BAHAR-2009 C.8 S.28 (068-090)
ISSN:1304-0278
SPRING-2009 V.8 N.28
tutumları üzerindeki önemli etkisi dikkate alındığında, çalışanların örgütsel destek
konusundaki algıları ilgi çekici bir araştırma konusu olmaktadır. Bu yüzden örgütsel desteğin
iş sonuçlarına olan önemli etkisinin hangi mekanizmalar aracılığıyla gerçekleştiği ve
değişiklik gösterdiği konusunun araştırılması gereği doğmaktadır.
Uluslar arası yazında yer alan çok sayıdaki çalışmaya karşın yerel yazında örgütsel
destek, adalet ve iş tatminlerine yönelik çalışmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Bu çalışma
adalet algıları ve iş tatmini arasındaki ilişkide algılanan örgütsel desteğin ara değişken etkisini
inceleyerek özellikle çalışan tatminini artırmaya yönelik önerilerde bulunmayı ve ulusal
yazına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Bu amaca ulaşmak için öncelikle adalet algıları,
örgütsel destek ve iş tatmini kavramları tanımlanmakta ve bu kavramlar arasındaki ilişkiler
ilgili yazına dayalı olarak geliştirilen araştırma modeli ile ortaya konulmaktadır. Araştırma
hipotezlerini test etmek üzere bankacılık ve sigortacılık sektöründen toplanan veriler
kullanılmaktadır. Bunun en temel nedeni, Avrupa Birliği ile uyum sürecinde bu sektörlerin
Türkiye’de hızla gelişen ve değişen bir sektör olmasıdır. Bu değişim ve gelişim sürecinde,
işten ayrılmaların önüne geçilebilmesi ve örgütlerin başarıyla yol alabilmeleri için
çalışanlarının iş tatminlerini arttırmaları büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde benzer
konularda yapılan çeşitli çalışmalar olmasına rağmen, özellikle bankacılık sektörü için
çalışma ilişkileri ve örgüt içi iletişim çerçevesinde bilgi oluşturacak temel nitelikte
araştırmaların yeterli olmadığı görülmektedir. Böylece hızla değişen bir çevrede örgütsel
destek algısının, adalet algıları ve iş tatmini arasındaki ilişkide aracı rolünü araştırmak ve bu
alanda bugüne kadar yapılmış olan çalışmalara katkıda bulunmak hedeflenmektedir.
2. TEORİK ÇERÇEVE VE ARAŞTIRMA HİPOTEZLERİ
2.1. Prosedürel ve Dağıtımsal Adalet Algıları
Örgütsel adalet çalışanların çalışma ortamı ve yöneticileri ile ilgili adalet algılarını
ifade eden genel bir kavramdır. Örgütsel adalet araştırmaları iki temel konuya odaklanmıştır:
(1) çalışanların elde ettikleri ücret, fayda ve ödüller ile ilgili olarak algıladıkları adalet, (2) bu
ücret, fayda ve ödülleri elde etmelerinde etkili olan prosedürler ile ilgili olarak algıladıkları
adalet (Cropanzono ve Greenberg, 1997, 317). Diğer bir deyişle, örgütsel adaleti araştıranlar
adaletin içeriği ile ilgi kavramları ifade eden dağıtımsal adaleti, adaletin sürecini yani
kararların nasıl alındığını ifade eden prosedürel adaletten ayrı tutmuşlardır (Greenberg,
1990b, 561). Dağıtımsal adalet çalışanların örgütsel kazanımların uygun, ahlaki ve doğru olup
70
BAHAR-2009 C.8 S.28 (068-090)
ISSN:1304-0278
SPRING-2009 V.8 N.28
olmadığına dair algılamalarına ilişkindir. Bu algılamalar daha çok örgütsel kaynakların,
ücretlerin ve ödüllerin paylaşımına yöneliktir (Cohen, 1987, 20).
Prosedürel adaletin belirlenmesinde altı faktör önemli olmaktadır. Bunlar
prosedürlerin tutarlılığı, karar vericilerin ön yargıdan uzak olma derecesi, kararların
temelindeki bilgilerin doğruluğu, kararların düzeltme ve değiştirme fırsatının varlığı, dağıtım
sürecinin bütün ilgili gruplardaki yapısı ve etik standartlar çerçevesinde prosedürlerin
uygulanmasının derecesi ile ilgilidir. Bazı çalışmlarada prosedürel adalete ilişkin olarak
örgütsel uygulamaların kişilerarası yönüne odaklı, özellikle yönetim ve çalışanlar arası
ilişikiler ve kişilerarası tutumları yansıtan “etkileşim adaleti” de araştırılmaktadır. Etkileşim
adaleti, prosedürel adaletin bir alt boyutu olarak ele alınabilmekte ve örgütsel uygulamaların
insani yönünü ifade etmektedir (Niehoff ve Moorman, 1993;
Cohen-Charash ve Spector
2001; Tyler ve Bies, 1990). Bu çerçeve etkileşim adaleti adaletin kaynağı ve alıcısı
arasındaki iletişim sürecinde yer alan nezaket, dürüstlük ve saygı kapsamında gelişmektedir
(Tyler ve Bies, 1990, 77).
Dağıtımsal adalet Adams’ın eşitlik teorisi gibi örgütsel kaynakların ve ödüllerin
dağıtımının eşitliğini vurgulamaktadır. Her iki teori de çıktıların dağıtımıyla ilgilenmektedir.
Bir örgüt içersinde çalışanlar aldıkları ödüllerin adil olup olmadığını eşitlik kuramına göre
karar verirler (Beugre, 2002, 1091). Bu çıktı odaklı bakış açısı çalışanların örgütsel ödüllerin
dağıtımına ne şekilde tepki gösterdiklerini açıklasa dahi bu sonuçları ortaya çıkaran
prosedürleri dikkate almamaktadır. Bu nedenle, araştırmacıların ilgi odağı son yıllarda
dağıtımsal adalet algısından prosedürel adalet algısı yönüne kaymıştır (Greenberg, 1990a,
400). Diğer bir deyişle belirli bir örgütsel çıktıyı belirlemekte kullanılan prosedürler, çıktının
kendisinden daha önemli olabilmektedir (Folger ve Greenberg, 1985; Folger ve Martin, 1986;
Martin ve Bennett, 1996; Martin ve Nagao, 1989).
Dağıtımsal adalet algısı ile prosedürel adalet algısı arasındaki fark deneysel olarak da
ortaya koyulduktan sonra bu adalet boyutlarının önemli örgütsel değişkenlere ne şekilde etki
ettikleri de incelenmiştir (Greenberg, 1990a, 401). Dağıtımsal adalete ilişkin olumsuz
algılamalar çalışanların iş performansının düşmesine, diğer çalışanlarla daha az işbirliğine
gitmelerine ve verimsiz davranışlar segilemelerine neden olmaktadır (Alexander ve
Ruderman, 1987, 177). Prosedürel adaletle ilişkili olumsuz algılamalar ise, çalışanların
yöneticilerine ve örgüte duydukları bağlılığı azlatmakta ve yine düşük performans
sergilemelerine neden olmaktadır. Adalet algısının örgütsel faaliyetler ve sonuçlar üzerindeki
etkilerini deneysel olarak araştıran çalışmalar, her iki adalet algısının da birbirlerinden farklı
71