Anadolu university journal of art & design cilt / volume sayi / number aralik / december 2016 issn: 2146-7692



Yüklə 19,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə49/79
tarix30.10.2018
ölçüsü19,39 Mb.
#76455
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   79

131
SANAT & TASARIM DERGİSİ
Yazınsal dilin bu açıdan yapısının bozulmasıyla, yazının soyutlanarak resimsel temsiliyette yo-
rumu oluşturduğundan söz edilebilir. Plastik sanatlardaki kullanımında yazının okunmazlığı, 
izleyeni yönlendiren gücünü kaybetmesiyle, izleyeni şaşırtan bir tavır halini alır. Okunmaz ola-
rak plastik sanatlara dahil olan yazı, dilin temsilinden uzaklaşarak yapıtın içerisinde var olan 
sanatsal bir öğeye dönüşür.
Yazının Plastiğinin Sorgulanmasıyla Beraber Plastik Sanatlarda Temsili
İçlerinde barındırdıkları yaratıcılık ve yorumlama göz önüne alındığında şiir ve desenin or-
tak noktalarının olduğu söylenebilir. Madan Sarup, Lacan’a göre metinlerin değişmez tek bir 
anlamı olmadığından bahseder. Bu sebeple de şiirin ya da içsel mırıldanmaların diliyle yapıla-
cak araştırmalar doğrudan bilinçdışıyla ilişkilendirildiğinden olması gerekendir. Yapılan sözcük 
oyunları dolambaçlı bir anlatımdan dolayı çağrışımları arttırır, daha farklı ve geniş bakış açıla-
rıyla ele alınmasının önünü açar (SARUP, 1995: 10). Bu yaratıcılık ve yorumlamadan hareketle 
yazının aynı desen gibi çizgi ve nokta olarak da düşünülmesi, yazının leke gibi algılanabilmesine 
de olanak verir. Aynı zamanda yazı ve şiirin yapısında belli bazı tasarım ve kurgulama olduğu 
gibi, özgürlük adına içlerinde barındırdıkları bu biçimciliği yıkma eylemleri de vardır. Yazının 
plastiğinin sorgulanması, tipografisiyle oynanarak onun deformasyonu üzerine düşünülmesine 
genellikle batının plastik sanat algısını sorgulayan Dada hareketiyle başlandığı görülür. Fakat 
Dada öncesinde Dada hareketinin etkilendiği bir isim olan İtalyan sanatçı Apollinaire’in 1918 
yılında basılan Kaligramlar’ından bahsetmek doğru olur. Dada öncesi tipografinin gelenekle-
rinden kurtularak görselliğinin ön planda tutulmaya başlandığı ve yazının okunabilirliğinin 
önemsenmediği, Kübizm ve Fütürizm akımlarının öncüsü olan Apollinaire geleneksel şiir ve 
içeriğini değiştirerek serbest şiiri yaratmıştır. Noktalama işaretlerinden arındırılmış bu şiirler 
aynı zamanda resimsel formlarda da yazılmışlardır. Will Hill’e göre Apollinaire’in kaligramlari 
piktorik (resimsel) şiirlerdir, konularının görsel görünümlerini çizgi ya da grafiklerle taklit eden 
metinler (HILL, 2009: 10). Apollinaire’in uyguladığı şiiri görsel düzenlemeyle birleştiren bu 
yenilik o döneme hareketlilik kattığı gibi aynı zamanda şiir, form, içerik algısı da sorgulanmaya 
başlar. Bu sade grafik nesneler, 20. yüzyıl sanatsal uygulamalarının kaygılarını da somutlaştıra-
rak onları görünür kılar (Görsel 1).


132
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
Apollinaire’in 20. yüzyıla kattığı bu yeniliklerle beraber sanat alanında çeşitli hareketlenme-
ler olmuştur. Bunların başında Dada hareketi gelir. Dada, yazının plastik olarak kabulü yerine 
kavram olarak da sorgulanmaya başlanmasının temellerinin atıldığı bir dönem hareketidir. Mo-
dern sanattaki gelişmeler, yeni iletişim yollarının aranması ve yazının da geleneksel kullanım 
alanlarının sorgulanmasıyla yazının okunabilir bir form olduğu algısı üzerine gidilmiş, yazının 
okunabilir olma zorunluluğunu sorgulayan adımlar atılmıştır. Kurt Schwitters’ın, 1919’da yaz-
dığı ve bastığı aşk şiiri olan “Anna Blume” Dadaist şiirine iyi bir örnektir. Bakıldığında art arda 
kelimeler sıralanmıştır fakat bütününde bir anlam ifade etmez. Dolayısıyla var olan kelimeler 
bir araya geldiğinde anlamsız ve tercümesi olanaksız bir bütüne dönüşürler (Görsel 2, Görsel 3). 
Schwitters’ın Merz ismini verdiği, içinde Merz resimleri ve Merz şiirlerini barındıran dergileri 
de bu tavır ve anlayışa paraleldir. “Anna Blume” Alman Der Sturm dergisinde 1920’de tekrar ba-
sıldığında dergide Schwitters, Merz şiirinin Merz sanatı gibi olduğunu, onda da faydalı olabile-
cek ne kullanılırsa, işe yaradığını açıklar. Daha doğrusu seçilen parçalar için sadece önemli olan 
işe yarayacağının düşünülmesidir. Schwitters, gazete, billboard, katalog ya da diyaloglardan 
değişikliğe uğramış ya da uğramamış tüm cümlelerden parçaların kullandığını belirtir. Merz 
şiirindeki parçalar herhangi bir anlama uymak zorunda değildir. Çünkü anlam diye bir şey artık 
yoktur (RASULA, 2015: 99).
Görsel 1. G. Apollinaire, Kaligram, 1918.


133
SANAT & TASARIM DERGİSİ
Günümüz Sanat Anlayışında Yazının Okunmaz Kullanımı
Günümüz sanatına baktığımızda plastik sanatlardaki yazının okunmazlığıyla oynayan ve 
kelimelerin düşüncenin temsili olma yargısını sorgulayan birçok sanatçı görürüz. Bunlar ara-
sında sayabileceğimiz İngiliz sanatçı Fiona Banner işlerinde yazıyı bakma, görme, algılama ve 
belgeleme amacının aracı olarak kullanır. Aksiyon ya da porno filmlerini sahne sahne yazarak 
anlattığı gibi aynı tavrı çıplak model karşısında onun resmini yapmak yerine modeli yazarak, 
onu betimleyerek, anlatarak da gösterir. 
Sanatçı yan yana, aralarında pek boşluk bırakmadan sıraladığı kelimeleri el yazısıyla doğ-
rudan duvara çin mürekkebiyle yazar. Uzaktan bakıldığında bir deseni anımsatan bu yazılara 
yaklaşıldığında içerisinde bir hikaye barındırdığı hemen anlaşılır. Fakat kelime boşluklarının 
olmayışı ve geniş bir alanda çok uzun bir metnin varlığı yazının okunmasını zorlaştırır ve iz-
leyici bir yerden sonra sadece duvarda yazıyla oluşturulan görselliğe odaklanarak okumayı es 
geçer. Süreç içerisinde izleyici baktığı bu metinleri görmek ve algılamakta zorlanmaya başlar. 
Dolayısıyla metni okumak olanaksız hale gelir. Sanatçı bu yazılarda kelime kelime, filmleri ve 
filmlerdeki sahneleri tüm detaylarıyla anlatır. 
Görsel 2. K. Schwitters, Anna Blume (kapak), 1919
Görsel 3. K. Schwitters, Anna Blume, 1919


Yüklə 19,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə