38
bağlan”, “benimle birleş” gibi tavsiyelerin, çalışmanın ve dindarlığın hedefini
gösterdiğini
iddia etmektedir
148
.
Parrinder, Krişna’nın inkarnasyonunu tanrısal tabiatın kabalığı nedeniyle
eleştirmektedir:
“Aptallar benim insan biçimindeki görünüşüme bakarak beni dikkate
almazlar; en büyük varlık olan Benim, yaşayan varlıların efendisi olduğumu
bilmezler
149
”.
Ortada kendini beğenmiş, kaba ve aldatıcı bir tabiata sahip bir tanrısallık
vardır. Dahası Krişna kendisini bütün insanlara göstermemesinin nedenini dünyanın
yanıltıcılığına bağlamaktadır. Bütün varlıkları, geçmişi, geleceği ve şimdiyi bildiğini,
ancak kimsenin onu bilemediğini de söylemektedir
150
.
Parrinder, bazı yazarların, Krişna’nın yüce tanrı olarak kimliklendirilebilmesi
gerektiği için avatara doktrininin ilk kez Gita’da görüldüğü şeklindeki iddiaları
naklettikten sonra, aslında Krişna’nın tanrının bir avatarası olup olmadığı sorununa
dikkat çekmektedir. Ona göre avatara pasajlarında Vişnu’ya dair bir ifade yoktur.
Vişnu’nun Gita’da on sekiz bölümde üç defa geçtiğini hatırlatarak
sadece on birinci
bölümde Krişna’ya üç kere “Ey Vişnu” şeklinde seslenildiğini belirtmektedir. Öte
yandan Gita’nın büyük bir bölümünde, kendisine seslenilen Vişnu avatarasının Krişna
olduğunu iddia eden Rudolf Otto’ya karşı çıkmaktadır. Şiva’ya Gita’da doğrudan bir
hitap olmadığını, sadece güçlü tanrılardan bahsedilen bir bölümde üç defa değinildiğini
vurgulamaktadır. Şiva’dan dolaylı olarak sadece Shankara’nın bahsettiğini de
belirtmekle birlikte soruna tam bir açıklık getirmemektedir
151
Parrinder, Gonda ve Hill gibi bazı yazaların, Krişna’nın Bhagavad-Gita’da
sadece bir Brahman olduğu şeklindeki iddialarını da naklederek farklı bir bakış açısı
getirmektedir
152
. Ancak karşıt görüş Otto’nun,
“bu tanrının hiçbir ortak simge
taşımaması, evrensel dünya ruhu olmaması ve bir tanrının ötesinde, her şeyden daha
büyük, kompleks ve daha ayrıntılı olması nedeniyle antik bir brahman olamayacağı”
153
148
Parrinder, a.g.e., s. 38
149
Bhagavad-Gita, 9:11
150
Parrinder, a.g.e., s. 46
151
Parrinder, a.g.e., s. 33
152
Parrinder, a.g.e., s. 33
153
Parrinder, a.g.e., s. 34
39
şeklindeki yorumunu da dile getiren Parrinder, muhtemelen, Gita’nın Vaisnavas
okulunun bir ürünü olduğunu inkar eden K. Sarma’yı da
dikkate alarak, eğer Büyük
Destan’da orijinal bir Gita varsa ve eğer avatara doktrini onun içine giriyorsa,
Vişnu’nun bu avataranın tanrısı olduğunu ifade etmektedir. Çünkü avataradan ilk önce
Büyük Destan’da söz edilmektedir
154
.
Parrinder, “
Rab bir beden kazandığında” ifadesinin avatara için iyi bir referans
olduğuna dikkat çekmektedir. Ona göre Rab,
burada muhtemelen ruhtan
bahsetmektedir. Önceki cümlelerinde yer alan
“benim bir parçam” deyiminin, tanrı ve
ruhu içerdiğine inanılan maddi dünyanın şimdilik gerçekmiş gibi göründüğünü
belirterek bu durumun avatara doktrinini güçlendirdiğini iddia etmektedir
155
.
Parrinder’ın iddialarının ötesinde, insanlığı cehalet ve acıdan kurtarmak için
insanlık sunağına tanrı tarafından yakılmış yaşam ışığı
156
olarak da tanımlanan
Bhagavad-Gita’da savaşçı Arjuna’nın Krişna’ya hitap şekilleri de dikkat çekicidir. Ona
çeşitli adlarla hitap edilmiştir ki; bu kullanımlar,
özellikle, onun Vişnu’nun bir avatarası
olduğu yönündeki inancı önemli ölçüde desteklemektedir.
Mesela Madhava, kaderin efendisi veya şeytan Madhu’yu öldüren anlamına
gelmekte ve Efendi Krişna’nın doğa üzerindeki gücünü göstermekte; onun olumlu
güçlerini destekleyenler için Kaderin Efendisi; kötülüğün artmasına yardım edenler için
ise şeytanın yok edicisi olduğunu kanıtlamaktadır
157
.
Hrişikeşa
158
, duyuların efendisi ve uzun saçlı anlamlarına gelmektedir. Uzun
saç ile duyulara hakim olma arasında bir bağ kurulur. Saçların kesilmesi, duyuları
kontrolden çıkarmaya yönelik ince bir enerjiyi açığa çıkarır. Bu sözcüğün, Krişna’nın
sadece savaş alanındaki görüntüsünü anlatmadığı, Arjuna’nın arabacısı olması
nedeniyle, duyuların efendisi olarak her durumu kontrol altına alabilen arabacının iç
gücünü de ifade ettiği dile getirilmektedir
159
.
154
Parrinder, a.g.e., s. 33-34
155
Parrinder, a.g.e., s. 46-47
156
Yogi, Maharishi Manesh,
Bhagavad-Gita, 1-6. Bölümlerin Yeni Bir Çevirisi ve Yorumu, çev. M.
Serhan Akkuş-Cihan Bakkalcıoğlu, Sistem Yayıncılık, İstanbul 2003, s. 17
157
Yogi, a.g.e., s. 36, Bhagavad-Gita, 1: 14
158
Bhagavad-Gita, 1:15
159
Yogi, a.g.e., s. 37
40
Govinda
160
, duyuların hakimi anlamına gelmektedir. Krişna’nın duyuların
nesnelerine ve onlardan alınan zevke pek önem vermediğini ima etmektedir
161
.
Madhusudana
162
, şeytan Madhu’yu öldüren demektir. Burada Arjuna’nın bir
yönlendirme isteğinin mevcut olduğu; Krişna’ya Madhusudana şeklinde hitap ederek,
düşmanın şeytani olduğu sonucuna vardığı takdirde sadece yönlendirici olarak yardım
eden Krişna’nın kendisinin yanında savaşacağını umduğu ifade edilmektedir
163
.
Canardana
164
, şeytan Jana’yı öldürerek yasa ve düzeni yerleştirmiş olduğunu
hatırlatmak amacıyla Arjuna tarafından Krişna’ya hitaben kullanılmaktadır
165
.
Keşava
166
, uzun saçlı demektir. Sağlam, dengeli ve akıl sahibi birinin dış
görünüşteki işaretini sorarken Arjuna, Krişna’nın dış görünüşünü çağrıştıran
bir isimle
hitap etmektedir
167
.
Açyuta: düşüşü olmayan; aca: doğmamış; adideva: tanrıların ilki; ananta:
sonsuz; ananturapa: sayısız şekil ve biçim alan; aprameya: ölçülemeyen;
arisudana:düşmanları öldüren; kamalapattraksha: nilüfer çiçeği yapraklarına benzer
gözlü; krshna: koyu siyah renkli; keşinishudana: Keşi adlı cin öldüren; dhama: barınak;
çaturbhuca:
dört kollu; cagatpate: dünyanın kralı; cagannivasa: dünyanın barınağı;
divya: semaya ait; deva: tanrı; devadeva: tanrıların tanrısı; devavara: tanrıların en
üstünü; deveşa: tanrıların tanrısı; parameşvara: en üstün tanrı; pavitra: arıtan; purusha:
yaratık (insan ve ruh); purushottama: yaratıkların en üstünü; pracapati: bütün varlıkların
tanrısı; prapitamaha: büyük tanrı; parabhu: üstün; bhagavan: tanrısal; bhavan: tanrı;
bharata: Bharata soyundan gelen; brahma: tanrı; mahatman: büyük ruh (Bhagavad-
Gita’da büyük tanrı anlamına geldiği ifade edilmektedir); mahabahu: kolları kuvvetli
olan; yadava: Yadu soyundan gelen; yama: ölüm tanrısı; yogin: kendini yogaya veren;
yogeşvara: yoganın tanrısı; varuna: deniz tanrısı; vayu: rüzgar tanrısı; vişvamurti: her
şekile giren; vişveşvara: evrenin tanrısı; vishnu: tanrı Vişnu; şaşanka: ay; sakhi: dost;
160
Bhagavad-Gita, 1:32
161
Yogi, a.g.e., s. 58
162
Bhagavad-Gita, 1:35
163
Yogi,a.g.e., s. 61
164
Bhagavad-Gita, 1:36, 39, 44
165
Yogi, a.g.e., s. 72
166
Bhagavad-Gita, 2: 54
167
Yogi, a.g.e., s. 159