Baki avrasiya universiteti NİĞde üNİversitesi



Yüklə 4,88 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə201/204
tarix23.01.2018
ölçüsü4,88 Mb.
#22347
1   ...   196   197   198   199   200   201   202   203   204

404 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

 



TÜRK KÜLTÜRÜNDE, GRİFON FİGÜRÜNÜN HUN TÜRKLERİNDEKİ YAYGIN 

KULLANIM ALANLARI İLE SELÇUKLU TÜRKLERİNDEKİ KULLANIM ALANLARININ 

KARŞILAŞTIRILMASI 

Öğr. Gör. Zeynep Çiğdem ÇENGEL

 

Özet: Türk kültür araştırmalarında coğrafi değişimlerin ve dini inançların farklılık göstermesi kültür içinde 



değer kazanan sembollerin anlamlarının, yaşanılan çağ içinde değerlendirilmesi ile anlaşılabilir olmuştur. Bu 

çalışmada  ele  aldığım  Hun  Türkleri  ile  Selçuklu  Türklerindeki  sembollere  yükledikleri  anlam  farkının, 

yaşadıkları din etkisinde değişiklik gösterdiğini ve Hunların bozkır hayatı yaşarken yarı yerleşik toplumların 

sanat  algısını  yansıttığını  görmekteyiz.  Selçukluların  yerleşik  hayatın  ve  mimari  unsurların  içinde  grifon 

figürüne  yapıların  koruyuculuğu  görevini  verdiğini  ve  bu  yapıların  bekçileri  olduğunu  eserlerden 

anlamaktayız.  Hun  Türklerindeki  sanatın  işlevselleştirilerek,  günlük  kullanım  eşyalarına  yansımış  olup, 

günümüze gelen kalıntılarda küçük ve taşınabilir boyutlarda olduğunu görüyoruz. Hun toplumuna ait mimari 

kalıntıları bilmediğimiz için yorumu bu hususi eşyalar üzerindeki figürlerden yapıyoruz. Bu eşyalar daha çok 

mezarlara  gömülen  hususi  eşyalardır,  büyük  boyutlu  olanlarını  bilmemekteyiz.  Selçuklunun  zamanımıza 

yakın  çağda  varlık  göstermesi  eserlerine  ulaşmamızı  ve  incelememizi  mümkün  kılmaktadır.  Hala  mimari 

eserlerin  pek  çoğu  ayakta  olup,  açık  hava  müzelerinde  sergilenmekte  şehirlerimizi  süslemektedir.  Eserleri 

süsleyen halı, madeni objeler, çini süslemelerin bazıları yurtdışındaki müzelerde bulunsa da eserlerin motif, 

figür ve kompozisyon incelemeleri yapılabilmektedir.  

Anahtar Kelimeler: Kültür, coğrafya, din, sembol, eser. 

The Comparison Between the Common Usage Areas of Gryphon Figure in Hun Turks and the Usage 

Areas of It in Seljuk Turks within the Scope of Turkish Culture 

Abstract: Turkish culture and religious beliefs of the  geographical shift in research of  the  meanings of the 

symbols  in  winning  culture  values  differ,  It  has  been  understood  by  evaluating  era  we  live  in.  I  have  dealt 

with in this study, the Seljuk Turks, Huns of the difference that they upload to the symbols in Turkey, It has 

shown that religious influence and change, Hunan of life while living in the steppes, we see that half of the 

established society reflects the perception of art. Seljuks had given the task of guarding the structure griffin 

figure  in  the  life  of  residents  and  we  understand  the  works  and  architectural  elements  are  the  guardians  of 

these structures. Hun arts in Turkey functionalized, It has been reflected in the articles of daily use, In extant, 

and we see that in small portable size. Reviews of architectural remains of Hunan society we do not know we 

do the figures on these particular items. This stuff is buried in the private goods more grave, We do not know 

that  are  oversized.  Us  to  achieve  our  presence  felt  in  the  works  of  our  time  of  the  Seljuk  era  and  close 

examination  makes  it  possible.  Most  of  the  architectural  works  is  still  standing,  exhibited  in  the  open  air 

museum  decorate  our  city.  Carpets  adorning  the  works,  metal  objects,  some  of  the  decorative  tiles  in 

museums abroad works motifs , figures and composition analysis can be performed. 

Keywords: Culture, geography, religion, symbol, work. 

GRİFONUN İKONOGRAFİSİ VE SEMBOLİK ANLAMLARI 

Grifon adı bir görüşe göre Ortaçağ Latin formlarının birinden, “grypho”, “gryphonem”den gelir ve 

grasp  yani  “yakalamak”  anlamında  eski  Hint-Avrupalılar’a  kadar  geri  gittiği  düşünülür.  Ayrıca  grifon, 

gagası gibi “kıvrık” ya da “kancalı” anlamına gelen gryphos kelimesine bağlı olarak Yunan ismi “gryps” 

(γρύψ) ile  ilişkilendirilir (Leibowitch:1968,  s.126-136).  Grifon  ismini  mücadeleci  karakterinden  bazıları 

olan  “yırtmak”,  “kırmak”,  “yutmak”  kelimeleri  ile  ortaya  koyar;  ona  yakıştırılan  ”hızlı  olan”  başlıca 

niteliklerindendir (Goldman:1960, s.319-328).   

Konuyla  ilgili  başka  bir  teori  ise  bir  meleğe  (Minns:1913,  s113),  adını  veren  Hayat  Ağacını 

koruyan  kanatlı  bir  koruyucu  olan  ve  grifona  benzeyen  Orta  Doğu  “kherub”dan  gelen  bir  kelime 

olduğudur (Armour:1995, s.74-80). Tarih boyunca grifonlar ayrıca Tesh-tesh, Monthou, Akhekh, Shedou, 

Sefer,  Srref,  Saget,  Shay  gibi  isimleri  ile  anılmışlardır  (Leibowitch:1968,  s.127).  Grifonlar  koruyucu 

özelliklerinden  dolayı  “altın  koruyucuları”  olarak  da  isimlendirilirler  (Tekçe:1993,  s.113).  Korku  ve 

dehşet, grifonu betimleyen diğer kelimelerdir.  

M.Ö.  IV.  binyılda  Mezopotamya’da  kuş  benzeri  yaratıklar  ikonografide  ve  kozmolojide  yeni 

semboller, yeni elemanlar olarak görülmeye başlar. Bu ikonografik elemanlar içinde özellikle iki ya da 

                                                      

 

Akdeniz Üniversitesi, cigdemcengel@akdeniz.edu.tr 




406 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

birkaç hayvan bölümünden oluşan kanatlı figürler ön plandadır. Bu çerçeve içinde grifon tasvirleri dikkati 

çekecek kadar çok sayıda yer almaktadır.  

Fantastik hayvanların üsluplandırılmasına bakmak için yırtıcı hayvanların ve onların stilize edilmiş 

örneklerinin gözden geçirilmesi gerekir (Gryaznov, s.198). Hayvanın ibiği, kulağı, boynuzu, bele kadar 

inen  yelesi,  pençesi  ve  kanatları  fantastik  hayvanlar  için  önemli  özellikler  arasındadır 

(Perevodçikova:1994,  s.48).  Bunlar  birkaç  yırtıcıda  görülen  özelliklerin  ve  buna  bağlı  güçlerin  tek  bir 

hayvanda ya da merkezde toplanmasıdır. Örneğin yırtıcı kuşun kancalı sivri gagası ve keskin gözleri ile 

aslanın  başı,  gövdesi  ve  kulakları  bir  hayvanda  toplanabilir  (Rostovtzeff:1922,  s.194).  İşte  bu  yüzden 

fantastik  hayvanlar  üzerlerinde  taşıdıkları  arttırılmış  güçleri  ile  belki  de  doğadaki  hayvanlardan  daha 

değerli idiler. Çünkü fantastik hayvanlar gerçek hayatta olan hayvanların özelliklerine sahiptir ama aynı 

zamanda insanların hayal gücünün ya da sahip olmak istedikleri gücün sanata yansıtılmasıdır. Başka bir 

deyişle fantastik hayvanlar soyut ile somut arasındaki (Mülayim:1999, s.159) ince çizgide durmaktadır. 

Tarih öncesi dönemdeki grifon betimleri farklılıklar gösteren iki üslupla; bozkır üslubu ve yerleşik 

üslup  ile  karakterize  edilebilir.  Diğer  bütün  gerçeküstü  hayvanlar  gibi  Yakın  Doğu’da  yoğun  biçimde 

varlık gösteren grifonların devamlılığını bir yandan bozkır topraklarında (Jettmar, s.35-134) Güney Rusya 

ve  Macaristan’da  (Ligeti:1970,  s.206)  diğer  yandan Anadolu topraklarında,  Ege,  Miken,  Yunan,  Bizans 

sanatında vb. görebiliriz (Rostovtzeff:1922, s.193).  

 Türk  Sanatında  Grifon  motifi  de  gerçeküstü  hayvanlar  dünyasında  ayrıcalıklı  bir  yere  sahiptir. 

Grifon, aslan benzeri bir yırtıcının gövdesine, kartal kanatlarına sahiptir; baş kısmında kıvrık gaga, göz ve 

kulaklar  bulunur.  İki  tip  grifon  daha  vardır;  kartal-grifon  ve  aslan-grifon.  Kartal-grifonlar  kartalın 

gövdesine  ve  kanatlarına  sahiptir,  kıvrık  gagalarının  yanı  sıra  başlarında  ibik,  yele  ve  kulak 

bulunmaktadır.  Aslan  cinsinden  bir  yırtıcının  gövdesine  sahip  aslan-grifonlar  da  kanatlıdır,  başlarının 

üzerinde  boynuz  yer  almaktadır.  Sembolik  anlamda  inançların  sonucu  olarak  ortaya  çıkan  grifon 

koruyuculuk ve kötü ruhları kovan başlıca özelliği ile birlikte uğur getiren, baharın müjdecisi, şifa veren 

ve uzun ömürle ilişkilendirilen fantastik bir hayvandır. Dünyevi ve siyasal gücü temsil eder.   

