tanedir ve bir yılda üç yüz atmış gün vardır" (X, 5, 4, 10)47
Sunağın inşası sırasında belirli bir anda"mevsimler" (
r ta v y a )
adı verilen iki tuğla yerleştirilir, bu konuda metinde şu yorum
yapılmaktadır: "Bu ikisini neden yerleştirdiğine gelince: -bu
Agni (ateş sunağı) yıldır... Gene ... bu ateş sunağı Prajapati’dir
ve Parajapati yıldır" (VIII,
2, 1, 17-18)48. Bir Veda sunağı
aracılığıyla Prajapati'yi yeniden inşa etmek aynı
zamanda
kozmik zamanı yeniden inşa etmektir. "Ateş sunağı beş kattan
oluşur (her kat bir yıldır), beş mevsim bir yıldır ve yıl
Agni'dir (sunak) ... Ve rahatlamış olan Prajapati yıldır; ve
bedeninin rahatlamış olan beş parçası mevsimlerdir; beş mev
sim vardır ve bu katlar beş tanedir: beş katı inşa ettiğinde
mevsimlerle birlikte inşa eder ... Ve bedeninin rahatlamış
olan beş parçası, mevsimler bölgelerdir (ya da yönler; yani,
pusulanın dört ana yönü ve başın üstündeki bölgeler);
bölgelerin sayısı beştir ve katlar da beştir: beş katı inşa
ettiğinde bölgelerle birlikte inşa eder" (VI, 8, 1, 15; 1, 2, 18 ve
devamı).
Dolayısıyla, her yeni Veda sunağının inşasıyla
sadece
kozm ogoni tekrarlanm akta ve Prajapati canlandırılm akla
kalmayıp ayni zamanda oluşturulmakta, yani, zaman baştan
"yaratılarak" yeniden doğuşu sağlanmak-tadır.
İngiliz antropologu A.M. Hocart
Kingship adlı
parlak ve
tartışmalı kitabında birçok medeni ve ilkel kavimde kralın
taç giyme törenini incelemiş ve bunları (krallık ritüeli senar
yosundan türetildiğinı
s ö y le d iğ i) erginlem e törenleriyle
karşılaştırmıştır. Erginleme, topluluğa katılmanın
ayinsel bir
ölüm ve dirilişi de içeren "yenidoğum" olduğu uzun süredir bi
linmektedir. Ama taç giyme törenlerinde erginleme törenine
özgü unsurların varlığını gösteren ve böylece çeşitli ritüel
grupları arasında akla yakın paralellikler kuran Hocart'dır.
Dahası, dağlık V iti Levu bölgesinde
yaşayan Fijililer
arasında şef seçim inin "dünyanın Yaratılışı” olarak ad
landırıldığını, doğudaki Vanua Levu kabileleri arasındaysa
buna
mbuli vanua veya
tuli vanua, Hocart’m tercümesiyle "ül
84
keye biçim verilmesi" ya da "yeryüzünün yaratılması" den
diğini belirtmek ilginç olacaktır.50 İskandinavyalIlara göre
de, bir Önceki bölümde gösterildiği gibi, bir bölgeyi ele ge
çirmek yaratılış'm tekrarına eşdeğerdi. Fiji yerlilerine göre
yaratılış her yeni şefin başa geçişinde tekrarlanmaktadır. Bu
düşünce az ya da çok açık biçimlerde başka yerlerde de sür
müştür. Hemen hemen her yerde yeni bir yönetim o halkın ta
rihinin, hatta evrensel tarihin yeniden doğuşu olarak görül
müştür. Her yeni hükümranla birlikte, kendisi ne kadar önem
siz de olsa, "yeni bir çağ" başlamaktadır.
Böyle formüller
şimdiye kadar çoğu kez pohpohlama ya da süslü uydurmaca
lar olarak nitelendi. Oysa, bize olağandışı gelmelerinin nede
ni bize belirli bir abartıyla aktarılmış olmalarıdır. Ama il
kel anlayışta, sadece yeni bir yönetimde değil her evlilikte,
her doğumda, vb. yeni bir çağ başlar. Zira kozmos ve insan
durmaksızın ve her türlü araçla yeniden doğurulmakta, geçmiş
yokedilmekte, kötülük ve günahlar ortadan kaldırılmak
tadır, vb. Formülleri değişse de bu yenidendoğum araçlarının
tümü aynı hedefe yönelir: geçmiş zamanı
ilga etmek,
in illo
tempore
sürekli bir dönüşle, kozmogonik eylemin tekrarıyla
tarihi yoketmek.
..
Ama, Fijililere dönecek olursak, bu adalılar Yaratılış'ı sa
dece her taç giyme anında değil,her kötü hasatta tekrarlar
lar. Hocart'ın, kozmogonik mitosun "ritüel kökeni"ne
ilişkin
hipotezini onaylamadığı için üzerinde durmadığı bu ayrıntı
bize oldukça önemli görünmektedir. Ne zaman yaşam tehdit
edilse ve kozmos, onlara tükenmiş ve boş gözükse Fijililer
in
Dostları ilə paylaş: