17
Benzer şekilde davacı davasını zina sebebiyle boşanma davası değil de evlilik
birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası olarak açmışsa, hâkim
tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar veremeyecektir. Ancak Yargıtay
boşanma sebepleri arasında usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslahla bunun mümkün
olduğunu düşünmektedir.
60
3. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış(TMK Md. 162)
“Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek
kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması
sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve
her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Eski Medeni Kanun dönemindeki “cana kast” ve “pek fena muameleler”
yanında
“ağır
hakaret”in
61
de
bu
madde
içinde
değerlendirilip
değerlendirilemeyeceğine ilişkin tartışmalar, yeni kanun döneminde “pek kötü
davranış”ın yanına “ ağır derecede onur kırıcı davranış”ın eklenmesi suretiyle
giderilmiş bulunmaktadır.
62
Böylece cana kast bir kenara bırakılırsa cismani ve
manevi nitelikteki pek kötü muamelelerin birbirinden ayrılmasıyla bu maddenin üç
ayrı boşanma sebebi saydığı söylenebilir.
63
60
Y 2 HD, 7.2.2005, 16650-1346: “Dava TMK’nin 163 ve 166/1 maddelerine dayalı olarak
açılmıştır. Zina sebebiyle boşanma konusunda açılmış bir dava bulunmadığı gibi bu konuda
usulüne uygun bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Delillerin TMK 163, 166/1 maddeleri
çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde zina sebebiyle boşanma hükmü
kurulması bozmayı gerektirmiştir.”(Gençcan, s. 135, dn. 169).
61
Onur kırıcı davranışa ilişkin boşanma sebebi kaynak İsviçre Medeni Kanunu’nun Fransızca ve
Almanca metinlerinde farklı şekilde ifade edilmiş; Almanca metinde “namus ve şerefin ağır
surette ihlali”, Fransızca metinde ise “ağır hakaretler” deyimiyle geçmiştir(Gençcan, s. 142).
62
Ayrıntılı bilgi için bkz. Akıntürk/Karaman, s. 250.
63
Dural/ Öğüz / Gümüş, s. 105; Akıntürk/Karaman, s. 248;
18
Hayata kast, bir eşin, diğerini öldürme niyetini öldürmeye teşebbüs, intihara
teşvik veya yardım gibi bazı fiillerle
64
ya da yaralı eşin hayatını kurtarmak için
gerekeni yapmama gibi fiile eş tutulan ihmallerle açıklamasıdır ki bunun için hayata
kast edecek eşin öncelikli olarak ayırt etme gücüne sahip olması gerekir.
65
Bu
anlamda hayata kast kusura dayanan bir boşanma sebebi olduğu gibi, eşlerden birinin
diğerinin hayatına kastetmesinin boşanma için yeterli görülmesi karşısında ise mutlak
bir boşanma nedenidir.
66
Buradaki hayata kast kavramının ceza kanunundakinden daha geniş
yorumlanması gerekmektedir.
67
Şöyle ki boşanma hükmünü verecek mahkeme cana
kastı, öldürme niyetine işaret eden fiillerin varlığı bakımından inceleyecek, kullanılan
aracın ölümü sağlayacak nitelikte olup olmadığı veya fiilin tamamlandığı ya da
teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığıyla ilgilenmeyecektir.
Ceza yargılamasında boşanma davasına konu olan eylem hakkında hâkimin
kusur durumuna ilişkin kararı hukuk hâkimini TBK Md. 74 hükmü gereğince elbet
bağlamamasına rağmen; ceza hâkiminin maddi olayı tespit eden kararı hukuk
hâkimini bağlayacağından ceza davasının sonucu beklenerek deliller birlikte
değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır.
68
Pek fena muamele, diğer eşin vücut bütünlüğü ve sağlığını bozucu veya
tehlikeye düşürücü eve kapama, aç bırakma, acımasızca dövme, normal yolla
olmayan cinsi münasebete zorlama gibi fiillerdir.
69
Bu boşanma sebebi de kusura
64
Eşine karşı, “seni öldüreceğim” şeklinde kuru bir tehditte bulunmak cana kast değildir, ancak
kocanın tabancasını karısının başına dayayarak fiili tehditte bulunması durumunun cana kast
olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği olayın özelliğine göre değişecektir(Bühler/Spüler,
Art.138 N 16(Dural/ Öğüz / Gümüş, s. 106, dn. 195’den naklen)).
65
Dural/ Öğüz / Gümüş, s. 105, 106; Akıntürk/Karaman, s. 249, 250.
66
Akıntürk/Karaman, s. 249; Oğuzman/Dural, s. 117; Tekinay, s. 207; Gençcan, s. 136.
67
Tandoğan, s. 77; Öztan, s. 229.
68
Y 2HD, 19.06.2006, 9056-9742:“…Ceza Mahkemesinin boşanma davasına konu olan eylem
hakkında maddi olayı tespit eden kararı hukuk hâkimini bağlar. O halde Bakırköy 9. Asliye Ceza
Mahkemesinin 2001/1261 esas sayılı dava dosyasının sonucu beklenilerek deliller birlikte
değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm
kurulması doğru bulunmamıştır…”(Gençcan, s. 139, dn. 183).
69
Dural/ Öğüz / Gümüş, s. 106.
19
dayanan, mutlak bir boşanma sebebini oluşturur.
70
Her ne kadar muamelenin pek fena
olup olmadığının takdiri hâkime bırakılmışsa da, hâkim durumu objektif olarak
muhakeme edecek ve objektif hadise mevcut olduğu zaman, müşterek hayatı
çekilmez kılacak derecede şiddetli bir geçimsizliğin var olup olmadığını dikkate
almadan boşanmaya hükmedecektir.
71
Pek fena muamelenin varsayılması için
devamlılık aranmadığından örneğin kocanın karısını bir kez dövmesi de
yeterlidir.
72
Yargıtay da pek kötü davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi
için dövme eyleminin bir defa yapılmasının yeterli olduğu görüşündedir.
73
Onur kırıcı davranış, eşlerden birinin diğerine hakaret etmek, onu küçük
düşürmek amacıyla yaptığı saldırıdır. Yargıtay, namus ve şerefe yönelik özel bir
ağırlığı ve niteliği olan hakarete ilişkin eylemlerin TMK Md. 162 hükmündeki eylem
kapsamına giren bir boşanma sebebi olduğu görüşündedir.
74
Taraflar karşılıklı olarak
birbirlerine hakaret etmeyi alışkanlık halinde getirmişlerse, onur kırıcı davranış
sebebiyle boşanma davası açma koşulları oluşmaz ancak evlilik birliğinin temelinden
sarsılmasına dayanılarak dava açılabilir.
75
Kocasının karısına sadakat yükümlülüğünü
ihlal ettiğini gerçeğe aykırı şekilde devamlı tekrarlayarak ona hakaret etmesi
76
, pazar
yerinde kocaya “şerefsiz, namussuz” diye hakaret edilmesi
77
, karısının bakire
olmadığını kahvehanede açıklamak
78
gibi eylemler onur kırıcı davranışa örnek olarak
gösterilebilir.
70
Schwarz, s. 147; Akıntürk/Karaman, s. 251; Velidedeoğlu, s. 172; Feyzioğlu, s. 230; Gençcan, s.
140; Farklı görüşte olan Oğuzman/Dural, pek fena muameleler söz konusu olduğunda evliliğin
çekilmez hale gelip gelmediğinin araştırılmayacağını ancak pek fena muamelenin var olup
olmadığı tayin edilirken bunun evliliğe yaptığı etkinin de göz önünde bulundurulması
gerektiğinden bahsetmektedir(Oğuzman/Dural, s. 117); Benzer şekilde Tandoğan, hâkimin
eşlerin mevkileri, tahsil ve terbiye derecelerini, psikolojik durumlarının gözönünde
bulundurulması gerektiğinden bahsetmektedir.(Tandoğan, s. 77, 78); Tekinay ve Öztan da ister
zulüm ve işkenceden ister şeref veya namus ihlalinden kaynaklansın “pek fena muamele”ye
ilişkin boşanma sebebini nisbi bir boşanma sebebi olarak kabul etmektedir(Tekinay, s. 208-210;
Öztan, s. 231-234).
71
Schwarz, s. 147.
72
BGE 38 II 31(Dural/ Öğüz / Gümüş, s. 106, dn. 197’den naklen).
73
Y 2 HD, 4.3.1996, 1432/2070(Gençcan, s. 141, dn. 196’dan naklen).
74
Y 2 HD, 26.05.1986, 4702/5431(Gençcan, s. 142, dn. 205’den naklen)
75
Öztan, s. 234.
76
Öztan, s. 233.
77
Y 2 HD, 26.5.1986,4702/5431(Gençcan, s. 142, dn. 212’den naklen).
78
Y 2 HD, 19.1.1951,2561/2993(Gençcan, s. 143, dn. 213’den naklen).
Dostları ilə paylaş: |