Dik kulakları dikkati, açık kanatları çevikliliği, hızı, hakimiyet gücünü ve belki de bağımsızlığını, 

aslan özellikleri de cesareti ve yine hızı betimler. Göğün hakimi, sonsuzluk sembolü kartal ve yerin kralı 

aslan  özelliklerini  taşıyan  grifon  başka  bir  görüşe  göre,  kartal  olarak  imparatorun,  aslan  olarak  halk 

gücünün işaretidir. Bununla bağlantılı biçimde hanedanlık ongununda bir boyun önderi ya da hükümdarın 

ruhunu simgeliyor olabilir.  

Türk  Sanatı  zorlu  coğrafi  ve  iklim  koşulları  içinde  doğmuştur.  Geniş  bozkırlarda  insanlar 

kendilerini  doğa  şartlarına,  düşmanlara  ve  varlığını  hissettikleri  görülmeyen  bazı  kötülüklere  karşı 

savunmak zorunda kalmışlardır. Duydukları korkudan kurtulmak için sığındıkları önemli güçlerden biri 

hayal dünyalarında geliştirdikleri gerçeküstü hayvanlardır.  

Asya’nın  ilk  bozkır  imparatorluğunu  kuran  Hun  Türkleri  hakkında  ilk  yazılı  kaynaklara  Çin 

yıllıklarında rastlanır. Çin kaynaklarında Hiung-Nu olarak bilinen Hunlar’dan ve onların Çinliler ile olan 

ilişkilerinden  bahsedilmektedir  (Aslanapa:2002,  s.42).  Bu  bilgiler  sayesinde  Hunlar’ın  ataları  ve  diğer 

Proto-Türk  topluluklarının  çok  erken  dönemlerden  beri  Türk  sanat  üsluplarını  oluşturdukları  ve 

sanatlarında kendilerine has yorumlar yaptıkları anlışılmaktadır (Çoruhlu:1998, s.42). 

Hunlar’ın  sahip  olduğu  önemli  eserlerin  hemen  hepsi  Pazırık,  Noin-Ula,  Şibe,  Katanda,  Tüekta, 

Başadar,  Berel  ve  Ak-Alaha  gibi  kurganlarda  yer  almaktadır.  Bunlar  Moğolistan,  güney  Sibirya  ve 

Ordos’ta bulunmaktadır (Rudenko:1970, s.26). Hunlar bu dekoratif ve sembolik sanatı uygularken ahşap 

oyma,  aplike,  dokuma  gibi  çok  çeşitli  teknikler  kullanmışlardır.  Hunlar’ın  ahşap  üretimde  ne  kadar 

gelişmiş oldukları açıkca ortadadır. Hatta ahşap eserlerin bir kısmı heykel olarak düşünülebilir. Örneğin at 

koşum takımlarında karşımıza çıkan grifonların bazılarının kafası monte edilmek üzere tasarlanmıştır ve 

küçük  heykelcikleri  anımsatırlar.  Ahşap  eserlerin  çoğu  gümüş  ya  da  altın  yaldız  kaplıdır  ve  alçak 

kabartma  olarak  sedir  ağacından  oyulmuştur  (Gryaznov,  s.194-196).  Ayrıca  Ukok  Platosu’nda  ortaya 

çıkarılan  soylu  bir  kadın  sayesinde  erkeklerin  yanısıra  kadınlara  da  değer  verildiğini  belirtmemiz 

mümkün  olmaktadır  (Çoruhlu:1998,  s.45).  Bu  soylu  kadın  ve  soylu  erkeğin  gövdelerinde  yer  alan 

dövmelerde  grifon  görünümlü  hayali  varlıkların  figür  olarak  yer  alması  bu  varlıkların  yaşarken  ve 

öldükten sonra bedenlerinin korunacağına inanmaları ile ilişkilidir. Hun Türklerinin bozkır hayatında ata 

verdikleri değer de çok yüksektir atlarının grifondaki hız ve çeviklik özelliğini taşıması ve güçlü olması 

için  at  koşum  takımlarına  ve  eğer  üzerindeki  dokumalara  çokça  grifon  tasviri  işlemişlerdir.  Bu  eserler 

bozkır hayatı içindeki şartlar gereği taşınabilir ölçülerde olup, öldükten sonra kişinin mezar odasına kendi 




Yüklə 4,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   196   197   198   199   200   201   202   203   204




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə