AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
171
Konya seccadelerinde Selçuk halılarının motiflerini taşıyan, özellikle 16. y.
y.
’da dokunup da bu dönemin ince halıcılık tekniğini gösterenler çok değerlidir.
Bu halılarda en çok kırmızı renk hâkimdir. Uşak halılarında daha çok çeşitte
desenlere rastlanmaktadır. Seccade ve halılarında çoğunlukla kırmızı ve lacivert
renkler hâkimdir.
Büyük boy Uşak halılarında esasen iki tip görülmektedir.
Bunlardan biri madalyonlu motifleri içerenler olup bu madalyonların içleri
genellikle
rumilerle doldurulmuştur. Çok miktarda yapılan diğer bir tip Uşak halısı
da yıldızlı halılardır (Sümerbank).
Klasik Osmanlı halıları adı altında 16. yüzyılda toplanan ikinci grubu ise
saray halıları oluşturur (Üstün, 2007: 115). Bu dönemde geometrik motiflerin
yerini bitkisel motifler almıştır (Aytaç, 2000: 12). Diğer Türk halılarından farklı
olarak,
Osmanlı saray halılarında İran düğümü (Sine düğümü) kullanılmıştır.
Bunun nedeni de zengin bitkisel motiflerin,
hançer biçimli kıvrık yaprakların, lale,
sümbül, karanfil,
bahar dalı gibi çiçeklerin bu teknikle daha kolay olarak
işlenebilmesidir (Yetkin, 2011b). Bu halıların zemin ve bordürleri arasında fazla
bir ayrılık olmayıp, kıvrık damarlı yapraklar, rozet çiçekleri, kıvrık dallar ve
narçiçekleri en çok ku
llanılan motiflerdir. Bazen gerçeğe çok yakın lale, sümbül ve
güller de dekorlar arasında yer almıştır (Aytaç, 1982, 105).
Fotoğraf No: 5 Osmanlı Saray Halısı, 16. Yüzyıl, Newyork
Kaynak: Çelik, 1999: 26
Türk halı sanatının klasik dönemi olarak kabul edilen 16. ve 17. yüzyılda
yeni bir biçimler dünyasının kapıları açılmıştır. Selçuklu halılarının sağlam geo-
metrik motifleriyle oluşan ilk parlak dönemin yerini 16. yüzyılda madalyon
motiflerinin ve çeşitli zengin bitkisel kompozisyonların yer aldığı ikinci bir parlak
dönem almıştır. Bunda en büyük etken ise saray nakkaş hanesinde yapılan ortak
tasarımlardır (Üstün, 2007: 111). Bu motifler, Türk halı sanatına yepyeni bir
zenginlik kazandırmıştır. Dönemin halıları iki grupta toplanmaktadır. Birincisi,
Uşak Halıları adını alan çok geniş bir gruptur. Bu halılarda madalyon motifi esas
olmuş, madalyon biçimlerine göre “Madalyonlu” ve “Yıldızlı” Uşak halıları olmak
üzere iki tip ortaya çıkmıştır. Bu halılarda madalyonlar zemin üstünde, tüm Türk
halılarına temel olan sonsuzluk ilkesine göre yer alırlar. Bu gruba giren halılar
varlıklarını, çeşitlenerek 18. yüzyıl sonuna kadar sürdürmüşlerdir. Özellikle 16.
yüzyıl İtalyan, 17. yüzyıl Flaman ve Hollanda ressamlarının tablolarında görülürler
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
172
(Yetkin, 2011b). XIX.
Yüzyılın sonlarına doğru halıcılık eski sanat değerini
koruyamamış ancak endüstriyel ve ticari bir özellik almıştır (Aytaç, 1982: 115).
Fotoğraf No: 6 Yıldızlı Uşak Halısı, 17. y. y. Fotoğraf No: 7 Madalyonlu Uşak Halısı, 16.
y. y
Kaynak: Çelik, 1999: 25Kaynak: Çelik, 1999: 25
1. 2.
Azerbaycan Halı Sanatı
Azerbaycan,
Doğu’nun gelişmiş ülkelerinden birisi olarak oldukça eski ve
zengin bir kültüre sahiptir (Selçuk, 2007: 189).
