Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2015, № 1
86
hayatın anlamına dair sorgulamalar yaparlar. Yönetmen ya da şair de tıpkı
bir filozof gibi hakikatin peşinden koşarak güzeli yakalamaya çabalar. Bu
nedenle Tarkovsky, gerçek filozofların şair ya da şairlerin gerçek filozoflar
olduğunu düşünür.
1
Sanatın Amacı Olarak Katharsis
Tarkovsky, sinemayı düşünce aktarımından ziyade manevî bir iletişim
aracı olarak görür; yani bir film, insanın düşünsel yapısını etkilemekten çok
onun maneviyatını etkilemelidir. Bu nedenledir ki, sanatçının yegâne amacı,
hayatı daha yaşanır kılmaktır. Bu yansıtma sürecinde yaşam, sanatçının öz-
nel görüşlerinin ve ruhsal konumunun süzgecinden geçerek yansıtılır. Çün-
kü hayatı seven bir sanatçı kendisini hayatı tanımak, değiştirmek ve daha iyi
olması için katkıda bulunmak zorunda hissedecektir. Tarkovsky’ye göre bu
durum, etik idealleri ifade etme çabasının bir gereğidir ve sanatı etik olanla
birlikte düşünmek gerekir.
2
Tarkovsky için belirleyici olan “dünya görüşü,
etik ve düşünsel amaçlardır.
”3
O, sanat eserlerinin umut ve inanç taşıması
gerektiğini düşünür. Sanat eserlerindeki umutsuzluk ise bir tür katharsis
yaşatmalıdır. Sanat eseri bir trajedi olabilir ama trajedi umut kırıcı değildir.
Öykü bir yıkım hikayesi olsa da izleyicide bir umut hissi bırakmalıdır. Çün-
kü Tarkovsky’ye göre trajedi, insanı arındırır.
4
Diğer yandan sanat, insanın varoluşunu anlamlandırma sürecinde ona
ışık tutacak bir bilgi türüdür. Ancak sanatın bilgisi kendine mahsustur ve in-
san ruhuna seslenmeye olanak tanıyacak farklı türden bir ilham gerektirir.
5
Sanatçıda başlayan ve onu bir yapıt ortaya koymaya yönlendiren ilham, sa-
nat eseriyle karşılaşan izleyiciye de aktarılmış olur. Başyapıt diyebileceği-
1
Andrey Tarkovski, Şiirsel Sinema, Aldo Tassone’nin Röportajı, 1980, s. 74.
2
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 15.
3
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 15.
4
Andrey Tarkovski, Şiirsel Sinema, Aldo Tassone’nin Röportajı, 1980, s. 73-74.
5
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 31; Andrey Tarkovski, Şiirsel Sinema, s.
188.
Sosial fəlsəfə
87
miz bir sanat eseriyle karşılaşan izleyici “derin bir sarsıntı yaşar, adeta
temizlenir.” Bu gerilimli sarsıntı ve arınma süreci insanın içinde serbest kal-
mayı bekleyen ve hatta serbest kalmak için baskı yapan iyi yanlarının açığa
çıkmasına, insanın onların bilincine varmasına olanak tanımış olur. İnsan
böylece kendi duygularının derinliğinde kendinin farkına varır, kendini keş-
feder.
1
Sanatta katharsis, Aristoteles tarafından ele alınan mühim bir husustur.
Aristoteles, tragedyanın amacını acıma ve korku duygularını harekete ge-
çirmek suretiyle “ruhu kendi tutkularından arındırmak” olarak belirler.
2
Sa-
nat eserleri karşısında duyulan acıma, korku ve aşırı heyecandan kaynakla-
nan coşkunluk gibi hisler sayesinde izleyici bir arınma duygusu yaşar.
3
Tra-
gedya acıma ve korkuyu gerçekleştirme üzerine kurulur. Korku ve acıma
olayların örgüsünden kendiliğinden doğar.
4
İzleyici de eser aracılığıyla in-
sanlık acısının bilincine varır ve coşkulu bir arınma yaşar. Sanatı psikolojik
ve etik yönleriyle ele alan Aristoteles, sanatın “arınma” amacına hizmet etti-
ğini düşünmektedir. Sanatın tutku ve ihtirasları dizginleyen ve onları yatış-
tıran katartik bir işlevi vardır.
5
İhtiraslar insan ruhunda tohum halinde mev-
cuttur ve insanı harekete geçirir. Müzik ve sahne eserlerinin uyandırdığı
heyecan bu ihtirasların çıkıp gitmesi için bir yol açar ve “böylece ruh te-
mizlenir, tehlikesiz bir hazla şifa bulur.”
6
Sanatın görevi insanda sadece
estetik bir haz uyandırmak değil, etik bir haz doğurmaktır. Bu etik haz ise
ruhun arınması, boşalmasıyla gerçekleşir. Tragedyanın nihai amacı da zihin-
sel ve ruhsal arınma anlamına gelen “katharsis”tir.
Tragedyadaki üstün nitelikli karakterlerin düştüğü kötü durumlar, hay-
atın en temel iki ilkesi olan rastlantı ve yargı hatasını ve bunların yol aça-
bileceği kötü durumları sergiler. İzleyici, karakterlerle özdeşlik kurarak ken-
1
Andrey Tarkovski, Mühürlenmiş Zaman, s. 28.
2
Aristoteles, Poetika, Çev. Furkan Akdemir, İstanbul: Say Yayınları, 2013, s. 44.
3
Aristoteles, Politika, VIII. Bölüm, Çev. Mete Tunçay, İstanbul: Remzi Kitabevi, 1993.
4
Aristoteles, Poetika, 1453b, s. 58
5
Aristoteles, Poetika, Önsöz, s. 27.
6
Aristoteles, Politika, s. 188.
Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2015, № 1
88
di içinde etik bakımdan iyileşmeyi ve arınmayı gerçekleştirir. “Tragedyanın,
dolayısıyla katharsis’in amacı kötü karakterin iyileştirilmesidir.”
1
Tra-
gedyada ana karakterlerin mutluluk ya da felaket dolu hayatları işlenir.
2
Karakterlerle duygusal özdeşlik kuran seyirci, kendisiyle hesaplaşarak kişi-
liğini yeniden değerlendirir. Böylece, kötü kaderin rastlantısallığına ve
hayatta vuku bulan olaylara karşı cesaret kazanır, güçlenir. Bu çerçevede
katharsis, insanın parçalanmış bütünlüğünün yeniden kurulması ve etik bir
arınma gerçekleştirmesi anlamını taşır.
3
Katharsis kavramı üzerinde önemle duran Schopenhauer, Aris-
toteles’in söylediğine benzer bir biçimde, sanat eserlerinin büyüleme kud-
retine sahip olduğuna
4
; sanatın geçici ve bireysel olanın arkasındaki sonrasız
ve evrensel olanı göstermek suretiyle hayatın acılarını hafifletebileceğine
inanır. Ona göre trajedinin amacı, insanın korkunç bir yanını ortaya
koymaktır. İzleyici trajedi aracılığıyla insanın dile gelmez acısına, sefa-
letine, kötücül zaferine, salt rastlantının zorba bir biçimde hüküm sürmesine
tanık olur. Trajedide en soylu insanların uzun süren çatışmaları ve üzün-
tüleri anlatılır. Bu asil insanlar en sonunda tutkuyla peşinden koştukları
amaçlarını, yaşamın bütün hazlarını sonsuza dek arkalarında bırakırlar ya da
yaşamın kendisinden özgürce, sevinçle ayrılırlar.
5
Bu onlar için bir ceza-
landırma değil, aksine bir mutluluktur, umut vadeden bir mutluluk.
Ayna’nın Genel Çerçevesi
Ayna, bireyin iç dünyasına yönelmiş güçlü bir filmdir. Bu güç, film-
deki görüntülerin duygusal kurgusunun yönetmenin kendi hatıralarına da-
yanmasından ve onun kişisel tecrübeleriyle filmin dokusu arasında kurul-
1
David Ross, Aristoteles, Çev. Ahmet Arslan, İstanbul: Kabalcı yayınları, 2011, s. 346.
2
Aristoteles, Poetika, 1450a, s. 45
3
Aristoteles, Poetika, Önsöz, s. 28.
4
İoanna Kuçuradi, Schopenhauer ve İnsan, İstanbul: Felsefe Kurumu Yayınları, 1968,
s. 22.
5
Arthur Schopenhauer, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, s. 191.
Dostları ilə paylaş: |