarlık yaptılar. 
2- Materyalist Diyalektik Güdenler: 
Bunların belli başlıcası Marks ile Engels oldu. Bu iki düşünürden 
Engels, çok daha erken İşçi Sınıfı içine girdi. Marks köylünün dövüş-
lerine katıldı. Böylece, idealist Hegelcilerin burjuva eleştirilerine karşı 
çıktılar. "YIĞIN" düşmanı idealist Sol Hegelcileri "Kutsal Aile" adıyla 
alaya aldılar. Onların "Eleştiricil Eleştiri" yavelerine karşı "Eleştirici 
Eleştirinin Eleştirilişi" (Tenkidin Tenkidinin Tenkidi) kitabıyla karşı-
lık verip hepsini bozdular. 
III- İDEALİST DİYALEKTİK 
Hegel, Felsefe alanında eşi az bulunur bir düşünücüdür. Çok geniş 
ansiklopedik bilgisi vardı. O bilgi ile kurduğu Diyalektik görüş ayrı bir 
kitapta yeterince incelenecektir. Burada ancak popüler biçimde ana 
deyimlerini anacağız. 


Hegel'in Diyalektiği, her şeyin kımıldadığını, yürüdüğünü ve değiş-
tiğini görür. Ancak, bu hareket Ruh'un ve Fikir'in kımıltısıdır. Hegel'e 
göre, dünyanın dönmesi ve değişmesi, bizim ruhumuzun dışa vuruşu, 
eski deyimle: Fikir'in Madde dünyasında bir "Tecelli: Dışarlayış" yap-
masından ileri gelir. Düşüncemiz dışında ne Madde vardır, ne Dünya... 
Bize madde gibi görünen Dünyanın esası, "Cevher"i, özü: Düşünce ve 
Fikir'dir. İnsanın kafasındaki düşünceler dış evrenden gelmez. Tersine, 
dış dünya Fikir'in açılıp saçılmasıdır. 
Hegel'e karşı Dünyanın döndüğünü, hem de insandan önce dön-
düğünü hatırlatabilirsiniz. Gerçi Galile'ye gelinceye değin, insan dü-
şüncesi Dünyayı kımıldamaz bilirdi. Dünyanın hareket ettiğini öğren-
memiz için bir Galile'nin ateşte yanmayı göze alması gerekmişti. Yani, 
meğer Dünya dönermiş de bizim haberimiz yokmuş, kafamızda öyle 
bir fikir hiç doğmamış... Dünya, Hegel'in Fikir'ini almadan dönermiş... 
Sonra, bizim düşüncemiz Dünyanın döndüğünü kavramış vb... 
Ne var ki, Hegel, böyle itirazlara değer vermez. Ona göre düşün-
cemizden önce var olan Dünya, madde dünyası değildir. Mutlak bir 
Fikir'dir. Mutlak Fikir önce sırf temiz fikirdi. İçine bir zerre bile Madde 
bulaşmamıştı. Sonra, o saf Fikir kendini göstermek için, şu bildiğimiz 
kâinat biçiminde "tecelli" etti. Tanrı nasıl zaman ve mekândan münez-
zeh ise, yarın ahrette kullarına karşı yüzündeki nikabı [peçeyi] indire-
rek "tecelli" edecekse, Fikir de tıpkı öyle vaktiyle hiç maddesiz iken, 
sonra maddecil varlık halinde [kendini] dışarladı. 
Fikir önce Doğa kılığına girdi. Sonra canlı organizmalar (bitkiler, 
hayvanlar) biçiminde gelişti. İnsana gelince kendini buldu. Yeniden 
düşünceleşti. 
Hegel'in "FİKİR" diye anlattığı şey, dinlerin Tanrı veya Allah de-
dikleridir. Medrese bilimleri dururken, Hegel'in felsefesine ihtiyaç var 
mıdır? Hegel, "Belirli bir gelişim konağına varmış olan Mutlak Fikir'in 
yankısı" saydığı Varlığa daha anlaşılır ve öğretici bir ışık tutmaz. 
Ne var ki, o Sistem masalı altında Hegel'in Metodu gizlidir. He-
gel Diyalektiğine göre hareket ölü bir gidiş değildir. Hareket zıtların 
yaratığıdır. Hegel, Fikir'den çıkmış saydığı tüm Varlıkta bu zıtlıkları 
görünce, yepyeni bir şey bulmuş oldu. Bütün kusur bu zıtlıkların bi-
linmez güçlere bağlanmasından ileri geliyordu. Bu güçlere Fikir adını 
takmak yetmiyordu. Fikir nerede idi? Neden sonra Madde biçiminde 
tecelli etmeye kalkıştı?.. gibi sorular Hegel'de karşılıksız kaldı. Onun 
için, Hegel Diyalektiği açıkça anlaşılamadı. İdealist ve Mistik bir bul-
macaya döndü. 
Hegel Diyalektiğinin anlaşılmasına engel olan bir neden de, gelişim 
gidişi içinde Zamanı kabul etmemesi idi. Fikir: Doğa, bitki, hayvan, 
insan ve en sonra gene Fikir biçimlerini alırken, Zaman yoktur. Hegel 


için Mutlak Fikir mekân içinde dürülmüş bir top kumaştır. Bu kumaş 
kendi kendine, iç zıtlıklarıyla açılıp gözükür. Kimi olur eşya biçiminde 
tecelli eder, sonra döner şeyler halinden çıkıp Fikir olur. Bu oluşlar 
ve dönüşler Zaman içinde geçmez. Fikir kendi içinde Zamansız bir 
oluştur. Böylece bütün Varlığın her alanında göze çarpan gerçek Ta-
rih, Hegel için olamaz. Hegel'in olayları, Tarih dışında dönen bir rezil 
çember (fasit daire) biçimini alır. 
İçyüzü bilinmeyen bir Fikir, nedeni anlaşılmayan zıtlıklarla, Zaman 
ve Tarih dışında biçimden biçime atlar. Bu görünüşü ile İdealist Diya-
lektik ispatlayamadığı kuruntulara bağlanır. Bu kuruntular derli toplu 
bir SİSTEM olabilirler. Ancak, bu sistem bir Bilim değil, Felsefe sayılır. 
Çünkü Bilim her şeyden önce ispat ister. 


Yüklə 2,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə