23
kahinlerce yerine getirilmiş, nihayetinde Hindistan’daki sosyal yapıda en üst konuma
gelen bu rahipler büyü ve sihir yapabilmeleri nedeniyle artık ilahları da istedikleri gibi
kullanmaya başlamışlardır. Tabiatüstü varlıkların da onların iradesiyle hareket eden
zayıf varlıklar olarak işlev görmesiyle, Hint edebiyatının önemli metinlerinden biri olan
Satapatha Brahmanalar’da Brahmanlar her şeyin aslı olan bir ilah görünümü
almışlardır
79
.
Manu Kanunnamesi’ne göre Tanrı’nın ağzından yaratıldığı ifade edilen
Brahma ile atman arasında hiçbir farkın bulunmadığı düşüncesi M.Ö. VIII ile VI.
yüzyıl.lar arasında düşünülmeye başlandığı ifade edilmektedir. İnsânîn en büyük gayesi
de yoga yoluyla Brahma’ya kavuşarak kurtuluşa ermek olmalıdır
80
.
Brahmanların kendilerini ilah olarak göstermelerinin diğer bir şeklinin de
Vedalar’ın tefsiri hükmündeki Brahmanalar’ı yorumlayarak kendilerini
tanrısallaştırmalarıdır. Hatta bu yorumların yeni bir din kabul edilen Brahmanizm’in
teolojik arka planını oluşturduğu ifade edilmektedir
81
.
Kurbanın tanrısallık kazanması ve dolayısıyla Brahma’nın ilahlık vasfına sahip
olmasını Cemil Meriç, ruhun madde üzerindeki bir zaferi şeklinde yorumlamaktadır.
Zira ona göre dua rahipler kastının imtiyazıdır ve onu tanrısallaştırmak demek kastı
tanrısallaştırmak demektir. Hint düşüncesinde dua, tanrıya yalvarıp yakarmaktan ziyade
tabiata ferman dinleten kutsal bir kuvvettir. O dönemde henüz tek gerçek olan Brahma,
aynı zamanda om
82
’dur da. Diğer taraftan filozoflar arasında tat olarak tanımlanan
Brahmanın uyuması halinde tüm kainatın da uyuduğunu, uyandığında da evrenin
yeniden canlılarla donandığını ifade etmektedir
83
.
Her canlının tanrının bir tezahürü olduğu anlaşılan Katha Upanişad’da her
şeyin sebebi ve yaratıcısı olarak Brahma’dan bahsedilir. Tanrı Brahma om hecesi ile
79
Schimmel, a.g.e., s.105-106
80
Tümer, “Brahmanizm”, DİA, c. VI, s. 112-116
81
Tümer, a.g.md., s. 112-116
82
Hinduizm’de ibadetin, murakabenin, ilahilerin, metinlerin başında ve sonunda, ibadete girmek ve
ibadetten çıkmak için om sesi çıkarılır. Om Brahma’dır aslında. Bkz. Aydın, Ansiklopedik Dinler
Sözlüğü, s. 568
83
Meriç, a.g.e., s. 126
24
tanımlanmakta, beden halinin yok olabilmesine rağmen Brahma’nın yok olmayacağı
belirtilmektedir. Brahma ve gerçek ben olan atman aynıdır
84
.
Brahma Hint trimurtisinin bir unsuru olmasına rağmen şimdiye kadar
mitolojide ne yaratıcı tanrı olarak bir öneme sahip olabilmiş ne de Şiva ve Vişnu ile eşit
değer görmüştür. Ayrıca, bilhassa mitolojideki bazı açık ifadelerin Brahma ve
Vişnu’nun cinsel figürlerine dair oluşu nedeniyle Brahma’ya Hindistan’da asla
tapılmayacağı ifade edilmektedir
85
.
Diğer taraftan modern Hindu dini düşüncesinde Brahma eskiden olduğu gibi
popüler değildir. Hatta neredeyse artık Brahma kültürü kalmamıştır
86
. Başka bir yorum
ise modern Hinduizm’in Hıristiyanlık ve İslam’ın da etkisiyle Brahma’yı kişisel bir
tanrı hüviyetine sokma eğiliminde olduğu şeklindedir
87
.
b. Vişnu
Rig Veda’da İndra, Agni ve Soma gibi tanrıların yanında oldukça silik bir tanrı
olarak tanımlanan Vişnu, Büyük Destan’dan (Mahaharata) itibaren en önemli Hindu
tanrılarından birisi haline gelmiştir. Korkunç görünümlerine rağmen yardımseverliği ve
düzeni korumak amacıyla gelişi nedeniyle değer kazandığı, en fazla avatarası bulunan
tanrı olduğu ifade edilmektedir
88
.
Kaos halindeki okyanusa yatmış bir şekilde uyurken tasvir edilmektedir
Uyandığı her dönemde karnından çıkan lotus çiçeği ile Brahma’nın yeni bir dünya
yarattığına inanılmaktadır. Bin başlı sonsuz yılan Çeşa onun yatağıdır ve başlıklarıyla
onu korumaktadır
89
. Teni lacivert, elbisesi sarı, kartal Caruda’ya binerken tasvir
edilmekte, Brahman gibi biriyle gürz, diğeriyle kurs, üçüncüsüyle sedef boru ve
sonuncusuyla lotus tuttuğu dört kolunun varlığından bahsedilmektedir. Mitolojiye göre
84
Işım, Mehmet Ali (der.), Upanişadlar, ‘Tanrının Soluğu’, Dergah Yayınları, İstanbul 1976, s. 25
85
Heesterman, Jan C., “Brahma” , ER, c. II, s. 293
86
Aydın, Mehmet, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, s. 113
87
Demirci, a.g.md., s. 112
88
Renou, a.g.e, s. 39; Schimmel, a.g.e., s. 113; Kaya, “Önsöz”, Bhagavadgita, Hinduların Kutsal Kitabı,
Dost Kitabevi, Ankara 2001, s. 17
89
Renou, a.g.e., s. 39; Schimmel, a.g.e., s. 113
25
saltanatındaki gök altından, sarayı mücevherlerden, tahtı beyaz lotustandir ve sağında
karısı Lakshmi oturmaktadır
90
.
Karısı veya enerjisi olarak da tanımlanan Lakshmi ya da Sri Vişnu ile birlikte
anılmaktadır. Vişnu gibi Sri-Lakshmi de sonsuz ve her yerdedir. Hatta Vişnu’nun bütün
inkarnasyonlarında onunla birliktedir. Vişnu bütün eril varoluşlarla birlikteyken, Sri
Lakshmi bütün dişil varoluşlarla birliktedir
91
.
Aydınlık ve lütuf tanrısı olarak da tanımlanan Vişnu’nun diğer bir adının da
Vasu-Deva (İyi Tanrı) olduğu ifade edilmektedir. Geçici olarak devam eden kozmik
düzen her defasında şeytanlar tarafından tehdit edilmekte; Şeytanlar onun yıkılması için
gayret göstermekteyken dharma’nın muhafızı olan Vişnu da her defasında onu
muhafaza etmektedir. Bunu yapmak için de her seferinde zaruri olarak
bedenlenmektedir. Vişnu’nun düzeni korumak amacıyla bu inişlerinin sayısı hakkında
pek çok rivayet mevcuttur. Bazı kaynaklarda Vişnu’nun on avatarasından bahsedilirken
kimilerinde bu sayı yirmi dörde kadar çıkarılmaktadır. Ancak genel kanaat ve en
meşhur on tanesi dikkat çekmektedir
92
.
Bunlardan biri ilk insan Manu’yu kurtaran bir balık’tır. Manu bir gölde
yıkanırken ellerinin arasında küçük bir balık bulur. Balık onunla konuşur ve ona
kendisini evine götürmesini ve bir kavanoza koymasını söyler. Ertesi gün kavanozu
dolduracak kadar büyür ve Manudan onu bir göle atmasını, çok çabuk büyüdüğü için en
sonunda bir okyanusa atmasını ister. Daha sonra bir gemi inşa etmesini ve ona ailesini
yerleştirmesini, yedi bilge ve her hayvandan tohumluklar almasını söyler. Manu
denileni aynen yapar. Sular yükselince balık ondan gemiye koşmasını ister. Ve balığın
da yardımıyla Manu ve beraberindekiler hayatta kalırlar
93
.
Bir anlatıma göre Vişnu, okyanus üzerinde sal gibi yüzen yeryüzünü
batmaktayken tümsek haline gelerek kurtarmıştır
94
. Diğer anlatımlarda bu kurtarma işi
bir yaban domuzu suretine girerek, dev bir şeytanı aslan-insan suretine girip öldürerek
95
,
90
Meriç, a.g.e., s. 128; Kahraman, Ahmet, Dinler Tarihi, 3. bs., Yaylacık Matbaası, İstanbul 1971, s. 95
91
Gonda, Jan, “Visnu”, ER, c. XV, s. 288-290
92
Varenne, Jean, “Hinduizm”, Din Fenomeni, çev. Mehmet Aydın, 3. bs., Din Bilimleri Yayınları, Konya
2000, s. 303-304; Narayanan, a.g.e., s. 44; Kahraman, a.g.e., s. 95
93
Narayanan, a.g.e., s. 44.
94
Varenne, a.g.m., s. 303
95
Varenne, a.g.m., s. 303
Dostları ilə paylaş: |