v
ÖNSÖZ
Yaratıldığı günden
itibaren insanoğlu, aşkın olanın, inananlarını varlığından
haberdar etme arzusu içinde olduğuna inanmaktadır. Bazı inanç sistemlerinde bu arzu
bir aracı, peygamberler ve kutsal kitaplar vasıtasıyla gerçekleşirken;
Hinduizm ve
Hıristiyan teolojilerinde, tanrının tamamen ya da kısmen çeşitli bedenlerde bizzat
tezahür etmesiyle gerçekleştiğine inanılmaktadır.
Hinduizm’de
avatara ve Hıristiyanlık’ta
inkarnasyon terimleriyle
ifade edilen
tanrının bir bedene inişi doktrini, benzer ve iç içe bir görüntü vermekle birlikte temelde
farklılaşmaktadır.
Bu çalışmada,
söz konusu doktrinin, yer edindiği din ve kültürlerdeki
manasıyla objektif bir şekilde araştırılıp karşılaştırılması amaçlanmıştır. Dolayısıyla, bir
avatara tanrısalın insani formda görünümüyse o aynı zamanda bir
inkarnasyon mudur?
Ya da
avataralar dönem dönem tekrar edildiğine göre
inkarnasyon günümüzün
avatarası mıdır?
Avataraların sayısı belirsiz olduğu halde
inkarnasyon sadece
bir defa
gerçekleşmektedir. O halde bu bir avantaj mıdır? Eğer
avatara bir insani varoluşsa ya
da öyle görünüyorsa, bu,
avataranın benimsemesi sonucu mudur? Eğer değilse, tanrısal
bir düşüşle açığa vurma arasındaki fark nedir? Tanrının
avatarası ile tanrısallaştırılmış
insani varlık arasında ne fark vardır? gibi
sorular ekseninde avatara ve
inkarnasyon
kavramları karşılaştırılmıştır.
Çalışma
giriş,
iki bölüm ve karşılaştırmayı da içeren
sonuçtan oluşmaktadır.
Birinci bölümde önce
avatara kavramının tanımı yapılmış, Hinduizm’deki tanrısallık ve
yaratılış anlayışları incelenmiştir. Hint
trimurtisini oluşturan üç tanrı
Brahma,
Vişnu ve
Şiva’nın
avatara kavramıyla ilişkileri, Hint mitolojik metinleri Mahabharata (Büyük
Destan), Bhagavad-Gita ve Ramayana’da anlatıldığı kadarıyla
avataraların
özellikleri
belirtilmiş;
avatara doktrinine dair felsefi teorilere dikkat çekilerek Hintli filozoflar
Shankara, Ramanuja ve Madhva’nın görüşleri çerçevesinde gelişen anlayışlar
yansıtılmaya çalışılmış; tanrı
Vişnu’nun en çok tapınılan
avatarası olan
Krişna’nın
hayat hikayesi, bunun Puranalar’daki önemi, aynı zamanda aşkın sembolü olması
vi
nedeniyle de Krişna kültündeki aşk sembolizminin gelişimi ve Krişna’nın avatarası
olduğunu iddia eden şair Chaitanya’nın avatara teorisi üzerinde durulmuştur.
İkinci bölümde, birinci bölüme paralel
olarak öncelikle inkarnasyonun tanımı
ve Hıristiyanlıktaki anlamı verilmiş; İsa Mesih’in ilâhî kişiliği Eski ve Yeni Ahit
metinleri ile geleneksel düşüncelere başvurularak anlatılmaya, insânî kişiliği ise
yaşamı, şahsiyeti ve ünvanları çerçevesinde ele alınmaya çalışılmıştır. Ayrıca, “
iki
şahsın birleşmesi” anlamındaki
hypostatik birlik kavramı da sözü edilen kutsal
metinlerin yardımıyla açıklanmış; bu konu, inkarnasyonun tabiatıyla ilgili doktrinel
görüşler olan
Nestoryanizm,
Monofizitizm,
Gnostisizm,
Monotelitizm ve
Katolisizm
çerçevesinde tartışılmış ve inkarnasyonun etkileri üzerinde durulmuştur. Çalışma,
karşılaştırmaya
da yer veren sonuçla tamamlanmıştır.
Bu çalışmanın hazırlanmasında teşvik ve yönlendirmeleriyle katkı sağlayan Dr.
Muhammet Tarakçı’ya, kaynaklara ulaşma konusundaki yardımlarından dolayı Prof. Dr.
Ahmet Güç ve Doç. Dr. Bülent Şenay’a, çalışma süresince teşvik ve desteğini
gördüğüm danışman hocam Yard. Doç. Dr. Süleyman Sayar’a teşekkürü borç bilirim.
Gülsüm ÜRDÜÇ
Bursa-2006