32
kadar büyür. Parrinder, hikayenin sonunda balığın Manu’ya kendisinin yaratıcı Brahma
olduğunu söylemesiyle Vişnu olarak kimliklendirildiğini ifade etmektedir
124
.
Vişnu’nun kaplumbağa avatarasının hikayesi, kaplumbağanın okyanusu
çalkalayan tanrılara yardım etmesi üzerine kuruludur. Parrinder, Satapatha
Brahmana’da geçen kamlumbağa avatarasının da, tıpkı güneş gibi hayat suyunun
başlangıcı addedildiğini ve sonradan Vişnu olarak buna inanıldığını ifade etmektedir
125
.
Vişnu’nun yaban domuzu suretinde bedenlenmesi efsanesine göre, şeytan
Hirabvaksa’nın tanrıça Prthivi’yi (dünya) hükmü altına alması ve onu kozmik suların
altına götürmesi üzerine, Vişnu yaban domuzu suretinde bedenlenerek kozmik suların
altına girmiş ve şeytanla savaşarak onu yenmiştir. Daha sonra tanrıçayı boynuzlarıyla
suların üstüne çıkarmak suretiyle kurtarmıştır
126
. Hintlilerin Vişnu’yu domuz suretinde
tasavvur etmeleri pek çok nedene bağlanmaktadır. İlkellerden kalma bir totem olarak
nitelendirilmekle birlikte yaban domuzunun Vişnulaştırılması Vişnucuların taraftar
kazanmak isteğine bağlanmaktadır. Zira bazı ilkel kavimler domuzun tanrısallığına
inanmakta ve âyinlerinde ondaki tanrısal ruhla konuşmaktadır. Bazıları da etinin bereket
getirdiğine inanarak âyinlerinde onu yemekte, kimileri de kanının kutsallığına inanarak
âyinlerinde onu alınlarına sürmektedir. Dolayısıyla yaban domuzu avatarası
Vişnucuların yandaş edinme arzuna bağlanmaktadır
127
.
Öte yandan yaban domuzu gibi Vişnu’nun diğer hayvan avataralarının da
sonradan Vişnulaştırıldıkları, insan avataralarının ise doğrudan Vişnu ile
ilişkilendirildiği ifade edilmektedir
128
.
Vişnu, dünyayı zalim kral Hiranyakaşipu’nun kötülüğünden korumak için
aslan-insan (Narasimha) suretinde bedenlenmiştir. Zalim kral, oğlu Prahlada’ya,
Vişnu’ya inandığı için türlü türlü kötülükler yapmaktadır. Prahlada’nın intikamını
almak için Vişnu, kralın sarayındaki sütunlardan birinde insan-aslan biçiminde
bedenlenir ve gaddar kralı parçalara ayırır
129
. Aslanın tanrılaştırılması Vişnucu ve
124
Parrinder, a.g.e., s. 23
125
Parrinder, a.g.e., s. 24
126
Ürdüç, a.g.md., s. 240-246;
Parrinder, a.g.e., s. 24
127
Kaya, Hintliler’de Tanrı, s. 53-54
128
Parrinder, a.g.e., s. 26
129
Kaya, a.g.e., s. 54
33
Şivacılar arasındaki rekabete bağlanmaktadır bir anlamda. Şivacıların aslana atfettiği
mana, Vişnucularda tanrının bir avatarası görünümüne girmektedir
130
.
Vişnu, kendini kurban etmekten yorulduğunda bir cüce şekline girerek kendini
bitkilerin kökleri arasına saklamak suretiyle dinlenmeye çalışmaktadır. Ancak şeytan
Bali büyülü güçleriyle dünyayı kontrol altına alınca Vişnu ortaya çıkar ve dünyayı üç
büyük adımda bütün şeytanlardan temizler. Vişnu’nun cüce avaratasının bu hikayesini
Parrinder, cücelere gizemli güçler atfetme isteğiyle ilişkilendirmektedir
131
.
Vişnu, Brahmanları askerlerin kötü yönetiminden kurtarmak amacıyla Baltalı
Rama olarak bedenlenmiştir. Baltalı Rama, Bhrigu ırkının Brahminidir. Babasının
emriyle annesini öldürmüştür. Çünkü annesi yolsuz cinsel isteklere sahiptir. Son
dönemlerinde diğer Rama avatarası ile savaştığı için fazla ilgi görmediği ifade
edilmektedir
132
. Ramayana destanında anlatılan Rama avatarasının hikayesi en
ünlülerindendir.
Vişnu’nun en büyük insan avatarası Krişna’dır. Hem Mahabharata’da hem de
diğer son dönem destanlarında en fazla rağbet gören odur. Krişna, siyah, koyu mavi
anlamlarına gelmekte ve beyaz ile kırmızının karşıtı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca
ayların karanlık yarısını ya da son karanlık çağların yarısını ifade etmektedir.
Mahabharata’da Krişna hem bir insan hem de bir tanrıdır. Krişna’ya dair ifadeler M.Ö.
400’lerden önceye dayanır. Krişna’nın tanrısallığı oldukça tartışmalıdır. Bazıları onun
güneşle ilgili bir tanrısallığı olduğuna inanır. Ancak neden siyah olarak nitelendirildiği
bilinmez. Bir görüşe göre o bitkisel bir ruha sahiptir. Şeytanlarla savaşı ve ölümü, ölen
tanrının bitki mitoslarıyla karşılaştırılmaktadır
133
.
Krişna, Mahabharata’nın ilk hikayesinde Pandavalara taht mücadelelerinde
yardımcı olur. Zaten destan, Pandava kardeşlerin mücadesinin etrafında dönmektedir.
Krişna onların müttefikidir. O üçüncü kardeş Arjuna’nın yakın arkadaşıdır. Onlar
birlikte oynamışlar ve Krişna her defasında Arjuna’ya nasihatlerde bulunmuştur
134
.
130
Kaya, a.g.e., s. 55
131
Parrinder, a.g.e., s. 26
132
Parrinder, a.g.e., s. 26
133
Parrinder, a.g.e., s. 27
134
Parrinder, a.g.e., s. 30
34
Mahabharata, Krişna’nın doğumu ve çocukluğu hakkında fazla detay vermez.
Vrishni kabilesinde doğumunun ilan edildiğinden, sonra antik ve yüce Rab Hari olarak
tanımlandığından, sarı ipek kaftan giydirildiğinden ve göğsünde kıvırcık tüyler
olduğundan bahsedilmektedir. Ayrıca, her birinde disk ve gürzler olan dört kolu vardır.
Çıplak elleriyle boğa şeklindeki bir devi öldürdüğü ve on altı bin karısı olduğu
bildirilmektedir
135
.
Krişna insan bedenine sahip olduğu gibi insânî arazlara da sahiptir. Bazen
bilgisizliğini de itiraf eder; ancak genel olarak Büyük Destan’da bir rehber, tanrısal bir
öğretmen karakterindedir
136
.
Krişna’nın ölümü oldukça basittir. Savaştan sonra bütün arkadaşları ölmüştür.
O da yaşlı ve yorgundur artık. Bir ormana çekilir ve yoga yaparken bir avcı tarafından
ceylan sanılarak okla vurulur
137
.
Son dönemin avatarası Kalkindir. Henüz gelmemiştir ama dünyanın yıkılışı ve
en kötü zamanların sonunu haber verir niteliktedir. Zamanın sonunda Kalkin Vişnu’nun
yüceliğinde bir brahmin olarak gelecek ve her şeyi yeniden kurulmak üzere yok
edecektir. Kralların kralı olduğu için bütün yabancıları öldürecek, düzeni yeniden
kuracak ve dünya barışını sağlayacaktır. Büyük bir at kurbanında dünyayı brahmanlara
verecek, ormana çekilecektir. Kalkin, aynı zamanda dünyada gezinecek; hırsız ve
soyguncuları yok edecektir. Vişnu’nun ilk avatarası at ile Kalkin’in aynı olabileceği
ifade edilmekte
138
, beyaz bir at üzerinde ve bir kılıçla tasvir edilmektedir
139
.
b. Bhagavad-Gita’da Krişna
Bhagavad-Gita en ünlü Hindu Kutsal metinlerinden biri kabul edilmektedir.
Mahabharata’nın içinden bir bölüm olmakla birlikte en yaygın kutsa kitap
niteliğindedir. “Tanrıların Şarkısı” anlamına gelen Bhagavad-Gita, Krişna olarak
bedenlenen Vişnu ile savaşçı Arjuna arasındaki diyolog etrafında dönen hikayeyi konu
almaktadır. Krişna savaşcı Arjuna’nın temsilinde, insana, görevini yerine getirmesinin
135
Parrinder, a.g.e., s. 28
136
Parrinder, a.g.e., s. 29
137
Carriere, Jean-Claude, Mahabharata, çev. Nazım Aslan, Can Yayınları, İstanbul 1991, s. 240
138
Parrinder, a.g.e., s. 26
139
Parrinder, a.g.e., s. 26
Dostları ilə paylaş: |