Azerbaycan’da dokumacılık sana-
tının Neolitik Çağda meydana çıktığı düşünülmektedir. Göçebe hayvancılığın orta-
ya çıkması ile bu gelişme daha da hızlanır. Elde edilen yün, kemikten yapılmış
tarakla tarandıktan sonra iğle iplik eğrilir ve örken, çatı, sicim, kumaş, heybe, çul
vs. dokunur (
Paşayeva, 2003: 77). Yapılan arkeolojik kazılar Azerbaycan halıcılık
sanatının eski devirlere dayandığını gösterir (Selçuk, 2007: 189). Azerbaycan’da
halıcılık o kadar yayılmıştır ki, halkın her an iç içe olduğu gelenek görenekleri de
içine alan bir meslek dalı olmuştur (Yıldırım, 1994: 16).
Azerbaycan ha
lıları eşsiz güzelliği ile dünya ressamlık sanatının birçok
görkemli temsilcilerini
ilgilendirmiş ve aynı zamanda onların bazı eserlerinde
kendi ifadesini
bulabilmiştir. Mesela, Hollandalı ressam Hans Memling (1433–
1494) 'Meryem Kendi Yavrusu
İle' tablosunda, Şirvan, Venedikli ressam Karlo
Krivelli'nin (1430–1493) 'Müjde' eserinde ise Gence-Gazah grubuna ait
halı tasvir
edilmiştir. (Kurbanov, 2001: 211)
Azerbaycan halı bilimcisi Latif Kerimov Azerbaycan halı sanatının
gelişmesine dört döneme ayırır: Birinci, başlangıç döneminde atkı ipliğinin çözgü
iplikleri arasından basit geçirilme tekniği meydana çıkmış, bu devirde hasır, palaz,
cicim (
Türkiye’de aynı isimle bilinen dokumadan farklı dokuma türüdür), şedde
üretilmiştir. İkinci dönemde atkının çözgüler arasından karmaşık geçirilme usulü
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
173
meydana çıkar ve basit geometrik motiflik kilim tipi düz dokuma yaygılar dokunur.
Üçüncü dönemde desen ipliğinin çözgü ipliklerine karmaşık dolanma tekniği
yaratılmış ve bu teknikle zili, konulu şedde, verni, sumak vs. gibi düz dokuma
yaygı türleri üretilmiştir. Dördüncü dönemde ise halı dokuma tekniğinin gelişmesi
görülmektedir. Bu teknik,
öncekilerden çok daha karmaşık kompozisyon şemalar-
ını ve resimleri gerçekleştirmeye imkân sağlayan bir tekniktir (Paşayeva, 2003:
78).
T
arihi kaynaklara göre orta asırlarda Azerbaycan, doğunun havlı ve havsız
halı üretim merkezlerinden birisi olarak kabul edilirdi. X. Yüzyıla ait (982) Hu-
dudü’l Âlem isimli bir el yazmasında, Azerbaycan şehirlerinin, özellikle Muğan’ın
çuvalları ve kilimleri ile meşhur olduğu belirtilir (Selçuk, 2007: 190).
XII.
yüzyıl Azerbaycan tarihinde “altın yüzyıl” sayılıyor. Bunun nedeni bu
yüzyılda Azerbaycan ilminde, felsefesinde, müzik ve edebiyatında, sanatında
ortaya çıkan büyük gelişme olmuştur. Bu devirde de Azerbaycan’da yüksek kaliteli
halılar ve düz dokuma yaygılar dokunmuş, özellikle “çiği palazı”, ipek ipliklerle
dokunmuş ve kıymetli taşlarla süslenmiş zililer büyük ün kazanmıştır (Paşayeva,
2003: 81).
Günümüze ulaşan en eski Azerbaycan halısı, XIII. Yüzyıla aittir
(Selçuk, 2007: 191). XII. -XIII.
yüzyıllarda Azerbaycan’da bulunmuş yabancı
gezginler ve bilim adamları (Yakut Hemevi, Marko Polo v. b.) burada yüksek
kaliteli halıların üretildiğini ve birden fazla ülkeye ihraç edildiğini yazmışlardır
(Hamidova, 2009: 54).
Fotoğraf No: 8 13 veya 14. Yüzyıl Güney Azerbaycan (İran)
Kaynak: Paşayeva, 2003: 93
XVI. -XVII.
Yüzyıllar Azerbaycan halı sanatının “ altın devri”dir. Dünyanın
en ünlü müze ve özel koleksiyonlarında çok sayıda yünlü ve ipekli, altın ve gümüş
iplikli Sefevi devri Azerbaycan halıları ve düz dokuma yaygıları, ipekli kumaş ve
örtüler korunmaktadır. (Paşayeva, 2003: 83). Bu devirde Tebriz, Erdebil, Şamahı,
Gence ve Bedre halı dokumacılığının merkezleri haline gelmiştir (Yıldırım, 1998:
314).
Dostları ilə paylaş: |