Sosial fəlsəfə
79
əsrlərdə modern Avropa sivilizasiyasının yaranması həm də millətləşmə
prosesinin tərkib hissəsi idi. Müasir dövrdə isə bir çox Şərq ölkələrində, o
cümlədən Türkiyədə sivilizasiya ilə millilik sanki fərqli qütblərdə dayanır.
Bu anormal ayrılmanın səbəbi görünür ki, sivilizasiyanın milli ruhun ener-
getik potensialın məhsulu kimi deyil, haradansa kənardan alınma bir şey ki-
mi anlaşılması, mənimsənilməsidir. Nəticədə biz nə vaxtsa yaradılmasında
babalarımızın iştirak etdiyi bir hadisəni yad, yabançı bir şey kimi qəbul e-
dirik. Daha doğrusu, bunu bizə məhz bu cür aşılayırlar. Dalısınca da, əgər
Avropa mədəniyyətini götürürüksə, onda tam halda, yəni kültürlə birlikdə
götürməliyik, – deyirlər. Bizcə, bu, Çingiz Aytmatovun təsvir etdiyi
“manqurtlaşma” prosesinin fərqli bir ampluada təzahürüdür və xüsusi araş-
dırılmasına ehtiyac vardır.
Salahaddin HALİLOV
Türkiye ve Azerbaycan Türkcesinde
“Kültür”, “Medeniyet” ve “Siviliziyon” Anlayışı
(özet)
Makalede kültür, medeniyet ve sivilizasyon anlayışlarının mahiyeti ve
etki alanları, yine onların karşılıklı nispeti araştırılmaktadır. Yazara göre, bu
olguların sınırları belirlenmeden mahiyet
ve içeriklerinin doğru
değerlendirilmesi imkansızdır. Çeşitli halklara ve dönemlerde bu kavramlar
farklı anlamlarda kullanılmıştır. XX. Yüzyılın başlarında Azerbaycan’da ve
Türkiye’de medeniyet kavramı senkretik bir anlam ifade etmiş, hem
kültürün hem de sivilizasyonun bazı yönlerini ihtiva etmiştir.
Makalede vurgulandığı üzere, kültür-medeniyet daha çok etnik-milli
özelliğe sahipken, sivilizasyon-medeniyet daha çok evrensel karaktere sa-
hiptir.
Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2015, № 1
80
Anahtar kelimeler
: kültür, medeniyet, sivilizasyon, toplumsal
kalkınma, fiili eylem.
Salahaddin KHALİLOV
The Meaning of “Culture” and “Civilization”
in Azerbaijani and Turkish Languages
(abstract)
The natures and domains of the meanings of culture and civilization
and their mutual proportions are discussed in this article. According to
author, without defining the boundaries of these cases it is impossible to
accurately assess their natures and contents. In a variety of peoples and
periods these concepts are used in different meanings. In the beginning of
the 20th century, the understanding of civilization meant a cyncretic
meaning and contained some aspects of both culture and civilization in
Azerbaijan and Turkey.
As highlighted in the article, despite of ethnic-national character of the
culture-civilization, the concept of civilization-culture has a more universal
character.
Keywords: culture, civilization, social development, practical
activity.
Sosial fəlsəfə
81
Andrei Tarkovsky’nin Şiirsel Ayna’sı
Ömer Osmanoğlu
Giriş
Andrei Tarkovsky, sanatsal ve felsefi derinliği önemseyen ve
filmlerinde aktardığı hikayeleri kendine mahsus bir anlatım dili ve tekniğiy-
le izleyiciye sunmayı başarmış önemli bir yönetmendir. Yol Silindiri ve Ke-
man (1962) adlı filmiyle sinemaya adım atan ve ardından İvan’ın Çocukluğu
(1962) ile adını daha geniş çevrelerde duyuran Tarkovsky Andrei Rublev
(1966), Solaris (1972), Ayna (1974), Stalker (1979), Nostalghia (1983) ve
Kurban (1986) adlı filmlere imza atmıştır. Bu çalışmanın konusu olan Ayna,
felsefi bir tarzda kurgulanan kişisel-otobiyografik bir film olma özelliğine
sahiptir. Filmde; geçmiş, hatıralar ve zaman konusunu merkeze alan sanatçı,
kendi kişisel tarihine tuttuğu bir aynada gördüklerini, o aynaya yansıttığı gö-
rüntüleri ve anıları şiirsel bir anlatımla sunmaktadır. Tarkovsky Ayna’da, iç
içe geçmiş zaman periyodlarında sürekli değişen karakterlerin kişisel tarih-
lerini araştırmaktadır. Yönetmen, aynı zamanda filmin anlatıcısı da olan ana
karakter üzerinden kişisel bir tarih ortaya koymakta ve ana karakterin üç
farklı döneminden yola çıkarak ortaya koyduğu hikayeyi birleşik bir zaman
tasviri içinde ele almaktadır. Ayna’da çok katmanlı bir geçmiş, pişmanlık ve
Yrd. Doç. Dr. Ömer Osmanoğlu, Üsküdar Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri
Fakültesi, Felsefe Bölümü öğretim üyesi
Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2015, № 1
82
hüzün dolu bir şimdi vardır. Geçmiş, yönetmen tarafından, “şimdi” için
gizemli bir ayna halinde sunulmaktadır.
1
Ayna, hem karmaşık bir geçmişe sahip olan sanatçının coşkusuna,
hüznüne ve yalnızlığına hem de sanatçının nezdinde insanın dünyadaki sal-
lantılı varlığına tutulmuş durumdadır. İnsanın varoluşuna, şimdi-burada olu-
şuna ve geçmişine tutulan bu ayna, yaşamın anlaşılmazlığını ve içerdiği ola-
ğanüstü unsurları gösteren büyülü bir niteliğe sahiptir. Yaşamın karmaşık,
açık ya da bizzat onu yaşayan kişi tarafından bile anlamlandırılamayan
gizemli dokusu, Tarkovsky tarafından zamansal, mekânsal ve görsel bir har-
moniyle ve şiirsel bir anlatımla ortaya konmaktadır. Tarkovsky bir rö-
portajında öznel mantığı, yani düşünceyi ve rüyayı göstermek ve psikolojik
hakikati sunmak için hikayeden veya eylemlerden ziyade düşüncenin geç-
mişe dalışını ve anılardaki hareketini sunmaya gayret ettiğini belirtir. Göste-
rilen olaylar arasında mutlak bir mantıksal bağ olması da gerekmez.
2
Do-
layısıyla, burada önemli olan husus, bir şeyleri hatırlamaya başladığımızda
zihnimize derinlerden kopup gelen anıların serbest akışıdır. Onları kendi iç-
lerinde birleştiren unsur ise düşüncenin hareketidir.
Tarkovsky Sinemasının Felsefi Boyutları
Andrei Tarkovsky sinema yapmanın özü, amacı ve olanakları üzerine
titiz bir biçimde düşünen ve kitapları, günlükleri ve kendisiyle yapılan
röportajlar aracılığıyla düşüncelerini izleyiciyle paylaşan bir yönetmen, bir
sinema filozofudur. Onun düşüncelerinde ve sanatında içinde yetiştiği kültür
ve medeniyetin etkilerini ve izlerini görmek mümkündür. Rus kültürü, felse-
fesi, ahlakı ve Ortodoks Hıristiyanlığı yönetmenin dünyasını ciddi ölçüde
1
David George Menard, “A Deleuzian Analysis of Tarkovsky’s Theory of Time-
Pressure” (http://offscreen.com)
2
Andrey Tarkovski, Şiirsel Sinema, J. Haberman & Gideon Bachmann’ın Röportajı,
1983, (Der. John Gianvito), Çev.Ebru Kılıç, İstanbul: Agora Kitaplığı, Çev. 2009, s. 116-
117.
Dostları ilə paylaş: |